Abdullah Çatlı’nın çantasına dair hikâyeler var, çanta yok!

Güncel Meydan | Güncel Haberler Köşesi

Abdullah Çatlı’nın çantasına dair hikâyeler var, çanta yok!

İletigönderen Türk-Kan » Çrş Şub 04, 2009 14:36

Susurluk’tan 13 yıl sonra Çatlı’nın çantası hâlâ sır. Hoştan: ‘Çanta bende, içindekilerse eşinde’. Kırcı: ‘Çantayı bulan Susurluk’u çözer’. Bucak’ın koruması: ‘Çantayı bizim şoför aldı’. Bucak: ‘İçindekiler işte bunlar’. Güney: ‘Çanta Veli Küçük’te’. Küçük: ‘Ne çantası?’

3 Kasım 1996’daki Susurluk kazasının (üstte) ardından Haluk Kırcı 1999’da, Veli Küçük Ergenekon sorgulamaları sırasında, Sami Hoştan ise önceki gün Çatlı’nın kayıp antasıyla ilgili bambaşka hikayeler anlattı.

Resim

Ergenekon davasının önceki günkü duruşmasında Susurluk hükümlüsü Sami Hoştan’tan “Abdullah Çatlı’nın kayıp çantası bende” itirafı geldi. Hoştan’a göre çantada sadece para ve Çatlı’nın kızına ait kolye vardı. Hoştan’ın itirafı yıllardır sorulan bir sorunun yanıtı gibi dursa da, bu itiraf bile beraberinde birçok soru getirdi.

Hoştan, ‘olay yerine ilk kendisinin gittiğini’ söyledi. Oysa resmi kayıtlara göre olay yerine ilk giden Bucak’ın korumaları, trafik ve jandarma ekipleriydi. Hoştan doğruyu söylüyorsa olay mahalline kimin izniyle girip, çantayı almıştı? Ayrıca kaza sonrası tutanaklarda Çatlı’nın çantasından söz edilmiyor. Öyleyse Çatlı’nın çantası tutanaklardan çıkarıldı mı, yoksa hiç girmedi mi?

Susurluk kazası 3 Kasım 1996’da meydana geldi. Resmi belgelere göre, milletvekili Sedat Bucak’a ait Mercedes’i polis müdürü Hüseyin Kocadağ kullanıyordu. Kuşadası’ndan İstanbul’a seyir halindeyken Susurluk ilçesi Uçak Yolu mevkiinde sol taraftaki benzinlikten bir kamyon çıktı. Kocadağ’ın kullandığı araba kamyona sağ arka yan tarafından çarptı. Saat 19.15 sıralarıydı. Bucak yaralı kurtuldu, Kocadağ, yine arabada bulunan Mehmet Özbay sahte kimlikli Abdullah Çatlı ve Gonca Us öldü.

HOŞTAN'A KİM İZİN VERDİ?

Susurluk davası karar belgesine göre kazadan yaklaşık üç dakika içerisinde, arkadan Bucak’ın korumalarının içinde bulunduğu araba olay yerine geldi. Korumalar yaralıları çıkarırken sırasıyla olay yerine önce trafik hemen arkasından Susurluk İlçe Jandarma Bölge Komutanlığı görevlileri geldi.

İlk arama ölü ve yaralıların dışarı çıkarılmasından sonra yapıldı. İlk aramada çok sayıda silah çıktı. Daha sonra kaza yapan araç jandarma karakoluna çekildi. Susurluk kararına göre bagajda Nike marka spor çanta bulundu. Bu çantanın içinde mermi ve fişek vardı. Bagajda bir de bond tipi bir çanta vardı. Bunun içinden de 22 kalibre tabanca mermisi çıktı. Kararda bu çantalardan birinin içinde 35 adet yeni çekilmiş fotoğraf çıktığı da belirtildi.

Susurluk skandalıyla ilgili hazırlanan MİT raporunda ise silah, mermi, cep telefonu ve plakanın yanı sıra otomobilde iki adet şifreli kilitli çanta ele geçirildiği belirtiliyordu. Ancak MİT raporundaki bu ‘iki adet şifreli kilitli çanta’ davanın karar tutanaklarında yer almadı. Bu durumda bu çantalardan biri tutanağa geçmedi mi ya da tutanaktan çıkarıldı mı sorusu akıllara geliyor.

Hoştan önceki günkü ifadesinde kaza yerine ilk kendinin gittiğini söylemişti. Hoştan doğru söylüyorsa resmi ekiplerin bulunduğu kaza mahalline kimin izniyle girdi, çantayı nasıl aldı?

‘ŞİFRELİ, KAHVERENGİ, DERİ’

‘Çatlı’nın kayıp çantası’ şimdiye kadar birçok kez gündeme gelmişti. Hoştan’dan yıllar önce Haluk Kırcı, 1999 yılı Ocak ayında yakalandığında ‘Çatlı’nın kayıp çantası’ ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermiştı. Kırcı “Bu çanta, Abdullah Çatlı’nın sürekli yanında taşıdığı, yanından hiç ayırmadığı bir çantaydı. İçinde mikro Uzi marka silah, telefon fihristi, şahsi belgeleri ve günlük benzeri bir defteri vardı. Çanta şifreli ve kahverengi deri kaplıydı. Bu çanta kazadan sonra kayboldu. Çanta bulunursa Susurluk çözülür. Çatlı bütün ilişkilerini o defterine yazıyordu” demişti.

Susurluk kazasında yaralanan Sedat Bucak’ın koruması Ercan Ersoy ise TBMM Susurluk Komisyonu’na verdiği ifadede, kayıp çantayı Bucak’ın özel şoförü Abdülgani Kızılkaya’nın poşete koyarak sakladığını öne sürmüştü.

Susurluk davasında yargılanan Bucak’sa 2004 yılında içinde Çatlı’ya ait çantadaki bazı belge ve fotoğrafların bulunduğunu öne sürdüğü zarfı mahkemeye sundu. Zarftan ‘Korkut Eken, Abdullah Çatlı ve Sedat Bucak’ın birlikte çektirdiği fotoğraf. Çatlı’nın bazı orgeneraller ile çektirdiği fotoğraflar. Sakıp Sabancı’nın Mehmet Özbay adına imzaladığı ‘Değişen ve Gelişen Türkiye’ kitabı. Telefon fihristi. Yabancı bir başbakan tarafından Mehmet Özbay adına imzalanmış bir belge. Eken’in 21 sayfalık gizli istihbarat raporu’ çıktı.

Tuncay Güney’in Ergenekon iddianamesinde yer alan ifadelerine göre ise çanta ve içindekiler Veli Küçük’teydi.

Güney’in iddiasına göre arkadaki araçta Veli Küçük’ün adamları vardı ve Çatlı’nın çantası Drej Ali tarafından alınarak Veli Küçük’e verildi. Güney, Küçük’ün “Allahtan biz o çantayı şey yaptık, eğer çanta başkalarının eline geçseydi mahvolurduk, bizi bertaraf ederlerdi” dediğini öne sürüyor.
Veli Küçük ise Ergenekon’da ifade verirken “Çantadan baştan beri haberim yok. Ali Yasak’ı (Drej Ali) bu çantayı almak üzere kaza yerine gönderdiğim iddiası var. Ali Yasak’ı tanımıyorum ki göndereyim” demişti.

KAZA TUTANAĞINDA YOK, MİT RAPORUNDA VAR

Jandarma Genel Komutanlığı’ndan TBMM Araştırma Komisyonu’na 6 Aralık 1996’da gönderilen evraka göre otomobilden çıkanlar:

“... Kaza yapan otomobilde; (2) adet MP-5 Mk. tabanca, (5) adet tabanca, (2) adet susturucu, (281) adet muhtelif tabanca fişeği, (3) adet sahte kimlik belgesi, çok az miktarda kahverengi toz madde ve naylon poşet parçasında toz bulaşığı madde bulunmuştur.”

MİT Raporu’na göre ise Susurluk kazasından sonra otomobilde ve Çatlı’nın üstünde bulunanlar şöyle.

Çatlı’nın üzerinden çıkanlar:

* Yapı Kredi Bankası kartı l Yapı Kredi Visa kartı l Fatura bilgi kartı

* Barclays Visa kartı l İstanbul Ticaret Odası Üye kartı l 44.500 bin TL., 29 adet 100 ABD Doları, 305 DM. l Mehmet Özbay adına sürücü belgesi. l Mehmet Özbay adına, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce düzenlenmiş Mehmet Ağar imzalı Emniyet Genel Müdürlüğü uzmanı belgesi.

Sedat Bucak’a ait 06 AC 600 plakalı Mercedes’ten çıkanlar:

* 9 mm. çapında Saddam marka tabanca, şarjör, l 9 adet mermi. l 9 mm. çapında Baretta tabanca, 2 adet şarjör, 10 adet mermi. l 9 mm. çapında Baretta, şarjör, 45 adet mermi. l 9 mm. çapında Baretta, adet şarjör, 10 mermi. l 22 Kalibre Baretta, 2 şarjör, 12 mermi. l 22 Kalibre tabancaya ait susturucu. l 9 mm. çapında MP 5 makinalı tabanca, 2 adet şarjör. l 9 mm. çapında MP 5 makinalı tabanca, iki şarjör, 82 adet mermi. l 13 adet 7.62 mm. çapında Biksi mermi. l 100 adet 5.56 mm. çapında mermi. l 8 adet 22 kalibre mermi. l 3 cep telefonu. l Bir ışıldak. l 2 adet şifreli kilitli çanta, içerisinden; 19 kalem temizlik eşyası, 2 adet İnternational Hospital üye kartı, cep bilgisayarı ve değişik kredi kartları. l 06 AC 600 plakalı araç adına düzenlenmiş, Sedat Edip Bucak adına onaylı 0514 seri nolu TBMM araç giriş kartı ve 46 kalem muhtelif eşya ve belge.

* 06 EMR 15 plakalı araç adına düzenlenmiş Uluç Gürkan adına onaylı 1070 seri nolu TBMM giriş kartı.

* 34 NUL 63 sayılı iki sac plaka.



Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Haberler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x