+25

+25

İletigönderen omer_yildiz » Pzt Ağu 08, 2011 23:09

Resim
“Bizim çocuk hiç ders çalışmıyor”, “bir türlü ödevlerini yaptıramıyorum”, “elinden saatlerce telefon düşmüyor”, “oturuyor televizyonun başına bir türlü kaldıramıyoruz”, “bilgisayarın başına oturduğu zaman yemek yemeyi dahi unutuyor”, “bir türlü bizim oğlana kitap okutamıyoruz”…

Başka türlü bir giriş yapsaydım belki de o denli dikkat çekmeyecekti bu yazı. O halde devam edelim…

Acaba ben mi çok büyütüyorum, yoksa yaşadıklarımız karşısında çok mu iyimseriz? Yine bir paranoyaklık vakamdan bahsedeyim bu yazıda da.

Reklam olmasın diye ismini vermeyim, bir telefon şirketimiz yeni bir kampanya başlatmış. Baştan söyleyeyim hiç kızmadım. Bilmem kaç TL’ye, şu kadar konuşma, şu kadar kısa mesaj, şu kadar da internet bulunan bir paketleri varmış. Tabi ben ‘şu kadar’ diyorum ama binlerden, on binlerden bahsettiğimi anlamışsınızdır. Buraya kadar her şey normal, zaten yüz bin kısa mesaj dense kimse şaşırmayacak.

Dikkatimi çeken nokta, bu kampanyaya öyle herkes katılamıyor. Yalnızca “25 yaş altı müşteriler” katılabiliyor. Ne kadar enteresan…
Elinde sürekli telefonla dolaşan, konuşmayı sökme aşamasından hemen sonra mesaj yazma kabiliyeti kazanan onlarca çocuk görüyoruz etrafta, okullarımızda… Hatta eminim bunlardan birinin bu yazıyı okuyan sizlerin ya çocuğu, ya da kardeşi olma ihtimalide kuvvetle muhtemel.

Bu telefon şirketinin müşteri temsilciliğini arayıp bunun nedenini sorduğumda verilen cevap şu şekildeydi: “Efendim bu kampanyamız gençlere yönelik bir kampanyadır. Yapılan araştırmalar sonucunda böyle bir talepte artış olduğu için konuşma, kısa mesaj ve internetin dâhil olduğu bu kampanyayı başlattık, peki neden sordunuz?” Teşekkür edip kapattım…

Hani dedim ya hiç kızmadım. Kampanya nedeni talepte artış olmasıymış şirketin ne kabahati var. Tabiri caizse alan memnun veren memnun.
Konuşmaktan aciz, düşünemeyen, sosyal hayatı olmayan nesiller yetiştirilmesi için günümüz teknolojisi zaten biçilmiş kaftan. Televizyon, internet ve cep telefonu… Burada uzun uzun zararlarından bahsetmeye ne gerek var ki? Zaten hepimizin malumu…

Üniversite sınavlarının verilerine baktığımızda en başarılı illerin; Kilis, Bitlis, Kırşehir, Karabük, Kastamonu, Niğde, Bartın gibi sosyo-ekonomik yönden geri kalmış iller olması tesadüfle açıklanamaz sanırım. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi adım başı özel okul imkânlarının bulunduğu, ailelerin on milyarları eğitime harcadığı, büyük kentlerin esamesinin bile okunmadığı bu başarı sıralamaları zaten çocukların başarısını etkileyen temel unsurları gözler önüne seriyor. Başarılı olan illerimizde ki çocuklar bu imkânlardan “mahrum” çünkü. Bu mahrumiyet iyi mi kötü mü yorum sizin…

Cep telefonu, televizyon ve bilgisayar; çocuklarımızı avucuna almış, onları henüz yaşken eğen teknoloji nimetleri! Ve giderek büyüyen bir bağımlılıkla körpe beyinlerini uyuşturan, sosyal hayattan koparan, Türkçelerini unutturan olmazsa olmaz haline gelmiş nimetler!
Eskiden anneler camdan bağırırlardı; “haydi yavrum artık eve gel” diye. Şimdi ise anneler oda kapısından sesleniyor; “haydi yavrum biraz dışarı çık” diye.

Sonuç mu? Çözüm önerisi olarak “yasaklayın, kaldırın” dersem “gerici ve çağa ayak uyduramayan öğretmen” diye dışlıyorlar. O halde bırakalım çocuklarımızı çağa biraz daha ayak uydursunlar. Biraz daha ilerlesinler ve oyunlarında bir üst seviyeye yükselip bol bol puan toplasınlar…


Ömer YILDIZ ( Yazıları Facebook’tan takip etmek için : http://www.facebook.com/mryldz46 )
Mail adresi: mr_yldz@hotmail.com
Kullanıcı küçük betizi
omer_yildiz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 91
Kayıt: Cum Tem 22, 2011 22:33

Şu dizine dön: Ömer YILDIZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x