AKP-CHP koalisyonu nasıl hazırlandı?

AKP-CHP koalisyonu nasıl hazırlandı?

İletigönderen Başkomutan » Sal Eyl 28, 2010 15:44


AKP-CHP koalisyonu nasıl hazırlandı?


Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkan seçilmesiyle birlikte zaman zaman dile getirilen AKP-CHP koalisyonu hazırlanıyor iddiaları son günlerdeki AKP-CHP yakınlaşması ile birlikte daha da ciddi bir şekilde basında yazılmaya, birbiriyle ciddi bir şekilde çatışan 2 parti tabanı bu senaryoya alıştırılmaya çalışılıyor…


Aslında bu ABD tarafından pişirilen bir senaryo: AKP-CHP koalisyonu..

İşte basından alıntılarla hazırlanan koalisyon…




İŞTE ORAY EĞİN’İN BUGÜN AKŞAM GAZETESİ’NDE YAYINLANAN ÇARPICI ANALİZİ..

1- Önce Deniz Baykal istifa etti: ‘Kaset’ olayını Demirel’in Ergenekon davasındaki gelişmeler üzerine dostlarına söylediği sözle açıklayabilir miyiz: ‘Türkler bu işi kendi kendilerine beceremezler.’ Kasetin yayılması, hazırlanması, zamanlaması mükemmeldi.

2- Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinden bir gece önce: CHP Kurultayı’nda Genel Başkan’ın kim olacağı belliydi de herkes Parti Meclisi’ne alınacak isimlere kilitlenmişti. O gece Ankara’da otel lobilerinde isimler uçuşuyor, gazeteciler alternatif listeleri birbirleriyle tartışıyordu. ‘Dış politika için aklında iki isim var Kılıçdaroğlu’nun’ deniyordu, ‘Uğur Ziyal ve Nabi Şensoy.’ İkisi de Parti Meclisi’ne seçilmedi, ikisinin de teklifi reddettikleri söyleniyordu. Ancak hala sıcak temasın sürdüğü, milletvekilliği için anlaşıldığı konuşuluyor.

3- Uğur Ziyal’la Nabi Şensoy’un ortak özelliği: Biri zaten Washington Büyükelçisi’ydi; ikisi de ABD’nin en güvendikleri diplomatlar olarak biliniyorlar.

4- Baykal’la ABD’nin ilişkileri donma noktasına gelmişti: Baykal en son 1997′de ABD’ye gitti. ABD’yle Deniz Baykal’ın ilişkilerinin kopmasında ise 1 Mart tezkeresi büyük rol oynadı. Deniz Baykal, ABD’nin bütün ısrarına ve baskısına rağmen Türkiye’nin alehine olacağını düşündüğü için tezkerenin geçmesini engelledi. ABD onu affetmedi. Dahası, ABD epey bir zamandır ‘ulusalcılık’ dalgasından, Cumhuriyet mitinglerinden de açık açık rahatsızdı. Türkiye’ye yönelik yeni ‘design’a ulusalcılar engel oluyordu, Baykal da ulusalcıların doğal lideri olmuştu.

5- Pensilvanya açılımı: Deniz Baykal şaşırtıyor. Önce istifasında Pensilvanya’ya selam çaktı. Ardından da bu yaz sonunda uzun aradan sonra bir haftalığına New York’a geldi. Torununu Columbia Üniversitesi’ne yazdırma vesilesiyle. Henüz tam doğrulanmayan iddialara göre Deniz Baykal bu seyahatinde bütün haftayı New York’ta geçirmemiş. Bu aralar çok moda olduğu üzere üç saatlik karayoluyla Pensilvanya’ya gitmiş, Gülen’le görüşmüş.

6- Washington ‘bir şekilde’ Başbakan Erdoğan’ın üzerini çizdi: Altı-yedi aydır hava bu yönde. Think-tank’ler, lobiler açık açık Erdoğan’ın aleyhinde konuşuyor. Ama bu üst çizmenin ‘bir şekilde’ kısmı önemli. Çünkü tam anlamıyla Erdoğan’dan vazgeçilmiş değil. Totaliter eğilimleri, İsrail karşıtı çıkışları Erdoğan’ın eksi hanesine yazılıyor. Ama ekonomi politikasındaki başarısını takdir ediyorlar. ABD ekonomisinin dibe vurduğu bir dönemde krizin Türkiye’yi hakikaten de teğet geçmesi hoşlarına gidiyor. Nasıl gitmesin; Türkiye tarihinin en büyük özelleştirmelerini AKP hükümeti yaptı.

7- İş dünyası kararını verdi: Türkiye’deki iş dünyası ne zamandır ‘İstikrar gerekiyor ekonomide’ diyerek AKP’den memnuniyetlerini iletiyordu zaten. CHP’ye hala bir güvensizlik söz konusu. Kemal Kılıçdaroğlu da Kurultay konuşmasından bu yana sürekli iş dünyasına mesaj veriyor. İstanbul’daki işadamlarının artık açıkça sohbet masalarında dillendirdikleri model AKP-CHP koalisyonu.

8- MHP yok edilecek: Devlet Bahçeli’nin ‘MHP’yi tasfiye etmek istiyorlar’ sözlerine kulak kabartmakta fayda var. ABD’nin şu anda en çok çekindiği parti MHP. Baykal sonrası CHP’nin ‘ulusalcı’ bir tehlike olmadığını düşünüyorlar. Ancak MHP’nin olası bir hükümette yer almasının ABD’nin bölgedeki en büyük sorunu olan anti-Amerikancılığı körükleyeceğinden endişe ediyorlar.

9- İslamafobi: 9/11 sonrası Amerika’da hala geçerli bir korku. Eskiden İkiz Kuleler’in bulunduğu noktanın yakınına cami tartışmasında bir kez daha bu ortaya çıktı. Beyaz Amerika açıkça söylemese de İslam’dan korkuyor. Baktılar ki olmuyor, Türkiye’ye biçilen ‘Ilımlı İslam’ kıyafeti rafa kaldırıldı.

10- İslam sosu olmayan bir AKP mümkün mü: Washington şu sorunun üzerinde duruyor: ‘AKP’yi İslam’dan ve faşizmden vazgeçirebilir miyiz ve biraz dengeleyebilir miyiz?’ İşte bu yüzden de AKP-CHP koalisyonunun Türkiye için ‘olumlu’ olacağı hesap ediliyor, bu model üzerinde ciddi tartışmalar dönüyor. Ya da bunun bir plan olmadığını, ABD’deki bazı çevrelerin temennisi, o çok sevdikleri tabirle ‘wishful thinking’ olduğunu söyleyeyim. Dün, Ankara’dan en iyi haber alan gazetecilerden Fatih Çekirge’nin de yazdığı ‘AKP-CHP koalisyonu’ senaryosu önümüzdeki bir yılın en çok tartışılacak ‘modeli’ olacaktır.

AKŞAM’DAN ATILGAN BAYAR’IN YAZISINDAN..

AK Parti-CHP ‘koalisyon’ teorisini nasıl yazdım?


Uzun zamandır AK Parti ile CHP’nin memleketin yakıcı (milli) konularında ‘koalisyon/ittifak’ kurması zorunluluğunun teorisini yazan tek analist olarak retrospektif bir özet yapmam gerekli oldu sanırım. O teori şöyle kuruldu:

CHP İLE AK PARTİ YAN YANA GELECEK

CHP ‘Demokratik Açılım’ konusunda siyasal iktidara destek olmaz, açılım sürecine ‘kontrollü teminat’ vermezse aslında kendi geleneğinden, Kemalist gelenekten de kopmuş olacak.

AK Parti’nin de, CHP liderliği her ne kadar sekter davranırsa davransın, açılım sürecine katılımını mümkün kılacak mekanizmaları birbiri ardına üretmesi ve tekrar ve tekrar teklif etmesi gerekiyor. Önemli olan, ülke dışından da beslenen siyasal çatışmanın CHP ile AK Parti’nin hiçbir konuda yan yana gelemeyeceği algısını yerleştirmesine engel olmak. (29 Aralık 2009)

CHP-AK PARTİ KOALİSYONU… ÇOK UZAK, FAZLA YAKIN

Kamuya yansıyan, yüksek dozda muhalefete karşın, CHP’nin iktidar koşullarında ‘Demokratik Açılım Süreci’ni savrulmalardan korumaya çalışarak devam ettireceğini tahmin ediyorum. Bu konuda halihazırdaki CHP muhalefeti, ‘biz daha iyisini yaparız’ diye de okunabilir.

CHP ve AK Parti geleneklerinin geçmişte ortaklık deneyimleri olduğunu da unutmayalım. CHP-MSP koalisyonu Türkiye’nin Kıbrıs meselesinde inisiyatif alabilmesini sağlamıştı. (20 Ocak 2010)

AK Parti-CHP koalisyonu veya mutabakatı, Türkiye’de değişimin tamamlanmasının ve ‘kurucu felsefe’nin yeniden üretilebilmesinin anahtarı gibi görünüyor.

Demokratikleşme ve ulusal birlik gibi konularda birbirlerinin rakipleri olmadıklarını daha iyi anladıkları ve anlatabilecekleri bir zaman yaklaşıyor.

Referandum polarizasyonunun yükseldiği bu dönemde, çok anlamlı bulmayabilirsiniz bu analizi.

Ama ben yine de, bir kenara not edin derim… (12 Ağustos 2010)

SEÇİM SATH-I MAİLİNE GİRDİK

Bu sütunu takip edenler, CHP’ye açılım, anayasa değişikliği gibi konularda elini taşın altına koymasını ve değişime ortak olup, ona rengini vermesini teklif ettiğimi okumuşlardır. CHP aklı, değişimin içinde bulunamayanın değişimin kaderinde söz söyleyemeyeceğini idrak etmezse, AK Parti oylarının yüzde 60 bandına yaklaşmasına yardım edecek. (14 Eylül 2010)

….

Dün de Hürriyet gazetesinden Fatih Çekirge, liderler arasındaki temaslara bakarak şöyle yazmış:

‘Yeni anayasa çalışmaları aynı zamanda Türkiye siyasetinin yeni koalisyon ihtimallerini de belirleyecektir. Partiler birbirlerinin zihniyet sınırlarını da etkileyecektir. Bu açıdan bakınca bazı kampların beklediği CHP-MHP koalisyonu gibi bir AK Parti-CHP koalisyonu ihtimali de vardır.’

Bir de şöyle: ‘Koalisyon demek iki siyasi partinin bir ortak projede anlaşarak çalışması anlamına da gelir. Bu kimi zaman hükümet etmeyi paylaşmakla olur. Kimi zaman da mesela yeni anayasa için olur. Kılıçdaroğlu’nun ‘Biz yeni anayasa için görüşmelere hemen hazırız’ sözü bu kapıyı aralamıştır.‘

….

AK Parti ile CHP arasındaki ‘koalisyon’ başörtüsü konusuyla başlayacak ve anayasa çalışmalarıyla devam edecek gibi görünüyor. 2006′dan, ‘Türban sorununu CHP çözecek’ analizinden başlayarak, bugüne kadar teoriyi dokuyan olarak şu uyarıyı kayda geçirmek istiyorum: Bu günden sonra, ‘koalisyon’u bozan, siyasal tuzak kuran, cayan taraf kaybedecek. Çünkü bu koalisyon peşinde olduğumuz o şeyin, ‘demokrasinin dili’ni kuracak…

(Koalisyon/mutabakat teorisiyle ilgili daha fazla ayrıntı okumak isteyenler aksam.com.tr arşivinden son iki yıl içindeki analizleri gözden geçirebilir.)



İLK KURŞUN
haberiniz.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x