100 yıl önce:

Önce balkanlarda karışıklıklar çıktı, etnik ayrımcılık peşinde koşan komitacılar ortalığı teröre verdi. Bu hareketleri emperyalist batı destekledi, önce balkanları ufak ülkelere ayırma hesapları yapıldı. Sonra emperyalist batı ülkelerinden İtalya ingilterenin desteğini ve onayını alarak bugünkü Libyaya çıktı. Tarihte hava kuvvetlerinin yerdeki bir orduya karşı kullanıldığı ilk savaşı icra etti. ve Libyayı Osmanlıdan kopardı.

Bu arada İtalyan donanması , Egeye açıldı. Çanakkaleyi Çanakkale savaşından önce topa tuttu. Osmanlı bir ay boğazları kapadı, İngiltere baskısı ile İtalyan donanması Çanakkale önünden çekildi. Ancak 12 adayı ve neredeyse tüm Egeyi işgal etti.

Balkan savaşı sırasında sıkışan ordularına denizden yardım götüren Osmanlı donanmasını da, adaları ve Ege denizini ele geçiren İtalyanlar engelleyince, Balkanlardaki ülkeler birer birer koparılıp alındı Osmanlının elinden.

Sıra Anadolunun güneyine gelmişti, Arap yarım adasında Lawrence Arapları, Noel de Kürtleri kışkırttı. Emperyalistlerin kucağına oturarak, kendi dinlerinin yer yüzündeki en büyük temsilcisi olan halifelerine isyan eden binlerce Arap Müslüman, halifelerinin ordularını ve dindaşlarını, arkadan kalleşce vurdular.

Türkler altınları yutmuştur diyip, hastanede yaralı Türk erlerinin canlı canlı karınlarını bile yardı o şeref yoksunu Araplar. Böylece güneydeki topraklar da Osmanlıdan koparılmıştı. Emperyalist ülkeler doymak bilmiyordu, sıra ANADOLUYA gelmişti.

Başkent dahil dört bir yanına ordularını çıkardılar, fitne ve fesat tohumları eken, yandaş basın mı dersiniz, kutsal dinimizi kullanıp, fetvalar yayınlayan şeyhülislamlar mı dersiniz, etnik ayaklanmaları yapan terörist çeteciler mi dersiniz, tekmili birden vardı. Amaçları Anadolunun bereketli ve verimli topraklarını da sömürmek, Türk halkını da tıpkı Afrikada yaptıkları gibi zincire vurup, köleleştirmek, mankurtlaştırmaktı.

Beceremediler.


100 yıl sonra,

Yine derin ekonomik kriz içindeydi başka halkları sömürerek varlığını sürdüren batı. Savaş ekonomisi ile, kendi ekonomisini düzeltmek istiyordu buna da "düzeltici savaş" diyorlardı.

Önce balkanlarda başladı operasyonları. Daha önce ufak ufak kopardıkları balkanları iyice sindirmek için daha da ufak ülkeler haline getirmeliydiler. 1990 lar da onu başlattılar ve başardılar. Yugoslavyadan 8 ülke çıkardılar. Avrupanın doğusundaki o büyük lokmadan küçük küçük lokmalar çıkardılar, lokma lokma yutmak için. Yugoslavyanın istihbarat başkanı ve genel kurmay başkanı CİA ya çalışırken suç üstü görüntülendi.

"Soykırım, soy kırım" sözcüğünü dilinden düşürmeyen BM lerin gözü önünde binlerce Müslüman katledildi. Kimsenin, o uygar geçinen batının çıtı bile çıkmadı.

On yıllardır, kucaklarına oturttukları, besleyip büyüttükleri ırkçı Kürtçüleri kışkırtmışlardı. Onların da yardımını alarak Irağa askerlerini gönderdiler.

Daha sonra sıra Akdenizin ötesine geldi, BM leri canlarının istediği gibi kullanıyorlardı. İngilterenin Kenyada ki sömürgelerinde yaptığı insanlık dışı katliamları ve işgalleri görmeden, BM ler Libya ya 100 yıl öncesi İngilizlerin italyanlara verdiği gibi saldırı iznini verdi.

Şu an Magripte 100 sene önce Osmanlıdan koparılan büyük lokma, en az iki lokmaya daha ayrılmaya çalışılıyor ki, lokma lokma yutulabilsin diye. Tarih bu şekilde yinelerse kendini, sırada Suriye ve Irak var görünüyor. Irakdan üç , Suriyeden de en az üç lokma çıkarmayı düşünüyorlar. 22 ülkenin sınırları değişecek demişti ABD dış işleri bakanı.

100 sene önce de Balkanlardan, Afrikadan, Ortadoğudan sonra sıra ANADOLUya gelmişti, yakında yine gelecek gibi görünüyor.
İşgalin tüm hazırlıkları tamamlanıyor. Son sekiz yıldır ekonomik işgal, yabancı bankalar, ve yabancı şirketler ile başladı bile.

Tıpkı İtalyanın Trablusgarba çıkmadan önceki son 5 yılda Trablus ekonomisini şirketleri ve bankaları ile ele geçirdiği gibi.
Ordu güçsüzleştiriliyor, güvenilirliği yıkılmaya çalışılıyor.

Beyoğlundaki liboş meyhanelerinde, “mirim hala ordu güvenilirliği en yüksek kurum, bu güvenilirlik % 50 nin altına düşmeden harekete geçemeyiz diye konuşuluyor”. Daha ne hareketi yapacaklarsa...

Bugünkülerin yanında, Ali Kemallerin bile zemzem suyu ile yıkandığına inanılası bir yandaş basınları var. Wikileaks belgelerinde nasıl ve ne amaçla kurulduğunu M. Aşığın köşesinden okuyoruz. Utanmıyorlar.

Öyle arsız öyle fütursuzlar ki, “ daha fazla kelime yakmak anlamsız kalıyor” gibi cümleler bile sıradan bri şekilde kullanılır olmuş durumda. Hazret kendini savaşta mermi yakar mı zannediyor nedir klavyenin başına geçtiğinde?

Hele hele 2 Nisan da bilmem kaçıncı yıl dönümü olan Powel ile yapılmış henüz yalanlanmayan, bir gizli anlaşma ve onun meşhur bir maddesi var ki ; sıranın yavaş yavaş Anadoluya geldiğinin açık işaretcisi...

Ne diyor o madde, “Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK/KADEK’e karşı ABD askeri makamlarına bilgi vermeden ve izin almadan harekât yapacak olursa, ABD Hükümeti, ‘Kürt halkına karşı şiddet kullandığı ve soykırım uygulandığı’çerçevesi içinde uyarıda bulunma hakkını kullanabilecek. Bu durumda ABD gerekli gördüğü ambargo ve silahlı müdahale gibi siyasal ve askeri yaptırımları saklı tutacak.”

Aslında bir yürütme organı olan BM Güvenlik konseyi, 2005 de yasama yetkisini kendinde her nasılsa bulmuş, 2011 de de kendi yasasına göre Libyada ki durumu yargılamış, sivil halk katlediliyor demiş. Yürütme organı, hem yasamış, hem yargılamış, hem de infaza soyunmuş.

Örnekse örnek Libya operasyonu ki Türkiye de katılıyor. Hukuki zeminse, yukarıda anılan ozaman ki Türk dışişleri bakanı ile yapılan varlığı yalanlanmayan analaşma.

Uluslar arası hukuk çerçevesinde, dayanak da, örnek de hazır mı ? Hazır.

Kurt kuzuyu ( kuzu sandığını) yemeyi koymuş kafasına.

Tarih yinelemeden ibarettir.

100 yıl önce olduğu gibi sıra Anadoluya gelecektir.

Ve iyi ki tarih yinelemeden ibarettir,

İşte o gün Türk milleti, bu aç kurtları ve yerli işbirlikçilerini, yine geldikleri yere, süklüm püklüm, gerisin geri gönderecektir.

İşte o gün şaşıracaklar Türk’e zincir vurmaya çalışmanın beyhudeliğini.

Yakında bu coğrafya da:

Buradayız, bekleriz.


Saygılar
K.Milliyeci Torunu