AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

Genel & Güncel Konular

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Eki 12, 2009 16:44

AKP Azerbaycan'ı Kandırdı Mı?

“Ermenistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında diplomatik ilişkilerin kurulması hakkında protokol” 3 saat 15 dakika gecikmeli imzalandı. İmzalar, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun imza sonrası yapacağı konuşma metnindeki Karabağ vurgusu nedeniyle gecikti. Ermenistan Dışişleri Bakanı Nalbantyan, protokolün önkoşulsuz imzalanacağını belirterek, imzadan çekildi. 3 saat 15 dakika süren kriz, konuşma faslının toptan ortadan kaldırılmasıyla çözüldü.

Krizin nedeni AKP’dir

Protokolü Türk milletinden gizleyerek hazırlayan AKP, oluşacak tepkileri gidermek adına defalarca “Karabağ çözülmeden sınır açılmayacak” açıklaması yapmıştı. Ancak Karabağ ne protokol metninde yer alıyordu, ne de protokolün bir önkoşuluydu. Oysa “Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi, Dağlık Karabağ sorununun çözümüne” bağlıydı. Türk Devleti böylece bu konudaki önemli bir politik dayanağını AKP eliyle yitirmiş oldu.

Başbakan Erdoğan protokol tartışmaları sırasında kamuoyuna söz vermiş ve “Karabağ çözülmeden sınır açılmayacak” demişti. AKP son bir gayretle, en azından konuşma metninde Karabağ’a yer vererek iç kamuoyuna, “durduğu yerin değişmediği” mesajını verecekti. Ermenistan buna bile razı olmadı!

Dış politika rezaleti

AKP protokolü 14 Ekim’den sonra imzalamak istedi. Ancak Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan kırmızı çizgi çekti ve 14 Ekim’deki Türkiye-Ermenistan maçına gelme şartını protokolün imzalanmasına bağladı. Önkoşulsuz, şartsız Erivan’a maç izlemeye giden Gül’ün çizgisine inat, Sarkisyan bu konuda geri adım atmadı.

Buna karşın dış politika ustası Davutoğlu’nun bulduğu formül müthişti!

Protokol madem maçtan önce imzalanacaktı, o zaman 13 Ekim’de imzalanmalıydı! Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ana muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Baykal’ı bilgilendirirken bu tarihi de açıkladı. (Hürriyet, 16 Eylül 2009) AKP, böylece sınırlarımızı tanımayan ama tanımadığı bu sınırlarımızı açmamızı isteyen Ermenistan’a güya diplomatik manevra yapacaktı. 13 Ekim, Ermenistan’ın tanımadığı Kars Anlaşması’nın 88. yıldönümüydü. Ermenistan bunu da kabul etmedi! Ki Kars Anlaşması zaten protokolde de yoktu.

Anlaşma Ermenistan’ın istediği doğrultusunda 10 Ekim’e alındı.

BOP protokolü

AKP ile Ermenistan arasında imzalanan protokolün, öyle basit, sıradan bir protokol olmadığının altını çizelim. Protokolün tarafları olan Türkiye ve Ermenistan Dışişleri Bakanı dışında, protokol imza töreninde bulunan devlet yetkililerin listesi bile bu protokolün önemini tek başına gösterir. İki bakan protokolleri imzalanırken arabulucu ülke İsviçre’nin Dışişleri Baknı Micheline Clmy-Rey’in yanı sıra ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, AB Bakanlar Komitesi Başkanı sıfatıyla Slovenya Dışişleri Bakanı Samuel Zbogar ve AB Dış Politika-Güvenlik Yüksek Komiseri Javier Solana hemen arkalarında ayakta durdular.

Bu arada protokol hazırlıkları sırasında uzun süre sessiz kalan Rusya’nın, engel olamayacağı bir sürecin dışında kalmamak için son dakikada imza törenine katıldığını hatırlatalım.

Protokol, Türkiye’den gizlendi

Öte yandan AKP ile Ermenistan arasında imzalanan protokolün Türkiye’den gizli hazırlandığını belirtelim. Hazırlık, 2007’den beri sürüyor.

Ancak ilk defa resmi olarak 23 Nisan 2009’da, saat 23:15’da ilan edildi! Protokol 24 Nisan’a 45 dakika kala, yani ABD Başkanı Obama’nın, Ermenistan’ın sözde soykırım günü ilan ettiği 24 Nisan’da yapacağı konuşma takviminden hemen önce ilan edildi. Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan ABD’ye, “Ermenistan ile ilişkilerin normalizasyonu için mutabık kaldık ve yol haritası belirledik” mesajı iletildi. Ki zaten ABD Başkanı Obama 6 Nisan 2009’da TBMM’de yaptığı konuşmada, “Ermenistan’la sınırlarınızı açın” talimatı vermişti.

Protokol, Gül’ün gizli anlaşmasında var

Aslında protokol 2007’den de çok önce vardı! Öyle ki, bu protokol AKP’nin iktidar yapılma şartlarından da bir tanesiydi. Protokol, AKP’nin ilk Başbakanı Abdullah Gül ile ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell arasında imzalanan “2 sayfalık 9 maddelik” ( :arrow: gul-un-kokenini-birak-gizli-anlasma-sina-bak-t17959.html#p103813 ) gizli anlaşmanın da maddelerinden birisiydi!

Sürecin köşe taşları özetle şöyle döşendi:

Abdullah Gül 18 Mayıs 2004’deki Azerbaycan ziyareti sırasında “bizim Karabağ’la ilgili yeni bir planımız var” dedi ama içeriğini açıklamadı. (Azeri Ekpress Gazetesi, 19 Mayıs 2004). Başbakan Tayyip Erdoğan, 15 Nisan 2005’te Ermenistan Cumhurbaşkanı Koçaryan’a mektup gönderdi. Dışişleri Bakanlığı’ndan iki yetkili, bir Avrupa ülkesinde, Ermeni heyetiyle buluştu. Türk tarafı, kamuoyundan gizlenen görüşmede, ilişkilerin normalleşmesi için önerilerini sundu. (Milliyet, 12 Temmuz 2005)

Ve sonrasında İsviçre’nin arabuluculuğunda başlayan ve defalarca yapılan heyetlerarası gizli görüşmeler…

Azerbaycan: Prensipten sapmalar olumlu değil!

Öte yandan protokolün paraf edilmesi sırasında tepki gösteren Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, tepkisini imzadan sonra da sürdürdü: “Türkiye ile Ermenistan arasında uzlaşı protokollerinin imzalanmasıyla iki ülke arasındaki sınırın açılacak olmasının Azerbaycan ile Ermenistan arasında devam eden Karabağ sorununa barışçıl çözüm bulunması görüşmelerine de katkıda bulunacağı görüşüne kesinlikle katılmıyorum. Azerbaycan bu konudaki tutumunu daha önce dile getirerek iki sürecin paralel, birbirine bağlı yürümesi gerektiğini dile getirmişti. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın ancak ve ancak Karabağ meselesine çözüm bulunduğunda açılması gerektiğini dile getirmiştik. Bu prensipten sapmalar olumlu değil, istenmedik sonuçlar veriyor. Moldova başkenti Kişinev’deki Azerbaycan-Ermenistan Karabağ zirvesi maalesef olumlu hiçbir sonuç alınmadan sona ermiştir. Ermenistan, Türkiye ile yürütülen uzlaşı görüşmelerini büyük kazanım sayarak Kişinev’de bize karşı daha uzlaşmaz tavır takınmaya başlamıştır. Bu uzlaşmaz tavırla ilgili verebileceğimiz örnekler de vardır.”

Sonuç

AKP, Türkiye adına Ermenistan’la protokolü imzaladı, ancak anlaşmanın yürürlüğe girmesi TBMM’nin onayına bağlı. Şimdi Türkiye AKP’nin bu anlaşmasına TBMM mevzisinden direnecek.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’la görüştüğünde şöyle demişti: “Anlaşmayı imzalayacağız, ancak meclisimiz kabul etmeyecek. Onlar ne zaman işgal altında tuttukları Azerbaycan’ın 7 bölgesini tahliye etmeye başlayacak, işgale son verecekler, o zaman anlaşma meclisten geçecek. Bu konuda olumlu işaretler alıyoruz.” (Hürriyet, 16 Eylül 2009)

Baykal’a da “TBMM, Karabağ çözülmeden anlaşmayı kabul etmeyecek” diyen AKP’nin çizgisi böyle. Mevzi mevzi ilerleme…

Daha doğrusu Türkiye’nin mevzilerini teker teker teslim etme…

Önce görüşmeyi, sonra parafı, sonra imzayı Karabağ’ın çözümüne bağladılar. Ancak sözde bağladılar. Şimdi de TBMM onayına bağlıyorlar. Güya…

Mehmet Ali Güller


Odatv.com
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen alamancı » Pzt Eki 12, 2009 17:44

madem mecliste onaylanmayacakti neden gidip türkiyenin yararina olmayacak bir protokolü imzaliyorsunuz? bununla türkiyeye ne kazandiracaksiniz? aklinizca uluslararasi arenada sark kurnazliklari yapip türkiyenin onurunu yerin dibine batiriyorsunuz. dünya kamuoyu elin ABDsi fransizi ermenisi türk halki kadar dangalakmi? yoksa sizin abdullah erdogan tayfasi ABDden çoktan almis oldugu emirleri hazmettire hazmettire yerinemi getiriyor? yüce divan dosyaniz kabardikça kabariyor dinci fasistler.
Kullanıcı küçük betizi
alamancı
Üye
Üye
 
İletiler: 241
Kayıt: Pzt Mar 02, 2009 13:45

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen 1920denberi » Pzt Eki 12, 2009 19:34

Ben teslimiyet olarak gormuyorum kirli bir oyun olabilir imza ise ne olacak iki ayri devletin dis isleri bakanlari tarafindan imzalanan oyun dogru bir politika oyunu ise eyvallah degilse halk oylamasi referandum olur oda olmazsa gayet basit ermeniler tas patlasin on milyonu geçmez bizler seksen milyondan fazlayiz kasinirlarsa ezer geçeriz hayal kurmadan milliyetci duygularimizi modern bir yapida dile getirebildigimiz taktirde hani tatli dil yilani deliginden çikarir gibi olsun kapana kisildilar kaçacak neden ariyorlar bulamazlar fakat kiskirtmalara dikkat edelim galyana gelmeye gerek yok her zaman sag duyu ile gerçekler kazanilir bizler hakliyiz ermeniler'in arkalarinda hiristiyanlar Turkiye tek basina seksen milyondan fazla gucu ile mucadele ediyor kazanan biz olacagiz .
Kullanıcı küçük betizi
1920denberi
Üye
Üye
 
İletiler: 47
Kayıt: Çrş Eki 15, 2008 0:58

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen antalyalim » Pzt Eki 12, 2009 20:19

1920denberi yazdı: kirli bir oyun olabilir

kirli bir oyun oldugu konusunda sana katiliyorum ama "teslimiyet degil " diyemeyiz diye düsünüyorum. Ermeniler soykirim yalanlarini bütün dünyaya kabul ettirmisken bizim siyasilerimizin onlara muhtaccasina, yalvarircasina "agri dagini bir de diger tarafindan gördük" demeleri ve sporu bahane ederek yalakalanmalari, mayinli arazileri temizletip Ermenistana genislemesi icin firsat vermeleri-Avrupaya gecislerini rahatlatmayi-bölgede rahatca dolasip Ermeni ayaklanmalarini fiseklemeyi(bkz:1915)kolaylastirmak teslimiyet degil de nedir?
1920denberi yazdı:
ermeniler tas patlasin on milyonu geçmez bizler seksen milyondan fazlayiz kasinirlarsa ezer geçeriz

Memleketin son zamanlarini göz önüne alirsak 80 milyondan fazla kuru kalabalik demek daha yerinde olur. Türklügü bitirilmis veya bitirilmeye calisan bir Türkiyede kac kisinin olasi ermeni ayaklanmalarina karsi cikacagi asikardir.
Ezip geceriz demiyorum.Zira ezip gecmemizi isteyen Amerika su anda ülkemize konuslanmis durumda parmak tetikte beklemektedir.
Sirasina göre dikkat edilmesi gereken birtakim olaylar vardir; Amerikan askerleri türkiyede konuslanmis ardindan Ermenistan-Türkiye mütabakati imzalanmistir.
Diyelimki sinir acildi sonrasinda rahat durmayacak Tasnak-Sutyun,Asala gibi tehlikeler vardir. Ülkemizde bunlarla ayni seviyede olan insanlarin kiskirtmasiyla ortaligin karismasi icten bile degildir. Sonuc olarak bölgeden cok da uzaklasmamis olan AmerikanConileri olaya "Bölge karisti,baris getirdik" diyerek müdahale edecektir.
AKP'nin türk olan Azerbaycani birakip Ermenistana yanasmasi da akillarda soru isareti birakmiyor degil :!:
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" :turkiye:
Kullanıcı küçük betizi
antalyalim
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 522
Kayıt: Sal Ara 16, 2008 21:39
Konum: Evden

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen yigitler » Pzt Eki 12, 2009 21:05

O anlasmayla ben ancak burunumu ya da baska bir tarafimi silerim! Yaziklar olsun, AKP gibi iktidar olmaz olsun, bunlara oy veren o eseklere de burdan kinimi kusuyorum.
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Eki 13, 2009 0:56

Ermeni Protokolü Sevr'dir

Sevgili okurlarım, içim acı, ağzım buruk ve kalbim yaralı olarak şu gerile gerile protokol denilen şeyi Türkiye adına imzalayan kişileri seyrettim. Tarih ileride bu kişileri nasıl tanımlayacak, nasıl yargılayacak? Yaptıkları bu olayın faturası ülkeme ve torunlarıma nasıl çıkarılacak? İşte bunlar geçti kafamdan.

Türkiye’de son Osmanlı padişahı Vahdettin’den daha fazla ülkenin parçalanmasına izin veren Türk yetkilileri izlemek acı verici. Başbakan çıkmış, “bu konuda kimse telkin etmedi, bize baskı yapmadı” diyor. Acaba gerçekten kendi söylediğine kendi de inanıyor mu? Erdoğan’dan önce ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Müsteşar Yardımcısı Gordon, Clinton’ın imza törenine gidişi için yaptığı açıklamada işin başından beri altında ABD’nin olduğunu saklamadı. Bu kulağa fısıltı olarak değil, ABD Dışişleri Bakanlığı resmi haber sitesinde yayınlandı. Bu kadar kısa zamanda Başbakan Erdoğan’ı tekzip ettiler.

Bu protokol Türkiye’ye ne getirdi? İsterseniz bir muhasebe yapalım. Türkiye’yi her sene zora sokan sözde soykırımı konusunda Ermeniler bu protokolle geri adım mı attılar? Hayır. Bir kere kurulan tarih komisyonu soykırımı konusunu ele almayacak. Neyi inceleyecekleri bile net değil. Buna karşılık Ermenistan Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanı soykırımı iddia ve suçlamalarından vazgeçmeyeceklerini açıkladılar. Dolayısıyla soykırımı konusunda Türkiye bir şey elde edemedi.

Gelelim ikinci konuya. Ermeniler Türkiye’nin Kars anlaşması ile tanınan aradaki sorunları mı kabul etti? Hayır, efendim tam tersine bu anlaşma Türkiye’nin Ermenistan ve Kafkaslarda sınırlarını belirleyen Kars anlaşmasını tehlikeye sokmuş, üstüne üstelik sınır konusunu tartışmaya açmış oldu.

Peki, Başbakan Erdoğan’ın tribünlere oynadığı gibi Karabağ işgalini sona erdirecek midir? Hayır. Ermeniler bu protokolü kendilerinin yazdığını ve Karabağ konusunun bu olaya dâhil edilemeyeceğini resmen açıklamışlardır. Buna karşılık Türkiye’nin Türkî devletler arasında kalan tek dostu ve kardeşi Azerbaycan ile ilişkilerini de tehlikeye sokmuştur.

İkincisi, ABD ve AB için önemli olan enerji koridorunu güvence altına almak. Biliyorsunuz, şu anda Hazar denizinden ve Azerbaycan’dan Batıyı besleyen boru hatları Gürcistan üzerinden geçiyor. Bu hatların Ermenistan üzerinden geçmesi durumunda hat akışı hızlanacak ve hattın ortakları arasında bulunan Ermeni sermayesi de tatmin edilmiş olacak.

İşte bu nedenle ABD Dışişleri Bakanlığı bu işi hızlandırıp Türkiye üzerinde baskı uygulamaya başladı. Ermenistan şu anda elinde nakit para olmasına karşılık ekonomik açıdan köşeye sıkışmış durumda. Sınırların açılması Ermeni halkı göç etmekten kurtaracak. İşte bu nedenle ABD Başkanı Obama Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açık açık bu protokolü karşılıksız imzalayın demedi mi? Bizimkiler bunu bile adam gibi yorumlamadılar. Ayıptır arkadaşlarım, hainler bile arada bir doğru yazar ve söyler ki kendilerine inanılsın.

Ermenistan istediğini almıştır. Bakmayın diaspora denen Ermenistan dışında yaşayan Ermenilerin protokolü protesto ettiklerine. O yalnızca bizim gibi saf bir millete sanki bir halt başarmışız havası vermek için bir kandırmaca ve tiyatro. Açın bakın ANKA denilen en militan Ermeni resmi sitesine. Ne tepki, ne tepki, yalnızca bir kısa paragrafla açıklama.

Şimdi bizim için gelirden fazla ortaya çıkacak zarar hanesine bir bakın. Azerbaycan bize satacağı gazın fiyatını artırırsa, Ruslarla dirsek teması yaparak anlaşıp Türkiye yerine Karadeniz altından, petrol ve gazını geçirirse ne yapacaksınız? Yani bu kış gaz fiyatları hem ekonomik kriz hem de Azerilerin tepkisi yüzünden geçen yılın iki katına çıkabilir.

Başkasının talimatı ile dış politikalarını yürütme durumunda olanlar sürekli kazık yer. Buna başka örnek Kıbrıs konusu. Hatırlayın ABD ve AB talimatı ile Denktaş’ı Erdoğan hükümeti görevden uzaklaştırıp, Talat’ı işbaşına getirip oylamada Evet oyu kullandırmadılar mı? Sonuçta ne KKTC’nin limanları, havaalanları açıldı ne de AB ve ABD, KKTC’yi tanıdı. Başta da söylediğim gibi başkalarının direktifi ile milli politika yürütenler milli değil talimatı verenlerin çıkarlarına hizmet eder. Türkiye askeriyle, sivili ve siyaseti ile ne yazık ki işgal altındadır ve ne yazık ki bu işgali kırma yerine teşvik ve ihanet şu anda prim yapıyor.


Savaş SÜZAL - 13 Ekim 2009, YENİÇAĞ
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen mustafakoc » Sal Eki 13, 2009 2:40

SORU 1

Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkileri düzeltmeye bu kadar çaba ve zaman harcaması gerekli, acil ve akıllıca mı?

Türkiye büyümekte ve etkinliği artmaktadır. Ermenistan ise fakirleşmekte, nüfusu azalmakta, Azerbaycan’a karşı üstünlüğü azalmakta, Rusya’ya bağımlılığı artmakta, bölgesel işbirliği mekanizmalarının dışında kalarak yalnızlaşmaktadır.

Zaman geçtikçe, yeni nesillerle beraber Ermenistan’da “1915”in milli bilinçteki merkeziliği azalabilir, Türkiye ile ilişkileri geliştirmenin çekiciliği ve bunun için vazgeçilebilecekler artabilir. Öte yandan Obama faktörü ve 1915 olaylarının yaklaşan 100’üncü yıl ise beklemenin de bazı riskleri ve bedelleri olabileceğini düşündürtüyor.

Türkiye’nin diğer ülkelerin telkinleri vs bir kenara bırakıldığında, ilişkileri düzeltmek için bekleme lüksü Ermenistan’a göre çok daha fazladır. Buna rağmen ilişkileri düzeltmeye çok istekli bir görüntü vermek, Batı’nın diplomatik baskısının etkili olduğunu ve belki de daha fazla baskıyla daha da etkili olabileceği düşüncesini güçlendirebilir.

SORU 2

İlişkileri düzeltmenin yolu bu tür geniş çaplı bir protokol mü? Yavaş yavaş, parça parça, uygulamak, işi zamana yaymak daha doğru olabilir mi?

Yukarıdaki zaman faktörünün ötesinde anlaşmazlıkları büyük bir paketle çözmeye çalışmak güçlü bir devlet için çözümü küçük parçalara bölme seçeneğine kıyasla daha az avantajlıdır. İmzalanan mevcut protokolün içeriği bir kenara bırakıldığında, olaya salt teorik olarak bakarsak acele etmeden ve küçük küçük uzlaşmalarla ilerlemek güçlü ve bekleme lüksü olan ülkeleri için daha avantajlıdır. Örneğin; İsrail, Ortadoğu barışı konusunda kapsamlı çözümleri çok tercih etmez.

SORU 3

Onaylanacağını varsayarsak, protokolün içeriği dengeli veya avantajlı mı?

a) Tarih komisyonu: Niye bu kadar önemli görülüyor anlamak kolay değil. Kurulsa bile muhtemelen burada bir ilerleme olmayacak ve Ermeniler “gördünüz mü, bunlarla tarihi tartışmanın bir yararı yok” diyecekler. Komisyon tarih mücadelesi açısından, diplomatik veya psikolojik olarak Türkiye’de birçok insanın düşündüğünün aksine önemli bir kazanım olmayacaktır. O halde bunun için başka konularda bedel ödemek niye?

b) Ekonomik, kültürel boyut: Ermenistan’ın Türkiye ile ekonomik, kültürel vs ilişkilere daha fazla ihtiyacı var.

c) Protokol onaylansa ve yürürlüğe girse: Ermenistan’ın ve Ermenilerin Türkiye üzerindeki hak talepleri bitecek mi? Dünyada Türkiye’ye soykırım iddialarını tanıma konusundaki baskı sona erecek mi? Bitmezse Türkiye tekrar sınırı kapatabilir mi?

d) Ermenistan’ı kazanacağım derken Azerbaycan’ı kaybetmek: Duygusal değil realist dış politika ölçütleriyle bakıldığında tarihin en büyük hatalarından biri olur. Ama bu Bakü’nün de Karabağ’dan diğer topraklarını geri almak şartıyla vazgeçmesi gerektiği gerçeğini değiştirmez. Yürürlüğe girmese bile bu protokol Azerbeycan’ın Türkiye ile ilgili endişelerini arttırabilir, onu Rusya gibi başka arayışlara itebilir, Ermenistan’dan Karabağ ile taleplerini azaltmasına neden olabilir, Karabağ’ı diplomatik ve siyasi yollarla geri almanın zorlaştığı ve artık tek yolun askeri yol olduğunu düşündürtebilir.

Azerbaycan ile ilişkilerde aşağıdakiler arasındaki farkı ıskalamamak çok önemli olabilir:

Bir şeyi yaptıktan veya yapmaya karar verdikten sonra Azerbeycan’a haber vermek,
Bakü’ye, “ne diyorsun, yapayım mı” diye sormak ve onun “sesli ve sessiz itirazlar”ını dikkate almak,
Bakü’ye “ne yapmamı istersin” diye sormak,
Ya da, “tek millet, iki devlet” gibi bunu ifade edenler dahil artık kimsenin inanmadığı boş sloganlar kullanmak yerine,
kurumsallaşmış, periyodik ve en tepe ile sınırlı olmayan yatay iletişim, danışma, planlama, koordinasyon ve karar alma mekanizmaları kurmak,
Bakü ile beraber Ermenistan’a karşı ve diğer bölgesel ve ikili meselelere yönelik ortak çıkar ve amaçların tespiti ve bunların varsa sınırlarını dürüst ve net bir şekilde belirlemek,
ilişkinin iç prensiplerinde anlaşmak,
ortak hedeflere ulaşmak için ayrıntılı olarak zamanlandırılmış iş bölümünde anlaşmak ve bunu uygulamak.


SORU 4

Protokollerin taraflardan biri veya ikisince meclislerinde onaylanmaması/bekletilmesi ihtimali/senaryoları nasıldır? Bu durumda Türkiye’nin siyasi, diplomatik ve psikolojik kazanım ve kayıpları neler olabilir?


Erivan bu metinleri bundan sonraki müzakere etabında minimum pazarlık çizgisi olarak kabul edip yeni ödünler aramaya girişebilir. Batı da ilk başta Ankara’yı uzlaşmacı ve cesur olduğu için sırtını sıvazladıktan bir süre sonra – ki bu süre şaşırtıcı derece de kısa olabilir, “sen bunları kabul edebiliyorsun, ama onlar kabul edemiyor, demek ki ödün vermesi gereken sensin” düşünce ve söylemine girebilir.

Protokol önce veya sadece Türkiye tarafından bekletilse veya reddedilse bile çok muhtemelen metin yine ikili ilişkilerin standart referans metni olarak görülmeye devam edilecek ve hatta Türkiye “mızıkçılık” yaptığı için “öğretici cezalandırılmalar” maruz kalabilecektir.

Bir süre sonra Ermeniler Karabağ konusunda sınırlı ve sembolik bir ödün verdikten sonra sınırı kapalı tutmak Türkiye için artık çok daha güç olacaktır. Ermenistan “biraz akıllıysa” hemen değilse bile bir süre sonra Türk kamuoyunu etkilemek ve Ankara üzerindeki Batı baskısını arttırmak için Karabağ ve diğer işgal edilen topraklarla ilgili küçük, kozmetik ve kolaylıkla geri alınabilir jestler yapmaya başlayacaktır.

Buralardaki asker sayısını azaltmak, çok sınırlı yerlerden geri çekilmek vs. Bu tür durumlarda Türkiye “sınırı aç” baskısına dayanabilecek kondisyona sahip mi?

SONUÇ

Türkiye’nin anlaşmayı çok ister görünmesi gereksiz, zararlı ve tehlikelidir. Zaman Türkiye’nin lehinedir. ABD’nin soykırımla ilgili istemediğimiz söylem ve politikalar içine girmesini engellemek için doğru yol Ermenistan’a karşı ödünler vermek değil, Washington’a Türk-Amerikan ilişkilerinin diğer daha önemli kalemlerini hatırlatmak olmalıdır.

Ermenistan ile sorunları çözmek için çok istekli, aceleci ve ihtiraslı olmak teknik olarak yanlıştır. Çözümün şartlarını baştan belirlememek ve küçük parçalara ayırmak daha doğru olacaktır.

Protokolün içeriği avantajlı değildir ve iki ülke arasındaki güç, ihtiyaç ve bekleme lüksü dengelerini yansıtmamaktadır. Verilen ödünleri geri almak kolay olmayacaktır. Bu durum Ermenistan için daha az geçerlidir.

Son olarak, protokol onaylanmasa bile Türkiye’ye daha fazla baskıyı davet edecek, Azerbaycan ile ilişkileri zehirlemekten geri kalmayacak ve laik-İslamcı çatışması ve “Kürt açılımı” gibi meselelerle birleşerek iktidar partisine yönelik kuşkuları artırabilecektir.

Bütün sorunların nihai olarak çözülemeyebileceğini, tek taraflı ödünlerle dost kazanılmadığını aksine karşımızdakilerin iştahını arttırdığımızı, bazı şeyleri fiiliyata dökmesek bile yüksek sesle telaffuz ettikten sonra dünyanın artık aynı yer olarak kalmaya devam etmeyebileceğini görmek gerekmektedir.

Diplomatik dünyada ve özellikle Türkiye’nin karşı karşıya olduğu meselelerde “kazan-kazan” yaklaşımı artık baskın olan düşüncenin otomatik olarak kabul ettiğinden çok daha az sıklıkta geçerlidir.

Statükocu, muhafazakâr ve kuşkucu olmak ve “çözümden yana olmamak” gibi ifadeler kulağa hoş gelmeyen tınılara sahiptir. Ama yine de tarih bu yaklaşımın, “bir şey yapmalı”, “risk almalı”, “değişim her zaman statükodan iyidir”, “değişimden korkmak zayıflık işaretidir” diyen yaklaşıma göre daha geçerli olduğunu düşündürtmektedir.
Kullanıcı küçük betizi
mustafakoc
Üye
Üye
 
İletiler: 28
Kayıt: Cmt Kas 17, 2007 1:34

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen FahrettinAltay » Sal Eki 13, 2009 6:38

Zamani geldiginde, Protokoller yirtilip atilir... bunlar vatan haini tarafindan imzalanmistir, Turkiye Cumhuriyeti karsiti olan bir kimsenin imzaladigi protokolleri bizler cekmek zorunda degiliz. Itilaf devletleri hava alirlar!
Azeri kardeslerimizi yine yanimiza cekmeyi biliriz, ozur dileriz. Onlarda olanlari goruyorlar ve eminim cok uzuluyorlar..
Turkiye Cumhuriyeti Soykirim yalanin kabul etmedikce baska kim kabul ederse etsin, bizim icin fark etmez!

Yeterki onumuzdeki secimlerde AKP bitsin!!! Yoksa TC dagilacaktir!
Bayraklari Bayrak yapan, ustundeki kandir, Toprak ugruna olen varsa VATANDIR
Kullanıcı küçük betizi
FahrettinAltay
Üye
Üye
 
İletiler: 81
Kayıt: Pzt Eyl 07, 2009 11:54

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Eki 14, 2009 0:37

Resim
Bakü’de isyan

Ermeniye teslimiyet protokolü imzalayan AKP’nin Azerbaycan’da yol açtığı hayal kırıklığı ve öfke, dün başkent Bakü’deki Türk Büyükelçiliği’ne yürüyüşe dönüştü. “Ya Karabağ ya ölüm” gibi sloganlar atan göstericiler Türkiye’yi protesto etti.

Polisten müdahale geldi
İŞGAL altındaki Karabağ’ın kurtarılması için çalışan sivil toplum kuruluşu Karabağ Azatlık Teşkilatı (KAT) önderliğindeki göstericilerin binaya yaklaşmasını polis önledi. KAT, Türkiye’ye, “Ermeniye sınırı koşulsuz açmayın” çağrısı yaptı.

Azerbaycan ihanet gördü
Avrupa Birliği ve ABD dayattı, AKP imzaladı. Bu protokol Türkiye iktidarının Azerbaycan’a ihanetidir!

Son ümitler TBMM’de!
Beklentimiz odur ki, Ermenistan Karabağ’daki işgale son vermedikçe TBMM bu protokollere onay vermesin.

Azerbaycan’da kardeş isyanı
Ermenistan’la Zürih’te imzalanan protokoller ve Azerbaycan bayrağını yasaklama girişimi soydaşlarımızı çileden çıkardı.

Ermenistan ile Türkiye arasında imzalanan protokoller ve Bursa’da oynanacak maç öncesi alınan kararlara Azerbaycan’da tepkiler devam ediyor. Azerbaycan Vatandaş Hemreyliyi Partisi Genel Başkanı ve milletvekili Sabir Rüstemhanlı “Bu protokol, Türkiye’nin, daha doğrusu Türkiye iktidarının Azerbaycan’a ihanetidir” dedi. Ermenistan ile imzalanan protokolün ABD’nin ve Avrupa’nın baskısı ile Türkiye’ye dayatıldığının altını çizen Rüstemhanlı şöyle konuştu:

Stadyum Gül ve Sarkisyan’a kalsın
“Başbakan Erdoğan’ın Azerbaycan gezisi sırasında Milli Mecliste yaptığı konuşmanın sonucu bu olmamalıydı. Açıkca belli oluyor ki, Türkiye Ermeni oyununun bir parçası olmayı kabul etmiştir. Oynanacak milli maça Azerbaycan bayraklarının sokulmasının yasaklanmaya çalışması ise çok anlamsız bir adımdır. Tabii ki Türkiye Ermenistan arasında imzalanan protokolün ve diyalog sürecinin bir uzantısıdır bu adım. Türkiye hükümetinin kimden yana tavır aldıklarının da bir göstergesidir. Türkiyenin Dünya Kupası’na gidemeyeceği artık belli olmuştur ve bu maç da sembolik maçtır. Ben tüm Anadolu Türklerini bu maçı protesto etmeye davet ediyorum. Ne Azeriler ne de Anadolu Türkleri bu maça gitmesin ve bayrak götürmeye de gerek kalmasın. Bırakalım stadyuma sadece Sarkisyan ile Gül gitsin onlar maçı beraber izlesinler.”

TBMM kabul etmesin
Daha önce Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelen heyette yer alan Ganire Paşayeva ise Başbakan Erdoğan’ı uyardı. “Beklentimiz odur ki Ermenistan Azerbaycan topraklarından çekilmedikçe Türkiye Büyük Millet Meclisi bu protokolleri kabul etmesin ve Ermenistan’a da bu mesaj açık ve net olarak verilmelidir.” diyen Paşayeva şunları kaydetti:

Hava kadar önemli
“Türkiye Ermenistan’a ’sınır kapılarının açılmasını istiyorsanız, protokollerin tasdik edilmesini istiyorsanız, Türkiye ile normal ilişkiler istiyorsanız ki bugün bu en çok Ermenistan’ın işine yarıyacak. Çünkü Ermenistan tam çökmüş bir ülke ve Ermenistan için sınırların açılması, ilişkilerin kurulması hava su kadar önemlidir. Eğer bunları istiyorsanız işgal ettiğiniz Azerbaycan topraklarından çekileceksiniz” demelidir. Bu protokollerin parlamentodan geçmesi Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarından çekilmesi ve 1 milyon Azerbaycan Türkünün memleketine dönmesinden sonra kabul edilmelidir. Bizim Türkiye’den beklentimiz budur.

Ankara’ya heyet geldi
Bu arada, Azerbaycan Parlamentosundan 11 kişilik milletvekili heyeti Ankara’ya geldi. Heyet adına açıklama yapan Milletvekili Samed Seyidof, “Türkiye’ye kardeşlerimizle yaşanan sorunu konuşmaya geldik “ dedi.

Erdoğan’ın resmini yaktılar
Ermeni işgali altındaki Yukarı Karabağ’ın kurtarılması yönünde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşu Karabağ Azatlık Teşkilatı (KAT), Ermenistan ile imzalanan protokollerden dolayı Türkiye’yi protesto etti. Türkiye’nin Bakü’deki Büyükelçilik binasına doğru yürüyen göstericiler, “Türkiye, Karabağ’ı Ermenilere Sattı”, “Ya Karabağ, Ya Ölüm”, “Şuşasız Karabağ Karabağ’sız Azerbaycan olmaz” gibi sloganlar attı, Abdullah Gül, Başbakan Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu’nun üstü çizilmiş fotoğraflarını yaktı. Polis güçleri tarafından Büyükelçilik binasının çevresinde alınan geniş güvenlik önlemlerinden dolayı göstericiler, binaya yaklaşamadı. Karabağ Azatlık Teşkilatı Başkanı Akif Nağı ve bazı göstericiler polis tarafından gözaltına alındı.

TBMM protokolü reddetmeli
Azerbaycan’daki muhalefet partileri, Türkiye ile Ermenistan arasında sınır kapısının açılmasına ilişkin imzalanan protokolle her şeyin kaybedilmediğini, TBMM’nin protokolleri onaylamaması için çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Müsavat Partisi Genel Başkanı İsa Kamber, bu protokolün imzalanmasına facia gibi bakmanın, ihanet gibi değerlendirmenin doğru olmayacağını belirterek “Bu imzayı, uzun bir sürecin bir aşaması olarak değerlindiriyoruz” dedi. Kamber, gelişmelerin, Türkiye yönetiminin, Azerbaycan menfaatlerine karşı adımlar atmayacağına inanılmasına esas teşkil etmeyeceğini gösterdiğini de belirtti.

Elimizi zayıflattılar
Halk Cephesi (AXCP) Genel Başkanı Ali Kerimli, bu protokolların imzalanması sonucunda Karabağ probleminin çözümünde Azerbaycan’ın bulunduğu yerin zayıflatıldığının gözlemlendiğini vurguladı. Kerimli, imza arefesinde Bakü yönetiminin ’Karabağ probleminin bir an evvel çözülmesi’ne yönelik haberler yaydığını ve bu haberlerin protokolleri imzalamak isteyenlerin önünü açtığını da ileri sürerek “Şimdi çalışmak lazım. Bu protokol, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde imzalanmasın” dedi.

Bir silah elden çıktı
Demokratik Parti (ADP) Genel Başkanı Su601?rdar Calaloğlu ise Karabağ probleminin hallindeki bütün zorlukları bu protokolün imzalanması ile temellendirilemeyeceğini ifade etti. Calaloğlu “Protokollerin imzalanması ile bir silah elden çıktı. Bu silahların hepsi demek değil. Problemin çözümü Azerbaycan’ın elindedir. Dünya birliğinin desteğini kazanıp, problem çözülür” dedi.

Azerbaycan Milletvekilleri daha önce Türkiye’ye gelip temaslarda bulunmuşlardı. Başbakan Erdoğan bu vekilleri ‘fitne’ çıkarmakla suçlamıştı.


YENİÇAĞ
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen Başkomutan » Prş Eki 15, 2009 1:23

O fotoğraf

Kamuoyuna “tarihi” olarak sunulan Türkiye-Ermenistan protokolü üzerine çok şey söyleniyor ve söylenecek. Şu ana kadar bunun bize ne faydası olduğunu anlamış değilim. Bunları ayrıca tartışırız elbette.

Ancak çok dikkatimi çeken bir noktayı da belirtmeden edemeyeceğim. O da imza anının fotoğrafı. Önde Türk ve Ermeni bakanlar masada oturuyor. Tam arkada ise Amerika, Rusya ve İsviçre Dışişleri Bakanları ayaktalar, yüzlerinde hafif bir tebessüm.

Hani oğlan kızı kaçırıp şey eder de, kızın ailesi “ya evlenirsin ya da” diye dayatır, işte o fotoğraftaki manzara bunu andırıyordu. Kızla-oğlan nikâh masasında. Arkada ise kızın aile büyükleri durmuşlar. Aslında ellerinde silah var ve damadın sırtına dayamışlar, millete de durumu çaktırmamak için gülümsüyorlar.

Peki, o masada kim gelin kim damat diye sorarsanız. Ona da siz karar verin artık, ben ne diyeyim?

Can Ataklı 13.10.2009
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay ... =4&wid=142



Bu arada maça giden arkadaşlar ilginç şeyler söyledi.Futbolseverlerin çoğu memur görünümlüymüş.
Nerden anladınız dedim.Gol olduğunda bile bağırmayanlar varmış...Bu açılımseverlerin elinde değil mavi,yeşil kırmızı renkli Türk bayrağı al renkli ay yıldızlı Türk bayrağı yokmuş...Ağlanacak halimize gülelim diye maç nerede diyecektim bilmeme rağmen sormadım :(

İyi uykular TÜRKiye :turkiye:
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eki 15, 2009 9:43

Hepimiz Ermeniyiz!..

Şu sıra terör’ü, bölge halkının sıkıntılarını, ‘Açılım’ saçmalığını, ‘Ergenekon’ dalgalarını, medya üzerine yapılan ‘Faşist’ baskıları, devamlı sansürlenen yazarları, ülkede ki -sözüm ona- demokratik açılımları vs. unuttuk!..

Milletçe Ermenileştik...

Bu hafta ki gündem Fatih Terim’in istifası ve Ermenistan ile yapılan protokol imzası...

Ben devamlı söylüyorum;

-Bu hükümetin yürüttüğü kişiliksiz dış politikanın acıları bu adamlardan sonra çocuklarımıza kalacak. Tüm bu uzlaşmaların, göz boyamaların altında ki maddeleri çocuklarımız bizzat yaşayacak!..

Hatırlayın Başbakanın DAVOS kahramanlığı sonucu bana attığınız mailleri. Sonra düşünün, 1 ay sonra İsrail de ki gelişmeleri...

ABD’nin baskısı ile Ermenistan ilişkilerinin düzeltilmesi yönünde atılan adımlar kapsamında yapılan protokolde Türkiye Cumhuriyetini Ermenistan’ın yanına oturtan, tamamen yabancı güçlerin elleridir.

Yaramazlık yapan iki çocuğu barıştırmaya çalışır tavırlarla Hillary hanımın ev sahipliğinde yapılan iç’i tamamen Ermenistan’ın isteği ve vaatleri doğrultusunda doldurulan bu protokol, Türkiye Cumhuriyeti tarihine bir leke olarak geçecektir!..

Ben hiçbir zaman böyle bir barış antlaşması veya uzlaşma zemininin olmaması yönünde görüş bildirmedim. Tabi ki Ermenistan ile ilişkilerimizin sözde ‘soykırım’ bazında düzelmesi, Ermenistan dan çok Türkiye’nin lehine bir durum teşkil eder. Fakat benim ve benim gibi düşünenlerin itirazı, protokolde Ermenistan’ın vaatleriyle dolu bir antlaşma imzalamamamız.

-Siz sınırları açın, biz .... yapacağız.

- Siz ‘soykırım’a sıcak bakın, biz ... yapacağız.

Bunlarla dolu bir protokol ancak bir diretme ile yapılır.

Peki, ne bu diretmenin sebebi?

ABD’de ki en güçlü lobi Yahudilerindir. İkinci sırada ise bilin bakalım kimler var?

Ermeniler...

Bu dış ilişkilerde ki gelişmeler elbette Türkiye adına en büyük yankıyı AB yolunda bulacaktır.

Fakat Türkiye’nin bunları AB için yaptığını falan sakın sanmayın. AB kendi içerisinde kaynıyor fakat medya da bir satır bile yankı bulmuyor.

Adamlar kendi anayasalarını hazırlamışlar Lizbon antlaşması kapsamında tüm ülkelerden onay almaya çalışıyorlar. Yani bir anlamda ‘Ulus Devlet’ modelini biraz daha pasifize etmenin derdindeler.

Neyse, bu durumu sakın sorun edip, AB yollarının bizim direncimizle kesileceğini düşünmeyin.

Bizi yıllardır alıştırıdılar zaten ‘maşa’ yapmaya. Olurda bu topluluğa girersek atarız imzayı ne getirirlerse, mürekkep bedava nasılsa.

Neyse demem o ki,

Böyle şanlı tarihi olan bu milleti kişiliksiz, halsiyetsiz, vasıfsız hale getirmelerine daha fazla göz yummak içimde ki tüm umutları köreltiyor.

Geçmişi aydınlıklarla dolu bu milletin geleceğinin kıytı köşelerde kalmış karanlıklarda olacağını bilmek ve görmek inanının yazmaktan daha zor...

İnsanları da öyle alıştırdılar ki, kimsenin sesi çıkmıyor. Herkez aval aval olanları seyrediyor. Koyun sürüsü gibi dizilmiş sonumuzun ne olacağını başkalarının gözünün içerisinde bakarak bekliyoruz.

Biz böyle bir millet değiliz. Bizi bu hale getirenlerin egolarının törpülendiği, hırs ve köleliklerinin tamamen yok edildiği, tertemiz toprakların su diye içildiği, kutsal sayılan analarımızın nasırlı ellerinin okşanıp sevildiği toprakların çocuklarıyız biz. Bizim sırtımızda kahramanlarımızın ağır bedenleri, destanlarımızın tükenmez yüceliği ve boyun eğmeyen atalarımızın vasiyetleri vardır.

Pir Sultan Abdal’ların Yunus Emre’lerin, Nasrettin Hoca’ların, Mevlana’ların yaşadığı bu topraklarda böcekler gibi yaşamak seni bilmem ama benim ağırıma gidiyor, arkadaş...

Bizi bu köleliğe alıştıranların adımıza attıkları imzaların hesabını da veririz nasılsa. Fakat hesabını veremeyeceğimiz tarihin bizim geleceğimize yön vermesinden yana oldum hayatım boyunca.

Haklısın, herşey değişiyor nasılsa.


Bak, şimdi de hepimiz Ermeniyiz. Yarın Kıbrıs sorunu göndeme geldiğinde hepimiz Rum olmayacak mıyız? Geçmişte Yunanlı da olmadık mı? Aslımız ABD’li değil mi bizim?

-Yaşasın halkların kardeşliği-

Evet, tam 50 yıldır bir tek Türk olamadık bu topraklarda.

Çünkü hiçbir Türk böyle davranamaz ve yaşayamaz nasılsa!..


Vedat SARAK - 15 Ekim 2009, HABER3
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen İlteriş » Prş Eki 15, 2009 11:36

Haber-"ney idugu belirsiz"'in yaptirdigi ankete gore AKP hala %42'ymis.

Bir sonraki secimde sonuc degismez, iktidar ayni kalirsa, neredeyse bir Turk olarak ben bolunmeyi savunacagim! Bu siyasetle esir edilmek istemiyorum! Kurunun yaninda yanmak istemiyorum! Ne olacak?

Ote yandan Haber-"Cin oldun adam carptin" Turkiye macina Azerbaycan bayragi sokmak isteyen herkesi haberlerinde, "IRKCILIK" ile itham ediyor ve "Atsizci" diye yaftaliyor.

Bence Turkiye'nin en buyuk sorunu Turk dusmani irkciligi, biz oluyoruz, imdat diyoruz, irkci oluyoruz! Bu ne namussuz bir yorumdur!
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen Türk-Kan » Prş Eki 15, 2009 14:40

Ermenistan maçları torbadan nasıl çıktı?

Bursa Valisi Şahabettin Harput’un Ermenistan-Türkiye maçında Azerbaycan bayrağının stada sokulmasını yasaklaması, tepki üzerine bu yasağı kaldırmasının ardından bu defa FIFA devreye girdi.

FIFA, Türkiye-Ermenistan maçında stada Azerbaycan bayrağı sokulmasını yasakladı!
Haber böyle duyuruldu ama Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, “FIFA delegesi düşüncelerini güvenlik toplantısında paylaştı. Burada FIFA delegesinin yaptığı uyarı var” dedi.

Demek ki karar Türk yetkililerin katıldığı toplantıda verildi!
* * *Maça saatler kala Bursa Valisi Şahabettin Harput, “Azerbaycan bayrağına müsaade etmeyeceğiz” açıklaması yaptı.

Vali, “Bizim temel yaklaşımımız Azerbaycan bayrağını kullanarak ve onu istismar ederek, o vesileyle bir kısım sloganlarla Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine, Türkiye-Ermenistan açılım sürecine ve tümüyle bu sürece zarar verebilecek bazı yanlış hareketlere karşı engel olmaktır” gibi sözler de söyledi!

CHP, MHP ve DSP bu karara anında tepki gösterdi. CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, “AKP hükümeti Ermenistan ile imzaladıkları protokolden dolayı tepki göreceklerini bildikleri için FIFA’ya böyle bir karar aldırtmış olabilir. Türkiye’de milli bir maçta Azerbaycan bayraklarının açılmasını yasaklayan FIFA, yurtdışında oynadığımız maçlarda açılan Türk dünyasının bayraklarını niye yasaklamıyor?” diye sordu.

DSP İstanbul Milletvekili Hasan Macit de “AKP kendi yapamadığını, alamadığı kararları uluslararası kuruluşlara aldırtarak burada uyguluyor” dedi.
* * *
Esasen, Türkiye ile Ermenistan’ın “kura” sonucu aynı torbaya düşmeleri ve Ermeni açılımının bu maçlarla birlikte başlatılması tesadüf değil, planlanmış bir süreç gibi duruyor. Erivan’daki maça Türkiye adına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün gitmesi, ikinci maçtan önce protokollerin imzalanması ve nihayet Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın Bursa’daki maça gelmesi ve Azerbaycan bayrağı üzerinde önce Türkiye sonra FİFA tarafından kriz çıkarılması da hiç tesadüf gibi durmuyor!

Nitekim gazeteci Etyen Mahçupyan da “İlişkilerin iki ülkenin milli takımlarının karşılaşmasıyla başladığına ilişkin algı” üzerine bir soru sorulunca “Futbol bahane. O olmasa eskrim müsabakası da bulurduk” dedi.

Mahçupyan, “Bundan sonra sınırın açılmaması bir olay. Açılması beklenti. Ekonomi de ‘beklentinin satın alınması’ diye bir tabir vardır. Şu anda dünya, Türkiye ve Ermenistan toplumu sınırın açılması beklentisini satın almış durumda. Dolayısıyla açılmaması bir problem olarak ortaya çıkacak artık” dedi.

Mahçupyan’a göre Ermenistan’ın işgal ettiği Azerbaycan topraklarından çekilmesini kimse satın almıyor!
* * *Fakat gerçekte hangi beklentinin satın alındığını Washington Post gazetesi, “Bir Sınırı Açmak” başlıklı başyazısında açıkladı.

Yazıda Türkiye ile Ermenistan arasındaki yakınlaşmanın Batı’ya gaz ve petrol ihracına yönelik yeni koridorların yolunu açmaya yardım edeceği görüşü ifade edildi.

Karabağ konusunda ise, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, bu ‘donmuş sorun’un çözümünün, Ermenistan ile varılan anlaşmada bir önkoşul olmasını reddederek, ‘cesur’ bir adım attığı” görüşü savunuldu.

Demek ki petrol şirketleri bir karara vardı, uygulaması Türkiye’yi yönetenlere düştü!


Arslan BULUT, 15 Ekim 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen Türk-Kan » Cum Eki 16, 2009 19:37

Hepimiz Ermeni’yiz Diye Başladı Leş Kargaları ile Bitti

Önce protokolün imzalandığı masanın etrafındakilerin ne olduğundan başlayalım.

Osmanlı’yı paylaşanların hepsi imza masasının arkasındaydı. İngiltere’nin yerine Amerikan temsilcisi Clinton, Rusya temsilcisi Lavrof, Avrupa temsilcisi Solana Davutoğlu’nun üzerine doğru abanmışlardı. Davutoğlu azıcık yan çizse leş kargaları ensesine oturacak gibi duruyorlardı.

Protokol imzalandı. Türkiye kaybetti.

Amerika, Rusya ve Avrupa kazandı.

Rusya Azerbaycan’ı kazandı. Amerika Kafkaslara ikinci adımı attı. Avrupa ikinci bir petrol enerji hattı potansiyeli kazandı.

Batının planı, Hırant Dink’in CIA tarafından katledilmesi ile başladı. Arkasından, Türk halkının yoğun bir şekilde aşağılanması süreci yaşatıldı.

Hepimiz Ermeniyiz yürüyüşleri ile aşağılanma süreci sürdürüldü.(Aşağılanan halklar tepkisizleşirler)

Bu protokolden sonra, Tayyip ve Gül ne derse desin, hangi açıklamayı getirirse getirsin, Amerikan yalakası basın hangi yalanı bulursa bulsun Ermenistan’ı tercih ettikleri açıktır.

Ermeni’yi Türk’e, Hıristiyan’ı Müslüman’a tercih ettiler.

Yapılan iş özümüze ve çıkarlarımıza aykırıdır.

Propaganda aygıtı, bir yere kadar insanımızı yanıltabilir. Bir yerden sonra bu iş geri tepecektir.

Bundan sonra Azerbaycan’ı kazanmamız çok zor.

Emperyalizm sadece Türkü Kürde düşman etmekle kalmıyor. Artık Türk’ü Türk’e düşman etmeyi de başarıyor.

Arapların kendi aralarındaki düşmanlığın nedeni, ne dindir, ne de başka bir şey. Emperyalizmdir. Bu gidişle, Arapların durumuna düşeceğimiz görünmektedir.

Azerbaycan ile bizim aramıza emperyalizm girmiştir.

Tercihimizi Ermenistan’dan yana koyarsak, Azerbaycan çevresindeki tüm Türk Cumhuriyetlerini kaybederiz. Yükselen Asya’yı kaybederiz.

Amerikan destekli bu siyasi iktidar, iktidarını sürdürmek için Amerika’nın tüm isteklerine evet diyecektir. AKP iktidarı açısından bakarsak, başka çareleri yoktur. Amerika’nın istediği, ancak kendi boylarından büyük işleri yapmak zorundadırlar. Amerika desteğini çekerse iktidarlarını kaybederler.

İşledikleri suçların korkusu, onlara daha büyük suçları işlemek zorunda bırakacaktır.

Erken seçim yaparak zevahiri kurtarmaya çalışıyorlar. Fark etmez. Amerikan destekli yeni seçim olsa ve bunlar iktidar olsa, gene ülke aleyhine işlere devam etmek zorundadırlar. Gidişatları geri dönemeyecek bir hal almıştır.

Korkunun ecele faydası var mı?


Bülent ESİNOĞLU, 13 Ekim 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: AKP Hükümeti Teslimiyet Protokolünü İmzaladı

İletigönderen Türk-Kan » Prş Kas 05, 2009 2:11

Resim

'Soykırımdan vazgeçmeyiz'

Sarkisyan, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesinin “soykırım”ın tanınmasına yönelik çabalardan vazgeçilmesi anlamına gelmediğini söyledi.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesinin “soykırım” ın tanınmasına yönelik çabalardan vazgeçilmesi anlamına gelmediğini vurgularken ülkesinin her zaman taahhütlerine sadık kaldığını ve imzalanan protokollerin ruhu doğrultusunda Türkiye ile ilişkilerin kurulmasına hazır olduğunu söyledi. Serj Sarkisyan, Ermeni Kilisesinin bir toplantısında yaptığı konuşmada Ermenistan’ın uluslararası ilişkilerde sorumlu bir oyuncu olarak her zaman taahhütlerinin gerçekleşmesine sadık kaldığını belirterek “Türkiye ile ilişkilerin, imzalanan protokollerin lafzı ve ruhu doğrultusunda ön koşulsuz ve makul bir süre içeresinde tesisine doğru ilerlemeye hazır olduğunu” vurguladı.

Karabağ’ı vermeyeceğiz

Konuşmasında uluslararası toplumun da, protokollerin onaylanmasını ve iki ülke arasındaki ilişkilerin ön kosulsuz ve makul bir süre içerisinde kurulmasından yana olduğunu savunan Sarkisyan, ülkesinin, Türkiye-Ermenistan ve Karabağ süreçlerinin hiçbir biçimde birbiriyle bağlı olmadığı yönündeki tavrını tekrarladı. Sarkisyan daha önce de Dağlık Karabağ sorunu konusuna değinmiş ve, “Karabağ’ı hiçbir zaman Azerbaycan’a hediye etmeyeceğiz. Bu bölge Bakü denetimine bir daha geçemez. Bu konudaki tavrımız değişmeyecek” diye konuşmuştu.

İki ayrı süreç

Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan da geçtiğimiz günlerde benzer sözleri tekrarlamış, Türkiye açılımı ile Yukarı Karabağ’ın “iki ayrı süreç” olduğunu söylemişti. Nalbantyan, sadece Ermenistan’ın değil, uluslararası toplumun da Türkiye açılımı ile Yukarı Karabağ meselesine bu yönde baktığını açıklamıştı. Türkiye ile Ermenistan arasındaki müzakerelerin sona erdiğini hatırlatan Nalbandyan, Yukarı Karabağ konusunda kısa sürede neticeye varılamayacağını kaydetmişti.

Diaspora desteğini arttırıyor

Ermeni Diasporası Bu Kez Çirkin Emelleri için ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Harry Reid’i Kullanıyor. ABD’deki Ermeni diasporası, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollere karşı kampanya sürdürüyor. Son olarak da diasporanın çabaları sonucunda ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Harry Reid, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a bir mektup göndererek protokollerden ve bu çerçevede bir tarih komisyonunun öngörülmesinden duyulan “ciddi kaygıları” na dikkat çekti. Harry Reid, ABD’deki büyük Ermeni kuruluşlarından ANCA tarafından yansıtılan mektupta Türkiye ile Ermenistan arasında varılan mutabakatın ABD’deki Ermeni toplumunda kaygı yarattığını belirterek “Türkiye hiç bir zaman Ermeni soykırımını tanımadı” dedi.


YENİÇAĞ, 4 Kasım 2009
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x