29 Mayıs - İstanbul'un Fethi

Devlet-i Aliyye-i Osmaniye

29 Mayıs - İstanbul'un Fethi

İletigönderen Ram » Sal May 29, 2007 13:52

Resim

Önceki Fetih Denemeleri


Karadeniz ve Akdeniz'i birbirine bağlayan deniz yolu üzerinde kurulu olan İstanbul, günümüzde olduğu gibi o zamanlar da oldukça önemli bir şehirdi. 1453 yılına kadar farklı zamanlarda, Avarlar, Araplar, Avrupalılar ve Osmanlılar tarafından defalarca kuşatılmış, fakat gerek Bizans'ın sahip olduğu Rum ateşi (grejuva), gerekse şehrin o zamanlar için aşılamaz olarak görülen surları, bu fetih hareketlerini başarısız kılmıştı.
Sayıları 29 olan kuşatmalar sırayla şunlardır:




















































--M.Ö 340 Makedonya Kralı Phillippe

--M.Ö 194 Roma İmparatoru Septim Severus (Başarılı olmuştur.Şehir artık Romalılara bağlanmıştır.)

--M.S 616 İran Hükümdarı Keyhüsrev

--M.S 626 İranlılar ve Avar Türkleri ortak

--M.S 665 Emevi Halifesi Muaviye

--M.S 667 Emevi Halifesi Muaviye

--M.S 672 Emevi Halifesi Muaviye

--M.S 712 Emevi Halifesi I.Velid

--M.S 722 Emevi Halifesi I.Velid (Yalnızca Galata Limanı alınmış,Arap Camii inşa edilmiştir.)

--M.S 782 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.)

--M.S 854 Abbasi Halifesi Mütevekkil

--M.S 864 Ruslar

--M.S 869 Abbasi Halifesi Mütevekkil

--M.S 936 Ruslar

--M.S 959 Macarlar

--M.S 970 Abbasiler (Kent haraca bağlanmıştır.)

--M.S 1203 Latinler (Latinler İstanbul'u 1261'e kadar ellerinde tuttular.)

--M.S 1302 Venedikliler

--M.S 1348 Cenovalılar

--M.S 1391-1396 Osmanlı Padişahı I.Bayazid (Şehir İstanbul'da bir Türk Mahallesi kurulması isteğine karşı çıkılması üzerine ablukaya alınmıştır.)

--M.S 1412 Osmanlı Şehzadesi Musa Çelebi

--M.S 1422 Osmanlı Padişahı II.Murat

--M.S 1437 Cenovalılar

--M.S 1453 Osmanlı Padişahı II.Mehmed (Başarılı olmuştur.Sonrasında şehir Türklerin hakimiyeti haline girmiştir.)


Bunun yanında Atilla'nın, Vikinglerin, Bulgarın ve Gotların da kuşatma yaptığı bazı kaynaklarda geçer ama tarihleri bilinmemektedir.

Yanında herhangi bir açıklama yapılmayan kuşatmalar başarısız kuşatmalardır.






















İSTANBUL'UN FETHİ (29 Mayıs)


İstanbul, Asya ile Avrupa kıtaları arasında yer alan doğal güzellikleriyle ünlü bir kenttir. Tarihi M.Ö. yedinci yüzyıla kadar uzanır. Şehir, M.Ö. 657 yılında Megaralılar tarafından kurulmuştur. Devletin Byzas adlı komutanının adından dolayı şehre, Byzantion adı verilmişi. M.Ö. altıncı yüzyılda Perelerin eline geçen Byzantion için, Atinalılar ve Ispartalılar da savaşmış. M.Ö. dördüncü yüzyılda İskender tarafından fethedilen şehir M.Ö. üçüncü yüzyılda Roma İmparatorluğu tarafından alınmış. M.Ö. 330 yılında İmparatorluğun başkenti olan Byzantion’a, bu kez de Konstantinapolis adı verilir. M.Ö. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye ayrılınca Konstantinapolis, Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olur.

Stratejik önemi ve tabi güzellikleriyle herkesin dikkatini çeken şehir, Gotlar, Ostrogotlar ve Bulgarlar tarafından defalarca kuşatıldı, fakat alınamadı. Bu yoğun saldırılar üzerine, İmparator Anastasiyanus, Silivri’den başlayarak Karadeniz’e kadar uzayan surları yaptırdı. Buna karşın saldırılar devam etti. M.S. 7. ve 8. yüzyıllarda Araplar tarafından da kuşatıldı. Fakat bu kuşatmalar da sonuçsuz kaldı. 1203 yılında Haçlı orduları tarafından zapt edilerek 1261 yılına kadar Haçlıların elinde kaldı. Bu tarihten sonra tekrar Bizanslıların eline geçti. 1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti, yavaş yavaş büyüyerek gelişti. Anadolu ve Rumeli’de genişlemeye devam etti. Anadolu ve Rumeli’deki topraklarımızın arasında kalan Bizans, mutlaka alınmalıydı. Bu amaçla şehir, Osmanlılar tarafından birkaç defa kuşatıldı. Ama alınamadı.

1453 yılında, Padişah II. Mehmet, hocası Akşemsettin’in de teşvikiyle İstanbul’a yeni bir saldırı düzenlemeye karar verdi. Önce, Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan Anadolu Hisan’nın karşısına Rumelihisan’nı yaptırdı. Edirne’de döktürdüğü balyemez adı verilen büyük toplarla savaşa hazırlandı.6 Nisan 1453 günü, Osmanlı ordusu Bizans surları önüne geldi. Bizans İmparatoru Konstantin, Haliç’i zincirle kapatarak Osmanlı Ordusu’nun şehre denizden girmesini önledi. 11 Nisan günü kuşatma tamamlandı ve top ateşi başladı. Yirmi gün süren top ateşinden kesin bir sonuç alınamadı. Şehrin denizden de kuşatılması gerektiğini düşünen II. Mehmet, bir gece yetmiş parça gemiyi karadan yürüterek Haliç’e indirdi.

Bizanslılar, sabahleyin Osmanlı Donanması’nı Haliç’te görünce büyük bir korkuya ve paniğe kapıldılar. Haliç’ten ve karadan yapılan top atışlarıyla surlarda gedikler açıldı. Bunun üzerine, 29 Mayıs günü bir genel saldırı düzenlenmesine karar verildi. Hocası Akşemsettin II. Mehmet’e cesaret veriyor; Hz. Peygamberin, "Konstantin elbet fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne iyi komutan ve onun askerleri ne güzel askerlerdir" sözüyle müjdelenen komutanın kendisi olduğunu söylüyordu. Bu inançla 29 Mayıs günü son taarruz başladı. Çok kanlı ve zorlu bir savaştan sonra birçok şehit verildi. Bu şehitler arasında, Bizans surlarına Türk bayrağını diken Ulubatlı Hasan da vardı. Nihayet, Mayıs 1453 Salı günü, İstanbul fethedildi.

İstanbul’un fethi, hem Türk tarihi için hem de dünya tarihi için önemli bir olaydır. Türk tarihi için önemi İstanbul’un fethiyle, Osmanlıların, Balkanlardaki ilerlemelerine engel olacak hiçbir gücün kalmamasıdır. Avrupa’da ilerleyişini sürdüren Osmanlı Devleti, büyük bir imparatorluk haline gelmiştir. Dünya tarihi bakımından ise, İstanbul’un fethi, Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın açılmasına sebep olmasındandır.

İstanbul, 29 Mayıs 1453 tarihinden 23 Nisan 1920 tarihine kadar Osmanlı Devleti ’nin başkenti olmuştur. Bu nedenle Türk ve Dünya tarihini etkileyen bu önemli fethi, her yılın 29 Mayıs günü, aynı coşku ve sevinçle kutluyoruz.











Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen MedceziR » Sal May 29, 2007 16:18

Tamamen unutmuşum yaa olamaz, bugün İstanbul'un fethinin yıldönümüydü :cry: Ram, hatırlattığın için sağol.

Haberlere bakıyorum hiçkimse değinmemiş bile, nasıl bi ülkede yaşıyoruz anlamıyorum, AB-D'nin osuruktan basit bi bayramları olsa hemen haber diye geçerler, şerr... medya.

Ram tekrar sağol, imzanda çok güzel olmuş...
En son MedceziR tarafından Sal May 29, 2007 16:22 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Resim

"Vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi birtakım zihniyetler belirdi. Halbuki hangi istiklal varki ecnebilerin nasihatlarıyla ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin!
Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir..."


Söylesem tesiri yok
Sussam gönül razı değil...
Kullanıcı küçük betizi
MedceziR
Üye
Üye
 
İletiler: 1763
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 15:54
Konum: Yiğidin Harman Olduğu Yerden...

İletigönderen Ayberk » Sal May 29, 2007 16:20

Ram, Sosyal'da İşlemiştik Vayy Bee Ne Güzel Almış HeLaL sağol...

Tşkler Haber İçin.
Kullanıcı küçük betizi
Ayberk
Üye
Üye
 
İletiler: 1400
Kayıt: Prş Mar 01, 2007 21:04

İletigönderen creative » Çrş May 30, 2007 10:19

bende Ulubatlı Hasan hakkında bir kaç şey yazıyım....

İşte böyle bir adamdı Şehid Hasan...

Bir fırsatını buldu Ulubatlı Hasan. Elindeki kılıcını savurarak sur harabeleri üzerine doğru atıldı. Birkaç yiğit de kendisini takip etmişlerdi. Hasan en önde idi. Bir yandan kılıcını sallıyor, bir yandan da hilâlli sancağı gözlerini diktiği burca doğru ulaştırmaya çalışıyordu.

Bu cehennem ateşinin ortasında, koç yiğitler yiğidi Hasan, Eğrikapı tarafındaki burcun üzerine çıkmayı başardı. Sancağı dikti o burcun üzerine. Fakat aynı anda mancınıkla atılan büyük bir taşın ağırlığı altında dizleri üstüne düşüverdi. Doğrulmaya çalıştı. Fakat aynı anda üstüne belki otuz, belki kırk ok birden yağdı. Oracıkta yere yığılıverdi.

Peçevî'nin ünlü tarihinde “Adem ejderhası” olarak vasıflandırdığı dev cüsseli yiğit Ulubatlı Hasan'ın diktiği sancak, o anda Bizans'ın tüm ümidini yitirivermişti. Türkün bayrağı ve yeniçerinin serpuşu artık surların üzerinde idi. Elli üç günlük direnişi kökünden tüketen an gelmişti. Öte yandan sancağın Bizans surları üzerinde dalgalandığını gören Türk askeri coşmuş ve bir ok gibi atılmıştı ileri.

Nihayet Hazret-i Peygamberimizin müjdelediği tarihî ve kutsal an gelip çatmıştı. 23 yaşındaki Sultan Mehmet Han secdeye gelerek Ulu Tanrıya şükretti. O andan itibaren genç hükümdar ve kumandan “Fâtih” unvanını da almış oluyordu...



Resim
TERÖRÜN BEYNİ BARZANİ
YÖNETİMİ KANDİL
DESTEKÇİSİ BÖLÜCÜLER
MİHMANDARI AKP'DİR
Kullanıcı küçük betizi
creative
Üye
Üye
 
İletiler: 855
Kayıt: Pzr Şub 25, 2007 20:27
Konum: Başkent'den

İletigönderen Hasta » Çrş May 30, 2007 10:36

Ulubatlı Hasan'ın adını taşıyan İlkokul'u bitirdim,Ankara'da.Her yıl,özel fetih kutlaması yapardık ve temsili canlandırma olurdu.Aziz şehidin ruhu şad olsun...
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen Nihan » Çrş May 30, 2007 12:03

Ram, mehter marşı çok iyi olmuş havaya girdim birden, elimde kılıç Mersinli Nihan gördüm kendimi. Fetih marşını dinlerken de Fatih'i Topkapı'dan şehre girerken görüyorum adeta. :D

FETİH MARŞI

Yürekler kabarık, gözlerde damla,
Mehteri saygıyla dur da selâmla.
Bir huşû içinde dinle gülbankı
Sesleniyor tarih, bu ses o yankı.

Sen böyle yürürken tuğla sancakla.
Türk'ün savaşları geliyor akla.

Asırlar boyunca çınladı serhat.
Doğu'dan Batı'ya Yemen Belgrat...
Duyarak bakışan gözler görüyor.
Fatih Topkapı'dan şehre giriyor.

Sen böyle yürürken tuğla sancakla.
Türk'ün savaşları geliyor akla
[img]http://img340.imageshack.us/img340/5780/nihanimza1kx5.jpg[/img]
Artık beklemiyorum.
Açık bir kapı gördüm.
Şimdi sevgi şehrindeyim.
Boşuna beklemişim.
Kullanıcı küçük betizi
Nihan
Üye
Üye
 
İletiler: 832
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:55

İletigönderen Veled » Çrş May 30, 2007 12:47

Ram, harika paylaşımın için teşekkür ederim abi dünyanın dönüm noktalarından birisi türklüğün dünyadaki sesidir istanbulun fethi gerçekten atalarımız ile türklüğümüz ile ne kadar gurur duysak azdır eyvallah
Kullanıcı küçük betizi
Veled
Satılmıştır
 
İletiler: 3
Kayıt: Çrş Mar 07, 2007 20:46

İletigönderen Berco » Pzr Haz 03, 2007 22:59

Kullanıcı küçük betizi
Berco
Üye
Üye
 
İletiler: 166
Kayıt: Pzt Şub 26, 2007 21:37

İletigönderen reisbey » Pzr Haz 03, 2007 23:04

1453=1+4+3+=13=Hristiyanların tüm mezheplerinde uğursuz sayı olarak adlandırılır..
FETİH MARŞI

Yürekler kabarık, gözlerde damla,
Mehteri saygıyla dur da selâmla.
Bir huşû içinde dinle gülbankı
Sesleniyor tarih, bu ses o yankı.

Sen böyle yürürken tuğla sancakla.
Türk'ün savaşları geliyor akla.

Asırlar boyunca çınladı serhat.
Doğu'dan Batı'ya Yemen Belgrat...
Duyarak bakışan gözler görüyor.
Fatih Topkapı'dan şehre giriyor.

Sen böyle yürürken tuğla sancakla.
Türk'ün savaşları geliyor akla

bu fetih marşı değil sancak marşı fetih marşı(yelkenler dikilecek) olan marştır :r
Kullanıcı küçük betizi
reisbey
Üye
Üye
 
İletiler: 1609
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 9:04
Konum: Kuytularımdan

İletigönderen Ram » Pzr Haz 03, 2007 23:23

1453=1+4+3+=13=Hristiyanların tüm mezheplerinde uğursuz sayı olarak adlandırılır..


Buna inanıyor musun¿?
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Gilda » Pzr Haz 03, 2007 23:52

:mrgreen: Bircok Ülkede 13 numarali ev yada otel odasi yok biliyorum, neden olmasin...
yalakalar cok oldukca aydinlik tabiki los isikta nazli kiz gibi olur....
Kullanıcı küçük betizi
Gilda
Üye
Üye
 
İletiler: 1078
Kayıt: Pzt Mar 12, 2007 12:58
Konum: kendimden...

İletigönderen Hasta » Pzt Haz 04, 2007 6:02

GildaEREN ve reisbey, nedeni Fetih değil,Fransa Kralı'nın,Papa'yı da arkasına alarak,13.Cuma günü,Tapınak Şovalyeleri'ni özel baskınlarla tutuklaması ve bu oluşumun Avrupa'da nerdeyse yokolma noktasına gelmesidir...
Kullanıcı küçük betizi
Hasta
Satılmıştır
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 14:52

İletigönderen reisbey » Pzt Haz 04, 2007 7:16

Ram, inanmakla alakası yok.Sadeceçok ilginç devamıda var bunun
GildaEREN, evet büyük otelerde 13 numaralı kat ve odaya işte elma,kiraz kat deniniyor,
NuNNi, evet 571 yılınında rakamları toplamı 13 ve bu tarih hz.muhammed doğum yılı ve bu sayıları yeri değiştirip 751 yaparsak talas savaşının tarihi yapar ki bu da türklerin müslümanlığı kabul ettiği yıldır.tamam belki bi tesadüf olabilir ama bayağı iilginç bi tesadüf zinciri dimi.
Kullanıcı küçük betizi
reisbey
Üye
Üye
 
İletiler: 1609
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 9:04
Konum: Kuytularımdan

İletigönderen Türk-Kan » Pzt Haz 04, 2007 7:30

reisbey, hiristiyan mezheblerinde böyle bir inanc yok. 13 rakaminin ugursuz sayilmasi batida da batil inanctir, pek yaygin olsa da.. sebebi de NuNNi'nin belirttigi gibi 13 ekim 1307'da (bir cuma günü) Tapinak Sovalyelerinin fransiz krali "Güzel Philippe" ve Papa isbirligi ile tutuklanmalari ve nerede ise yok edilmeleridir. Yoksa öyle rakamlari toplama, cikarma, ters cevirme gibi bir yöntemle alakasi yok :wink:

Bu seneki fetih kutlamalarini canli izleme imkanim oldu Halic'te, inanilmaz gurur verici idi :D
En son Türk-Kan tarafından Pzt Haz 04, 2007 9:47 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen reisbey » Pzt Haz 04, 2007 8:31

Türk-Kan, 13 saysının uğursuz sayılmasının sebebi aslında hz.isanın 13. müridinin kendini ispoyonlamasıdır.hz.isa hain ilan edilip çarmağa gerileceğini anlıyınca kaçıp bi mağarada saklanmıştır.işte bu olay cereyan ederken bu 13. müridi gidip hz.isa nın bulunduğu mağarayı söyler.iki askerle beraber mağaranın ağzına kadar gelirler adam içeri girip hz.isanın orda olup olmadığını kontrol etmek için içeri girer ve hz.isanın orda olduğunu görünce koşarak dışarıya haber vermeye gider ama askerler gelen adamın üzerine çulanırlar çünkü gelen adam hz.isa surentinde dir.Çarmağa gerilen hz.isa değil onu ispiyonlayan müridi idi.Hz.isa ise kıyamet gününe kadar göğe çekildi.
Kullanıcı küçük betizi
reisbey
Üye
Üye
 
İletiler: 1609
Kayıt: Pzr Nis 08, 2007 9:04
Konum: Kuytularımdan

Sonraki

Şu dizine dön: Osmanlı İmparatorluğu

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x