A. Öcalan: Sıcak Patates Servisi / Öztin AKGÜÇ

Tartışma Alanı

A. Öcalan: Sıcak Patates Servisi / Öztin AKGÜÇ

İletigönderen TÜRKK » Cum Eyl 10, 2010 20:20

A. ÖCALAN: SICAK PATATES SERVİSİ

Bayram günü, garip bir başlık altında A. Öcalan gibi en azından sevimli olmayan bir konunun ele alınması eleştirilebilir. İki gün sonra Türkiye, anayasa değişikliği referandumu adı altında geleceğini oylama gibi kritik bir seçime ya da karara gidiyor. Klasik, geleneksel bir bayram yazısı yerine, vatandaşların bazı konular üzerinde düşünmelerine belki katkıda bulunur ümidiyle, böyle bir başlık altında yazı yazmayı gerekli gördüm. Türkiye “evet” oyu ile kazanımlarını yitirmeyi sürdürürse gelecekteki bayramların buruk geçebileceği kaygısını taşıyorum.

A. Öcalan ABD ya da İsrail ya da yabancı bir güç tarafından niçin Türkiye’ye teslim edildi; veya ihbarda bulunularak yakalanmasına olanak hazırlandı? Düşündünüz mü? Öcalan’ın yakalanışı, Türkiye’ye getirilişi genelde sevinç yaratmış, bir başarı olarak görülmüş, dönemin iktidar partilerine de oy kazandırmıştı. Gerçekten bir sorunu çözüyor muyduk, yoksa sorunu üstleniyor, sorunu alevlendiriyor muyduk? Bu soruların irdelemesini yeterince yaptık mı?

***

A. Öcalan’ın teslimi ya da yakalanmasına yeşil ışık yakılması, planlayan güçler açısından akıllıca bir davranıştı. Böylece Öcalan’ın yaşamı garanti altına alınıyor, yaşama sorumluluğu da TC’ye yıkılıyor, Sayın Evren’in deyimi ile TC, Öcalan’ı asmadan beslemeyi üstleniyor; Öcalan’ın örgüt ile yakınlığı sağlanıyor en azından bağları kopartılmıyor, ayrıca TC’ye karşı iyi niyet gösterisi yapılıyordu. Bir anlamda Truva Atı türünden TC’ye bir armağan sunuluyordu.

Amerikalılar bir yükü, bir sorunu bir başkasına aktarmayı, başkasının sırtına yıkmayı “pass the hot potato” sıcak, kızgın patatesi aktar, geçir deyimi ile ifade ederler. Yazının başlığı da bu deyimden esinlenmiştir. Sıcak patates sonuçta bizim elimize tutuşturulmuş, bizim elimizde bırakılmıştır.

Öcalan teslim edilmeseydi, alternatif durum ne olurdu? Öcalan Suriye’den dışlandıktan sonra sığınacak yer arıyordu. Yunanistan, İtalya, Afrika ülkeleri vb. Hiçbir ülke Öcalan’a sürekli kalma izni vermez; bu olanağı en azından iki nedenden dolayı tanımazdı. İlki TC ile ilişkileri, salt bu nedenden dolayı bozmayı akılcı bulmazdı. İkincisi bir teröristi koruma altına almış ülke konumuna düşmekten kaçınırdı. Öcalan’ın yaşamı da güvence altına alınamazdı, kendisinin örgütle ilgisi kesilir ya da uzaktan kumandalı hale gelerek, etkisini yitirirdi. Öcalan’ın Türkiye’ye teslimi, kurnazca, Truva Atı türünden, kızgın patatesin Türkiye’ye servisi anlayışında bir oyundu. Türkiye birçok alanda olduğu gibi, gözü kapalı olarak irdelemeden bu oyuna geldi. Türkiye ne kazandı? Sorumluluk, maliyet yüklenmenin yanı sıra bir de dış ve iç güçlere baskı aracı sağladı. “Öcalan’ı muhatap al, Öcalan’ı affet, Öcalan’ı iyi koru” türünden dayatmalara maruz kaldı. Öcalan’ın örgütle ilişkileri kesilmedi, yakından kumandalı hale geldi. Şimdi Türkiye bu sıcak patatesi başka bir ülkenin üstüne yıkmak, aktarmak olanağına da sahip bulunmuyor.

***

İnsanlar, bir kürede aynı canlı türündendir. İnsanlık tarihine bakın, inancımız ne olursa olsun insanlar arasında din-dil, soy-sop ayrılığı yakın zamanlara özgüdür. Bu ayrım doğal değil, yapaydır. Otorite kurma, sömürü gibi çeşitli güdülerle insanlar arasında ayrım yapılmakta, insanlar birbirine düşürülmektedir. Ne yazık ki bu oyunu da bugün için önleyecek gücümüz yoktur.

Ülkede kendini Kürt kökenli olarak gören vatandaşların davranışlarını dört ayrı grupta toplayabiliriz. (1) TC vatandaşı olarak yaşamayı doğal gören TC vatandaşlığını, bu ülkeyi benimsemiş olanlar, (2) CIA Kürtleri diyebileceğimiz yabancı güçlerce desteklenen, sesyayar olarak kullanılanlar, (3) Samimi olarak bağımsız bir Kürt devleti özlemi taşıyanlar, (4) Kararsızlar, koşullara göre, baskıya göre tavır, tutum alanlar.

Birinci grubun ayrımcılıkla, terörle ülkeyle sorunu yoktur. Ne gibi önlemler alınırsa alınsın ikinci ve üçüncü grup açıkçası CIA Kürtleri, ayrı bir Kürt devleti özlemi duyanlar var olacaktır. Geniş kesimi oluşturan dördüncü grubu, asimilasyon, zorlama, önlemler alma demiyorum, TC vatandaşı olmaktan mutlu, ülke ile barışık hale getirecek önlemler alınmalı, politikalar izlenmelidir. Kalkınmış, hukukun üstünlüğünü, sosyal adaleti sağlamış, şekli sözde değil gerçekten demokratik bir düzen kurmuş Türkiye Cumhuriyeti, vatandaşlık bağlarını da güçlendirecektir.



ÖZTİN AKGÜÇ, Cumhuriyet, 10 Eylül 2010
Kullanıcı küçük betizi
TÜRKK
Üye
Üye
 
İletiler: 152
Kayıt: Sal Mar 09, 2010 20:44

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x