Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

Tartışma Alanı

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen İrfan Tuna » Cmt Mar 13, 2010 19:39

avrasya yazdı:
eskopatj1 yazdı:İşte bu noktada bende diyorum ki,nereden geçireceklerse geçirsinler ve kabul etsinler şerefsizler.Sonuçta isteklerini yerine getirdikçe başka isteklerle karşımıza çıkıyorlar ve çıkacaklarda şerefsizler.
Başbakan veya cumhurbaşkanı çıkıp,kabul etmezseniz şerefsizsiniz,kabul etmezseniz en adi o.ç sunuz demeli medyanın önünde ve hemen incirlik üssünü kapatarak işe başlamalı.Sonra amerikalıların gerçekten işlediği soykırımları birer birer meclisimizde kabul edip,turistik yerlere soykırım anıtları dikmeliyiz.Başlıkta şöyle olmalı:Terörist Amerikanın Yaptığı Soykırım Anıtı

Peki bu dediklerimi yapabilecek cesur yürekli bir politikacımız var mı ? Yookkkk maalesef.

Belki Osman Pamukoğlu yapabilir,diğerlerinden en ufak bir umudum yok.

Yapacak İrfan agbi hiç şüphem olmasın


İyi hoş söylersin ! eskopatj1 ,

Bak senin yok deyip, hayret ki göremediğin Cesur Yürekli yurtseverler Talat Paşa komitesi ile didinip çabalayıp, emperyalistlerin yalanlarına karşı mücadele eder, eylemler yaparken,2005 ten bu yana Avrupanın başkentlerine uçaklar dolusu gider, orada Türklerle birleşip mitingler yapıp, emperyalistlerin yalanlarını hukuk dışı yasalarını çiğnerken , bu nedenle emperyalistlerin kurdurduğu mahkemelerde yargılanırken ,( bak senin aradığın cesur yürekli politikacının Doğu Perinçek olduğunu yine nasıl da görememişsin )
İsviçrede emperyalistlerin soykırım yalanlarının yasalrını çiğneyip mahkemede yargılanan Doğu Perinçek ti .
Senin, belki yapar dediğin Pamukoğlu Paşan burda niye yok ?
talat-pasa-komitesi-sonuc-bildirgesi-6-mart-2010-t24881.html

Hadi önceden yoktu şimdi niye yok? Niye bir el , bir omuz vermiyor?

Armut piş ağzıma düş diye mi bekliyor?
Yoksa böyle bir derdi, emperyalistlerin soykırım yalanlarına karşı mücadele etmek gibi bir sorunu mu yok ?

Bak sen ne güzel söylersin İncirlik üssünü kapatalım, Amerikanın soykırımları için anıtlar dikelim diye .
Senden ricam sor Pamukoğlu paşaya bunları Nazlı Ilıcak gibilerinin karşısında söylemesini bıraktım tek başına çıktığı bir programda olsun söyler mi ?

Pamukoğlu paşa arada sırada dış güçler diyor da , Dış güç kim adını koymuyor.
Kimden bahsediyor , dış güç kim ? Brezilya mı , Patogonya mı ?

Vatandaşın bilidğini niye saklıyor ? Niye, Amerikan emeperyalizmi, ABD diyemiyor ???



Avrasya, yazdıklarına aynen katılıyorum ve altına ben de imzamı atıyorum.
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Oğuz Kağan » Cmt Mar 13, 2010 23:21

'Ermenistan'a unutamayacağı bir ders verilmeli'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları ile ilgili olarak İsveç Parlamentosunda kabul edilen karar konusunda, "Bir ülke size bile bile kötülük yapıyorsa bunun mutlaka bir cevabı olmalıdır, bunu yapan ülke bir bedel ödemelidir. Fakat daha da önemlisi, ülkemiz aleyhine faaliyetlerin kökeninde olan Ermenistan'a unutamayacağı bir ders vermektir" dedi.

Öymen, Kahramanmaraş'ta partisinin il binasında düzenlediği basın toplantısında, İsveç parlamentosunun kararını değerlendirdi.

İsveç'in aldığı kararın Türkiye'yi, hangi siyasi partiden olursa olsun tüm vatandaşları üzdüğünü ve derinden yaraladığını belirten Öymen, "Biz atalarımıza layık görülen bu sıfatları reddediyoruz ve hiç bir şekilde kabul etmiyoruz. Bazıları, Türkiye hakkında bir süreden beri yabancı ülkelerde konuşmayı adet edindiler. Tarihi gerçekleri çarpıtarak, hukuku hiçe sayarak, siyasetin en temel ilkesi olan nezaket ilkesini bile bir tarafa bırakarak, ülkemizi, atalarımızı, vatandaşlarımızı yaralayıcı ifadelerde bulunuyorlar. Bunları kesinlikle reddediyoruz ama reddetmek yetmiyor. Büyükelçimizi çağırmak doğrudur ama yeterli tepki bu değildir" dedi.

Öymen, yeterli tepkinin, "bu kampanyaların arkasında yer alan Ermenistan'a hiç unutmayacağı bir ders vermek" olduğunu belirterek, protokollerin Meclisten geri çekilmesini istedi.

"Milli şeref meselesi..."

Öymen, "Uluslararası ilişkilerde adettir. Bir ülke size bile bile kötülük yapıyorsa sizin haklarınızı, çıkarlarınızı, itibarınızı dünyada zedelemeye çalışıyorsa bunun mutlaka bir cevabı olmalıdır. Bunu yapan ülke bir bedel ödemelidir. Siz bunu ödetemediğiniz takdirde, bu gibi faaliyetler devam edecektir. Şimdi İngiltere'de benzeri bir tasarının gündeme geleceği söyleniyor. Arkadan İspanya'da geliyor. Bundan sonra yapılacak iş benzeri durumların başka yerlerde yaşanmamasıdır. Fakat daha da önemlisi bütün bu ülkemiz aleyhine faaliyetlerin kökeninde, menşeinde olan Ermenistan'a unutamayacağı bir ders vermektir" dedi.

Ermeni iddialarının 1975'te Kıbrıs harekatından sonra başladığını savunan Öymen, "Türkiye şerefli bir ülkedir, Türk milleti gururuna düşkün bir millettir. Biz hiçbir zaman atalarımız aleyhine hiç kimseye böyle söz söyletmeyiz. Onun için hiç kimse atalarımızın katil olduğunu Türk milletine kabul ettiremez" ifadelerini kullandı.

Ermenistan'ın benzeri bir çalışmayı Avrupa Birliğinde de yapacağını belirten Öymen, "Hükümeti uyarıyoruz; bu yılın içinde AB'de soykırım ile ilgili bir karar geçirmeye çalışıyorlar. Buna göre (soykırım olmamış) demeyi suç sayacaklar. Biz bu konuyu etkin bir şekilde TBMM gündemine getireceğiz. Bu konularda hiçbir tavizimiz yoktur. Çünkü, bu yalnız milli çıkar meselesi değil milli şeref, milli hasiyet meselesidir" diye konuştu.

Anayasa değişikliği

Anayasa değişikliği çalışmalarına da değinen Öymen, "Hükümet şimdi bir anayasa çıkartmaya çalışıyor. Gayet tabii Türk milleti daha iyi bir anayasaya layıktır. Biz yıllardan beri söylüyoruz. İlk önce milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması lazım. Bugün Meclis'te 550 milletvekili var, 608 tane dokunulmazlık dosyası var. Bunların bir bölümü maalesef yüz kızartıcı suçlardandır. İşte bizim anayasa değişikliği deyince aklımıza gelen bu" dedi. Öymen, Anayasa'da yer alan geçici 15. maddenin kaldırılmasını da istedi.

"CHP milletvekillerini sindirmeye çalışıyorlar"

Gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Öymen, CHP Milletvekili Ahmet Ersin'in bir soruşturma kapsamında adı geçen gizli tanıkla buluştuğu haberlerine ilişkin bir soru üzerine, "Arkadaşımız gerekli cevabı verdi. Burada can alıcı olan taraf şudur. Biz nerede yanlışlık, yolsuzluk, hukuksuzluk Türkiye'nin menfaatlerine aykırı bir durum söylersek hemen bunlar bireysel olarak bizim genel başkanımıza, milletvekillerimize, il örgütlerimize saldırıya geçiyorlar. Biz bunları ciddiye almıyoruz. Bizim hiç bir milletvekilimiz hukuk dışı hiçbir işlem yapmaz. CHP'nin temel ilkelerine aykırıdır. Öyle anlaşılıyor ki CHP'li milletvekillerini boy hedefi yaparak onları susturmaya, sindirmeye çalışıyorlar. Ama bunu başaramayacaklardır. Ne genel başkanımızı ne de üyemizi yıldırmaya cesaretleri güçleri yetecektir" dedi.


VATAN, 13 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen sessiz sedasız » Pzr Mar 14, 2010 0:00

ABD, Katalonya, İsveç... Sırada İngiltere Mi Var?

Türkiye’de son birkaç aydır enerjisini iç siyasi gelişmelere harcamışken sözde Ermeni “soykırım” tasarıları birer birer Batı parlamentolarından geçmektedir. Manzaraya bakınca sanki dünyanın birçok ülkesinde yaşayan milyonlarca Ermeni seçmen, bu seçmenlerin oyu ile seçilmiş yüzlerce parlamenter ve Türkiye’de de asker, balyoz, HSYK, Ergenekon v.s. gibi konuların dışında herhangi bir gündem yokmuş gibi gözükmektedir. Oysa bu yıl Ermenilerin soykırım saldırısına geçeceği ve bütün kozlarını bu yıl oynamaya çalışacakları belli idi. Ancak sebebi belli olmayan husus bizim bir Açılımın peşine takılıp bu konuda naif bir tutum içerisinde olmamız ve gerekli tedbirleri zamanında almamış olmamızdır.
.
“Soykırım” mevsimi bu defa hızlı açıldı. Her yıl Nisan ayı başlarında gündemimize gelen 1915 yılında yaşanan tehciri bir soykırımmış gibi dünya gündemine ve parlamentolara getirme girişimi bu defa erken başladı. Bugün Mart ayının 12’si olduğu halde daha şimdiden iki ülke parlamentosunda tasarı görüşüldü ve kabul edildi. Önce Beyaz Saray yönetiminin “kuzuların sessizliğini” oynamasının ardından ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nden geçen soykırım iftirası bu defa da İsveç Parlamentosu’ndan geçmiştir. Ayrıca İspanya'ya bağlı Katalonya Özerk Yönetimi Parlamentosu Dışişleri Komisyonu 26 Şubat'ta alınan karara herhangi bir itiraz olmadığı için genel kurulda görüşülmeyerek parlamentonun resmi gazetesinde yayımlandı. Böylece Katalon Parlamentosu da 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını tanıyan bir karar aldı. Şimdilik Medeniyetler İttifakı'ndaki ortağımız, eş başkanımız İspanya'ya karşı herhangi bir tutum sergilemesek de bu tür eyalet ve özerk bölgelerin de tanımaya devam ettiği görülmektedir.

Türkiye bu gelişmeler üzerine derhal! Büyükelçilerimizi geri çekmiştir. ABD’ye veremedik ama muhtemeldir ki, İsveç’e bir nota bile verebiliriz. Başbakan Erdoğan’ın “müzik notası değil bu her önünüze gelene veresiniz” dediği ve aslında diplomatik teamüllerde en az müzik notası sıklığında kullanabileceğiniz nota verilmesi ve büyükelçilerimizin geri çağrılması öyle anlaşılıyor ki, ne ABD’nin gözünü korkutmuştur ve ne de Bundan cesaret aldığı anlaşılan İsveç’e geri adım attırmıştır. Hatta İsveç bir adım daha ileri giderek Tasarıda Ermenilerin yanısıra, Asurilerin, Keldanilerin, Pontus Rumlarının ve diğer Hristiyan azınlıkların Osmanlı İmparatorluğu döneminde soykırıma uğratıldığını ileri sürmüştür.

Fransa Örneği

Türkiye’nin nota vermesi, ilgili ülkenin ülkemizdeki büyükelçisinin Dışişlerimize çağrılması ve bizim büyükelçimizin de derhal “danışmalarda bulunmak üzere” geri çekilmesi öyle anlaşılıyor ki, yeterli bir tepki oluşturmamaktadır. Hatta yeterli tepki oluşturmadığı gibi bazı çevrelerce Ti’ye bile alınmaktadır. Daha önce Fransız meclisindeki Ermeni kökenli parlamenter Deveciyan’ın Türkler çabuk unutur babındaki açıklamaları hatırımızdadır. Son olarak da Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbandyan’ın Türkler büyükelçiyi çeker, bir iki itirazda bulunur ama onun ötesine geçemezler ve çabuk unuturlar tarzındaki açıklaması da arşivlere girecek kadar eskimemiştir. Her ne kadar Nalbandyan Ankara’yı gaza getirip, Türkiye ile ABD’nin arasını açmak ve 24 Nisan’da ABD başkanına “soykırım” terminolojisini kullandırma amacı gütse de söylediğinde aslında gerçek payı büyüktür. Bakınız Fransa konusu buna iyi bir örnek teşkil etmektedir.

18 Ocak 2001 tarihinde Fransa Ulusal Meclisi, sözde Ermeni soykırımına ilişkin "Fransa, 1915'te Ermenilerin maruz kaldığı soykırımı tanır" ifadesinin yer aldığı yasa tasarısını kabul etti. Bunun üzerine bugün yaşananlara benzer gelişmelere şahit olduk. Derhal büyükelçimiz geri çağrıldı, hatta bugün o günlerde Ergenekon soruşturması kapsamında daha içeri alınmayan ve bugünlerde herhangi çağrıda bulunmayan Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Fransız mallarına boykot çağrısında bulundu. Fransızlar ihalelere alınmadı v.s. Ardından hadiseler çabuk unutuldu ve bu defa Fransa Parlamentosu'nun alt kanadı, Ermeni Soykırımı'nı inkârı suç sayan ve soykırımı inkâr edenlerin hapis ve para cezasına çarptırılmasını öngören yasa teklifini onayladı. Eee ne oldu peki? Cevabını dünkü 11 Mart tarihli gazetelerde okumak mümkün. Enerji Bakanımız Fransızları Türkiye’de yapılacak Nükleer Santral ihalelerine davet etti. Öncesinde ise Fransızlar Nabucco’ya alındılar…

Cezayir’de soykırım yapan Fransa’nın Başbakanı’na soykırımı ne zaman tanıyacaksınız sorunsuna Fransız Başbakan bu işleri tarihçilere bırakmak lazım diyecek, Ruanda’da yaptıkları yanına kar kalacak, Sarkozy her fırsatta Türkiye’yi AB’den dışlayacak ve hatta Ortadoğu’da Mısır ile birlik olup sizden rol çalmaya çalışacak. Türkiye’nin arka bahçesi Kafkasya’da bile Gürcistan ile Rusya arasında arabuluculuğa soyunacak ve dönüp bir de size dünyanın en ağır suçu sayılan soykırım suçunu yapıştırmaya çalışacak ve siz bütün bu olanlardan sonra kalkıp Fransa’yı nükleer santral ihalesine davet edeceksiniz… Nabucco’ya girmesine izin vereceksiniz… Dünkü 11 Mart 2010 tarihli gazetelere bakınca bu garabeti görebilirsiniz. Enerji bakanlığımız maalesef ki böyle bir garabete imza atmıştır. Bu hatanın derhal düzeltilmesi gerekir. Fransa parlamentosundaki iftirayı geri çekmediği takdirde hiçbir zaman Türkiye’den ne ekonomik ve ne de diplomatik çıkar sağlayamayacağını bilmelidir. Hatta bu konuda Azerbaycan ile de işbirliğine gidilmelidir ve Azerbaycan’da Fransız şirketleri ülkedeki petrol ve doğalgaz ihalelerinden dışlamalıdır.

Fransa Örneğinden ABD ve İsviçre’ye

Fransa karşısındaki tutumuz derhal terk edilmeli ve hatta ABD ve İsviçre’ye de uygun cevaplar verilmelidir. Büyükelçiyi çekmek ve/veya ilgili ülkenin büyükelçisini dışişleri bakanlığına çağırmak yeterlimidir. Bununla beraber bu ülkeye yakın zamanlı seyehati iptal etmek çözüm müdür? Elbette değildir.

Peki, öyleyse ne yapmalı?

Bu tür elçi çekmek tarzındaki eylemlerin diplomasi tarihinde pek netice verdiği görülmemiştir. Bir eylemin netice verebilmesi için hem karşı tarafın çıkarlarının doğrudan zarar görmesi gerekir.

Ne tür çıkarlar?

a) Ekonomik çıkarlar
b) Güvenlik çıkarları
c) Diplomatik çıkarlar

Ülkelerin ekonomik çıkarlarına zarar vermenin en kısa yolu soykırım tasarısı geçiren ülkelerin Türkiye’deki ihalelere alınmamamsı, boru hatları gibi uluslar arası projelerden dışlanması, ABD için özellikle askeri alımların ertelenmesi, Azerbaycan ile beraber hareket edilerek enerji ihalelerinden dışlanılması, Afganistan Barış Gücü Türk komutanının danışmalarda bulunmak üzere Ankara’ya çağrılması, Ermenistan’a mesaj vermek açısından Azerbaycan Savunma Bakanı’nın Türkiye’ye davet edilmesi ve Türk askeri heyetinin Azerbaycan’a gönderilmesi, Türkiye’de kaçak olarak çalışan Ermenistan vatandaşlarının bir kısmının geri gönderilmesi, Ermenistan’a uçak seferlerinin azaltılması, protokollerin TBMM’de Türkiye’nin bütün ön şartlarını yazarak gündeme alınması, Hocalı soykırımının TBMM gündemine alınması, Kızılderili soykırımı, Cezayir soykırımı v.d. suçların meclis gündemimize alınması gibi hususların değerlendirmeye alınması ve birkaç ay değil bu ülkeler geri adım atıncaya kadar devam ettirilmesi durumunda yeni bazı ülkeler bu kervana katılmaya cesaret edemezler. Hatta AB’nin enerji güvenliğini sağlayacak olan Nabucco bile bu çerçevede ele alınmalıdır.

Yukarıdaki örnekler elbette ki, çoğaltılabilir. Özellikle Irak, Afganistan ve İran kozu Türkiye’nin elindeki güçlü kozlardandır. Bütün bu kozlar zamana ve sıraya alınarak uygulanmaya konmalı ve daha da uygulanabileceği mesajı verilmelidir.

Sinan OĞAN TÜRKSAM Başkanı
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen eskopatj1 » Pzr Mar 14, 2010 15:46

Avrasya
Peki Osman pamukoglu Siyasi bir parti kurarak eylem yapıyor mu yapıyor
Bu adam tek eksiği konuşmaya yapaması bende demek istiyorum bu adam kendisini bu konu üzerinde çalışıp geliştiriyor.
Bu adam zaten siyasi parti lideri olarak konuşuyor.
Bu konular açıklamalar yapıyor. Ama siz nedense paşaya karşı güvenmediğinizi gösteriyorsunuz Bu adamın yanlış bir hareketimi var Bak venezuella halkı havacı albay hugo chavez güvenerek başa getirdiler ve ne denli iyi yönettiğini gör.
Ama sizin nedense Odak noktanızda Doğu perinçekolduğu için Halkı Gözünde bitirilmiş bir adam ülkenin başa getirebilirmi acaba Türkiye gibi ülkelerde! Anca Nerde getirilir Biliyormusun Venezuella'da Ama orada halk herşey gördü Burada Halk Neyi gördü Hiçbişey Aynı Şekilde Devam ediyorlar Hiçbirşey Yokmuş gibi
Osman pamukoglunun bu konularda açıklaması var kınadıgına dair
Ama siz nedense paşaya güvenmiyorsunuz Sonuçta buda bizim kurtuluşumuz bir neferidir.
Güvenip destekleyeceğiniz yere Hala nerdeydi diye açıklama yapıyorsunuz
Çok yanlış ya eğer paşanın yerinde perinçek olsun onuda desteklenir gönülden....
Kullanıcı küçük betizi
eskopatj1
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Sal Ara 08, 2009 18:24

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen kaanka68 » Pzr Mar 14, 2010 17:04

eskopatj1 yazdı:Avrasya
Peki Osman pamukoglu Siyasi bir parti kurarak eylem yapıyor mu yapıyor


eskopatj1,

Yeldeğirmenlerine karşı savaşıyorum farkındayım, ama tek umudumuz "Türk" gençliği...

"Eylem" dediğin siyasî parti kurularak mı yapılıyor?

Parlamenter siyaset dediğin, üniversite yemekhanesinde "tepsi bırakma" eylemine benzemez kardeşim.
Tepsisini bırakan üniversite öğrencisiysen bile bunun bir maliyeti vardır, maliyet senin feda ettiğin öğle öğünündür.

Sen memlekette bir siyasî parti kurup devam ettirmenin maliyetini biliyor musun?
Bir tek parti mitinginin akçe maliyetinden haberin var mı?

Bir projenin bir maliyeti varsa, bu maliyeti karşılayacak finansörlere de ihtiyaç vardır.
HEPAR'ın finansörlerini araştırdın mı?
Kullanıcı küçük betizi
kaanka68
Üye
Üye
 
İletiler: 90
Kayıt: Sal Eki 20, 2009 11:24

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen eskopatj1 » Pzr Mar 14, 2010 17:16

Hepar finansörleri halktır Eğer başka bir finansör varsa en yakın zamanda öğrenecem...
Soros gibi birşeyse araştıracam....
Partiyle ilgili bilmediğin bir durum varsa söylermisin agbim... bizde bilelim ona göre davranalım...
Benim tek umudum Geniş halk kesiminin bilgilenmesidirilk tezim budur ama, ikinci savunacam hepar ile bi durum varsa bilelim yoksa agbim sana şunu soracam
Hepar Karşı bu ön yargı neden ?
Kullanıcı küçük betizi
eskopatj1
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Sal Ara 08, 2009 18:24

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen kaanka68 » Pzr Mar 14, 2010 18:11

eskopatj1 yazdı:Hepar finansörleri halktır


"Hepar finansörleri halktır" dersen, bu da hamasettir.
Tekrarlıyorum, her mitingin bir maliyeti vardır. Halk sensin, ödeme yaptın mı?

Bende HEPAR'a karşı bir önyargı yok, inan...
"Önyargı" dediğin ya "şartsız" kabul ediştir, ya "şartsız" reddediş...

Sağlam bir forum bu;
Her ne kadar her yazdığına katılmasam da, Serdar Ant'ın HEPAR ile ilgili (finansörleri bazında) yazılarına "arama" fonksiyonunu kullanarak erişebilirsin...
Kullanıcı küçük betizi
kaanka68
Üye
Üye
 
İletiler: 90
Kayıt: Sal Eki 20, 2009 11:24

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen eskopatj1 » Pzr Mar 14, 2010 18:21

Ağbi chp oyları zaten bölümdü Bende diyorumki Osman pamukoglu deneyelım Ama sartsız reddediyorsun diyorum!
Sölim Sana bu halktan chp oy cıkmaz!
Serdar ant ile ilgili bi yazarmısın tam adresini topicin bulamadımda ?
Kullanıcı küçük betizi
eskopatj1
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Sal Ara 08, 2009 18:24

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen İrfan Tuna » Pzr Mar 14, 2010 19:46

Arkadaşlar,

Öncelikle yazışmalarımızda Türkçe yazım kurallarına biraz daha dikkat edersek çok daha iyi olur.

Kuşkusuz, ıyi niyetli olarak bazı görüşler ortaya konuyor, Osman Pamukoğlu'nu ve partisini ön plana çıkarmaya çalışan bazı ifadeler kullanılıyor... Ama iyi niyetli de olsa, dayanaktan yoksun olarak ortaya konan bu görüşler bizleri yanıltıcı sonuçlara götürme tehlikesini de içinde barındırıyor.

Sayın Osman Pamukoğlu'nun Genel Başkanı olduğu partinin, ülkemizi emperyalist kuşatmadan kurtacağını söyleyebilmek için geçmişte onun çok iyi bir komutan olması üzerinden değerlendirme yapmak tek başına yeterli değildir.

Sayın Osman Pamuğlu'nun partisinin programında, ülkemizi emperyalist kuşatmadan kurtarma konusunda hangi çözümler önerilmektedir? Hangi stratejiler izlenmektedir? Emperyalizmle ilgili bir tahlil yapılmakta mıdır? Emperyalizmle cephe cepheye gelinen konularda, örneğin, ABD güdümünde Türk ordusu'na diz çökertme operasyonunda, Ergenekon yalanında, Kıbrıs'taki ABD dayatmalarında, Irak'ın Kuzeyi'ndeki ve bölgemizdeki ülkemizin varlığını tehdit eden emperyalist ABD projelerinde, Ermeni Soykırımı yalanında, sayın Osman Pamukoğlu ve partisi hangi konumu almaktadır. Tehdidin ABD'den geldiğini açık ve net olarak saptayabilmekte ve ifade edebilmekte midir? ABD emperyalizmine karşı hangi mücadele zeminlerinde, nasıl mücadele etmektedir?

Osman Pamukoğlu ve partisi hakkında ülkemizin kurtuluşunda alacağı görevler bakımından olumlu bir kanıya varabilmek için bu ve benzeri soruların doğru biçimde yanıtlanabilmesi gerekir.
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen eskopatj1 » Pzr Mar 14, 2010 19:53

ABD projelerinde, Ermeni Soykırımı yalanında, sayın Osman Pamukoğlu ve partisi hangi konumu almaktadır.

Buna Öküz altında buzağı aramak denir. bence?

Yanlış düşünüyorsun İrfan tuna!
Tüm konular üzerinde bilgisi ve tecrübesi var ama nedense halkın önünde anlatamıyor Onu yavas yavas basarıcak!
Kullanıcı küçük betizi
eskopatj1
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Sal Ara 08, 2009 18:24

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Deli Haydar » Pzr Mar 14, 2010 21:12

Sayın Eskopatj1, maşallah çok biliyorsunuz! Ancak çok bilenin çok yanıldığını çoğu kez unutuyorsunuz.

Belli ki tüm iyi niyetinizle bir oluşuma inanmışsınız. Ancak bağnazlığa vardığı anlaşılan bu inancınız, buradaki bu kadar insanın size sabırlarının son demlerine kadar bir şeyler anlatma girişimlerinin ötesinde, sizinle aynı paydada buluşma çabalarını görmenizi perdeliyor. Daha da kötüsü, belki de başka bir çözüm yolu bulamadığınız için sıkı sıkıya bağlandığınız inancınız, sizi çoğu kez nezaket sınırlarının dışına taşırıyor.

Bakın, lütfen yanlış anlamayın ama burada bu kadar insan sizin neden söz ettiğinizi ve ne yapmaya çalıştığınızı gayet iyi anladı. Siz de lütfedin, size zaman ayıran bunca insanın sizinle paylaştıkları düşünce ve bilgileri, sakin kafa ile bir düşünün. Lütfen!

Yoksa, nokta-virgül dahi tanımayan coşkun heyecanınız, yazıktır ki boşa gitmiş olacak.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen avrasya » Pzr Mar 14, 2010 22:17

eskopatj1 yazdı: Bende diyorumki Osman pamukoglu deneyelım .


Kemale erememiş , yani erginleşememiş, okumayan , daha doğrusu okuma zahmetine girmeyen , araştırmayan, tarih bilinci olmayan , bilgiden yoksun olması nedeniyle olguları doğru analiz edemeyen, dolayısıyla Dünyada ve Türkiyede olan gelişmeleri kavrayamayan, ,hayatın gerçeklerinden uzak ve KOLAYCILIKLA BAŞARIYI YAKALAMAYA ÇALIŞAN ,(12 eylül ve Özal armağanı olan öğreti budur.) bireyler, deneme sınama yoluyla öğrenir.
Ve bu öğrenme de, ne acıdır ki, hem bu bireylerin hem de bu bireylerin yaşadıkları toplumun çok ağır bedeller ödemesine neden olurlar .
Kurunun yanında yaş da yanar ve kurunun ceremesini yaş ta çeker.

Bizim gibi bağımlı ülkelerde Kolaycılıkla ancak emperyalistlerden vize alanlar iktidara gelir.

Mustafa Kemal , emperyalistlere karşı savaşarak Türkiye'nin makus talihini yendi.
Dedelerimiz, ninelerimiz taşın altına ellerini, hatta kafalarını koyarak bayrağı dalgalanan bir yurt sahibi oldular.

Chavez örneğini veriyor eskopatj1 !
Cahavez , Cahavez olalı ne yollardan, ne yıllardan geçti. ne badireler atlattı .
Chavez hop deyip oturmadı oraya . Komutandır diye de oturtulmadı.
Yıllarını verdi .Hapislerde yattı , tutuklandı .

Emperyalist sistem allayıp pullayıp aynı malı satıyor. ama bunun farkında olmayan bilinçsiz toplum bir de bunu deneyeyim diyerek her defasında daha da kalitesi düşen aynı malı alıyor.
Sistem de tıkandı aslında, aynı malı daha nasıl boyarım da, satarım derdinde..
Yeni idoller ,efsaneler yaratmalı elbette..
Yeni sloganlar ,yeni balonlar ..
Ne yaptığı ne ettiğinden çok , nasıl göründüğü ile ilgili olan.

Yolsuzluklardan yoksulluklardan bunalan toplum, bir bakıyorsunuz çalanı gönderip daha azgın hırsızı seçiyor.
Yine , 12 eylül armağanı Özal dönemi ile yörüngesinden çıkan Toplumda, bile bile, onda pişer işimi bilirsem bana da düşer diyeni de .. Napalım çalsın ama iş yapsın diyeni de ... Olsun Müslümandır diye belleyeni de..
Yolsuzluktan, yoksulluktan istikrar bekleyeni de .
Elindekini kaybettikçe, daha kötüsü korkusundan var olanı sineye çekeni de.

Velhasıl daha kaybedecekleri bitmedi çünkü...
Ama herşeyini yitirdiğinde !!!

Nerde kalmıştık ! "bir de bunu deneyelim abi " de.

Aklıma malum fıkra geldi .

Hayatın anlamını boş işlerde arayan iki genç, yapacak daha iyi ve faydalı şeyler olduğunu akıl edemediklerinden , can sıkıntısından ne yapalım , BU DEFA NEYİ DENEYELİM diye düşünürken

iki kafadar bir iddiaya girer.
Delikanlılardan biri, odanın tavanında asili olan ampulü ağzına tamamen
sığdırabileceğini iddia eder.
Evet, yanlış okumadınız, bildiğiniz 100 mumluk ampulü... Ve sığdırır da.
Ancak bir sorun vardır. Ampulü ağzından geri çıkaramamaktadır. Arkadaşı hayret eder bu nasıl is diye, o da evdeki başka bir ampulü ağzına sokar ve tabii ki o da çıkaramaz.

Bunun üzerine iki kafadar hastanenin yolunu tutmaya karar verirler. Ağızlarında ampul olduğu halde bir
taksiye atlarlar. Konuşma zorluğu çekerek güya taksiciye dertlerini anlatırlar. Taksici bir taraftan gülme krizi geçirirken bir taraftan da "nasıl olur abi ya, uğraşsanız çıkar, bir asilin suna, şaka mı yapıyonuz ?" diye söylenmektedir.

Neyse akşamın bir yarısında acile gelirler. Taksici ayrılır. Doktorlar çocukları beklemeleri için bir odaya alır.

Veeee, aradan 15 dakika geçmeden taksici kapıda görünür; tabii ağzında bir ampulle. Amcam çocuklara
inanmamış, açık olan bir marketten ampul almış ve denemiştir !!

Simdi anladınız mı Ampul Partisi'nin Türkiye’de nasıl iktidara geldini?
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen avrasya » Pzt Mar 15, 2010 9:51

eskopatj1 yazdı:Hepar finansörleri halktır

eskopadj1 kardeş,
Halk ne zaman Hepar ı öğrenmiş de finansörlüğünü yapmış ?
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen eskopatj1 » Pzt Mar 15, 2010 10:27

Şimdi sizlere son derece saygı duyarım.Ama benim anlatmak istediğim Paşaya önyargılı yaklaşmanızı istemiyorum.Çok yanlış düşünüp yanlış itham ediyosunuz(Benide)
Burada Asimetrik bir harekat var Hepar ile ilgili kesin bir bilginiz varsa söyleyin bizde bilelim.
Ön yargılı yaklışımınız yüzünden 2 konu başlığı altında dar ağacına astırdınız paşayı.

1)Şimdi siz bu adama inanmıyorsunuz belli yapmış olduğu teşkilatlanmaya hiç inanmıyorsunuz inanmanız normaldir Ama paşayı yaklaşımı Esefle kınıyorum
2)Diyosunuzki Bu adam İhsas-ı Rey yapıyor Görüş bildirmiyor diyorsunuz Neredeyse Amerikancı damgası vuracaksınız Şunu sölim paşa avrasyacıdır Tamamıyle Milli bir hükümet istemektedir. Bu arada Avrasyacıdır Derken Rusyacıdır anlamayın!
3)Bir konu başlığı altında bir iki yorumla millete etkilyeyip dar ağacına astırğınıza göre Paşayı önceki konu başlığı altında Seven destekleyen KişileriBu konu başlığı altında bir iki ikişin yazmış olduğu yorumlarla etkilediniz Örnek:(Maydonos) Burada Asimetrik bir harekat var Gayet belli Demekki bir konu başlığı altında 1.2 kişinin yorumlara göre etkileyebildiğinize göre Şeçim vaktine Kadar 7 ceddini bitirirsiniz Görüşlerinizi yazınız Yazında yorumlamayı kişileri bırakın milleti etkilemeyin!
4)Burada İhsas-ı Rey Yapan varsa O da Sizlersiniz Bİ kişiyi Bu denli eleştirilmez Böyle yargılayamassanız Eğer Birşey biliyosunuz paylaşınız.. Paşanın yanlışları var doğrudur Ama Bunu düzelticek diğeceğiniz yerde eleştiriyosunuz Çok Bir yanlışı olduğunu Sanmıyorum Akp konuşmayla Chp'yi bitiriyorda Ona bakın Önce gelip hemen eleştirmeyin ve eleştiri yağmuruna tutturmayın.
Çok yanlış düşünüyor ve yanlış itham ediyorsunuz (beni tanımadan)Bu yaklaşımın sebebi nedir?
Tekrarlıyorum dediğim gibi ihsas-ı Rey Yapmayın görüş bildirinki bizde Ona göre yorum yapalım Reaksiyonu İyi ölçemiyorsunuz belli Ama milleti etkilemeyin!
Ben değilim burada tartışılan avrasya Osman paşayı Tartışıyoruz beni değerlendirmeyi bırakda Heybende ne var çıkarda görelim.. İhsas-ı Rey Yapmadan Ama Şimdi siz diyeceksinizki Alakası yok Şaçmalıyorsun Eskopatj1 diyeceksiniz
Bende diyorumki bal gibi alakası var hazır paşayı destekleyeceklerin görüşleri etkilemeyin Asimetrik Harekat yapmayın!
Nihat genç'in dediği gibi şartlanmış insanlarsınız galiba Hepar'ın görüşlerini olanları bitirmek için...Bu demek istediklerimi iyi anlayın.
Ben size osman paşayı kötülüyorsunuzda Demiyorum Yanlış anlatmayın Milleti Etkilemeyin diyorum

SAYGI VE SEVGİLERİMLE

ESKOPATJ1
Kullanıcı küçük betizi
eskopatj1
Üye
Üye
 
İletiler: 55
Kayıt: Sal Ara 08, 2009 18:24

Re: Amerika'nın Savaş Planı (Soykırım Yalanı ve Tasarısı)

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 17, 2010 15:25

[img]http://ulusalkanal.com.tr/images/fotolar/k/kupur.jpg[/img]
ABD İstedi Gürbüz Çapan ve MİT'in Kuryeleri Ermenistan'a Gitti

Tarih, 1 Temmuz 1995. Dönemin Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan, Ermenistan'a giderek dönemin Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan'la görüştü.

Oral Çalışlar ve Cengiz Çandar da Gürbüz Çapan'la beraber Ermenistan'a gitmişlerdi.

İşte bu ziyaretin perde arkası, Gürbüz Çapan'ın Ergenekon davasının 18 Ocak'ta yapılan 32. duruşmasındaki itirafıyla ortaya çıktı. Çapan'dan Ermenistan'a gitmesini Amerikalılar istemişti! Cengiz Çandar ve Oral Çalışlar'ı da Çapan'a eşlik etmesi için MİT görevlendirmişti!

Gürbüz Çapan'ın "tarihi" diye nitelediği görüşme için seçilmesinin iki nedeni var. Birincisi, Alparslan Türkeş'in 1993 yılında başlattığı gizli görüşmeler tıkanınca, sivil bir girişimle "yola devam" kararı alındı. İkincisi, Ermenilerin soykırım müzesinde, "soykırımcılar" arasında Gürbüz Çapan'ın amcasının resmi de yer alıyordu. Bu nedenle "sivil girişim"in başında Çapan'ın bulunması "anlamlı" olacaktı.

"CENGİZ ÇANDAR VE ORAL ÇALIŞLAR'I MİT SEÇTİ, VERDİ"

Gürbüz Çapan, mahkemede verdiği ifadede olayı şöyle anlattı:

"Dediler ki şey yapın, yani Türkeş görüşmeleri yürütüyordu o zaman rahmetli. Görüşmeler tıkandı, yani bir sivil birisi… Ben de orada şeyimiz olduğu için… 'sen yapar mısın bunu?' Yani benim amcamın soykırım müzesinde -Ermenilerin soykırım müzesi var- orda resmi var, bize kıyanlar diye. Amerikalılar söylediler, olur dedik. Yanımıza Oral Çalışlar'ı, ondan sonra Cengiz Çandar'ı, Zeynep Atikan'ı, Zeynep Atikan da Londra Büyükelçimizin kızıdır, Hürriyet'in… Onları şey, o zamanki MİT Bölge Başkanı seçti verdi.

"Sonra ki MİT Başkanı, o kendi kendine gitmiş diyor falan. Yani şeyi, seremoni kendi kendimize olması gerekiyor. Yani sivil girişim. İşte yurttaşlar düşman değil falan diyeceğiz. Gittik, bizi havaalanında Cumhurbaşkanın danışmanı karşıladı. Sonra eski Cumhurbaşkanı kabul etti bizi. Devlet konuk evinde kaldık falan. Cumhurbaşkanı Türkçe biliyordu, Petrosyan…"

"BİZİM ANITKABİR'E GÖTÜRMEMİZ GİBİ!"

Gürbüz Çapan'ın Ermenistan ziyareti, 19 Ocak günü yapılan çapraz sorgusuna da konu oldu. Üye hâkim Sedat Sami Haşıloğlu'yla Gürbüz Çapan arasında şu konuşma geçti:

Haşıloğlu- Bir anıt ziyareti var. Bu nedir?
Çapan- Anıta da götürdüler. Yani bizim buraya gelenleri nasıl Anıtkabir'e götürüyorsak, onlar da bizi anıta götürdüler. Bir şey yok yani.
Haşıloğlu- Oradaki heyetin…
Çapan- Heyet halinde gittik evet.

"YENİ GÖRÜŞMELERDE, BİZİM GÖRÜŞMEMİZİ BAZ ALIYORLAR"

Çapan'ın Ermenistan'a gittiği dönem, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan da Tansu Çiller'di. Çapan her ikisinin de bu ziyaretten haberdar olduğunu belirtti. Çapan'ın anlattığına göre, ülkeye dönüşünde Ermenilerin taleplerini iletti; ancak Demirel "Azeriler kabul etmeden olmaz" diyerek reddetti. Gürbüz Çapan, bu bilgileri verdikten sonra, bugün yürütülen açılım süreciyle ilgili şöyle dedi: "Bu görüşme tarihi bir görüşmeydi… Şimdi yeni görüşmelerde o günkünü baz almaya çalışıyorlar."
Çapan'ın mahkeme tutanaklarına geçen ifadeleri şöyle:

"Geri geldim, orada söyledim. Dedim böyle böyle şeyler, talepleri bu. 'Kapıyı açarsanız ben koridoru boşaltırım, Laçin Koridoru'nu.

Yani iyi niyet… Hani biz güya elçiyiz ya! Çıktık geri geldik sonra, Tiflis'ten döndük, geri geldik. Adam onları yaptı, bizim buradan kimse hareket etmedi. Süleyman Bey dedi ki, 'Azeriler bizim kolumuzdur, akrabamızdır. Onlar kabul etmeden' dedi, 'biz hiçbir şey yapamayız.'

Ama bu görüşme tarihi bir görüşmeydi. Yani not düşülmüş bir görüşmeydi. Burada tekrar not düşüyorum.

Şimdi yeni görüşmelerde, yani o günkünü baz almaya çalışıyorlar. Dikkat ederseniz, Cumhurbaşkanı da açıklama yaptı. Dedi ki, 'Laçin Koridoru boşalırsa, boşaltılırsa elimiz rahatlar.' Yani Karabağ sorununu görüşemiyorlar."

"İLERİDE KONUŞURUZ, ŞİMDİ SORUN ETMEYİN"

İşte MİT, bugünkü "açılım" sürecinde "baz alınan" o ziyaret için, Cengiz Çandar ve Oral Çalışlar'ı "seçmişti." Peki neden? Sorunun yanıtını, Çandar ve Çalışlar'ın kendi yazılarıyla verelim…

Oral Çalışlar'ın ziyaretle ilgili haberi, 2 Temmuz 1995'te Cumhuriyet gazetesinde "Erivan'dan iyi niyet mesajı" başlığıyla yayımlandı. Çalışlar, Ermenistan'ın mesajını şu satırlarla aktardı:

"İlişkilerimi sürdürmek ve geliştirmek için herhangi bir ön koşul öne sürmeyelim. İleride konuşabileceğimiz ve daha sağlıklı koşullarda ele alabileceğimiz konuları şimdiden sorun etmeyelim. Şimdiden ekonomi, turizm, spor, kültür ve buna benzer alanlarda ilişki kuralım. Bunları geliştirelim. Halklarımız birbirini tanısın."

Cengiz Çandar da aynı tarihte Sabah gazetesinde yayımlanan köşesinde, Petrosyan'la görüşmelerinden hiç bahsetmeden Ermenistan yolculuğuna ilişkin izlenimlerini aktarmış ve yazısını "Açın sınır kapısını" diye noktalamış…

HOFMANN'IN ÖĞRENCİSİ

Oral Çalışlar, 1989'da Alman istihbarat örgütü şeflerinin denetimindeki Hamburg Enstitüsü'nden burs alarak Almanya'ya gitti. Alman gizli servisi BND'nin Türkiye-Kafkaslar şefi Tessa Hofmann ile yakın ilişki kurdu. Hofmann aynı zamanda, Çalışlar'ın Ermeni meselesindeki fikirlerinin de esin kaynağı; Çalışlar'ı Türkiye'de parlatan isim. Hofmann, "Ermeniler ve Ermenistan, Vatan ve Tehcir" (Armenier und Armenien, Heimat und Exil) adlı kitabında Atatürk'e 'İki milyonu aşkın Ermeni ve Rum'un katili" diye saldırıyor; Ermenilerin vatanının Van, Erzurum, Bitlis ve Trabzon olduğunu söylüyor. Hofmann'ın devşirdiği Oral Çalışlar, bugünkü konumunu 2 Ağustos 2000 tarihli Cumhuriyet gazetesinden şöyle açıklıyor: Bu ülkede yaşamaktan, bu ülkenin yurttaşı olmaktan derin bir utanç duyuyorum…"

15 YIL SONRA ÖZÜR BİLDİRİSİ…

Çapan'ın Ermenistan ziyaretinin üstünden 15 yıl geçti. Gerek Cengiz Çandar gerekse Oral Çalışlar, bugün de "Türkiye'nin kendi tarihiyle yüzleşmesi gerektiğinden" dem vurmaya devam ediyorlar. Öyle ki 2008 yılının son günlerinde piyasaya sürülen "Ermenilerden özür diliyorum" kampanyasının da ilk imzacılarından oldular. O güne dek hiçbir imza kampanyasına destek vermediğini belirten Cengiz Çandar, özür kampanyasına "hiç düşünmeden 'evet' dediğini" yazılarında anlatıyor.

"TARİHİMİZDE SUÇLAR DA VAR!"

Ermeni açılımında üstlendikleri görevi, Çandar ve Çalışlar'ın kendi yazılarından okumayı sürdürelim:

"Tarihimiz, yalnızca zaferlerimizden ve uğradığımız haksızlıklardan ibaret değil. Bu coğrafyada sadece kahramanlık destanları yazılmadı. Bu coğrafyanın tarihi birçok farklı şeyi de yazıyor. Tarihimiz, içinde suçlar ve acımasızlıklar da barındırıyor. Yapılan araştırmalar, bizi bu gerçeklerle adım adım yüzleştiriyor."
(Oral Çalışlar, Radikal, 8 Kasım 2009.)

"Yüzleşme, demokratikleşme için bir başlangıç adımıdır. Gerçeklerle 'ama'sız yüzleşeceğiz… İnsani çıkarlarımız bunu gerektiriyor."
(Oral Çalışlar, Radikal, 19 Aralık 2008.)

"Kendi tarihiyle dürüst ve serinkanlı biçimde yüzleşmeyen hiçbir ulusun, hiçbir toplumun sağlıklı bir yaşam ve gelecek inşa etmesinin şansı yoktur. … Kimisi bu konunun gündeme getirilmesine bile tahammül etmek istemiyor. Kimisi bir 'Ermeni soykırımı' olduğunu reddediyor. Zaten bizde 'soykırım' sözcüğü, önüne 'sözde' sıfatı gelmeden kullanıma girmiyor."
(Cengiz Çandar, Radikal, 6 Aralık 2008.)

Görüşmeleri 1993'te Alparslan Türkeş başlattı

Ermenistan Devlet Başkanı Levon Ter-Petrosyan'la ilk görüşme, 13 Mart 1993 tarihinde 'gizlice' Paris'te yapıldı. Petrosyan'la görüşen Türk yetkili, MHP lideri Alparslan Türkeş'ti. Türkeş-Patrosyan buluşmasını organize eden Ermeni Taşnak Partisi Fransa Temsilcisi Samson Özararat, gizli toplantıları Can Dündar'a anlattı. Dündar, Özararat'ın verdiği bilgileri, Milliyet gazetesindeki köşesinde yayımladı. 25 Nisan 2005'te başlayan yazı dizisi üç gün sürdü. Ermenistan'la görüşmeler için Türkeş'in seçilmesindeki amaç, "Milliyetçiler ne der?" kaygısını bertaraf etmekti. Süreç şöyle ilerledi:

"1915 OLAYLARI KAZA, BİZİMKİLER DE KABAHATLİ"

1993 yılında Rus yardımı kesilince, Ermenistan kış ortasında buğdaysız kaldı. Özararat o dönem Fransa'da, Avrupa'dan Ermenistan'a giden insani yardımları organize eden bir derneğin başkanıydı. Özararat'ın girişimiyle Türkiye, Ermenistan'a 41 bin ton buğday gönderdi. Ancak iktidar "milliyetçilerin" tepkisinden çekiniyordu. Bunun üzerine Özararat, Alparslan Türkeş'le Ankara'da buluştu. Türkeş, görüşmede şöyle dedi: "1915, 600 yıllık ilişkinin bir kazasıdır. Olaylarda yabancı devletlerin çok dahli vardır. Bizimkilerin de kabahatleri var, ama şimdi yapılması gereken, bu kazayı telafi etmektir." Bunun üzerine Özararat, "Bunları Ermenistan Cumhurbaşkanı'na da söyler misiniz?" diye sordu. Türkeş kabul etti.

SOYKIRIM ANITINA ÇELENK!

Türkeş ve Petrosyan 13 Mart 1993 tarihinde Paris'te Concorde Meydanı'ndaki Crillon Oteli'nde buluştular. Toplantıya Türkeş'le birlikte Büyükelçi Tanşuğ Bleda, Elçilik Müsteşarı Menter Şahinler ve Tuğrul Türkeş katıldı. Ermenistan tarafında ise, Dışişleri Bakanı Vahan Papazyan ve Dışişleri danışmanı, tarihçi Gerard Libaridian vardı. Toplantı 2,5 saat sürdü. Buluşmayı sağlayan Samson Özararat, şöyle söylüyor:

"Paris dönüşü Türkeş'le birkaç kez yeniden buluşup neler yapılabileceğini konuştuk. Kesin bir plan yapmadık. Bu, bir tür beyin fırtınasıydı. Değişik seçenekleri konuştuk aramızda... hatta bir ara Türkeş'in Erivan'daki soykırım anıtına çelenk koymasını bile tartıştık. Türk-Ermenistan sınırına 1915'te ölenlerin anısına müşterek bir anıt dikilmesi de konuşuldu. Anıtın Ermenistan'a bakan yüzünde Türkçe, Türkiye'ye bakan yüzünde ise Ermenice 'Verdiğimiz acılardan dolayı üzgünüz' yazacaktı."

KONU SÖZDE SOYKIRIMA GELİNCE…

Gizli görüşmeler bununla sınırla kalmadı. Alparslan Türkeş, 1994 yılı Nisan ayında Frankfurt'taki Türkiye Konsolosluğu'nda Ermenistan'ın Londra Büyükelçisi Armen Sarkisyan'la görüştü. Samsun Özararat'ın anlatımına göre, söz "soykırım" konusuna gelince Türkeş, "geçmişle ilgili üzüntü duyduğunu" dile getirdi. Sarkisyan ise şu yanıtı verdi: "Samson söylediğinde kulaklarıma inanamamıştım."

ÖZARARAT: BAHÇELİ'Yİ DE BULUŞTURABİLİRİM

Türkeş-Petrosyan arasındaki gizli buluşmaları organize eden Samson Özararat, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yle Ermenistan arasında da görüşmeler sağlayabileceğini söyledi. Özararat'ın açıklamaları 16 Ekim 2009 günlü gazetelerde haber oldu. Özararat şöyle dedi: "Eğer ortam oluşursa, Bahçeli gibi değerli bir siyasetçiyi Ermenistan'da kendisi ile denk bir isimle görüştürebilirim. Türkiye ile Ermenistan arasında bilgisizlikten doğan yanlış anlaşılmalar son bulunca protokol maddeleri daha hızlı şekilde yaşama geçecek."

Berktay'dan Ermenilere: Sabredin, AKP çözecek!

"Türkler Kurtuluş Savaşı'nda Anadolu'yu yeniden işgal ettiler" söylemiyle tanınan ve sözde soykırımın Türkiye'deki en azılı savunucularından olan Halil Berktay, 6-8 Ekim 2005 tarihlerinde, Erivan'da düzenlenen NATO-PA toplantısına konuşmacı olarak katıldı. Berktay, konuşmasında Ermenistan'a "sabredin" mesajı vererek, AKP hükümetinin 'soykırımı' kabul etmek için arayış içerisinde olduğunu söyledi. Berktay'ın konuşması şöyleydi:

"Soykırımı reddeden Türk milliyetçiliğinin içerisine düştüğü çukurdan bir çıkış yolu bulunması için, AKP hükümeti ve parti liderliğinin arayış içerisinde olduğuna yönelik açık göstergeler bulunuyor."

Berktay konuşmasında, "çok üst düzey bir Türk diplomatının, 17 Aralık 2004 öncesi Brüksel'de üç gün devam eden yoğun görüşmeler sırasında, AB'deki muhatabına 'Soykırımı anında, derhal kabul etmemizi istiyorsunuz. Fakat on yıllar boyunca reddettikten sonra bunu nasıl yapabiliriz?' dediğini" aktardı.

Berktay konuşmasını, Türkiye'nin "dürüst düşünebilmesini" sağlamak için Ermenistan'dan yardım talep eden sözleri ile bitirmişti.


Ulusal Kanal, 16 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x