ANADOLU’DA TÜRKLER (XIII)

ANADOLU’DA TÜRKLER (XIII)

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Çrş May 11, 2016 2:16

ANADOLU’DA TÜRKLER (XIII)
III. Osman’nın ölümü üzerine, kendisi gibi saray dışına çıkmamış olup sürekli olarak bir terör kurbanı olma korkusuyla yaşayan III. Mustafa tahta geçecektir (1757-1774). Her şeye karşın, Sadrazam Ragıp Paşa’nın varlığı ona güven verecektir.

III.Mustafa (1757-1774)
Dönemin özelliklerinden biri olarak, Ragıp Paşa’nın İstanbul’u veba salgınından korumak için aldığı önlemlere, kimi çevrelerin ‘kader’e karşı çıkılmaz diyerek karşı çıktıkları sayılabilir.
III. Mustafa, hüküm sürdüğü dönemde, Fransa’da XV.Louis’nin resmi olmayan ama doğrudan baş yardımcısı olan Etienne-Fraçois Choiseul (Şuazöl)’ün önemli yardımlarını görecektir.
Bu amasız Rusya (II.Katerina) ve Prusya (II. Frederik) karşıtı olan Fransız devlet adamı, İstanbul büyükelçisi Vergennes aracılığıyla, Osmanlı Divan’ını uyarmak için her türlü olanağı kullanmaktan çekinmemiştir. Hatta ‘Paşa’ları etkilemek için 4 milyon altın harcadığı söylenmektedir.
Ne var ki, Choiseul, Polonya’yı Rusya’ya karşı bir ‘araç’ olarak kullanmayı düşünürken, XV.Louis, bağımsız bir Polonya’nın hem Türkler açısından hem de ileride Fransa açısından daha uygun olacağını düşünmektedir.
Gerçekten de, özellikle Rusya, daha o dönemde Yunanlıların ayaklanmasını destekleyerek Mora yarımadasına yerleşmek için çaba göstermektedir.
Ama önce Polonya’ya girecek ve Balta Limanı’nda kıyım yapacaklardır. Denildiğine göre, Sadrazam Mahir Hamza Paşa, Rus Büyükelçisi Obreskof’a “Hain, diyecektir, imansız! Allahın huzurunda yüzün de mi kızarmıyor? Size ait olmayan bir ülkede insanlık dışı kıyım yapmaktan utanmıyor musunuz?”
Polonya’dan çekilmelerini ve Rusya’nın bağlaşıkları olan Danimarka, İsveç, Prusya ve İngiltere’nin Polonya’nın içişlerine karışmayacaklarına ilişkin bir antlaşmayı imzalamasını isteyecektir. Ancak, Obreskof’un reddetmesi üzerine Türk-Rus savaşı başlayacaktır (1768).
Ve Rus donanması Çeşme’de Osmanlı donanmasını yakacaktır (1769).
Savaşın çıkmasında, 1755-63 aralığında babasının yanında dil ve diplomasi öğrenen Baron de Tott’un katkısının olduğu da söylenmektedir. Baron de Tott’un 1767 yılında Osmanlı-Rus savaşının çıkarmak için Kırım’a gönderildiği ve onu başardığı için de ödüllendirildiği ileri sürülmektedir.
Ardından İstanbul’a gelen Tott, 1772 yılında Tersane yakınlarında Topçu Mektebi'nin kurulmasına ve 1773 yılında da Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun'un kuruluşuna katkı sunacaktır.
Anılarında, “Bana öyle güveniliyordu ki, diye yazacaktır Baron de Tott, hutbelerde başarım için dua ediliyordu”.
Bağlaşıklık arayışları
Çeşme yenilgisinden sonra Osmanlı, Rusya’ya karşı, Fransa ve Avusturya ile bağlaşıklık arayışına başlar. Bu durumu öğrenen İngiltere, Rusya ile ilişkilerinde ‘arabulucu’ olabileceğini bildirir. Ancak, Divan, Rus donanması içinde İngiliz gemileri olduğunu bilmektedir ve bu öneriyi ciddiye almaz.
Oysa Rusya, Avusturya ile anlaşarak Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamayı düşünmektedir. Buna göre Valesya ve Moldavya Rusya’ya kalacak, Bosna ve Dalmaçya da Avusturya’ya verilecektir. O arada Prusya, madem öyle neden Polonya’yı da parçalamayalım diyecektir.
Bütün bu planlar yapılırken, en sağlıklı çözümü üretebilecek Choiseul bakanlıktan olacaktır. Yerine gelen Aiguillon Dükü de, Polonya’nın parçalanmasına karşı olup, Osmanlı lehine silahlanmaya başlayacaktır. Ki, İngiltere, bu konudaki her girişimi kendisi bakımından ‘savaş nedeni’ sayacağını açıklayacaktır. Böylece Polonya’nın birinci parçalanmasına gidilecektir (1772).
Osmanlı İmparatorluğu ise parçalanmaya yakın bir görünüm sunmaktadır. III. Mustafa’nın giderek Devlet’i kavrayışı ve kimi reformları yapmasına karşın; Ruslar Kırım’a egemen olacak; Gürcistan prensi Héraclius’u yanlarına çekecek; Bağdat valisi Ahmet Paşa Sultan’ın sadece adını anacak; Arnavutluk’ta Mahmud Paşa başkaldıracak, Epir paşası Ali Paşa da bölgesinde hükmünü pekiştirecektir.
Akka ve Mısır ise neredeyse bağımsız bölgeler olmak durumuna gelmişlerdir.

Ali Paşa’nın kellesi II.Mahmut’a sunulurken (1822)
III. Mustafa öldüğünde, elli yılını saray mahzenlerinde Kur’an ezberleyip ok ve yay üretmekle geçiren I.Abdulhamid’e ( 1774-1789) böylesi bir imparatorluk bırakmış olacaktı.
(Sürecek)
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1526
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x