ABD'NİN SURİYE'YE SALDIRISI VE TÜRKİYE'NİN MİLLİ MENFAATLERİ / Mithat AKAR

Üniversiteli Gençler Burada Yazıyor

ABD'NİN SURİYE'YE SALDIRISI VE TÜRKİYE'NİN MİLLİ MENFAATLERİ / Mithat AKAR

İletigönderen mithat akar 1923 » Cum Nis 07, 2017 13:41

Suriye'ye Yönelik ABD Saldırganlığı, Kimyasal Saldırının Failini Göstermiştir

Çok değil, dün yazmış olduğum kısa metinde, İdlib'de gerçekleştiği iddia edilen kimyasal saldırı ile ilgili artık malumun ilanı olan şu tespitlere dikkat çekmiştim :
Resim

"Tarih tekerrürden ibaret değil mi? ABD, Irak'a yönelik 2003'teki işgali, hangi gerekçeleri öne sürerek gerçekleştirmişti?

- Irak'ta Saddam Hüseyin halkına zulüm etmektedir.

- Irak yönetimi elinde kimyasal silah bulunduruyor.

Peki, 2011'den sonra ABD ve diğer küresel güçlerin dahil olduğu Suriye'deki dış destekli iç savaşın, Batı merkezlerince üretilen gerekçesi nedir?

"Zalim Esed rejimi halkına zulüm ediyor, 'muhalifler' de bu zulme başkaldırıyorlar." "Muhalif" denilen çetelerin kimler tarafından desteklendiğini ve "politik" kimliklerinin ne olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım. "

Biz bu konuyu işledikten bir gün sonra kimyasal saldırı "gerekçesi" henüz "uluslararası kamuoyu" denilen merkezlerce tartışılmadan, algı operasyonuna dönük propaganda sürekli işlenmeden, ABD Suriye Hava Kuvvetleri'ne ait Şayrat Üssü’nü 59 Tomahawk füzesi ile vurdu.

Denklem, tartışmaya yer bırakmayacak şekilde net:

Önce saldırının gerekçesini oluşturulmuş ( kimyasal saldırı iddiası ), sonra da hedef alınan devlete saldırılmıştır.

ABD'nin bu harekatı, İdlib'de gerçekleştirildiği iddia edilen kimyasal saldırıyı kimlerin gerçekleştirdiğini göstermektedir.

Dün, yapıldığı söylenen kimyasal saldırının kimlerin işine yarayacağını sormuştuk. ABD'nin saldırısı için de aynı soruyu sormamıza gerek kalmadan, durumdan istifade eden odaklar kendini ortaya koydu. Çünkü ABD, IŞİD'le mücadelede en etkin faaliyet sürdüren askeri bir üssü vurdu. Nitekim ABD'nin füzeli saldırısının hemen ardından, IŞİD aynı havva üssüne ve Suriye Ordusu'na yönelik saldırıya geçti. Bu yönüyle, saldırı, aynı zamanda ABD'nin bölgede hangi terör örgütleri ile hareket ettiğini de ortaya koyan bir veri sunuyor. Bizim yıllardır söylediğimiz ancak belli merkezlerin inanmadığı gerçek, ABD saldırganlığı ile bir kez daha ispatlanmıştır.

Politik İktidarın Duruş Yönü ve Türkiye'nin Konumu

ABD saldırısının hemen ardından, Türkiye'deki politik iktidarın sözcüleri mal bulmuş mağribi misali, ABD'nin saldırganlığını destekleyen açıklamalar art arda yaptı.

ABD'nin saldırganlığı, sürekli bir askeri harekata dönüşürse, bundan kimler fayda sağlar :

- En başta bölgedeki terör örgütleri. IŞİD, El Nusra tipi örgütler fayda sağlar.

- Fakat bu tip örgütlerden ziyade, ABD'nin bölgedeki temel aktörü olan PYD / PKK'nın faydasına olan bir durum yaratır. Çünkü Şayrat Üssü'ne yapılan saldırı, esas itibariyle, Suriye'nin, ABD'nin bölgesel egemenlik planlarına karşı çıkmasına bağlı olarak, PYD / PKK ile uzlaşmayacağını açıktan beyan ettiği bir süreçte gerçekleşmiştir.

- Bölgede Suriye'ye fayda sağlayan her durum, İsrail'in zararına olacak koşulları yaratır. Veya tam tersi. Dolayısıyla, mevcut saldırıdan Suriye'yi bölgesel düşmanları içerisinde gören İsrail fayda sağlar.

ABD, İsrail, PYD'nin faydasına olan her durum, her eylem ise Türkiye'nin milli güvenliğini, ulusal çıkarlarını olumsuz etkileyecektir. Bu noktada, politik iktidar sözcülerinin yaptıkları açıklamalar, kendi çıkarlarının ABD, PYD, İsrail'in çıkarları ile ortak olduğunu ortaya koymaktadır.

Politik iktidarın ABD saldırganlığını destekleyen tavrı, TSK'nın bölgedeki durumunu da riske sokmaktadır. Bölgede Rusya, İran ve Suriye'nin olur vermesi ile bulunan TSK; Suriye'ye yönelik saldırganlığa destek veren iktidar tarafından zor duruma düşürülmüştür. Çünkü saldırı İran ve Rusya'nın müttefikine yapıldı. TSK ise şu anda o müttefikin topraklarında bir askeri harekat icra ediyor.

Eğer ABD saldırganlığı sürekli hale gelir ve Türkiye'deki politik iktidar bu saldırganlığı aktif olarak destekleme kararı alacak olursa, bu güne kadar Suriye'de bölge devletlerin oluru ile bulunan TSK, aynı bölge devletleri ile karşı karşıya gelebilir.

Ortadoğu'daki dengeler oynak bir zemin üzerinde sürekli değişmektedir. Bu süreklilik günlük, hatta saatlik olarak devam eden bir döngü içerisinde, değişen dengeleri kapsamaktadır.
Resim

Politik iktidarın çıkarı ABD, İsrail, PYD/PKK ile ortak olabilir. Ancak Türk milletinin ve Türk ordusunun çıkarı, Türkiye'nin milli menfaatleri politik iktidarın çıkarlarından ayrı bir hat izlemektedir.

Bu süreçten sonra Türkiye ya milli menfaatlerinden yana tavır alarak bölgesel işbirliğine yönelecek ya da politik iktidarın çıkarları doğrultusunda ABD ile birlikte daha zorlu bir sürece girecektir.

Trump'un saldırıdan sonra yaptığı açıklama, ABD emperyalizminin yol haritasını ortaya koyuyor: "ABD, adalet dağıtmaya devam edecek." Önceden demokrasi bahanesi ile milli devletleri parçalayan, ülkeleri işgal eden ABD, şimdi adalet dağıtma bahanesi ile işgal ve iç savaş çıkaracak demek ki! Ne diyelim. "Kaçın adalet geliyor."

Mithat AKAR / İzmir

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226
Kullanıcı küçük betizi
mithat akar 1923
Üye
Üye
 
İletiler: 298
Kayıt: Çrş Ağu 28, 2013 16:18

Şu dizine dön: Gençlik Diyor ki

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x