“Aptalız, Sadece Yatarız!” Asla Böyle Bir Şey Yok! Herkes Ayakta!

“Aptalız, Sadece Yatarız!” Asla Böyle Bir Şey Yok! Herkes Ayakta!

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzt Eki 17, 2011 15:32

“Aptalız, Sadece Yatarız!”
Asla Böyle Bir Şey Yok! Herkes Ayakta!

Sadece Kimin Arkasında Olacağını Bilmiyor!


Banu Avar bu Pazar günü Kaş’taydı. 16 Ekim’de. Türkiye’nin, belki de dünyanın en güzel kentinde. Sonbaharın, kışın her sene gelmeyi unuttuğu, yemyeşil dağlarına, yaban çiçekli, kekik, nane kokulu bayırlarına, bahçelerine baktığınız da acaba Mayıs ayı mı, Ekim ayı mı şimdi diye karıştırdığınız yer… Güzel, aydınlık kafalı insanların yaşadığı yer… Tarihin başladığı yer… Denizin yeşil- mavi- mor renkli adalarla, koylarla dantel gibi işlendiği yer… Sokaklarından geçerken yasemin kokularıyla, begonvil çiçeklerinin renkli görüntüleriyle başınızın döndüğü yer… Herkes doğup büyüdüğü memleketini en üstün tutar diğer yerlerden ama Kaş söz konusu olunca iş değişir… Yiğidin hakkını yiğide vermeli. Bu eşsiz vatan topraklarının da kıymetini bilmeli. Yabancılara bir mal gibi satılmasına engel olunmalı… Burayı, burada gözü olan yaban ellere (yabancıya) yâr etmemeli… Sahiplenmeli…

Belediye’nin toplantı salonunu Kaşlılar ağzına kadar doldurmuşlardı. Her yaştan kadın erkek gelmişti. Gençler, özellikle genç kızlar çoktu. Dinleyiciler konuşmadan önce yayınlanan sesli gösterimi (belgeseli) ilgiyle izlediler, konuşmayı da büyük bir dikkatle sonuna kadar dinlediler.

Banu Avar, bir gün boş durmuyor. Ülkemizi dolaşıyor. Yarın (18 Ekim’de) Çanakkale’de olacak. Ay sonuna doğru da Almanya’da olacak. Ben onun sesli görüntülü konuşmasını bilgisayarda izlemiştim, ben onu şurada dinlemiştim falan demeyin. Siz onun bütün izlencelerini bilgisayardan, televizyondan izleyin, dinleyin ama bir de Banu Avar’ı kendi ağzından dinleyin. Karşısına geçin dinleyin, zamanınızı verin, emek verin, onun geldiği yerlere gidin, tek yürek olan yurtseverlerle biraraya gelerek onu bir kere daha dinleyin. Onu dinlerken güçlenin, kendi gücünüzün farkına varın, dirilin, ayağa kalkın!


İşte Banu Avar’ın Kaş toplantısında anlattıkları:


Onlar da, Biz de Toplantılar Yapıyoruz


Buraya teveccüh edip geldiğiniz için teşekkür ederim.

Biz burada toplantıdayız. İstanbul’da ARI grubu başkanlığındaki toplantı var bugün. ARI grubu içten Türkiye’yi bombalayan grup. NATO’dan, AB’den, İsrail’den, Elcezire’den temsilcileri var toplantıda.

Nerede bu toplantı? Kadir Has Üniversitesi’nde.

Birkaç gün önce de çok önemli bir toplantı oldu. Mehmet Ali Birand köşesinde açıkladı. CFR’nin toplantısı. Bütün dünyaya el koymak isteyen, dünyadaki sermayenin yüzde altmışına sahip olanların en üstünde duranlarının toplantısı. Bu örgütün en usta adamlarının toplantısı. Mehmet Ali Birand’ı davet etmişler. Kissinger(eski ABD Dışişleri Bakanı) oradaymış. Eski İngiltere Başbakanı ordaymış.

Bunlar küçük toplantılar kuruyorlar. Kofi Annan da oradaymış…İstanbul Çırağan’ da.

Sivil anayasa, sivil darbe çalışmaları içersinde onlarca toplantı yapılıyor. İnanılmaz faaliyet var!

Biz de toplantılar yapıyoruz.

Ben buradayım. Birçok arkadaş Anadolu’ya gidiyor. Karşılıklı konuşuluyor. Boş durulmuyor…

Size şöyle dedirtiyorlar:

“Biz feci bir milletiz… Aptalız ve sadece yatarız!..”

Asla böyle birşey yok! Herkes ayakta!

Sadece kimin arkasında olacağını bilmiyor!


Emperyalizmin Üç Tesbiti


Size küçük bir sunum hazırladım. Ortalıkta bir kargaşa var. soru şu:

Emperyalizm bir sürü devleti, bu devletlerin mekanizmasını desteklemedi mi? Ne oldu? Bu olanlar bir halk hareketi miydi? Tunus’ta, Mısır’da, Libya’da, Suriye’de… Niye ayaklandılar?

Amerika’da daha 2000 yılında bir rapor yayınlandı. Üç tesbit yayınlandı bu raporda:

1. Batı emperyalizmi Avrasya’dan çok korkuyor. Avrasya, Türkiye ile Çin arasındaki bölge. Bunlar ideolojik bir ortaklığı başarırlarsa yeryüzünün ekonomik sistemi paramparça olur.

2. Amerika ve Avrupa ekonomik çıkarları nedeniyle ayrılabilirler.

3. Vaşington (Amerika) zor durumdadır. Ağır bir çöküş yaşamaktadır.

Birilerinin bunları bize halk hareketi diye yutturmaya çalışmalarını anlarız… Bana, nasıl olur da sokaklara çıkan insanları birilerinin kışkırttığını düşünebilirsin diyorlar.

Dün yapılan Küresel Direniş Günü’nde kimi görüyoruz?

Arkalarında Soros, Rockefeller, Rothschild…

Bir muhalefeti kontrollü olarak yaratıyorlar. Zaten canı çıkmış halkı ortalığa döküyorlar. Bunlar Amerika’ya karşı çıkamıyorlar. Sadece Mübarek gitsin, şu gitsin…

“Wall Street” (val stret) ne diyor? Zenginlerden daha fazla vergi alınsın! Soros da bunu diyor. Bu fena mı? Doğru.

İnsan anlamaya çalışırken zorlanıyor. Zenginlerden vergi alınsın ama onların bilmediği şu: En zenginler vergi vermiyor. Vergi verecek olanlar oradakiler. Kendi bacağına kurşun sıkan bir Amerikan halkı var.


İş Bize Düşüyor


Bizdeki anayasa profesörü ne diyordu önceleri, şimdi ne diyor? Anayasadan Türklük kalksın.
Saçları jöleli iki sene önce nasıl millîyetçiydi, şimdi nasıl oldu?
Bunlar her partide, her yerde varlar.
O zaman iş bize düşüyor.
92 yıl önce Mustafa Kemal nerdeydi? Halep’teydi. Babamın doğduğu Halep. Mustafa Kemal, 1918’in 26 Kasımı’na kadar inanılmaz direniş göstererek düşmanı darmadağın etti.


R2P Türkçesi: Koruma SorumluluğuYasası


Onları kim kışkırtıyor?

Yugoslayya’yı parçak pürçek eden!

Sahte muhalefete çok dikkatli bakmak gerekiyor.

2004 yılında Soros Efendi bir rapor yayınladı. Bu rapor çok önemli. Bugünkü olaylar o zaman başlamıştı.

Bu rapora göre : Egemenlik eskimiş bir kavramdır. Bu, ulus devletin içişlerine müdahaleyi imkânsız kılmaktadır.

2005’te çıkarılan yasanın adı R2P.

Türkçesi: Koruma SorumluluğuYasası.
İngilizce adını da harflerini söyleyerek belirttim ki belki gençler merak edip bakarlar.

Küresel çete, bir ülkeye girmek için bunu çıkardı.Ben eğer mutsuzsam parmak kaldırıyorum. Herhangi bir ülkede kendi devletinden mutsuz olan bir grup varsa parmak kaldırıyor, “Ey uluslararası camia, - ben bu söze gülüyorum- bizim can güvenliğimiz, anadilim, kültürüm … dediği, böyle dendiği anda ben oraya müdahale etmeliyim… diye bu yasayı çıkardı.


Üç Aşama


Birinci adım: Sivil toplum örgütleri, öncelikle fonlananlar, “İnsan hakları!” diye bağırmaya başlıyorlar. Medyada bunlar yer almaya başlıyor. Demirtaş belki buna başlayacak…

İkinci aşama: Medya operasyonu.. Medya inanılmaz yalan haber üretiyor. Belli bir noktaya gelince…

Üçüncü adım: Herkes sokaklara fırlıyor!



Hiçbir şey Kendiliğinden Değildir! Sivil Örümcek Ağı


Mısır’da bir oğlan çıktı. Kızgın. Gogıl’dan (internette aramada) gördüler. Afrika pazarlamacısı çıktı. Katar’da bir akademi var: Değişim Akademisi. Dünyada patlamaya hazır bölgelerden insanlar toplanıp burada yetiştiriliyor. Bir diktatörü alaşağı etmek konusu gibi konularda yetiştiriliyorlar. Örnekler gösterilip öğretiliyor. Beyaz giyimli kızlar ortalığa çıkıp yürüsünler. Bunların üstüne kan dökersen elbiseleri kırmızı olur, bu fotoğraf unutulmaz… gibi.

“Devrimci bir eylemin planlamasında, hiçbir şey “kendiliğinden” değildir!

İnsanlar sokaklara dökülüvermiş gibi görünebilir. Ama bu aylar hatta yıllar süren dikkatli bir hazırlığın sonucudur! “ diye bunları zaten röportajlarında açıklıyorlar.

Yasemin Çongar, Taraf, Genç Siviller… Sivil örümcek ağı işte bu!

Bir düğmeye basıyorlar, hepimiz dışardayız!

1983’te projenlendirilen bu işte!

Bu çerçevede size bir yazı okumak istiyorum. Soros diyor ya, bunu bunu yapacağız. Bakın Öcalan’ın avukatı (Ahmet Zeki Okçuoğlu) ne diyor? 2004’te, 2005’te.

“Kürt meselesi bölgesel bir mesele, bölge devletlerinin tutumlarını değiştirmeleri beklenmeli, bölge beklemeye, nadasa bırakılmalı.”

Beklerken değişimin zamana bırakılmasını söylüyor. Bölgede bu arada olmasını istedikleri:

Toplumsal, ekonomik ve siyasal istikrarsızlaştırmalar.

İç savaşlar ve bölgesel savaşlarla ekonomik yaptırımlar .

Uzun vadeli ve karmaşık stratejilerle değişimin zamana yayılması.


Son dedikleri:

" Önemli olan demokratik özerkliğin içini doldurmaktır, pratik uygulamasını yapmaktır. Artık pratikleştirme yönünde çalışmalar yoğunlaştırılmalıdır. “

Kemal Derviş’in yaptığı, Vamık Volkan’ın yaptığı…

Türklüğü kaldırmak. Yerine Türkiyelilik…

Üniter devlet kalksın. Kürt dili konsun. Anayasa’nın ilk üç maddesi değiştirilsin.

Hepsi birbiriyle örtüşüyor.


Bunların Üç Aşamada Ülkemizde Gerçekleştirdikleri


Üç aşamalı gerçekleşti bütün bunlar:

1. 1991 yılı. Avrupa Yerel Yönetimlere Özerklik Şartı. Bunu 1988’de Özal imzalamıştır.
Bununla üniter devlet şartı kaldırılmıştır. 1991’de zaten bu bitti. Üniter devlet şartı.

2. 2003 yılında İkiz Yasalar imzalandı. Türkiye bunu imzaladı. 34 yıl boyunca bunu imzalamaya hiçbir hükümet cesaret edemediydi.
Bu sözleşmeye göre, bir ülke içinde kendini halk olarak tanımlayanlar kendi kaderini tayin edebilirler.

Artık buraya isteyen gelir. Gel benim memleketime istediğini yap demek bu!

Ahmet Türk, devlet Kürtlerin taleplerini görmezden gelirse… diye konuşabiliyor. Karadeniz’de Pontus… Lazistan da isteriz diyor…

3. Aşama 2006’da çıkan Bölgesel Kalkınma Ajansları.

Bu proje bir ülkeyi federatif yapı yapma. Federatif yapı bununla hayata geçecek!

Her şehirde sizin ayrı idareniz olacak. Eğitim, sağlık, her şey ayrı.

Kalkınma ajanslarının başı küresel fonlara başvuracak. Para direkt ona gelecek! İstediğini yapabilecek!

Bu aşamada olacaklar, 2012’nin sonunda devreye girecek.


1919’un Sevr’ini Hatırlatıyor


1900’lü yıllardan bir anlaşmayı hatırlatıyor bu! 1920’deki Sevr’i.

Sevr’in 64. Maddesi. Burada birinci aşama :

“Yerel özerklik sağlanacak. “

Şu anda uygulanmak da olan aynıdır!

İkinci aşama:

“Büyük Kürdistan kurulacak.”

Kavga nerden çıkıyor? Paylaşımdan!


Paylaşım Savaşları!


İkinci Dünya Savaşı’nda 200 milyon kişi öldü. Bu günde aynı şekilde…

Bu, Küresel Paylaşım Savaşı! Bu savaş çok acayip bir savaş! Asimetrik bir savaş!

Türkiye cephe ülkesi olarak soğuk savaşı yaşayacak bir süre. Sonra sıra ona da gelecek, kurtuluş yok! Her taraf şehir devletçiklerine bölünecek!

Bunlara göre, Türkiye’nin elini kirletmesi lâzım! Türkiye’nin bütün komşularıyla savaşması lâzım!

Türkiye’ye,”Hadi oğlum!” diyecekler! Bizim artist de girecek! İsrail’de de var artist: Liberman.

Hem müslüman müslümana kırdırılacak, hem Ortadoğu’nun cepheleşmesiyle olay halledilecek! Büyük Kürdistan’ı kurabilecekler ve burası İsrail’le birleşecek!


1919’da Atatürk
Hangi Atatürk?


1919’da Atatürk’ün bildirisi var. Bu bilgiler, altı ay, altı gün önce kaybettiğimiz (11 Ekim 2005) Hocamız Attilâ İlhan’ın gayretleriyle ortaya çıkmıştır. Bütün kitaplarını, özellikle “Hangi Atatürk?” adlı kitabını okuyunuz!

Mustafa Kemal 1919’da Halep’e gidiyor. Suriyelilere yazıyor:

“Bir dindaşınız olarak aramıza sokulan ve bizi ayırmış olan fitneye, nifaka kulak vermemenizi rica ediyorum. Bütün anlaşmazluıkları ortadan kaldırmalıyız. Silahlarımızı memleketimizi bölmek isteyen düzenbazlara çevirmeliyiz.Bu çağrıyı dinlemezseniz pişman olacaksınız. Dinimizin imansız düşmanlarının vaadlerine kanmayınız!”

(Kahire'de bulunan İngiltere siyasi temsilcisi Miralay Meinertzhagen’in İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na raporundan.(Attilâ İLHAN, Hangi Atatürk, s. 342)


Hatay’ın Alınışı


Ey dindaşlarım diye gitmiş oraya Atatürk. Attilâ Ağbi anlatıyor:

“Park Otel’de. Fahrettin Altay Paşa içeriye giriyor. Atatürk, gelin oturun diyor. Hasta, karnı şiş. Diyor ki: “Paşa ben tek başıma gideceğim. Cumhurreisliğinden ayrılıyorum. Hatay’a çete reisi olacağım. Tek başıma bile kalsam Hatay’a gideceğim. Orada halkı örgütleyeceğim. “
1937 yılında söylüyor bunu. Cephe savaşına gideceğim! diyor.

Çözüm bu!

Burada Sadabat Paktı.

Ötede Balkan Paktı.

Bu ülkelerin genelkurmay başkanlarını asker giyimli olarak, Hatay’da, Fransız’ın önüne diziyor. Sekiz ülkenin generalleri. Bu paktlarda yer alan sekiz ülkenin askerleri.

“Ne istiyorsunuz? diyor Fransa’ya! Hatay’ı kurtarıyor!


Çözüm


Bugün de çözüm budur!

CİA ajanları, bunların memurları, Mehmet Ali Birandlar, Hasan Cemaller… diyorlar ki:
İran’a düşman olalım! Suriye düşman! Savaşalım!

Şu anda da çözüm aynıdır!

Bu komşu ülkelerle el ele vermeden bu belâdan çıkamayız!

“Amerika çok güçlü… Biz hamamböcekleriyiz…”

Yok öyle şey!

Suriye ile savaş geliyor! İzleyin belgeselimi.

Bunların dedikleri, bütün söylenenler yalan!

İcabında sınıra gitmeli, her şeyi yapmalıyız… Oralardakilerin hepsi Türkmen’dir. O kadar meraklıysanız, diyeyim, hepsi de sünnidir!
Bu bilgiyi dağıtın!

Ben partiler üstüyüm! Hiçbir partiyle ilişkim yok!

CİA İstasyon Şefi dedi ki: “Bütün partilerin üstünde ben varım!”dedi.

Ben bu siyasi sisteme inanmıyorum! Sistem dışı düşünüyorum!

Atatürk şüralar düzenledi.

Bir arada olmak önemli! Yeter ki antiemperyalist düşünün…

Hepimiz bir arada ne yapabiliriz? Bunu düşünün!

Çocuklarımızı nasıl kurtarabiliriz düşüncesizlikten, onları nasıl kurtarabiliriz evlilik programlarından, şunlardan, bunlardan…
Beyni bunlarla meşgul ediyorlar. Bilgisayar oyunlarıyla uyuşturuyorlar.

Yetenek Sizsiniz , Yok Böyle Dans, Yemekteyiz… programlarıyla…

Orman kanununu kafana sıkıyorlar!

Bir sene sonunda beyninizde bir format oluşuyor. Anlayamıyorsun! Dışarda buluşalım, çay içelim… sadece bunu anlıyorsun.
Haberleşelim! E-posta adresim:

banuavar@superonline.com

Her gece en az dört saatimi sizin yazılarınızı cevaplamaya veriyorum. Herkese cevap yazıyorum.

Size çok teşekkür ediyorum, geldiğiniz için.


Feza Tiryaki, 17 Ekim 2011
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 987
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: “Aptalız, Sadece Yatarız!” Asla Böyle Bir Şey Yok! Herkes Ayakta!

İletigönderen Feza Tiryaki » Pzt Eki 17, 2011 20:42

Konuya ek:

Banu Avar bu toplantıda, benim belgesellerimi "Güncel Meydan'da" bulabilirsiniz, oradan izleyebilirsiniz diye defalarca hatırlattı.
Özellikle gençliği, bu belgeselleri, sesli görüntülü bilgi veren bu izlenceleri izlemeye özendirelim. Günümüz gençliği ne yazık ki çok az okuyor. Hiç olmazsa gözüyle görsün, kulağıyla duysun bu gerçekleri, bu tehlikeleri bilsin...
Gençliğimiz için, olan biteni doğru dürüst bilmeyen insanlarımız için hepimizin görev ve sorumlulukları var, unutmayalım...
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 987
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: “Aptalız, Sadece Yatarız!” Asla Böyle Bir Şey Yok! Herkes Ayakta!

İletigönderen selma malgaz » Pzt Eki 17, 2011 23:34

sayın feza tiryaki teşekkürler.bu toplantının önemli notlarını merak ediyorduk,sayenizde bilgi sahibi olduk.belediye salonunun ağzına kadar dolu olmasına çok sevindik.
Kullanıcı küçük betizi
selma malgaz
Üye
Üye
 
İletiler: 9
Kayıt: Prş Tem 21, 2011 20:40

Re: “Aptalız, Sadece Yatarız!” Asla Böyle Bir Şey Yok! Herkes Ayakta!

İletigönderen zafer20 » Sal Eki 18, 2011 16:45

bu gayretlerinden dolayı Sayın Banu Avar'a ve katkılarından dolayı da Sayın Feza Tiryaki'ye çok teşekkür ederim. Halkımızın ivedilikle bilinçlenmesi lazımdır...
Kullanıcı küçük betizi
zafer20
Üye
Üye
 
İletiler: 3
Kayıt: Pzt Eki 10, 2011 23:20


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x