İsveç de giydirdi





Türkiye’yi soykırımla suçlayan tasarı İsveç Parlamentosu’nda bir oy farkla kabul edildi. Tasarıda Ermenilerin yanı sıra Asurilerin, Keldanilerin, Pontus Rumlarının da Osmanlı döneminde “soykırım”a uğratıldığı iddia ediliyor.
Bu golü göz göre göre hatta bile bile yedik sayılır...
Komediye bakınız... TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Murat Mercan başkanlığında bir heyet 13 Şubat’ta İsveç’i ziyaret ediyor. Stokholm’de gazeteciler Murat Mercan’a İsveç Parlamentosu’na sevk edilen soykırım tasarısı konusunda ne düşündüğünü soruyorlar. Mercan’ın bu tasarıdan haberi yok. Gazeteciler sorunca öğreniyor. Ne var ki konu Türkiye’ye taşınmıyor. Ankara, ABD’deki tasarıyla ilgilenirken İsveç’teki tasarıyı kimse ağzına almıyor. İki gün önce dile getirdik. Eğer konu ülke içinde tartışılsa, kamuoyu oluşturulsa İsveç etkilenebilir, tasarı geçirilmeyebilirdi. Ne var ki iktidar tasarıyı adeta gizliyor. Dışişleri Bakanı Davutoğlu CHP’yi ancak iki gün önce arayarak yardım talebinde bulunuyor. Tabii ki yumurta kapıya gelince gösterilen çaba yeterli olmuyor.
İsveç Parlamentosu’nun kararı belli olunca Başbakan, İsveç seyahatini iptal ediyor. Stokholm’deki büyükelçimiz geri çağırılıyor. Hepsi göstermelik. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş, Ankara sadece görünüşü kurtarıyor...
Üstelik Avrupa artık bizi iyi tanıyor... Birkaç gün öfke yaptıktan sonra yelkenleri suya indireceğimizi iyi biliyorlar...
Ulusal duyarlığı giderek yok olan bir ulus için olup bitenler olağan sayılmalı..

MELİH AŞIK 12.03.10

Ermenilerin “Soykırım” Savaşı ve Türkiye



Ermeni diasporası ve Ermenistan devleti, Türkiye’ye karşı bir “soykırım” savaşı yürütmektedir. Bu bağlamda dünyanın her yerinde Ermeniler, Türklerin imajına ve tarihine yönelik saldırılarına alabildiğince hız vermişlerdir. “Ermeni soykırım iddiaları” Türkiye’ye yönelik olarak ilân edilmiş olan silâhsız bir savaştır. Bunun çok açık olmasına rağmen Türkiye’deki Ermeni lobisi ve özürcü aydın kesimi, olgunun altında yatan gerçekleri halktan saklamaktadır. Hâlbuki konu Türkiye’nin varlığı, meşruiyeti ve toprak bütünlüğüyle yakından ilişkilidir. Bugün birliğine, bütünlüğüne, varlığına ve tarihine karşı açılmış bir savaşla Türkiye karşı karşıyadır. Birilerinin sunduğu gibi “soykırım iddiaları”, bir halkın uğradığı felâkete yönelik olarak gösterilen tarihî bir duyarsızlık sorunu değildir. Sorun, Ermeni kimliğini diri tutmak, nostalji, insanî ya da “tarihle hesaplaşmak” sorunu ise hiç değildir.

Bugüne kadar dünyanın hiçbir yerinde yüz yıl önce meydana gelmiş bir olayın hesabının yüz yıl sonra sorulduğuna dair bir olayı tarih kayıt etmemiştir. Yine dünya tarihinin hiçbir döneminde tarihin siyasetçiler, parlamentolar ve dernekler tarafından yazılmasına teşebbüs edilmemiştir. Tarih siyasallaştırıldığında tarih olmaktan çıkarak siyasî bir propaganda aracı hâline gelir.

“Ermeni soykırım” iddiaları gerçekte Anadolu’nun mülkiyetine yönelik taleplerin ürünüdür. Bu bakımdan “insanlığı karşı işlenmiş suçlar”, “bir hakkın teslim edilmesi” ya da “bir acının paylaşılmasıyla” uzaktan yakından ilgisi yoktur.

Tarihi tek yanlı, acıyı tek boyutlu ve olayları tek taraflı olarak okuyan ya da anlayanların amaçları da insanî değil siyasidir. “Soykırım iddiaları”, silâhla dize getirilemeyen bir halkın siyasî atraksiyonlarla diz üstü çöktürmenin aracıdır. Daha açıkçası cephede yenilmeyeni masada yenmek mücadelesidir.


Düşmandan Dürüst Olması Beklenmez!

Diaspora ve Ermenistan devleti kendisini hâlâ Türkiye ile savaş hâlinde görüyor. Türkiye ile çatışmasızlık durumunu geçici bir ateşkes dönemi olarak değerlendiriyor. Ermenistan bugün resmen Türkiye’nin sınırlarını tanımıyor ve Türkiye toprakları üzerinde hak talep ettiğini Anayasasına yazıyor. Ağrı Dağı’nı simge olarak kullanmakla kalmayıp, Türkiye’nin bazı vilayetlerine ise hâlâ Batı Ermenistan olarak nitelendiriyor.

Ermenistan, bu tavrıyla Türkiye’yi komşu olarak değil düşman olarak gördüğünü ortaya koymuş bulunuyor. Ermenistan tarih boyunca ancak büyük güçleri arkasına alarak sesini duyurabilmiştir. 20. yüzyılın başlarında Ermenistan önce Çarlık Rusyası daha sonra da İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı İmparatorluğu üzerindeki hesaplarının aracı olarak kendisini kullandırmıştır. Fakat bundan istediği sonucu alamamıştır. 21. yüzyılın başından önce SSCB çökünce Ermenistan bu defa umudunu ABD’ye bağlamış bulunmaktadır. Küçük ancak etkili diasporası ile Ermenistan Türkiye’yi dünyanın her yerinde “soykırımcı” ilân ettirmektedir.

Ermenistan’ın bu tavrını anlamak mümkündür. Ancak Ermenistan’a ya da diasporasına rica, minnet ederek ya da “tarih komisyonu” kurup ortak araştırma önermekle barış sağlanacağını sananların tavırlarını anlamak mümkün değildir. Karşınızda önyargılı, intikam duygusuyla yanıp tutuşan ve sizi düşman gören bir Ermeni algısı var. Ermenistan ve diasporası Türk milletine karşı kini bir din olarak görmektedir. Böyle bir anlayışa sahip ülkeyle dış baskıları dikkate alıp protokol imzalamanın sorunu çözeceğini sanmak fena hâlde yanılmak anlamına gelir.

Herhangi bir anlaşma gerçekler ve gerekler üzerine bina edilmesi durumunda anlamlı olur. Sizi düşman gören bir anlayışla mecburuz/mahkûmuz görüntüsü vererek el sıkışmak, barışı değil gerilimi tetikler. Ayrıca düşmandan dürüst olmasını beklemek ya da adâlet talep etmek aklı başında olan yönetimlerin işi değildir. Halk tabiriyle “dostlar alış verişti görsünler” diye anlaşma yapılmaz.

2023 Prof.Dr ÖZCAN YENİÇERİ

Abdullah Gül'ün kardeşi dondurdu...

Ermenistan'dan "donduran" karar

Ermenistan Lideri Sarkisyan, "Protokollerin onay sürecini donduruyoruz. Süreci terketmiyoruz" diye konuştu.



24 Nisan'a 2 gün kala Ermenistan'da parlamentoda çoğunluğu elinde tutan koalisyon hükümetinin üç büyük partisi yaptıkları ortak açıklamada, "Türkiye'nin makul bir zaman içinde" protokolleri onaylamamasını gerekçe göstererek bu kararı aldığını bildirdi.

Açıklamada, "Türkiye’nin protokolleri makul bir zaman içinde onaylamayı reddetmesi, Ermenistan Parlamentosu'nun ileriye dönük herhangi bir ileri adım atmasını da anlamsız hale getirdiğinden, ülkenin iktidardaki çoğunluğu sürecin sona erdirilmesini ve Türk tarafı sürece devam etmeye hazır olana kadar konunun Ermenistan Cumhuriyeti Parlamentosu’nun dört günlük oturumunun gündeminden çıkarılmasını uygun görmüştür" denildi.

Ermenistan ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin kurulması ve ilişkilerin normalleşmesini öngören iki protokol Ekim ayında Zürih'te imzalanmıştı.

Protokollerin yürürlüğe girmesi için iki ülke parlamentoları tarafında da onaylanması gerekiyor. Türkiye, protokolleri Meclis'e sevk etti. Ermenistan ise önce Anayasa Mahkemesi'ne sonra da geçtiğimiz aylarda parlamentoya getirdi.

SARKİSYAN'DAN AÇIKLAMA

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan konuyla ilgili olarak "Protokollerin onay sürecini donduruyoruz. Süreci terk etmiyoruz" açıklamasını yaptı.

internethaber


Şok gelişmeye Türkiye'den ilk tepki!

Ermenistan, protokollerin onay sürecini dondurdu. Başbakan Erdoğan, Erivan'ın protokolleri dondurmasını "Ermenistan'da yetkili makam parlamentodur. Onay sürecini nasıl yöneteceklerini kendileri bilir" diye yorumladı.

[img]http://www9.gazetevatan.com/newpics/news/220420101205309568722_2.jpg[/img]


Başbakan Erdoğan, gazetecilerin Ermenistan’ın protokol süreci karşısındaki tutumuyla ilgili soruları şöyle yanıtladı:

KENDİ TAKDİRLERİ: Ermenistan’ın protokol süreciyle ilgili olarak, onay süreciyle ilgili olarak alacağı kararlar konusunda yetkili makam malumunuz olduğu üzere Ermenistan Parlamentosu. Ermenistan koalisyon partilerinin bugünkü açıklamasını bu çerçevede not edilmiş olarak burada ifade etmek istiyorum. Onay sürecini nasıl yönetecekleri tabiatıyla kendilerinin takdiridir, kendilerinin bileceği bir iştir. ’Niye şöyle söylediniz, bunu niye böyle söylemiyorsunuz’ diyecek halim yok.

SARKISYAN'DAN BEKLENEN CEVAP

BAĞLILIĞIMIZ SÜRÜYOR: Biz protokollere, protokollerin lafzına ve ruhuna, bunların hayata geçirilmesi hedefine bağlığımızı bundan önce bir çok açıklamalarımızda ifade ettik. Kendilerine özel temsilcim vasıtasıyla göndermiş olduğum özel mesajımda uluslararası hukukun ahde vefa ilkesi çerçevesinde süreci devam ettirdiğimizi bunun yanında hiçbir ülkenin veya milletin kendi hafıza kayıtlarını bir başka millete dayatma hakkının olmadığını ifade etmiştim. Ama aynı şekilde hiçbir ülkenin, milletin de Türkiye’ye kendi hafıza kayıtlarını dayatma hakkının olmayacağını söylemiştim.

OBAMA NE DİYECEK: (Ermenistan’ın açıklamasının ABD Başkanı Barack Obama’nın yapacağı konuşmayı etkileyip etkilemeyeceğine ilişkin soru üzerine) Sayın Obama’nın yapacağı açıklamayla ilgili olarak böyle bir gün kala, iki gün kala yapılacak açıklamaların siyasi liderleri hele hele ABD’nin Başkanı’nı etkileyebilecek güce, kabiliyete sahip olduğuna inanmıyorum.



Çocukları da yollamıyorlar


Türkiye ile protokol sürecini donduran Ermenistan, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ne de davet edilmesine rağmen katılmama kararı aldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos’taki “One Minute” çıkışından önce şenliğe katılan İsrail de bu sene davete katılmıyor. Ermenistan, şenliğe geçen yıl da davette bulunulmasına rağmen katılmadı. Yunanistan, İran, Suudi Arabistan gibi ülkelerin daha önceki şenliklere davet edilmelerine rağmen katılmadıkları için çağrılmadıkları belirtilirken, bu sene Finlandiya’nın Avrupa’yı kaplayan kül bulutu nedeniyle Türkiye’ye gelemediği belirtildi.

VATAN

Erdoğan’ı sorumlu gösterdiler

Erivan, Obama’yı köşeye sıkıştırmak için protokolü dondurdu.

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün, 8 Eylül 2008’de Erivan’daki milli maça giderek başlattığı süreç, Ermenilerin ‘Şark kurnazlığıyla’ sona erdi. Hükümeti oluşturan 3 partinin Türkiye ile imzalanan protokolün meclisten çekilmesi talebini Cumhurbaşkanı Sarkisyan da onayladı.

Erdoğan’ı sorumlu gösterdiler

ERMENİSTAN’da koalisyon partilerinin yaptığı ortak bildiride, sürecin sekteye uğramasının sorumlusu olarak da Başbakan Tayyip Erdoğan gösterildi. Kararda, “Yukarı Karabağ ve Azerbaycan sorununun ön şart olarak gösterilmesi kabul edilemez” ifadesi kullanıldı.

AKP’nin açılımı tıkandı

İktidarın, Cumhurbaşkanı Gül’ün milli maçı izlemek üzere 2008’de Erivan’a gitmesinin ardından başlattığı Ermeni açılımı tek taraflı donduruldu. Ermenistan Meclisi’nde bekleyen protokoller gündemden çıkartıldı.

Sümeyra YILMAZ

Ermenistan, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesini öngören protokollerin onay sürecini durdurduğunu açıkladı. Bu kararın ardından Türkiye de vakit kaybetmeden atılabilecek adımları değerlendirmeye başlarken, Ermenistan’a ilk tepki Başbakan düzeyinde geldi. Ermenistan’da parlamentoda çoğunluğu elinde tutan koalisyon hükümetinin üç partisi yaptıkları ortak açıklama ile “Türkiye’nin makul bir zaman içinde” protokolleri onaylamamasını gerekçe göstererek bu kararı aldığını bildirdi.

Çoğunluk kararı

Açıklamada, “Türkiye’nin protokolleri makul bir zaman içinde onaylamayı reddetmesi, Ermenistan parlamentosunun ileriye dönük herhangi bir ileri adım atmasını da anlamsız hale getirdiğinden, ülkenin iktidardaki çoğunluğu sürecin sona erdirilmesini ve Türk tarafı sürece devam etmeye hazır olana kadar konunun Ermenistan Cumhuriyeti Parlamentosu’nun dört günlük oturumunun gündeminden çıkarılmasını uygun görmüştür” denildi.

Erdoğan: Not ettik

Ermenistan hükümetinin aldığı kararla ilgili konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Erivan’ın protokol süreciyle ilgili olarak alacağı kararlar konusunda yetkili makamn Ermenistan parlamentosu olduğunu söyledi. “Hükümetin yaptığı bu açıklamayı bir kenara not etmiş olduk. Onay sürecini nasıl yönetecekleri kendilerinin takdiridir” diyen Erdoğan, “Uluslararası hukukta ahde vefa ilkesi çerçevesinde çalışmaya devam edeceğiz. Onay süreciyle ilgili bizim tutumumuz bellidir. Bu açıklamaların siyasi liderleri hele hele ABD Başkanı’nı etkileyebilecek güce sahip olduğunu sanmıyorum” diye konuştu.

Sarkisyan: Uygun ortam gerekli

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ise protokollerin onayı sürecinin terk edilmediğini söyledi. Sarkisyan, ulusa sesleniş konuşmasında, “Türkiye’de uygun bir ortam olduğuna ve Ankara’da normalleşme sürecinde tekrar yer almaya hazır bir liderliğin mevcudiyetine ikna olduğumuz vakit, ileriye gitmeyi düşüneceğiz” dedi.


YENİÇAĞ, 22 Nisan 2010

Sarkisyan'ın kardeşi cevap verdi...

Ermenistan'ın restine Gül'den cevap

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan ile ilişkilerde bir süre ''sessiz diplomasiye ihtiyaç olduğunu'' söyledi.




Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ermenistan ile ilişkilerde bir süre ''sessiz diplomasiye ihtiyaç olduğunu'' söyledi. Gül, ''Sürecin durduğunu düşünmüyorsunuz...'' değerlendirmesine ''Yok'' karşılığını verdi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin'in verdiği resepsiyona katılan Gül, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi:

''Ermenistan konusunda Türkiye'nin politikası çok açık. Türkiye'nin dış politikasında dikkatli bir strateji vardır ve tek bir dış politikası var Türkiye'nin Kafkaslar konusunda. Bu, Kafkaslar'da istikrarı sağlamaktır.

Açıkçası bugünkü statüko hiç kimsenin lehine değildir bütün Kafkasya'da. Bu statükoyu değiştirmek ve orada barış ve işbirliğini hakim kılmak gerekiyor. Onun için herkesin her şeye dikkatli bakması lazım. Belki bu ara sessiz diplomasiye ihtiyaç var. Zaten o da yapılıyor uzun süredir.''

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Sürecin durduğunu düşünmüyorsunuz...'' değerlendirmesine ''Yok'' karşılığını verdi.

internethaber



Woodrow Wilson ödüllü dışişleri bakanımız gereğini yaptı...

Davutoğlu'ndan Ermenistan cevabı

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Ermenistan'ın protokolleri dondurduk açıklamasına Erdoğan'ın sözleriyle cevap verdi.




Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan'ın Türkiye ile imzaladığı protokollerin onaylanmasını askıya almasını değerlendirerek, "Ermenistan'ın tek taraflı aldığı bir karar ve kendi süreci ile ilgili aldığı bir karar. Sayın Başbakanımızın da söylediği gibi bu onların takdiridir" dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın dün açıkladığı kararın Ermenistan'ın tek taraflı aldığı bir karar olduğunu kaydederek, " Bu onların takdiridir. Tabii onların kendi sürecine müdahil olmamız düşünülemez. Ama olumlu unsur bu sürecin devam ettiğinin vurgulanmasıdır. Ümit ederiz ki Ermenistan'da ve Türkiye'de en kısa zamanda uygun siyasal ortam oluşur ve süreç kaldığı yerden devam eder " diye konuştu.

Sürecin devamında herkesin menfaati olduğunu düşündüklerini ifade eden Davutoğlu, bunun sadece Türkiye ve Ermenistan'ın değil, tüm bölge ülkelerinin ve başta ABD, Rusya ve Fransa olmak üzere tüm uluslararası toplumun kazançlı çıkacağı bir süreç olarak değerlendirdiklerini bildirdi.

"Ama bu kazancın sonuçlarının herkese ve adil dağıtılması lazım. Bu kazançlardan herkesin istifade etmesi lazım" diyen Davutoğlu, hem Türkiye ve Ermenistan'ın ikili olarak, hem Kafkasya bölgesinin hem de Minsk grubunun istifade etmesi gerektiğini vurguladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü konuşmasında yaptığı vurguyu hatırlatan Davutoğlu, Türkiye açısından değişen bir durumun olmadığını, Türkiye'nin başından itibaren protokollerin lafzına ve ruhuna sadakatini hep vurguladığını kaydetti.

İki ülke arasında imzalanan protokollerin halen TBMM'de Dışişleri Komisyonunda olduğunu belirten Davutoğlu, "Uygun şartlar oluştuğunda daha ileri adımlar atmaya da hazırız" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, konuyu ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile de değerlendirdiklerini söyledi. Edinilen bilgiye göre, iki bakanın görüşmesinde Clinton'ın, iki ülke arasındaki sürecin devamının öneminin altını çizdiği kaydedildi.

Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, dün yaptığı açıklamada, Ermenistan ile Türkiye arasında ilişkilerin normalleşmesini ön göre n protokollerin onaylanması sürecini durdurduklarını, ancak protokollerin altındaki imzaya sadık kaldıklarını söylemişti.


internethaber

Aliyev'den Ermenistan'a sert sözler

Ermenistan'ın açıklamaları ve Karabağ tavrı Aliyev'i çıldırttı! Aliyev'e göre Ermenistan küstahlaşıyor.



Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, ''Ermenistan'ın hukuk normlarını küstahça bozduğunu'' söyledi.

Savunma Bakanlığında yapılan istişare toplantısından sonra Azerbaycan'ın resmi televizyon kanalı AZTV'ye açıklamada bulunan Aliyev, orduyu güçlendirme çalışmalarının önemine değinerek, ''Bu, bizim için önemli bir meseledir. Çünkü Azerbaycan toprakları uzun yıllardan beri işgal altındadır'' dedi.

Aliyev, baş komutan sıfatıyla katıldığı istişare toplantısında Savunma Bakanı Sefer Abiyev tarafında sunulan raporu inceledi.

Yenilenmiş Madrid kriterleri hakkında görüşlerini belirten Aliyev, ''Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü müzakere konusu olamaz ve olmayacak. Ermenistan süreci uzatarak işgal altında bulundurduğu toprakları terk etmek istemiyor'' diye konuştu.

Ordunun güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Aliyev, ''Ermenistan ve yandaşları işgal sürecinde gaddar bir tutum içine girmişlerdir. Bunun en iyi örneği Hocalı soykırımıdır. Ermenistan bütün hukuk normlarını küstahça bozuyor. Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyinin Azerbaycan toprakları ile ilgili aldığı 4 kararı Ermenistan tarafı dinlemiyor ve yerine getirmiyor'' dedi.

Azerbaycan'ın 20 yıldan beri barış sürecine sadık kaldığını belirten Aliyev, ''Uluslararası teşkilatlar kendi kararlarını iyi düşünmelidirler. Ermenistan-Azerbaycan ve Yukarı Karabağ sorunu çözülmeden bölgede hiçbir problem çözülemez.Çünkü bu sorun bölgedeki barış sürecine ciddi zarar vermektedir'' dedi.

Cumhurbaşkanı Aliyev, Azerbaycan'ın son 5-6 yılda askeri alanda 10 kat büyüdüğünü ve savaş sanayisinin geliştiğini, Azerbaycan ordusunun bütün sahalarda Ermenistan ordusundan üstün olduğunu söyledi. Aliyev, ''Azerbaycan'ın bu bölgede nadir ülkelerden biri olduğunu ve hiç kimsenin yardımına ihtiyacı olmadığını'' ifade etti.

internethaber



Abdullah Gül,Recep Tayyip Erdoğan,Ahmet Davutoğlu'na verilen talimatı yerine getirmeleri için verilen işaret "Türk bayrağını yaktılar..."

Ermenistan'da çok çirkin protesto

Ermenistan'da aşırı milliyetçiler, 24 Nisan gösterilerinde yine olay çıkardı. Bazı göstericiler ateşle oynadı!



1915 olaylarının yıldönümü olan 24 Nisan nedeniyle dün gece Ermenistan’da Türk bayrağı yakıldı.

1915 olaylarının yıldönümü olan 24 Nisan nedeniyle dün gece Ermenistan’ın başkenti Erivan’da aşırı milliyetçiler tarafından düzenlenen gösteriye katılanlar Türk bayrağını ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun posterlerini yaktılar.

10 bin kadar kişinin katıldığı gösteride Taşnaksütyun liderlerinden Armen Rüstemyan, “Başta Türkiye olmak üzere bütün ülkeler ‘soykırımı’ tanıyıncaya kadar mücadelemiz sürecek” dedi.






BEYAZ SARAY ÖNÜNDE ATATÜRK'E HAKARET PANKARTI

ABD'de yaşayan bir grup Ermeni, 1915 olaylarının yıl dönümü kabul ettikleri 24 Nisan dolayısıyla Beyaz Saray önünde yaptığı gösteride, Atatürk'e hakaret içeren pankart açtı.

Ağızlarını, Özgürlük Heykeli'nin ağzına Türk bayrağının sarılı olduğu kampanyalarına atfen, kırmızı bantla kapatan ve bu resmin olduğu tişörtler giyen Ermeniler, açıklamalarında, "Türkiye'nin geçmişe dair benzer 'soykırım' politikalarını halen sürdürdüğü ve Kürt nüfusa karşı askeri güç kullandığını" ileri sürdü.

ZENCİYE SUSMASI İÇİN PARA VERDİLER

Bu arada, protesto gösterisinin yakınında, siyahi bir Amerikalının hoparlörle konuşmasının Ermenilerin seslerini bastırması üzerine, Amerikan Ermeni Ulusal Komitesinin (ANCA) icra direktörü Aram Hamparian, siyahi Amerikalıya susması için para verdi .

İzci çocuklarla tekerlekli sandalyedeki bir yaşlının da getirildiği gösteride Ermeniler, üzerinde "Atatürk=Hitler, soykırımın kurucu babaları" yazan, Ulu Önder Atatürk'e hakaret içerici pankart açtı.

TÜRKLER BÜYÜKELÇİLİK ÖNÜNDE NÖBET TUTUYOR

Öte yandan, Ermenilerin 24 Nisan eyleminde, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği önündeki kaldırımı kullanmasını engellemek isteyen Türkler, pankartlarla binanın önündeki kaldırımda nöbet tutuyor.

ABD'de öğrenci olan Mehmet Tavan, geçen yıl da aynı yöntemi uyguladıklarını ve bu yüzden Ermenilerin karşı kaldırıma gitmek zorunda kaldığını söyledi.

Tavan, "Sabahtan bu yana buradayız, bayrak yarışı gibi sırayla nöbetteyiz. Sabaha kadar nöbetimiz devam edecek, sabah da burada gösterimiz başlayacak" diye konuştu.

internethaber










Obama selamün aleyküm dedi ekledi "Meds Yeghern"

Obama soykırımı demedi ama...

ABD Başkanı Barack Obama, 24 Nisan'la ilgili yaptığı konuşmada 'soykırım' yerine 'büyük felaket' nitelemesi yaptı...




ABD Başkanı Obama, 24 Nisan başkanlık açıklamasında, 1915 olayları için, geçen yıl olduğu gibi, Türkçe'ye "büyük felaket" olarak çevrilen Ermenice "Meds Yeghern" sözünü kullandı.

ABD Başkanı Barack Obama, 1915 olayları için, geçen yıl olduğu gibi "büyük felaket" nitelemesini kullandı.

ABD Başkanı Obama, 24 Nisan başkanlık açıklamasında, 1915 olayları için, geçen yıl olduğu gibi, Türkçe'ye "büyük felaket" olarak çevrilen Ermenice "Meds Yeghern" sözüne yer verdi.


internethaber




Erdoğan başka Davutoğlu başka konuştu

Başbakan Erdoğan Obama'nın konuşması için 'Hassasiyetimiz dikkate alındı' derken Dışişleri Bakanı Davutoğlu başka konuştu.



Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Başkanı Barack Obama'nın 24 Nisan başkanlık açıklamasında 1915 olayları için "büyük felaket" ifadesini kullanmasına ilişkin, "Sayın Obama'nın açıklamasını doğru bulmuyoruz, kabul edilebilir değildir" dedi.

Davutoğlu, yaptığı açıklamada, Obama'nın açıklamalarını dikkatlice okuduklarını söyledi.

Bakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Hep vurguladığımız bir husus, biz tarihin herhangi bir şekilde siyasallaştırılarak değerlendirilmesine karşıyız. Tarihin ancak ve ancak tarihçiler tarafından araştırılabileceğine ve bu tür tarihi olayların, o tarihi olaylarla doğrudan ilgili ülkeler, toplumlar arasında konuşulabileceğine inanıyoruz. Bunun siyasi boyutu olmamalı. Bu açıdan Sayın Obama'nın açıklamasını doğru bulmuyoruz, kabul edilebilir değildir. Hiçbir şekilde ne yürütme, ne de parlamentoların bu tür açıklamalarla tarihi yargılarda bulunması kabul edilebilir bir durum değildir ve tarihi tek taraflı okuma çabaları da bir tür başka bir adaletsizlik doğurmaktadır."

DIŞİŞLERİ'NDEN
AÇIKLAMA
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Tarihsel gerçeklerin en büyük düşmanı öznel hafıza kayıtlarıdır. Hiçbir ulus bir diğerine kendi hafıza kayıtlarını dayatamaz.

Üçüncü ülkelerin de Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihi konusunda siyasi saiklerle hüküm verme hak ve yetkileri yoktur."

Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için imzaların atıldığı gün kendisinin "adil hafıza" çağrısında bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, "Eğer acıları paylaşacaksak hepimizin acılarını paylaşmalıyız" dedi.

Davutoğlu, 1915'in Türkiye için aynı zamanda Çanakkale Savaşları, yüz binlerce Türk'ün öldürüldüğü, büyük göçlerin yaşandığı yıllar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Yine bugün 24 Nisan, Ermeniler için kendi açılarından önemli bir gün olabilir. Ancak 25 Nisan bizim için de Anzak günüdür. Bu acıları eğer paylaşacaksak hep beraber paylaşmalıyız. Biz başkalarının acılarına saygı duyuyoruz, ama bizim acılarımıza saygı duyulması lazım. Türk-Amerikan ilişkilerinin artık bu tür ipoteklerden kurtarılması gerekmektedir. Tarihi yargılarda bulunmak doğru değil."

.internethaber.

son olayı yorum...

Ermeni kararı AB'yi endişelendirdi

Ermenistan'ın tek taraflı protokolü dondurduğu haberi AB'li temsilvi Asthton'u da endişelendirdi.



AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton, Ermenistan'ın tek taraflı olarak Türkiye ile imzaladığı protokollerin onaylanmasını askıya almasından duyduğu endişeyi dile getirdi.

Ashton, yazılı açıklamasında, Ermenistan'ın onay sürecini durdurmasını not ettiklerini, bu ülkenin Türkiye ile ilişkilerini normalleştirme sürecine bağlı kalmasının memnuniyet yaratmakla birlikte bu süreçte hız kaybından endişe duyduklarını bildirdi.

Her iki ülkeye diyaloğu sürdürmeleri ve makul bir sürede ön koşulsuz olarak normalleşme sürecine bağlı kalmaları çağrısı yapan Ashton, ilişkilerin tamamen normalleştirilmesinin Güney Kafkasya'da güvenlik , istikrar ve işbirliğine katkı yapacağına dikkat çekti.

Ashton, AB'nin Türkiye ve Ermenistan normalleşme sürecine siyasi ve teknik destek vermeyi sürdüreceğini taahhüt ederek daha önce uzlaşılan adımların hayata geçirilmesine yardımcı olmak istediklerini dile getirdi.


internethaber

Nalbandyan'dan Küstah Tavır

[img]http://www.internetajans.com/img/news/94714/system//94714-MP.jpg[/img]

Nalbandyan, Türkiye ile yeni görüşme yapmalarına gerek olmadığını söyledi.
Protokolleri askıya aldıklarını belirten Nalbandyan, “Türkiye ancak Karabağ ve Azerbaycan sorunlarını koşul olmaktan çıkarırsa masaya otururuz” ifadesini kullandı.

Nalbandyan: Yeniden protokolleri görüşmeyiz

Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan, Türkiye ile ülkesi arasındaki ilişkilerin “ön koşulsuz” tesisinin hem Ermenistan, hem uluslararası toplum için tek doğru yol olduğunu söyledi. “Protokoller konusunda Türkiye ile yeniden görüşme gereği görmüyorum” diyen Nalbandyan, İran’ın Karabağ sorununa arabuluculuk yapma önerisini olumlu karşıladıklarını, belirterek, Tahran’ın Karabağ konusunda gösterdiği dengeli yaklaşımını çok takdir ettiğini de ifade etti. Ermenistan Dışişleri Bakanı, Türkiye’nin Karabağ müzakerelerinde Minsk Grubu Eş Başkanı olarak yer alması ihtimalini ise dışladı.

internetajans

“Ermenistan sınırını açmak istiyoruz”


Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
"Türkiye'nin tabii ki Ermenistan'la sınırını açmak istediğini" söyledi.


OXFORD - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'nin tabii ki Ermenistan'la sınırını açmak istediğini, çünkü komşularıyla tam entegrasyon istediğini" söyleyerek, "Ama Türkiye-Ermenistan sınırını açmak yeterli olmayacaktır, biz Ermenistan-Azerbaycan sınırını da açmak istiyoruz" dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Oxford Üniversitesi St. Antony's Kolejinde düzenlenen "Değişen Dünyada Türk Dış Politikası" konulu uluslararası konferansta konuştu. Oxford Üniversitesi, üniversite bünyesinde bulunan Güney Doğu Avrupa Çalışmaları Enstitüsü (SEESOX) ile Sabancı Üniversitesinin ortaklaşa düzenlediği konferansa, çok sayıda akademisyen, basın mensubu ve yetkili katıldı.

Bakan Davutoğlu, bir buçuk saat süren konferanstaki konuşmasında, dünya düzeninin tarihi gelişimi, bölgesel ile küresel düzen arasındaki ilişki ve Türkiye'nin bu çerçevedeki yerinden bahsetti. "Bugün Dışişleri Bakanlığı görevimde birinci yılımı doldurdum. Geçen yıl 1 Mayıs'ta göreve başlamıştım" diyen Davutoğlu, dolayısıyla konuşmasının bir anlamda Türk dış politikasının ve bu bir yıllık süredeki çalışmalarının değerlendirmesi olacağını kaydetti.

Küresel düzen arayışı için uzun süreli tarihi değişimine bakıldığında dört farklı aşama olduğunu söyleyen Davutoğlu, şu anda dördüncü aşamada olunduğunu ve düzen anlayışındaki değişimi farketmenin önemli olduğunu ifade etti. Davutoğlu tarihe bakıldığında önce, geleneksel ve jeopolitik devamlılığı olan bir dünya düzeninin geldiğini, daha sonra sömürgeci düzenin geldiğini, üçüncü aşamanın Soğuk Savaş döneminin jeopolitiği olduğunu ve dördüncü aşama olarak da günümüzde yeni bir dünya düzeninin arayışı içinde olunduğunu kaydetti.

"Günümüzde yeni bir jeopolitik durum mevcut. Coğrafya büyük ölçüde önemini yitirdi, çünkü internet ve teknolojinin sunduğu imkanlar var" diyen Davutoğlu, Soğuk Savaş jeopolitiğinin çökmesinin ardından, bütün yabancılaştırılmış bölgelerin yeniden ekonomik, kültürel ve siyasi anlamda birbirini etkilemeye başladığı yeni bir döneme girildiğini ifade etti.

Davutoğlu, bu yeni dönemin de "Küresel yönetimin geleceği nasıl olacak" sorusunu ve bunun sadece bazı ülkeler ya da kıtalar için değil tüm insanlık için yeni bir güvenlik ve özgürlük kavramını beraberinde getirdiğini söyledi. Türkiye'nin jeopolitik yerinden ve duruşundan da bahseden Davutoğlu, Soğuk Savaşın sona ermesinin ardından Türkiye'nin komşularının özellikle kriz dönemlerinde Türkiye'den beklentilerinin olmaya başladığını kaydetti.


Anayurt Gazetesi / 3 Mayıs 2010

Ağrı Dağı’nı Erivan’a kuracaklar

Türkiye ne yaparsa yapsın, hangi tavizi verirse versin, hangi jesti yaparsa yapsın Ermeniler hayallerinden kolay kolay vazgeçecek gibi görünmüyor.
Şimdi Erivan’a Ağrı Dağı’na benzeyen bir alışveriş merkezi yapmaya hazırlanıyor Ermenistan Yönetimi.
Yani ağrı Dağı üzerinde beslediği emellerin tüm dünyaya göstermekten hiç çekinmiyor Ermeniler.
Ermenistan’ın başkenti Erivan’da yapılması planlanan çok amaçlı merkez Ermenilerin ‘Büyük Ermenistan’ hayallerini süsleyen Ağrı Dağı’na benzetilecek.
Projesi Amerikan şirketi Forrest Fulton Architects tarafından geliştirilen merkezde, otel, lokanta, mağaza, ofis ve daireler yer alacakmış. 85 bin metrekarelik bir alana yayılacak olan yapıya “Dantel Tepe” adı verileceği açıklandı.
Zaten yeni neslini Türk düşmanı olarak yetiştiren Ermenistan’da Erivan’a yolu düşen her Ermeni bu yapıyı gördüğünde unutmasına asla imkân verilmeyen Türk düşmanlığı içinde diri tutulacak.
Erivan yönetiminin en büyük devlet politikası Türkiye’ye düşmanlık üzerine kurulmuş durumda.
Bizde doğan her çocuğun kulağına ezan okunması gibi Ermenistan’da doğan her çocuğa Türk düşmanlığı aşılanıyor ilk olarak.
Böyle bir anlayışta olan Ermenistan’la Türkiye’nin ilişkilerini normalleştirebilmesi ancak taviz vererek mümkün olabilir.
Bizimkiler de tam olarak bunu yapıyorlar. Yani taviz veriyorlar. Azerbaycan2ı kaybetme pahasına, Türkiye’nin çıkarlarını yok sayarak taviz veriyorlar Ermenilere…
Ermeniler istediği almadan Türkiye’yle hiçbir masaya oturmayacaktır.
Ermenistan ile Türkiye arasında ekim 2009’da imzalanan malum protokoller AKP hükümeti inkar etse de Ermenilerin çıkarına olan adımlar içeriyordu. Bundan dolayı Ermenistan tarafı bu masaya oturmayı kabul etti.
Eğer böyle olmasaydı Ermenistan kesinlikle protokolleri imzalamaya yanaşmazdı.
Protokoller imzalanmadan önce Ermenistan nasıl bir düşünceye sahipse protokoller imzalandıktan sonra da aynı olduğunu Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan’ın ve diğer üst düzey Ermeni devlet adamlarını açıklamalarında defaten duyduk.
Normalleşme sürecinin soykırım iddialarından vazgeçmek anlamına gelmediğini sürekli deklare eden, Ağrı Dağı üzerine besledikleri hayalleri dev yapılarla somutlaştıran Ermenistan’ın Türkiye konusundaki bakış açısı değişmeyecektir.
Ermeniler değişmeyeceğine göre Türkiye’nin dış politikada ve iç politikadaki bakış açısını değiştirmesi ve düşmanları dost dostları ise düşman görme yanlışından bir an önce kurtulması gerekmektedir.

Orhan Dede

Batı'nın Türk düşmanlığı Ermeni - Kürt kartı...

Ermeni küstahlığı

“İhtilafı tırmandırıyorsunuz” kararına tepki gösteren Ermenistan
AB’ye de meydan okudu: Kimseye iade edecek toprağımız yok!
ERMENİSTAN, 1993’ten beri işgal altında tutmaya devam ettiği Karabağ etrafındaki Azerbaycan topraklarından çekilmek niyetinde olmadığını açıklayarak, AB’ye de rest çekti. AP kararıyla Ermenistan’a işgal ettiği topraklardan çekilmesi önerilmişti.

Masada yeni bir şeyler var!
ERMENİLERİN tavrı Azerbaycan’dan tepki alırken, ilginç bir açıklama da AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Suat Kınıklıoğlu’ndan geldi: Türkiye ile Ermenistan, bir süreliğine sessiz kalınması için anlaştı. Çünkü masada yeni bir şey var, ayrıntı veremem.
Ermeniler meydan okudu
İşgal ettikleri Yukarı Karabağ’dan çekilmek niyetinde olmadıklarını belirten Ermenistan
Savunma Bakanı Oganyan,“Azerbaycan’a iade edilecek bir karış toprağımız yok” dedi

Ermenistan, 1993 yılından beri işgal altında tutmaya devam ettiği Karabağ etrafındaki Azerbaycan topraklarından çekilmek niyetinde olmadığını açıklayarak Avrupa Birliği’ne de rest çekti. Avrupa Parlamentosu’nun geçtiğimiz günlerde kabul ettiği “Güney Kafkaslar bölgesinde ihtilafların çözümü” kararına sert tepki gösteren Ermenistan Savunma Bakanı Seyran Oganyan, “Azerbaycan’a iade edilecek toprak meselesi bizim gündemimizde bulunmuyor” dedi. AP Bulgaristan milletvekili Yevgeniy Kirilova tarafından hazırlanan tasarı çarşamba günü oybirliği ile kabul edilerek, Karabağ ihtilafını tırmandıran taraf olarak Ermenistan gösterilmişti. Parlamento kararında Ermenistan’ın işgal altında tuttuğu Karabağ çevresindeki Azerbaycan topraklarından geri çekilmesi tavsiyesinde bulunmuştu. Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan, “AP kararı, AGİT Minsk arabuluculuk görüşmelerinin ruhuna aykırıdır. Bu karar kabul edilemez” demişti. Önceki gün de Ermenistan Savunma Bakanı Seyran Oganyan, “Azerbaycan’a iade edilecek toprak meselesi gündemimizde bulunmuyor” dedi.

Azerbaycan’dan tepki

Bu arada, Azarbaycan Merkezi Seçim Kurulu, Ermeni işgali altında bulunan Yukarı Karabağ bölgesinde sözde parlamento seçimleri düzenlenmesini kınadı. Kurul Başkanı Mezahir Penahov’un yaptığı açıklamada, Azerbaycan tarafının uluslararası hukukun normlarına ters olan bu seçimleri kabul etmediği belirtildi. Açıklamada, Azerbaycan topraklarının işgal altında olduğunun bütün dünya tarafından bilindiği hatırlatılarak, “Bununla alakalı birçok uluslararası kurumun kararları mevcuttur, ancak bu kararlar görmezlikten gelinmektedir” denildi. Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin işgal altında olduğu ve bir milyon Azerbaycanlının öz yurtlarını terk ederek mülteci konumunda bulunduğu hatırlatılan açıklamada, “Azerbaycan’ın işgal altında bulunan topraklarında seçim yapmak uluslararası hukuk normlarına, Azerbaycan Cumhuriyeti anayasasına ve kanunlarına tamamıyla aykırıdır” ifadelerine yer verildi.

Masada yeni bir şey var!

Öte yandan, Türkiye-ABD Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı, AKP Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı Suat Kınıklıoğlu, Türkiye ile Ermenistan arasında son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili olarak, her iki tarafta da bir süreliğine “sessiz kalınması” ve “masanın üzerindekinin” incelenmesi hususunda anlaşma olduğunu belirterek, “Çünkü masanın üzerinde yeni bir şey var, ayrıntılarına giremem ama masada oldukça iyi bir öneri var ve bunu kabul edip etmemek Ermenilere bağlı” dedi.


YENİÇAĞ

Teslimiyet Allah'a teslim oluyorum diye,şeyhlere olmuş,o şeyhler de amerikaya teslim olmuş,onlar da iblise teslim olmuş.Bu zincirleme teslimiyetin sonunda Türkiye'de akılsızlar Allah'a teslim oluyoruz diye şeytan teslim olmuşlar.
Üstelik sorsanız bir de bunlar amerikayı sevmezler.Bir de bunlar filistin yaygaracısıdır da burnunun dibindeki Irak'ta ölen 1.5 milyon insanın akıbetini umursamaz da uzaktan uzağa kör dövüşüne girer.Bu Türkiye aleyhinde yapılanllar da akpye tapınmayla,tayyipe tapınmayala yapılanların idarikini önledirler.Bütün bunlar batının tasarladığı şekilde gerçekleşiyor.
Ah ahmaklar,aptallar.Onların yaptığının ceremesini,onların arasında kalmış akıllılar çekiyor.

Syriusien yazdı:Teslimiyet Allah'a teslim oluyorum diye,şeyhlere olmuş,o şeyhler de amerikaya teslim olmuş,onlar da iblise teslim olmuş.Bu zincirleme teslimiyetin sonunda Türkiye'de akılsızlar Allah'a teslim oluyoruz diye şeytan teslim olmuşlar.

Kıyamete giden süreç böyle oluyormuş demek. "Şeytana Teslimiyet Protokolleri" ile bu süreci canlı canlı izlemek de bize nasip olacak imiş... Kısmet.

Ermeni yalanına selam durdu


KAFKASLARDA yeni planlar peşinde koşan ABD’nin Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 5 ülkeyi kapsayan gezisinin Ermenistan durağında sözde soykırım anıtına koşup çiçekler bıraktı. Clinton’a ABD elçisi ve sözde müzenin müdürü eşlik etti.

Türkiye’ye mesaj verdi!

UKRAYNA, Polonya, Azerbaycan’da temaslarda bulunan Clinton, son durağı Gürcistan’dan önce geldiği Ermenistan’da Türkiye’ye ‘normalleşme’ mesajı yolladı: Sporda dedikleri gibi, top şimdi ellerinde ve atağa geçme sırası da kendilerinde!..

ABD’nin Kafkaslar’daki yeni emelleri için kolları sıvayan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, bölgedeki 5 günlük ziyaretini tamamladı. Ukrayna, Polonya, Azerbaycan, Ermenistan ve son olarak da Gürcistan’ı ziyaret eden Clinton, Erivan’da yaptığı açıklamalarda, Yukarı Karabağ konusunda Türkiye’ye yüklendi. Önceki gün Azerbaycan’a giden ve burada Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile biraraya gelen Clinton, aynı gün içinde Ermenistan’a geçerek Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ile görüştü.

Bölgede İran’a karşı yeni bir cephe açmak için Azerbaycan ve Ermenistan’ı yanına çekmek isteyen Clinton, her iki ülkenin liderleriyle yaptığı görüşmede de bu rotada bir yol seyretti.

Her iki görüşmenin de ana gündem maddesini Yukarı Karabağ sorunu oluşturdu. Clinton, iki lidere de ’sorunu barışçıl yöntemlerle çözün’ mesajı verdi. Ermenistan’ın işgali altındaki Azerbaycan toprakları için Bakü’de Erivan’a baskı yapacağı’ mesajını veren Clinton, Sarkisyan’la görüşmesinde ise bu kez topu Türkiye’ye attı.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Ermenistan ziyareti sırasında Ankara’yı işaret ederek, “Türkiye’yi, Ermenistan ile diplomatik ilişki kurma konusunda ileri adım atması, uzlaşma ve normalleşme sürecinin yolunu açacak imkanları bulması yönünde teşvik edeceğiz. Sporda onların dedikleri gibi, top şimdi ellerinde ve atağa geçme sırası kendilerinde” dedi.

Azerbaycan’ı suçladı

Haziran ayı ortalarında Yukarı Karabağ sınır hattında yaşanan çatışmalarda 4 Ermeni askerinin ölümünü ve bir Azerbaycan askerinin şehit edilmesini de hatırlartan Clinton, bu konuda Azerbaycan’ı eleştirdi. Clinton şöyle devam etti: “Geçen hafta Karabağ sınır hattında yaşanan çatışma, 1994 Ateşkes Antlaşması’nın kabul edilemez ihlalidir. Yapmamız gereken ilk şey, Azerbaycan ve Ermenistan’ın biraraya gelmesini sağlamak, bu çatışmaya son vermek olmalıdır.”


YENİÇAĞ

---

‘SOYKIRIM’ ziyareti

Clinton’ın gazetecilere haber vermeden gerçekleştirdiği Erivan’daki ‘soykırım’ anıtını ziyaretinin “özel” olduğu açıklandı. Ankara, ziyarete ilişkin “resmi” bir tepki vermedi



ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton dün bir ilke imza atarak Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki Ermeni Soykırımı Anıtı’na giden ilk üst düzey Amerikalı yetkili oldu. Yirmi sekiz yıl aradan sonra Ermenistan’a giden ilk Amerikan Dışişleri Bakanı olan Clinton, başkente pazar akşamı ulaştı. Burada Devlet Başkanı Serj Sarkisyan ile görüştü, görüşmenin ardından ise “Ankara’yı ilişkilerin düzelmesiyle ilgili verdiği sözleri tutmaya davet ediyoruz. Artık top Türkiye’nin sahasında” dedi. Clinton daha sonra oteline çekildi.

Ermeni lobisi ısrar etti

Ermeni kamuoyu ise gün boyu Clinton’un Ermeni soykırımı ile ilgili bir konuşma yapmasını, daha da önemlisi Erivan’daki Soykırım Anıtı’na gitmesini bekledi. ABD’nin en büyük Ermeni lobilerinden Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) Başkanı Aram Hamparyan, Clinton’ın Erivan’daki “soykırım anıtını ziyaret etmesi ve orada soykırımı tanıdıklarını ilan etmesi gerektiğini” söyledi. Ancak Clinton bunlarla ilgili tek kelime etmezken anıtı ziyaret edip etmeyeceğine dair de hiçbir işaret gelmedi. Clinton dün sabah saatlerinde Erivan’dan ayrılarak Gürcistan’a gittiğinde anıtı ziyaret ettiğinden kimsenin haberi yoktu.

Çelenkteki “Dışişleri Bakanı”

Ancak Erivan’daki Soykırım Müzesi dün öğlen saatlerinde internet sitesine Clinton’un sabah erkenden Soykırım Anıtı’na gittiğini yazdı ve gezinin footğraflarını yayınladı. Siteye göre Clinton’ın yanında ABD’nin Erivan Büyükelçisi de vardı. Clinton bir dakikalık saygı duruşu yaptıktan sonra “Dışişleri Bakanı Hillary Clinton” yazılı bir çelenk bıraktı ve müze müdürü Hayk Demoyan’dan bilgi aldı.

Yetkililer Clinton’a Ermeni- Amerikan dostluğunu temsil eden eski bir madalya ve bir fotoğraf hediye etti. Clinton daha sonra herhangi bir açıklama yapmadan ayrıldı. Yerel sitelere göre Clinton’un ziyareti sırasında basının heyeti takip etmesine izin verilmedi.

Ziyaretin ortaya çıkmasının ardından ise ABD’nin Erivan Büyükelçiliği’nden alalacele bir açıklama yayınlandı. Büyükelçilik Clinton’un 18 saatlik ziyaretini özetlerken “Kendisi Soykırım Anıtı’na da özel bir ziyaret gerçekleştirdi” dedi. Ancak “özel” ziyaret vurgusu tartışmaları olayın önemini küçültmeye yetmedi.

Ermenistan Devrimci Federasyonu Taşnaktsutyun’un Genel Sekreteri Giro Manoyan “Eğer Clinton Dışişleri Bakanı sıfatıyla gelmediyse bu ABD’nin Ermenistan’a hakaret ettiği anlamına gelir. Ama eğer çiçeğin üzerinde yazdığı gibi Dışişleri Bakanı sıfatıyla geldiyse bu Obama yönetiminin politikasını değiştirdiği anlamına geliyor ki bu Ermeni soykırımını tanıması gerekliliğini de beraberinde getiriyor” yorumun yaptı.



Ermenistan’ın soykırım anıtı

Tsitsernakaberd soykırım anıtı, Erivan’da 1966-67 yılları arasında inşa edildi. Yanında bulunan soykırım müzesi ile beraber 4 bin 500 metrekarelik bir alan üzerinde inşa edilen an 44 metre uzunluğundaki granit dikilitaşın etrafında bulunan 12 levha, Türkiye topraklarında yer alan 12 ‘kayıp vilayeti’ temsil ediyor. Anıtı ziyaret eden yabancı devlet adamları, tıpkı Anıtkabir’deki gibi, özel bir protokol izliyor. Anıt ve Soykırım Müzesi’ni bugüne kadar ziyaret edenler arasında Jacques Chirac, Vladimir Putin, Papa 2. John Paul, Boris Yeltsin, Emir Kusturica gibi isimler bulunuyor.

Clinton’ın ziyaretine Ankara ne diyor?


Türkiye; ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un Erivan ziyareti sırasında sözde Ermeni soykırımı anısına inşa edilen Tsitsernakaberd anıtını ziyaret etmesine, “resmi ve açık” tepki göstermeme eğilimi içine girdi. .Dışişleri Bakanlığı’nda; Clinton’un ziyaretiyle ilgili olarak resmi bir açıklama yapmama kararı da alındı. Üst düzey bir diplomat, şu değerlendirmede bulundu: “Clinton’un ziyaretiyle ilgili olarak ABD’ye bir tepki göstermemiz daha çok Ermeni tarafının isteyeceği bir tutum olurdu. Biz bu tepkiyi verip onların istediği gibi davranmak durumunda olmayız. Bu ziyaretten dolayı Türk - ABD ilişkilerinin olumsuz etkilenmesi sadece Ermeni lobilerinin işine gelir.

İm (Kod): Tümünü seç

http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetay&ArticleID=1259587&Date=06.07.2010&Kategori=siyaset&b=Soykirim%20ziyareti&ver=50