AĞLAMADA BİLE HATA YAPTI
Sayın İlker Başbuğ ; 27 Ağustos 2010 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı görevini Orgeneral Işık KOŞANER'e devrederek aramıza katıldı. Veda konuşmasının en fazla gündeme getirilen kısmı “eşine ve çocuklarına teşekkür ederken ağlaması" oldu. İnternette izleme rekoru kırıyormuş.
Türk Silahlı Kuvvetleri personeline zulüm uygulandığı bir dönemde görevinden ayrılan bir Genelkurmay Başkanı'nın yaptığı veda konuşmasından akıllarda iz bırakanı “eşi ve çocukları için ağlaması" oldu. Herkesin takdirlerine bırakıyorum.
Sayın İlker BAŞBUĞ'un vedası, tam da Hanefi AVCI'nın “Haliçte Yaşayan Simonlar" kitabının yayınlandığı zamana denk geldi. Kitapta yazılanlar sürpriz değil. Sokaktaki çocuklar bile biliyordu. Çıktı bir Cesur Yürek, kitap halinde yazdı o kadar. Sayın BAŞBUĞ, bu konuya hiç değinmedi. Zaten Başbakan'ı veda ziyaretinde karşılıklı olarak birbirlerine “çok uyumlu çalıştıklarını dile getirip, teşekkür etmişler". Bence de uyumlu çalıştılar. Başbakan daha önce de “Genelkurmay Başkanı ile aramızda sorun yok. Zaten sık sık paslaşıyoruz" demişti.
Sayın BAŞBUĞ zamanında Türk Silahlı Kuvvetlerine ve personeline hakaret etmek, aşağılamak o derece seviyelere geldi ki. Neredeyse kanıksandı. Artık gazete okuyanlar, TV izleyenler bu hakaretlere tepki bile vermiyorlar. Adamın birisi "bu orduyu lağv edelim, yerine yenisini kuralım" derken, kadının birisi “Türk Silahlı Kuvvetleri PKK'dan daha tehlikelidir" diyor. Bunlar için bir suç duyurusu yapılmış mı? Ya da yapıldıysa ne olmuş ben bilmiyorum.
Ancak bildiğim bir şey var. Genelkurmay Devir Teslim Törenine ve resepsiyona Star Gazetesi Ankara Temsilci Şamil TAYYAR ile bir zamanlar Taraf Gazetesinde yazan, şimdi Habertürk Gazetesi yazarı Amberin ZAMAN'ın davet edilmesi. Bu asker düşmanı yazarların törende ve resepsiyonda ne işleri var? Bunları davet eden kimdir? Bir emekli subay olarak inanamıyorum. Bu davetin yargılanan, Silivri Esir Kampında tutulan askerlerimize ne kadar büyük bir acı vereceğinin kimse farkında değil mi acaba?
Ağlama konusuna geri dönersek ; Genel Sekreterlik, Özel Sekreterlik yapmış eski bir asker olarak, Genelkurmay Başkanlığı makamına kadar gelmiş bir orgeneralin eşinin ve çocuklarının nasıl bir yaşam sürdüğünü bırakın bilmeyi, kitabını yazarım. Sayın BAŞBUĞ'un; hukuk adına ne varsa çiğnenerek, zindanlara atılan madalyalı kahraman subayların eş ve çocukları için ağlamasını isterdim. Sayın BAŞBUĞ 'un ; kendilerine yapılan alçakça saldırılara dayanamayarak, intihar eden onurlu ve gururlu subayların eşleri ve öksüz kalan çocukları için ağlamasını isterdim.
Daha önceki yazılarımda , Genelkurmay Başkanlığı görevinde son derece başarısız olduğunu ifade ettiğim Sayın İlker BAŞBUĞ; veda ederken de, beni mahçup etmedi. AĞLAMA DA BİLE HATA YAPTI……..
EŞREFPAŞALI, 31 Ağustos 2010