100 yıl önce bu gün,yani emperyalist işgal güçlerinin Türk topraklarını işgal ettiği günlerde,dönemin Padişahı ve İstanbul Hükümeti'nin başında bulunan Damat Ferit tarafından İngilizlerin yönlendirmesiyle bir heyet;o günün adıyla Heyet-i Nasiha oluşturulur..Tarih 16 Nisan 1919'u göstermektedir.Yani İzmir'in ve Ege'nin diğer illerinin işgalinden kısa bir süre önce..İçlerinde Ermeni ve Rumların da bulunduğu heyetin kadrosunu, başbakan olarak Damat Ferit belirler, ancak bölgenin hassasiyetinden dolayı heyetin çalışma yürüteceği bölgeye dair istihbari bilgi ,İngiliz gizli servisi tarafından Damat Ferit ve Heyeti Nasiha'ya bizzat verilir.Amaç;emperyalist işgale karşı direniş örgütlerine ve Kuvvayı Milliye saflarına geçmeye başlayan halkı işgale ikna etmek,işgale karşı artık belirgin hatlarıyla ortaya çıkan direnişi etkisizleştirmek,halkın işgali onaylamasını sağlamak,milli direniş odaklarının halk üzerindeki etkisini kırmak ve "işgalin barışçıl amaçlarla gerçekleşeceğine HALKI İKNA ETMEKTİR"(Tayyip'in toplumun algısını etkilemek fikrine ne kadar benziyor değil mi?)Heyet Trakya ve Ege bölgesine iki grup halinde dağılır.Heyetin başında Süleyman Şefik Paşa denen bir şahıs bulunmaktadır.(Süleyman Şefik Paşa ,daha sonra Kuvvayı Milliye'ye karşı Vahdettin tarafından örgütlenen Kuvvayı İnzibatiye'nin başına geçecek ve Milli Kurtuluş Savaşı'na karşı İngiliz emperyalizminin çıkarları doğrultusunda savaş yürütecektir..)Heyeti Nasiha Aydın iline gitmeden önce mütareke basını da harekete geçecek ve HALKIN ALGISINI YÖNLENDİRMEK VE HALKI İKNA ETMEK İÇİN işgali öven ve halkı emperyalist işgale ikna etmeye çalışırken diğer taraftan,işgale karşı direnişin ilkesi haline gelen MİLLİYETÇİLİK akımına karşı karalama kampanyasına başlayacaktır..Aydın'da çıkarılan Köylü Gazetesi ,Heyeti Nasiha'nın gelmesinden bir gün önce kapkara puntolarıyla şu cümlelere yer verir:"ESKİ BİLDİKLERİMİZ GEÇMİŞTİR..ARTIK-bu vurguya dikkat-ŞOVENİZM DENİLEN KOYU KIZIL MİLLİYETÇİLİK TAASSUBU BUNDAN SONRA ESKİ HEYECAN VE SICAKLIĞINI KORUYAMAZ.BU KOYU KIZIL MİLLİYETÇİLİK TAASSUBU İNSANLIK İÇİN BİR AFETTİR"..Yıl 2013.Günümüz.....Konuşan Tayyip Erdoğan(Resmi olarak Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak görünse de kendisi bunu kabul etmeyip BOP eş başkanlığı görevini 2003 Kasım ayından beri sürdürmektedir)...Kendisini dinleyen kitleye hitaben bas bas bağırıyor "BİZ MİLLİYETÇİLİĞİ AYAKLAR ALTINA ALDIK" diyor Eş başkan...Kendisi milliyetçiliği ayaklar altına almadan önce TOPLUMUN ALGISINI ETKİLEMEK VE TOPLUMU İKNA ETMEK için PSİKOLOJİK SAVAŞ başlatacağının ilanını vermişti...Tayyip'in kurmuş olduğu Heyeti Nasiha'da- düzeltiyorum Akil İnsanlar grubunda- Ethen Mahçupyan gibi Türk düşmanı Ermeniler,Kenan Alpay gibi Atatürk'e açıktan küfreden şeriatçılar ve Öcalan denen Türk düşmanı teröristin legal uzantısı Kürtçü vekiller bulunmaktadır..Şimdiki Nasihat heyetinin amacı Türk topraklarının paylaşılmasına karşı Türk milletini ikna etmek,emperyalizmin BOP planı çerçevesinde topraklarımızın paylaşılmasına karşı harekete geçen milli kuvvetleri etkisizleştirmek,Türkiye'deki gerçek İslam Aydınlanmacısı,Türkçü,milliyetçi,milli sol kuvvetlerin halk üzerindeki etkisini kırmak...En kısa deyişle Türk topraklarının bölünmesini ve ırkçı-faşist bölücü terör örgütü PKK üzerinden Türk topraklarının paylaşılmasını "yasal" ve barışçıl yollardan gerçekleştirmek için "TOPLUMUN ALGISINI ETKİLEMEK VE TOPLUMU İKNA ETMEK"..Bu yüzden mütareke basını Tayyip'in "BOP'un parlayan kenti yapacağım"dediği Diyarbakır'da ,21 Mart günü PKK'nın gövde gösterisi yapmasını "BIJI NEVROZ" manşetleriyle karşıladı..Tayyip,Türk milletine karşı başlattığı psikolojik savaşı işbirlikçi medya üzerinden gerçekleştiriyordu böylece..Dünün mütareke basını Türk milliyetçiliğini "koyu taassup"olarak ayaklar altına almaya çalışırken Tayyip bizzat "ayaklar altına almak"tan bahsediyordu..Bir taraftan da "İmralı'dan gelen mesajlar umut vericiydi" kendisi için..29 Nisam 1919 günü Heyeti Nasiha Aydın'a geçer..Din adamları adına Aydın'da bir müftü tarafından karşılanmayı bekleyen heyeti tek bir din adamı dahi karşılamaz..Bu işe çok kızan Şehzade neden karşılanmadığını sorunca, heyette bulunanlardan biri "Burada bir hoca var..Esat Hoca..Ancak Kuvvacı olduğu söylentileri vardır.Yani sakıncalı biraz.Burada Esat Hoca bozgunculuk yapmış..Bu yüzden hocalardan hiç biri bizi karşılamaya gelmedi" yanıtını verir.Şehzade Abdürrahim Efendi,Esat Hoca'yı çağırtır ve"Şehzadeyi bir misafir sıfatıyla olsun karşılamanız gerekmez miydi" der..Esat Hoca onurlu bir şekilde Şehzadenin yüzüne bakarak "Efendi hazretleri sebebi teşrifinizi bildiğimiz için istikbalinize gelmedik...BİZİM NASİHATA İHTİYACIMIZ YOKTUR...Bu bölgeyi gezeceksiniz..Göreceksiniz ki Hristiyan mahalleleri mağmur ve bayındır bir şekildedir..İslam mahalleleri ise muhtaç ve ümrandır..Biz Türkler cephelerde harp edip aziz vatanımızı korumaya çalışırken,onlar fabrikalar kurmuşlar,bağlar bahçeler içinde yaşarlar..Servet ,saadet,refah her şey onlarda fakat fakru zaruret Türklerde toplanıyor..NASİHATİ BİZLERE DEĞİL BİZLERİ İKTİSADEN ÖLDÜRMEYE ÇALIŞAN ZUMREYE VERMEYE ÇALIŞIN"...Şimdi..Yani bölücü örgütün,ABD emperyalizminin emriyle masaya oturduğu günümüz İstanbul Hükümeti -düzeltiyorum AKP iktidarı -acaba kimi ikna etmeye çalışıyor...Aydın Müftüsü Esat Hoca'nın dediği gibi Türk topraklarının bir bölümünü ayırıp oraya farklı bir bayrak dikmeye çalışan ve bizi iktisadi,siyasi,kültürel ve tarihi olarak öldürmeye çalışan emperyalizmin topraklarımızdaki uzantılarını mı ;yoksa bu zokayı yutmayıp dahası emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı sıkılı yumruğuyla bekleyen Türk Milletini mi?100 yıl önce bu gün o nasihat heyetine hangi dersi verdiysek bu gün de Akil denilen akılsızlara aynı dersi vermeye hazırız..Emperyalizmin bu oyunu da tutmayacak..Ve biz bir kez daha emperyalizmin ezberini bozacağız...Çünkü ulusal bağımsızlık savaşını "ikna ederek" bastıramazsınız..Dün İngiliz Zırhlısıyla kaçanlar bu gün Amerikan zırhlısıyla kaçmayı deneyebilir..İstiklal Mahkemelerinde yargılanmaktan kurtulurlarsa tabi...