Andına İnandım Beni Şaşırtan Kuyruk

Andına İnandım Beni Şaşırtan Kuyruk

İletigönderen Feza Tiryaki » Çrş May 13, 2020 10:00

Andına İnandım Beni Şaşırtan Kuyruk

Bir yalana iki türlü inanan olur:

Biri söyleyene güvendiği için inanır. İkincisi her söylenene inanır.

Seni korkutuyorlar, bu, test test dedikleri virüs var mı yok mu belirleyen şey büyük bir tuzak, aslı yok diye uyaran uyarana kaç aydır ama bir kez yalana kanan, inandığından geçmiyor.

“Tanzanya” haberini okuduğum da, ortalık hallaç pamuğu gibi atılacak, herkes kendini kandırandan hesap soracak sandım önce. Ne o, dal kıpırdamadı. Sonra uydurma haber, bir şaka sandım bu haberi. Şaka değilmiş, gerçekmiş.

Bir tek Yeniçağ yazarı Arslan Bulut konu etti bunu, tüm bu koparılan kıyamet, aşı için, “O çipi bize takacaklar!” dedi.

Tanzanya Devlet Başkanı Magafuli, Dünya Sağlık Örgütü’nün testlerini test etmiş. Laboratuvarlara insandan alınmış gibi göstererek bitkilerden (meyve) hayvanlardan (keçi, kuş, tavşan) test örnekleri göndermiş. Çıkan sonuçlar “korona virüsü” test kitlerinde dönen oyunu ortaya koymuş. Kimine positif, kimine negatif tanı konmuş gönderdiği örneklerin. Bir meyvenin içinden alınan sıvı hasta çıkmış örneğin, otomobil yağından bile alıntı gönderilmiş, hepsine ciddi ciddi (pozitif – negatif) tanı konulmuş.

Sonuçta Başkan demiş ki: “Ben bir bilim uzmanıyım, ne dediğimi biliyorum. Bir keçi, bir meyve, bir kuşa bile bu testlerden; pozitif (virüs taşıyorsun, hastasın) sonucu çıkıyorsa, kendimize sormamız gereken çok soru var.”

Halkını da çok akıllıca uyarmış:

“Üretim devam etmeli. Birbirimizi korkutmayalım. Politikacılar da bunu bir politik gündem olarak kullanmayı durdurmalı. Biz Tanzanya olarak bu konuda kullanılmamalıyız.”

Açıp bakıyorsun gazetelere, kimse tınmamış bu olayı, basın yayında aynı hava sürdürülüyor:

Korku veren haber başlıkları: "Titre! Kork! Bulduğun en yakın deliğe gir, çıkma!"

İşte, gelişigüzel alıntıladığım, ülkemizden “taçlı virüs” haberleri:

“Son dakika: Kabusu yaşıyorlar.”

“Korkutan “Corona”iddiası!”

“Bir işçi corona virüsü 533 kişiye bulaştırdı!”

“Son dakika… Rusya'da corona kabusu bitmiyor.”

“Son dakika! Korkutan uyarı: Corona virüsünde 2'nci dalga her an gelebilir!”

“Uzman isim: Hiçbir ilacın faydası yok!”

“Virüs maskeye rağmen bulaşabilir.”

“Uzmanlardan kritik uyarı: Corona virüsü gözden de bulaşabiliyor.”

Bu da haberin ılımlısı:

“Bugün itibariyle (11 Mayıs 2020) Avrupa'nın birçok ülkesinde son corona önlemleri de kalktı.”

Bizde bunu bile sordular. Akıllar uçmuş. Hoca’ya yutkunsam oruç bozulur mu sorusu gibi. Mayolu vatandaş su içinde ağzı maskeli yüzüyor, gülünç ötesi:

“ Corona riski hangisinde az? Deniz mi, havuz mu?”

Her söylenene inananlarla, bilinçli olarak yalan söyleyenlerin arasında kaldık. Her söylenene inanana, sorgulamadan her denilene baş sallayana şimdi gel de bu küresel salgın oyununu bir düşün, araştır, sorgula de, büyük yalanı göster!

Bu olanaksız! Çok geç! Kuyruk uzadı. Kuyruğa takılan takılana...

Diğer günler itiş tıkış işe gidilip her hafta sonu iki gün evde kalmanın bir bilimsel açıklaması var mıdır?

Deniz kıyılarının sahillerin halka kapatılıp alışveriş merkezlerinin açılmasının mantıklı yanı ne?


Bomboş sokakta, kırlarda, parklarda... ağızlara burunlara taktırılan bezler nedendir? Virüs mü serpiyor uçaklar tepeden? Yoksa, rüzgar virüsleri topluyor da, ağızlara mı üflüyor: Puf puf! Puffff!..

Bir berberin başına gelene bakın. Dün ilk kez çalışmasına izin çıkmış. Böyle bir test sonucu hayatı kaydırılmış. Hem de çevresi kıskaca alınmış. Vay ki vay!

“Berberin testinin pozitif çıktığı beldede corona alarmı!”

Bir kadıncağız bayılmış. Sen misin düşüp bayılan, hemen test etmişler:

“Koronavirüs testi pozitif çıktı, mahalledeki 56 kişi karantinaya alındı.”

Bu sözleri bilim insanı (Prof. Dr. Akpolat) söylüyor. Yalan mı diyor sizce?

“PCR testi de yanılgılara açık. Ağız ve burundan alınırsa hastaların yaklaşık yarısında hastalık olduğu halde test negatif çıkıyor. En yüksek, güvenilir oran akciğerin derinlerinden (bronkoalveolar lavaj) sıvı alınması ama bu ancak yoğun bakım koşullarında yapılabilir.”

Aylardır ev hapsindekilere bu haber de. D vitaminiyle güneşin ilgisini unutmuşlara:

“D vitamini eksikliği “koronavirüste” ölüm riskini artırıyor – Haber”

Testlerdeki güvensizlik ortaya çıkmışken gündemdeki bu haber neyin nesi?

“Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, “corona virüsün” kendisinde bulunduğunun farkında olmayan 400 bin civarında insanın aramızda dolaştığını belirtti ve test yapılması çağrısında bulundu.”

Sağlıklı olana da rahat yok, ille o sonuçları tartışılan, “yüzde yetmiş virüslüsün” sonucu veren testi uygulayacaklar. Tanzanya örneğinde zaten üç maymunu oynadı küreselcilerin yönettiği basın yayın, sözde gazeteciler...

Sonra aşıcılara yardım eden edene, kim kimdir, bunu diyenler bilim kurulu üyesi mi, aşıcı “Billi”nin danışmanı mı belli değil:

“Özlü, koronavirüs aşısının bulunmasının elzem olduğunu belirterek,"Aşı bulununcaya kadar dalgalar şeklinde yayılmaya devam edebilir. Tedbirlerle kontrol altına alınıp sonra gevşeme olduğunda tekrar ikinci dalga, üçüncü dalga yaşanabilir ta aşısı bulunup toplumun, insanlığın yüzde 60-70'i bu aşıyla aşılanıncaya kadar böyle dalgalanmalarla gidebilir." dedi.”

Corona virüsü salgını ne zaman bitecek? Hayat normale ne zaman dönecek sorusuna bir (Dr. Çilingiroğlu) doktor:

“Normale dönüş için aşı şart. 2021’in ilk baharına kadar maske takılmalı.” demiş.

Demek ki neymiş aşıdan kurtuluş yokmuş! Sanki dünyada milyonlarca insan ölmüş, her virüs taşıyan hastanalanacakmış, her hastalanan, bu gribi geçiren yeniden yeniden aynı gribe yakalanırmış, bu virüs sağlıklı insanları - çocukları da etkiliyormuş gibi dünya nüfusuna göz dikilmiş. Zaten aşı işine büyük paralar kazanma için girilirmiş. Öyle isteyenin aşılanması, şu bu ülkenin bunu kabullenmesi yetmezmiş... Ne diyorlar: “İnsanlığın...”

Avrupa, Amerika dışarda maske taktırmıyor, en azından serbest bırakıyor, bizde maske şart! Bunu bir bilen açıklayabilir mi? Mart’ın 11’ine kadar yurdumuza uğramayan (?) bu virüs demek ki bir gelmiş, pir gelmiş! Camdan evlere de girer o zaman. Kapı pencere açmamalı (!). Yatarken bile ağız burun bezli yatmalı!

Kimi, bilmeden yanacak bu oyunda, en azından acı çekmeyecek kendi sonunu hazırlayanlara yardım ederken, kimileri de bile bile, derdini anlatamadan aşıcıların ocağına istemeden düşecek...

Aşıya ne katacaklarını, gelecekte insanlık için neler tasarladıklarını gizlememiş ki oyun kurucular?

Bizde ise işin gırgırında insanlarımız.

İşin cılkını da çıkaran çıkarana:

Komiser ve yardımcıları Erzurum’da şarkıcılığa soyunmuşlar. Hoparlörle bir Erzurum türküsünü, toplum sopası - korkutma aracı rolü üstlenen bu virüse uyarlamış, çalıp söylemişler;

"Hele dadaş evde kal, korona var, virüs var".

Bu da postmodern (modern ötesi) sağlık elemanlarının haberi:

“Reynmen'in şarkısını koronaya uyarlayan sağlıkçılara beğeni yağdı.”

Hastanelerde boş hasta odalarında, dehliz benzeri girişlerde bir içeri bir dışarı girip çıkarak “Erik Dalı” oynayan beyaz uzay tulumlu, kafaları motosiklet sürücüleri gibi kapalı yeni tip sağlık çalışanlarına bu durumda hiç şaşırmamalı!

Bakın 23 Nisan kutlanmadı. Ulusun yaklaşan diğer büyük bayramı da virüs bahanesiyle “güme gidiyor”, kimsenin umuru değil! Tek Çölaşan dertlenmiş yazarlarımızdan. Siyasetçilerden tık duymadık!

Rusya, büyük bayramını askeriyle, halkıyla, büyük gösterilerle kutladı iki gün önce. Hava aynı hava, dünyamız aynı dünya, günlerden aynı gün, aylardan aynı ay, hastalıksa aynı hastalık!

*

Bu kaçıncısı, aklımızı yitirmeye az kaldı dediğimiz günleri başka bir sürümüyle yeniden yaşıyoruz.

Feza Tiryaki, 12 Mayıs 2020
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 987
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x