AİHM’İN KESTİĞİ PARMAK
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AIHM) alacağı kararı bozacak bir ‘mahkeme’ var mı ?
Yok.
AİHM’in ‘kestiği parmak’ da, acımayacak demektir.
Ve AİHM dahil, bütün dünya sözkonsu davayı ‘Affaires Perinçek’ (Perinçek Davası) olarak anmakta.
‘Perinçek Davası’, özde Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘onur’unu kurtardığı gibi, Osmanlı İmparatorluğu’nun, en azından, müslümanlık dışındaki dinlere gösterdiği ‘hoşgörü’ anlayışını da anımsatmış oldu.
AİHM yargıçları, « biz tarihi yargılayacak yetkinlikte (compétence) değiliz » diye başlıyorlar gerekçelerine.
AİHM yargıçları bu yetkinliğe sahip değillerse, çoğu tüccar kafalı milletvekilleri ‘tarih yazma yetki’sini nereden alıyor olabilirler, diye düşünmeden edemiyor insan ?
Aklı başında onca ‘tarihçi’, işimize karışmayın diye yırtınırken, nasıl oluyor da ‘tüccar kafalı milletvekilleri’ parlemantolardan ‘soykırımı tanıyoruz’, ‘soykırım demeyeni cezalandırıyoruz’ diye ‘yasa’lar çıkarabiliyorlar ?
Fransız eski Adalet Bakanı (1981-86) ve Anayasa Mahkemesi Başkanı (Conseil Constitutionnel : 1986-1995) Robet Badinter, Fransa’da ‘soykırımı inkara ceza’ verecek bir ‘yasa’nın çıkarılamayacağını, bunun ‘anayasaya’ aykırı olacağını söyleyip durdu hep.
Fransa’nın yetiştirdiği ‘en köklü hukukçu’lardan olan Badinter’e karşın, Valérie Boyer adlı ‘hoppa’ bir milletvekili, ‘Ermeni Soykırımı’ ile yatıp ‘soykırıma ceza’ hayaliyle kalkmakta ama.
AİHM’in ‘Perinçek Davası’yla aldığı kararın açıklandığı gün bile, şu ‘aklı başından bir karış yukarıda’ milletvekili, bu konuda yeni bir ‘yasa önerisi vereceğim’ demez mi ?
Dilin kemiği yok deniyor ya, bu milletvekilinin de kafatasından başka kafasının içi de mi ‘kemik’ diyesi geliyor insanın. Yoksa başka ‘kemik’ sorunu mu var acaba ?
Oysa ‘Perinçek Davası’yla ilgili AIHM’in kararı açıklandığında ‘Ermenistan Devleti’ bile ‘memnuniyet’ini dile getiriyordu.
‘Sayın Perinçek’in Ermeni halkına ve devletine karşı olumsuz herhangi bir kanı beslemediğinin’ ortaya çıkmış olmasından dolayı...
Ermeni halkı ya da devletine karşı ‘olumsuz kanı’ besleyen mi varmış Tanrı aşkınıza ?
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermeniler ‘Sadık Millet’ olarak adlandırılıyordu oysa.
Cumhuriyet rejimi mi yurttaşlığı esirgedi Ermenilerden ?
Tersine, hep ‘Sapkın Ermeniler’ cinayet işlediler sayısız.
Yine de, bu ‘kesin karar’dan sonra, ‘suların durulması’ beklenirdi doğal olarak.
Ama ne mümkün!
Mahkemede taraf olan ‘Isviçre-Ermenistan Derneği’, daha kararın açıklandığı dakikalarda, hem de mahkemenin içinden ‘ivedi’ başlığıyla bir ‘basın açıklaması’ yaptı tüm dünyaya..
« Türk Devleti, başından beri, Perinçek’i ‘çerçi’ (commis voyaguer) olarak destekleyip piyasaya sürmüştür »
E bre insafsızlar, ey alçak ve namussuzlar, ey aptal ve iftiracılar ; Türk Devleti Perinçek’e ‘destek’ olmak şöyle dursun, on yıl boyunca ‘köstek’ olmuştur.
Sadece ve yalnız, bu davanın AIHM’e geldiği sırada, ‘nezaketen’ ve iktidar partisinin ‘iç politika’da fazla tepki görmemesi için, Türkçesiyle ‘kerhen’ (contrecoeur) desteği olmuştur.
Yani Ermenistan Devleti dahil, ‘insanî değerler’e sahip tüm Ermeniler, Perinçek ve ekibinin kendilerine karşı bir ‘saygısızlık’ yapmadığını ve yapmayacağını bildikleri halde ; şu Valérie Boyer türü ‘konuya Fransız’, ‘davaya Fransız’, ‘Ermenistan’a Fransız’, ‘Ermenilere Fransız’, ‘İnsan Haklarına Fransız’ ve giderek ‘İnsanlığa Fransız’, hoppa mı hoppa, tüccar kafalı, kemik sorunu olan ‘milletvekili’yle, İsviçre-Ermenistan Derneği türü salt ‘kemik’ dolayısıyla kemikleşmiş ‘diyaspora’ üyeleri ‘saygısızlık’ın alasını yaptılar.
Hukuksa hukuk, o zaman.
AIHM’den yüksek mahkeme mi var ?
Gelin ‘hukuk davası’na.
Arşivse arşiv, gelin tarih sınavına girelim istediğiniz yerde.
İnsanlıksa insanlık, gelin toplum önüne, çıkalım kitle karşına..
Yok küfürse küfür, o zaman.
Bre alçak ve namussuzlar, başkasının değneğiyle sürü mü güdülürmüş? (Bu söz böyle miydi, anımsayamadım da..)
AİHM ne buyurdu a beyinsizler?
Çenenizi kapatın dedi, değil mi?
Fermez vos gueules alors!
Kervan yola çıktı bir kez.
Menziline vardı bile..
Habip Hamza Erdem