30 Ağustos 1922 - 30 Ağustos 2011

30 Ağustos 1922 - 30 Ağustos 2011

İletigönderen Noyan Umruk » Prş Ağu 25, 2011 13:17

--Diğer Yazıları--30 Ağustos 1922 ve 30 Ağustos 2011… ¬YİNE N'OLUYOR BURALARDA... ¬YİNE N’OLUYOR ORALARDA, BURALARDA? EKO-ARMEGEDON MU? ¬IŞIK AĞABEY’E AÇIK MEKTUP... ¬HER TARAF YAŞ... ¬SÖZÜN BİTTİĞİ YERDE NE YAZAYIM Kİ? ¬AYAKTOPUNUN EKONOMİ POLİTİK'İ... ¬“0” SORUNLU BEYLERE ENVAİ ÇEŞİT HAVUZ PARTİLERİ… ¬OYNETMEYE AZ GALDI GARİ... ¬PARACIKLAR DÜNYASINDA EKONOMİ-POLİTİK BİR GEZİNTİ… ¬BAKMAK VE GÖRMEK... ¬KELOĞLAN KIRK HARAMİLERE KARŞI... ¬ON KALA... ¬BİR DEVRİM, İKİ DARBE... ¬19 MAYISLARIN İSİMSİZ GENÇ KAHRAMANLARI... ¬TEHLİKELİ İLİŞKİLER… ¬ONLAR İÇERİDE, BİZ DIŞARIDA TUTSAK... ¬BİNDİK BİR ALAMETE, GİDİYORUZ KIYAMETE... ¬SEÇİMLERE DOĞRU YAKIN TARİHTEN YAPRAKLAR… ¬GENÇLER...BİZİM GENÇLERİMİZ... ¬SEÇİMLER VE EMEKLİLER.... ¬TANRI TAKSİRATINIZI AFFETSİN... ¬BİR DERİN TARİHİ YANILGI DAHA... ¬HABEAS CORPUS'U ÖLDÜRDÜLER... ¬21nci YY. BAŞINDA TÜRKİYENİN TEMEL MESELESİ BU MU OLMALIYDI? ¬TÜRBANLI TÜRBANSIZ ÜMMET-İ HATUNA, VEKİL-İ VÜKELA'DAN HEDAYE-İ ŞAHANE" TAKDİMİDİR. ¬ASLINDA GARP CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK, AMA EMPERYALİZMDE OYUN ÇOK ¬YİNE ATI ALAN, ÜSKÜDARI GEÇİYOR MU? ¬SIRA SİZE GELİNCE… ¬Avrupa'da Şampiyon Olmak, Cari Açıkta Rekor Kırmak… ¬SİZİ GİDİ ŞAŞKIN TATLI SU LİBERALLERİ SİZİ… ¬MISIRA VERİR TALKIMI; KENDİ YUTAR SALKIMI: TORBA YASA ¬BİR ÇUVAL DA ÇALIŞANLARIN BAŞINA... ¬A.K.P. ve SOSYAL POLİTİKA ¬SERVET EDİNİMİ- VERGİ DENETİMİ - ULUSLARARASI İLİŞKİLER ve ULUSAL GÜVENLİK SORUNU ¬YASA DEVLETİ BAŞKAAA... HUKUK DEVLETİ BAŞKA... ¬O'na Dair ¬MALİ AF OPERASYONU... ¬CUMHURİYETİN KIYMETİNİ BİLMEK... ¬"ALLAH MİSTEHAGINI VESİN" ¬BİLGİ SAHİBİ OLMADAN FİKİR SAHİBİ OLMAK... ¬BİR ZAMANLAR 30 AĞUSTOS...Dr. Noyan UMRUK ¬BELGENİN TA KENDİSİ: HANEFİ AVCI ¬

--------------------------------------------------------------------------------

Bir yanda biçare kuşlar gibi şehitler, bir yanda haklarındaki davalar ve tahliye talepleri “taammüden” sonuçlandırılmayarak tutsaklaştırılmış silah arkadaşları“Mazisi zaferlerle dolu olan”lar için Cumhuriyet tarihinde ilk kez trajik bir durum.

--------------------------------------------------------------------------------
30 Ağustos 1922 ve 30 Ağustos 2011…

Dr. Noyan UMRUK


26 Ağustos 1922 saat 2.30
...
kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi
okşayarak gülümseyen bıyığını
seyrediyordu Kocatepe'den
dünyanın en yıldızlı karanlığını.
...
dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında O’nu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar : «üç,» dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlayacaktı.

"Makus talihimizin" yenildiği, diğer bir deyişle emperyalizmin çanına ot tıkandığı, tüm mazlum ülkelerin yüzünün güldüğü tarihimizin en kıvanç dolu günleri böyle başlamıştı. Ve sonra…

- beş otuz...
Ve başladı topçu ateşiyle
ve fecirle birlikte büyük taarruz...
sonra.
sonra, düşmanın müstahkem cepheleri düştü.
...
sonra, 30 ağustosta düşman kuvâyı külliyesi imha ve esir olundu

...

sonra.
sonra, 9 eylülde İzmir'e girdik
ve Kayserili bir nefer
yanan şehrin kızıltısı içinden gelip
öfkeden, sevinçten, ümitten ağlaya ağlaya,
güneyden kuzeye,
doğudan batıya, Türk halkıyla beraber

seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz'i.

Ve dünyanın gelmiş, geçmiş en onurlu zaferi ile biter bu eşsiz destan…(1)

30 Ağustos 2011 ise “…Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek… mümkün değildir. Bu durum, birçok defa yetkili makamlara iletilmesine, anlatılmasına ve takip edilmesine rağmen soruna yasal çerçevede bir çözüm bulunması mümkün olmamıştır.

…Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da TSK‘nin sürekli gündemde tutularak kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır…

Bu durumun önlenememesi ve yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması Genelkurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu korumak sorumluluğumu yerine getirmeme engel olduğundan, işgal ettiğim bu yüce makamda göreve devam etmek imkânını ortadan kaldırmıştır.

Şartlar ne olursa olsun TSK‘nin kahraman mensuplarının kutsal görevlerinde bundan önce olduğu gibi bundan sonra da üstün disiplin, cesaret ve fedakârlıkla başarıya ulaşacaklarına olan kesin inancımı bir kez daha güvenle ifade ederken, TSK‘nın tüm mensuplarına sağlık ve esenlikler dilerim.” böyle başladı ve devam ediyor.

Büyük zaferden 89 yıl sonra, bir yanda biçare kuşlar gibi şehitler, bir yanda haklarındaki davalar ve tahliye talepleri “taammüden” sonuçlandırılmayarak tutsaklaştırılmış silah arkadaşları. “Mazisi zaferlerle dolu olan” lar için Cumhuriyet tarihinde ilk kez böylesine trajik bir durum yaşanmakta… Düşündükçe yüreği kan ağlıyor insanın…

* Demokrasi ve basın özgürlüğünün serbest kürsüsüne reva görülen muameleyi bütün yüreğimle kınarken, AYDINLIK, özgürlük, bilgi ve düşüncenin gür seslerine, ULUSAL çıkarların yılmaz bekçilerine selam olsun.

(1) Kuvayi Milliye Destanı", Nazım Hikmet'in Kurtuluş Savaşı'nı baplar halinde anlattığı destandır. Nazım Hikmet, Kuvayi Milliye'yi 1939'da yazmaya başlar, 1941'de bitirir. Yapıtın sonunda "939 İstanbul Tevkifhanesi, 940 Çankırı Hapisanesi, 941 Bursa Hapisanesi" diye bir not bulunmaktadır. A. Kadir, Nazım Hikmet'in İstanbul Tevkifhanesi'nde yatarken kendisini ziyarete gelen dostlarından Gazi Mustafa Kemal'in Nutuk'unu istediğini, kitap geldiğinde heyecanla okuyarak çalışmaya başladığını aktarmıştır.

Yapıt Türkiye'de ilk kez 1965 yılında "Kurtuluş Savaşı Destanı" adı ile Yön Yayınlarınca yayımlanır. Kuvayi Milliye/Destan" adı ile ilk kez Bilgi Yayınlarınca Temmuz 1968'de yayımlandı. Daha sonra yine "Kurtuluş Savaşı Destanı" adı ile 1973 ve 1975'te de yayımlanır. Destan şu dizelerle başlayıp sona erer:"Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar; korkak, cesur, câhil, hakîm ve çocukturlar ve kahreden yaratan ki onlardır, destânımızda yalnız onların mâceraları vardır."Kuvayi Milliye Destanı, tiyatro eseri olarak da sahneye konulmuştur.


AYDINLIK G., 25.08.2011
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1041
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x