ALAK

ALAK

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzt Şub 05, 2018 0:22

ALAK


Türk Dil Kurumu (TDK) yazarak, kullandığınız bilgiağı arama – tarama bölümünde kurumu arayın, karşınıza çıkan “TDK Ana Sayfası” yazısının üstüne basın, anında TDK’nin 1932 yazılı simgesiyle birlikte ana ekrandaki duyurularından ilki karşınıza çıkacaktır. Ekran bir süre duraklıyor, iyice bir görüyorsunuz, ne o?

“Vazalak” Sözü ile İlgili Açıklama”

Burası TDK’nin ana sayfası. Sözlükleri, neyi arayacaksanız buradan bulabilirsiniz. Gözünüz bu sözde, meraklandınız, yeniden okuyorsunuz:

“Vazalak” Sözü ile İlgili Açıklama”

“Koskoca TDK’nin, çok okuyan biri olarak bu yaşıma dek hiç duymadığım bu sözle ne alıp veremediği var acaba?” diyorsunuz ama vakit dar, eylenecek bir dakikanız yok.

Ertesi günü yine bir sözü arama. TDK Ana Sayfası. Sözlük kısmına giremeden pattadak karşında:

“Vazalak” Sözü ile İlgili Açıklama”

Öbürsü gün, aynı. Kurumun ana sayfasında ne ararsanız arayın, sayfaya girdiğiniz anda karşınızda bu söz var:

“Vazalak” Sözü ile İlgili Açıklama”

Kimi zaman, evdeki büyük, kalın, ağır sözlükleri karıştırmaya üşenirim, bilgisayardan bir tıklamayla çabucak aradığımı bulmak kolayıma gelir. Geçen hafta böyle böyle en az on kez karşıma çıktı “vazalak”.

Bakın, akıl yürütmelerim:

Bu, son günlerin yeni bir sözü olmalı, kimyasal, patlayıcı bir madde herhâlde…

Bir yabancı terim, virüs, hastalık, bir bitkinin adı, şifalı bir ot.

Belki de yabancı dilden bir küfürdür, olmayacak biri etmiştir, ortalık karışmıştır, yoksa neden ısrarla açıklarlar, başlık günlerdir aynı. Bu sözü bir ekran ünlüsü mü söylemiş, kim kime ne demiş?

En sonunda kurulan tuzağa düşüyorum. “Vazalak Sözü ile İlgili Açıklama”yı öğrenmek istiyorum. Neymiş bu? Neler oluyor?

Başta TDK’den uzunca bir açıklama. Akıl almaz bir durum. Türkçe sözlükte bir nefret suçu işleniyor. Suçu eski yayınlarına atıyorlar. Kendilerini savunurken de batıyorlar.

Güner Ümit’in TV’lerde yaptığı gaf gibi desem değil. O bir kişiydi, işten atıldı konu bitti. Mehmet Ali Erbil yine ayrı, işlediği kişisel suçtu. Burası devlet kurumu.

Açıklamanın altına TDK yayınlarının resimli kitap kapakları alt alta konmuş. Sırasıyla:

Anadilden Derlemeler, 1932, Hakimiyeti Milliye Matbaası.
Söz Derleme Dergisi, 1939, Maarif Matbaası.
Söz Derleme Dergisi, 1947, Cumhuriyet Matbaası.

Yayınların ilk ikisinde bu sözle ilgili bir şey yok. Hâlâ meraktasın, hangi yılda yayınlanmış bu çirkin açıklama? 1947 yılındaki derlemeden bir alıntı gösteriliyor vazalak ile ilgili. Dört anlamı varmış sözün: 1. Sözünü bilmez, 2. Aptal, 3. Oruç yiyen adam. 4. Ehlisünnetten olmadığı halde müslümanlık taslıyan. Ayraç içinde de hangi anlam hangi yörelerden derlenmiş yazılmış. Ayrıca burada vazvazlamak sözü de var, “ihtiyarlamak” demekmiş.

TDK, elindeki kitapçıklardan örnek göstermeye devam ediyor:

Derleme Sözlüğü, Roma sayısıyla on birinci sayı. Türk Tarih Kurumu Yayınları. İşte burada – eğer doğruysa, kesip yapıştırma yoksa – ilk ihanet kayda geçmiş. Peki 1979 yılından beri neden kimsenin haberi olmamış bundan? Sanırım bu bilgi Türkçe sözlüklerde değil, yalnızca “Derleme Sözlüğü”nde bulunduğu için kimse duymamış, yahut duyulmuş da tepki üzerine kaldırılmış çünkü derleme sözlüğünün sonraki sayılarında böyle bir tanımlama yok.

Kim derlemiş, kimden derlemiş, kaç kişiye sormuş, nerede kaydını görmüş? TDK bilim kurumu. Hiç mi akıllara gelmemiş, tüm sözlükleri, “Büyük Türkçe Sözlük” adıyla birleştirir, bilgiağı ortamına açarken, derlemeleri bir bir gözden geçirmek? Madem daha önce yapılmamış bir işleme giriştiniz, derlemeleri de onaylanmış Türkçe sözden saydınız, bari bir kurula inceletseydiniz! Kurumunuzun görevi Türkçeyi korumak kollamak, incelemek, geliştirmek, yükseltmek değil mi?

Evde yıllardan beri biriktirdiğim, inceli kalınlı, ciltli ciltsiz onlarca sözlük var. Hepsine baktım tek tek, böyle bir söz Türk dilinde yok, bin yüz otuz üç sayfalık, sayfaları dosya kağıdı büyüklüğündeki, yerinden kalkmayan koca Kemal Demiray sözlüğünde bile yok.

Bulabildiklerim: Ayrı ayrı “vaz” ile “alak” sözleri. Vaz; Arapça, koyma demek. Alak, Arapça; kan pıhtısı anlamında. Türkçede “alak”; şaşkın, sersem, grup arkadaşı, bataklık. Vazalak diye bir söz Türkçemizde yok!

1979’da “Derleme Dergisi” kalkmış ortadan. Yerini, “Türkiye’de Halk Ağızları Derleme Sözlüğü” almış. Burada “vazalak” sözünü iki bölümde açıklamışlar. Bildiğimiz tanıma birdenbire işte o ihanet sözü eklenmiş:

“Vazalak I : 1. Geveze, sözünü bilmez, 2. Aptal, serseri.
Vazalak II : 1. Alevi. 2.Müslüman olmayıp öyle görünen. 3. Oruç yiyen.”


Gelmişler 1982 yılına. Sözlüğün adı aynı, sayısı bu kez, yine Roma sayısıyla on iki.

Ne o? Sayfada “vazalak” diye bir söz yok. O ayıplı söz kaldırılmış. Yerine yazılan:

“vazalah”, vazalak”: Yersiz, gereksiz, kaba konuşan, densiz.”

Eee… Nereye gitti 1979’un, Derleme Sözlüğü’ndeki densizlik? “Yel üfürdü, su götürdü!”

Tüm bu gelişmeleri resimleriyle TDK alt alta vermiş. İncele, görüyorsun.

Sonra başa dön. TDK sözlügüne vazalak diye yaz, sonucu ara:

“vazalak
1. Geveze, sözünü bilmez 2. Aptal, serseri.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
vazalak
1. Alevi. 2. Müslüman olmayıp, öyle görünen. 3. Oruç yiyen.”


TDK bilgiağı sözlüğünde, “vazalak” sözünü iki ayrı bölümde vermişler. Birincisi eski derlemelerde yazıldığı gibi, ikincisi, oraya birilerince, kinle nefretle eklenmiş.

Sonra yeniden TDK açıklamasını oku. Geri zekalıymışsın gibi yavaş yavaş oku:

“Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Derleme Sözlüğü, Tarama Sözlüğü, Türkçe Sözlük gibi sözlükler yakın dönemde bir araya getirilip Büyük Türkçe Sözlük adıyla ağ sayfamızdan kullanıma sunulmuştur.”

Tamam anladık. Tüm sözlükleri bilimsel değeri var mı demeden birbirine katmışsınız.

“Derleme Sözlüğü’nün ilk baskısında ağızlardan derlenmiş bir söz varlığı olarak yer alan “vazalak” sözü Büyük Türkçe Sözlük’e de Derleme Sözlüğü yoluyla girmiştir. Ayrıca “vazalak” sözü Derleme Sözlüğü’nde iki ayrı madde hâlinde yer almaktadır:”

Bir de hiç sıkılmadan, ilk baskısında ağızlardan derlenmiş bir söz varlığı olarak yer alan “vazalak” sözü Büyük Türkçe Sözlük’e girmiş diyorsunuz. İkinci baskısında kaldırıldı madem, siz neden aldınız kaldırılmış sözü? Bu ayıbı, yobazca ihaneti, nedendir bilinmez, yeniden yazmışsınız açıklamanıza:

“Bu maddelerden ilkinde birinci olarak verilen “geveze, sözünü bilmez” anlamları Samsun (Musalı, Çarşamba), Trabzon (Maçka ve Akçaabat köyleri), Sivas (Hacıilyas, Koyulhisar), Ankara (Emirler, Balâ), Nevşehir (Genezin, Avanos) ve Adana (Azaplı, Kadirli) illerinden; ikinci olarak kaydedilen “aptal, serseri” anlamları ise Ordu (Ünye), Erzincan ve Kayseri (Tuzhisar, Bünyan) illerinden derlenmiştir.”

Bulduğunuz, bulunmaz Hint kumaşı “vazalak”; geveze, aptal, serseri anlamına geliyorsa geliyordur, buna zaten kimse birşey demiyor.

Burada susun, devam etmeyin bari açıklamaya:

“Derleme Sözlüğü’nde ikinci madde olarak yer alan “vazalak” sözünün altında ise üç anlam bulunmaktadır. Bunlardan ilki olan “Alevi” anlamı Niğde, ikinci olarak kaydedilen “Müslüman olmayıp, öyle görünen” anlamı Adana, üçüncü olarak kaydedilen “oruç yiyen” anlamı ise Tokat (Zile) illerinden derlenmiştir.”

Bundan sonraki açıklama tam bir rezalettir. Yanlışta – iyi niyetle düşünürsek, zamanında bir densizin yaptığı yanlışı görmeyip – direnmenizi anlayan varsa beri gelsin. Hem de ne anlaşılmaz sözlerle bir açıklama:

“Bütün bunlara rağmen bazı gazetelerde ve sosyal medya mecralarında hem sözün anlamı Türk Dil Kurumu tarafından yeni oluşturulmuş hem de ülkemizin farklı farklı yörelerinden derlenen, birbirinden bağımsız ve sınırlı olarak kullanılan bu anlamlar aynı başlık altında verilmiş gibi yansıtılmıştır. Bu haberlerde sözlükçülük ilkeleri, halk ağızları, derleme, derleme sözlüğü ve iki anlamlılık gibi temel kavramlardan söz edilmemesi de konunun kamuoyu tarafından yanlış algılanmasına sebep olmuştur.”

Bu densizliği nasıl savunuyor Türk dilinin en yüksek kurumu, Yüce Önderimizin kurduğu kurumun yeni yönetecileri. Nasıl anlaşılmaz bir dille yazıyorlar. Anlamayana anlatalım:

“Biz, yersiz gereksiz konuşan, aptal, serseri, kaba konuşan, densiz anlamındaki vazalak sözünün bir anlamı da, Alevi demektir demedik. Bu söz yeni değil, eskiden kalma, biz hazırlamadık. Bakın 1979 yılında girmiş ilk kez.”

Bir de “sözlükçülük”- ne demekse sözlükçülük- ilkelerinden söz ediyorlar.

1979 girmiş, 1982’de de çıkmış aynı tanım (Alevi, oruç yiyen, müslüman olmayıp öyle görünen) sözlüklerden, kimse duymadan, onu da desene! Neden bu tanım yeniden sözlükte? İki anlamlılık demekle daha da battığınızın ayırdında değil misiniz? Birinci anlamı, serseri, aptal olan bir sözün ikinci anlamı;

Bir tarikat, bir mezhep adı, hem de eskiden beri dili Türkçe, özü Türkçe, nefesleri, ilahileri Türkçe, ozanları ellerinde sazları Türkçe söyleyen, Türk edebiyatına ölmez eserler kazandıran, özü, Türk ruhu bir anlayış olan, “Alevi*” olabilir mi?


Bu yanlışta direnme, hiç bilinmeyen, kullanılmayan bu abuk sözü duyana duymayana tanıtmak ne demektir?

Ortalık, Ocak ayının ortalarından beri bu haberle yıkılmış, sosyal iletişim sayfalarında ilenen ilenene kuruma, bunu yazanlara.

Neden özür dileyip unutturmuyorsunuz bu çirkinliği, bu densizliği? 1982’de sözlüklerden silinmiş bu densiz sözü, yeniden sözlüklere geçiriyorsunuz da, silmeyi akıl edemiyor musunuz?

Sözü bitirirken, Bektaşi – Alevi şiirleri dizininden “Var Git Yezit” şiirinin ilk dörtlüğünü yazalım mı?

“Var git Yezit, var git, bulaşma bize / Ahrette haliniz bilmem nicolur
Bizden her gün teberrâ* oluyor size / Ahrette haliniz bilmem nicolur”


Aslında Aşık Veysel bu gereksiz tartışmalara yaşarken noktayı koymuştu. Uzun şiirinden (Birlik Destanı) bir bölümü okuyalım:

"Yezit nedir, ne kızılbaş / Değil miyiz hep bir kardaş
Bizi yakar bizim ataş / Söndürmektir tek çaresi
*
Kişi ne çeker dilinden / Hem belinden, hem elinden
Hayır ve şer emelinden / Hakikat bunun burası
*
Şu âlemi yaratan bir / Odur külli şeye kâdir
Alevi Sünnilik nedir / Menfaattir varvarası"


Feza Tiryaki, 4 Şubat 2018


(Teberrâ: Muhammet soyuna düşman olanlardan uzak durma.)
(Alevi: Daha çok Türkmenler arasında yaygın olan inanış, Muhammet’ten sonra Ali’yi halife olarak tanıyanlara verilen genel ad. Tanımın Kaynağı: Bektaşi Gülleri, Cahit Öztelli.)
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 988
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x