Araneus Diadematus

Batı'nın ülkemizde gerçekleştirdiği "sivilleştirme" uygulamalarına millî karşı çıkışlar.

Önemli: Kimi yazarlar, günlük yazdıkları için bu bölümde belirtilmemiştir.

Araneus Diadematus

İletigönderen Ram » Cum May 07, 2010 15:56

Araneus Diadematus

Araneus Diadematus, Holarktik[1] denen bölgede yaşayan, Tüm Anadolu’ya yayılmış[2] çok zehirli bir örümcektir. Dilimizde bahçe örümceği veya halk ağzında “Haçlı Örümcek[3] olarak geçer. Aşağıdaki yazı, bunların bir kısmından söz etmektedir.



Irkçılar Irkçılıkla Mücadele Eder Mi¿?[4]

Uluslararası Hrant Dink Vakfı'nın (UHDV) Bilgi Üniversitesi Dolapdere Kampüsü'nde bir konferans düzenliyor. Adı da şu: "İnciten sözler, yaralayan fiiller: Nefret Suçları ve Nefret Söylemi Konferansı"

Konferansa Hrant Dink’in eşi UHDV başkanı Rakel Dink ve kızları Delal Dink, (Satılık) Vatan Gazetesi Muhabiri Kemal Göktaş, Bağımlı İhanet Ağı (BİAnet) Yazarı Mustafa Sütlaş, Siirt (Cumhuriyetle) Mücadele Gazetesi sahibi, sorumlu müdürü, başyazarı ve “NewYork’tan Mekke’ye” adlı kitabın yazarı Cumhur Kılıççıoğlu[5], Gaziantep (Peyam-ı) Sabah gazetesinden Nurgün Balcıoğlu[6], Malatya (Newroz) Yenigün Gazetesi Yazarı Bülent Kutlutürk katıldı.


Yalnızca onlar mı¿? Hani sığırtmaç¿?” diyenleriniz çıkabilir. Hiç olmaz mı…

Bilgi Üniversitesi[Hk.]'nden, Ferhat Kentel, Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ulaş Karan ve Yrd. Doç. Dr. Kenan Çayır, Sabancı Üniversitesi’nden ise yakından tanıdığımız “Açık ToplumcuHakan Altınay’ın karısı Ayşegül Altınay bu görevi üstlenmiş.

Rahatsızlığı” nedeniyle konferansa katılamayan bir isim daha var: Essex Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr Kevin Boyle[7].

Profesör gelemediği için yardımcısı Nayat Karaköse’yi gerevlendirmiş. Onun sunumuna göre Prof. Dr. Kevin Boyle şöyle buyuruyor:

"Türkiye yetkilileri BM Irkçılıkla Mücadele Sözleşmesi'ni acilen imzalamalıdır."

Daha önce Kuzey İrlanda’ya dadanan Boyle, ayrımcılığa karşı yalnızca yasalarla mücadele edilmemesini, “toplumsal mekanizmalar”ın da devreye sokulmasını ileri sürüyor.

Dr. Çayır esa daha açık konuşuyor:

"Yeni bir 'biz' geliştirmek zorundayız. Farklılıkları bir arada tutacak bir dilimiz yok. Sadece Türkiye'de değil Fransa gibi ülkelerde de böyle. Nefret söylemi çalışmalarını evrensel bir dil geliştirme açısından önemsiyorum."

Anlaşılıyor ki Dr. Çayır, yurttaşlık bilgisinden, Cumhuriyet’in getirdiği eşitlikten salıksız. Öyle ya, Profesör Boyle buyurmuştu; yasalarımız yeterli değildi, “açılım” son adlı devlet operasyonları bu yeterliliği sağlayabilirdi.

Dr. Çayır bununla da yetinmiyor, Yakup Kadri Karaosmanoğlu gibi değerli yazarların da romanlarını inceliyor, âdeta sayfa sayfa “nefret söylemi” aradığını söylemeye getiriyordu.

Nasıl mı bir araya geldiler¿? Global Dialogue[8] ve Friedrich Naumann Stiftung[9] cok yakarmış; “ne olur bir araya gelin” demişler.

Bir başka salonda konuşan Hollandalı profesör Teun van Dijk dönüştürme girişiminde belleklerin, algıların denetiminin önemini ve söylemlerin etkisini anlatıyordu:

"Detaylı bir söylem analizi, detaylı bir toplum analizi gerektirir, çünkü söylemlerin insanlar üzerindeki etkisini ya da insanların söylemler üzerindeki etkisini anlamak için öncelikle bağlamı anlamak gerekir. Toplumun aklında üretilen söylemin metni kalmaz, bu metnin temsili etkisi kalır ve bu da bir zihin modeli yaratır. Yani söylem bir kontrol unsuru olarak kullanılmaktadır. Bu sırada metin dışında, kişinin sahip olduğu bilgi, ideolojiler ve geçmiş deneyimler de bu zihin modelinin oluşumunda etkilidir. Zihin modeli ise kişinin tavır ve tutumlarını belirler. Bu durumda söylemlerin zihinleri kontrol edebilme gibi bir yetisi vardır ve sembolik elitler kamusal söylemi kontrol eden kişilerdir."


Bir de şu ayrımcı düşmanı ayrımcılar var; kendilerine de gazeteci, aydın, öğretim üyesi diyorlar. Örneğin yine aynı kuruluşların “ricasıyla” gerçekleştirilen “Ayrımcılık ve Nefretin Medya Hali[10] adlı açık oturumda, AB'ye girmiş Slovenya’dan buralara kadar gelen Ljubljana Barış Enstitüsü’nden[11] Brankica Petkovic azınlıkların güçlendirilmesi ve söz söyleme haklarında konuşuyor, yerli görünümlü haçlılar da alkışlıyor.

Yugoslavya’yı paramparça eden ayrımcı haçlı yıkıcılar yurdumuzda kök saldı desek, “yabancı düşmanı” ilân edilebiliriz. Elin Petkovic’i ayaktopçu olarak değil, yıkıcı olarak geliyor; onlar hayran hayran dinliyor. Petkovic’in azınlıklarının Lozan’a bakarak gayr-ı Müslimler olduğunu düşünenler de olabilir. Fakat öyle değil. Romanlar, Kürtler, Boşnaklar ile diğer sınıflandırdıkları ve ayırdıklarıdır onların azınlıkları.

Petkovic, ülkesindeki Romanlar’dan, onlara yapılan eziyetlerden söz ediyor ve Türkiye ile benzeştiriyor. Örneğin Selendi'deki olayların benzerinin de 2006 yılında kendilerinde yaşandığını söylüyor. Romanlara radyo kurduklarını, Roman medyası yarattıklarını “iyi ki yaptık, siz de yapın, ne güzel olur” der gibi anlatıyor.

Devam ediyor: “Toplumla ve azınlıklarla doğrudan çalışmak ve azınlıkları güçlendirmek, medyada sözlerini söylemelerini sağlamak gerekiyor."

Azınlık diyor, Roman diyor, nefret diyor, ayrılığı güçlendirmekten bahsediyor; sonra da “ayrımcılıkla mücadele” ediyoruz diye ekliyor. Avrupa Konseyi Spor ve Gençlik Müdürü Fransız Robert Blionkültürler arası diyalog olmalı” diyerek yıkıcıdaşını destekliyor, basından destek istiyor.

Bilgi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Yaman Akdeniz de orada; basındaki ve genel ağdaki ırkçılıktan bahsediyor. Elbette eşkıya örgütünün genel ağ ve basındaki yaymacalarından bahsedecek değil. Örneğin YeniÇağ Gazetesi’nin başlıkları onun için daha ilgi çekici olabilir.[12]

En azından okuyorlar; olur ya ileride yargılanırlar: “bilemedik, okumadık, duymadık” diyemezler.

Bağımlı İhanet Ağı’ndan Korkut da orada; ayrımcılıktan ve hak ihlallerinden, militarist, millliyetçi, eril, cinsiyetçi dili dönüştürmekten, toplumsal çeşitliliği haberleştirmekten bahsediyor. Fakat onlar ayrımcılığa topluca karşılar; üstelik bağımlı olmalarına karşın özgürlükçüler dahi...

Hak savunucusu Baydar, denetçi Sazak, ahlâkçı yönetmen Çalışlar ve niceleri elbette iyiliğimizi, gönencimizi sağlamak için uğraşıyordu.


Toplum Dönüştürücüleri’nin Bir Başka Adı: Sosyâl Girişimciler

TÜSEV ile Biritiş Konsül’ünü örnek alalım. “Üçüncü Sektör”, İngiliz ortağıyla birlikte yeni “proje”ler geliştirmekte zorluk çekmiyor. 2010 yılı süresince “Sosyal Girişimcilik Projesi” hakkında toplumu bilgilendireceklermiş[13]. 31 Mart’ta da bir konferans düzenlediler[14]. Elbette vatandaş Osman’ı çağıracak değillerdi. Toplumu doğrudan bilgilendirmek anlamsızdı. Bunun yerine “sivil” toplum kuruluşlarından temsilciler çağırdılar.

Şu “san”a bakın: Biritiş Konsül Türkiye ve Karadeniz Bölgesi Direktörü

Ağırlığı altında sanki eziliyor insan: bu ne müthiş unvan! Gelin görün ki Türkiye ve Karadeniz ayrı ayrı yerlermiş. Yok yok, anlatım bozukluğu yok. Türkiye eyaletlere bölündü ya, ondandır.

Bu sanın sahibi Rosemary (Meryemgül de denilebilir) Arnott. Kendi konsülleri ile birlikte Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu ve TESEV’in ortaklaşa düzenlediği 2009 Ekimi’ndeki Boğaziçi Konferansı’nda Mehmet Şimşek, Egemen Bağış, Pierre Lellouche, Osman Kavala, Onur Öymen, Ali Babacan, Suat Kınıklıoğlu, Ruprecht Polenz, Yavuz Baydar, Mehmet Ali Birand, Olli Rehn, Memduh Karakullukçu, Carl Bildt, David Reddaway, Marc Pierini, Bernard Emie, Serpil Timuray, Zafer Üskül, Can Paker, Heather Grabbe, Sami Kohen, Murat Mercan, Hüseyin Pazarcı, Güven Sak, Kader Sevinç, Bahadır Kaleağası, Yaşar Yakış, Cengiz Çandar, Sylvia Tiryaki, Mensur Akgün, Murat Belge gibi[15] "ehl-i salib"e seslenmiş. Önemli biri değil kısacası, konsülü de öyle…

İşte üçüncü sektörün şövalyelerinin de böyle önemsiz ortakları var. Bu ortaklar gelip tecrübelerini aktarıyorlar. KAMER Vakfı[16]’nı da yanlarına almışlar, girişip duruyorlar.

Bu “girişimciler” kadından budunsal kimliğe, cinsellikten yargıya, çevreden insan haklarına kadar birçok konuya “sorunlu” gözüyle bakıyor, baktırtıyor. Nedeni açık, destekçileri öyle rica ediyor. Ufak bir sorun için yorgan yakıyorlar; elbette bunu kötü niyetle yapmıyorlar. Sorun bulamadıklarında ise kendileri yaratıyorlar; elbette istemeden yaratıyorlar. Sonra da yarattıkları sorunları kartopu gibi büyütüp çığ olarak Türk’ün üzerine yığmaya kalkıyorlar, bunu çoğunlukla da başarıyorlar; fakat onlar bütünüyle masumdur. Çünkü bu masumlar, aynı zamanda, dış destekçilerinin ricalarını kıramayan mazlumdurlar. Türlü türlü vakıfları yönetmeleri, davetlerde şampanya patlatmaları, Türk insanının hakkı olan gelirin büyük çoğunluğunu ellerinde bulundurmaları önemli değil; hem onlar da insan değil mi¿? Elbette bunlarla kavgalı görünüp de bıyık altından sırıtan, aslında çoğu zaman omuz omuza işbirliği yapan din sömürücüleri ve "ATATÜRKÇÜYÜZ" diye haykıran NATO sevdalıları da en az onlar kadar masum ve mazlumdur.

Aslında aynı ağın örümcekleridir bu girişimciler. Örneğin Ermenistan’a gidip gelerek Türk’e girişirler. Onlar, soykırımcı olduğumuzu kanunlaştırmış devletlere de gidip gelirler ama kırımcı, câni, katil tanımlamalarını çok açık kullanmaz, "ortak acı" deyip geçiştirirler. Bu geçiştirme aracı olan tanımlama, -onlara göre- elbette "yumuşak geçiş" türetilmişlerinden biridir; aslında çok iyi niyetliler, çok yumuşaklar…

Onlar için Sarkisyan’ın “partidaşıEdward Sharmazanov’un “Türkiye ile protokolleri imzalamamız soykırımın takipçisi olmaktan vazgeçtiğimiz anlamına gelmemeli. Bugün dünyada 22 ülke, ABD'nin 50 eyaletinden 42'si soykırımı resmen tanımıştır. Türkiye'de de bunun soykırım olduğunu düşünen insanların sayısı artıyor. Ama Ermenistan'da 'soykırım olmamıştır' diyen bir kişi bulamazsınız. Bu ABD'nin iç işidir. Kabul edilse de, edilmese de Ermeniler için soykırım olmuştur[17] açıklaması pek anlamlıdır.

Neden mi anlamlıdır¿? Şunun için:

Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) ve TESEV her zamanki gibi Paris’te toplantı düzenledi.[18] TESEV’in sosyâl girişimcileri de, her zamanki gibi “girişimlerde” bulundular; Eşbaşkanı övdüler, partisini Ak-ladılar, girişe girişe yağlarını erittiler. Bu da bir şey mi, Fransızların “dinci parti” benzeri tanımlamalarına, söylemlerine karşın her fırsatta hançerledikleri laikliği bile savundular; “Türkiye laiktir laik kalacak…”.

Ne kadar demokratlar öyle değil mi¿? Öyle ki toplantıya ASALA kurucusu Ara Toranyan’ı da çağırmışlar.[19] Alçılı bir kızımızın aktardığına göre UNESCO Daimi Büyükelçisi Gürcan Türkoğlu salonu terk etmiş. Büyük ayıp!

Ah şu Toranyan gelmeseymiş, büyük bir elçi demokrasi savaşının verildiği bir ortamdan uzaklaşmasaymış, ne iyi olurmuş; değil mi¿? Kuzu kuzu gelen büyükelçinin aklına getirilir mi hiç şehit diplomatlarımız¿? Birçok kimsenin bir “yedirememe” sınırı vardır; kiminin sınırı uzun, kimininki kısa… Bir de sınır tanımazlar var; bunlar dünya vatandaşı olduklarını düşündükleri için, sınırları, enlemler ve boylamların tamamıdır. Alçılı kızımızın şu sözleri onu hangi ulama sokuyor dersiniz:

Ben Toranyan gibi bir ismin Türkiye'yi tanıtmayı amaçlayan bir toplantıya gelip o toplantıda dinleyici olmasını büyük bir gelişme olarak görüyorum. Yıllarca bize karşı azılı bir düşmanlık güden, diplomatlarımızın ölümünden sorumlu kişi 'artık savaşmıyorum, seni dinliyorum' diyor.

Ara Dipçe: Buraya kadarı 12 Nisan'da yazılmıştır. Veri kaybından dolayı tamamlanıp eklenememiştir.


24 Nisan'da Mum Diken Açık-Seçik Toplumcu Öncü Girişimciler Aslında Neden Oradaydı¿?

Açık Toplum Vakfı, 12 Şubat'ta düzenlediği toplantıda "Medya'da Nefret Suçları İzleme Projesi"ne verdikleri destekle övünmüş, bununla birlikte, kadın girişimcilere fırsat, F tipinde yatan mahkûmların hakları ve AB ile nasıl şey ederiz gibi "projelere" 2.5 milyon TL verdiklerini (yatırdığını) açıklamıştı. Toplantıyı açan başkanları Henkelci Can Paker ve sekreter Gökçe Tüylüoğlu, vakfın 2010 Danışma Kurulu adı altında şu adları sıralıyordu: Hakan Altınay, Nurcan Baysal, Ferhat Boratav, Eyüp Can, Temel İskit, Şebnem Karauçak, Elisabeth Özdalga, Can Paker ve Murat Sungar[20]

"Nefret Suçu" ile başlayan "proje girişim(ler)i"nden bir diğeri de "Ulusal Basında Nefret Suçları: 10 Yıl, 10 Örnek" adını taşıyordu. Onların da bir danışma kurulu vardı: Baskın Oran, Cengiz Aktar, Işın Eliçin, Kerem Rızvanoğlu, Yasemin İnceoğlu, Zeynep Tanbay, Aydın Engin, Ayşe Hür, Bağış Erten, Kerem Kabadayı, Sefa Kaplan ve Turgut Tarhanlı

Tasarı sahibi "Sosyal Değişim Derneği"nin yönetim kurulu da şöyleydi: Cengiz Alğan (Başkan), Zeynep Atamer (Başkan Yrd.), F. Levent Şensever (Sekreter), Erkin Erdoğan (Sayman), Derya Kılıçalp; Yedekler: Ahmet Yıldırım, Berrak Yüce, Berrin Yüce, Burcu Becermen, Cem Özkartal[21]

Adların farklı olması veya tanıdık olup olmaması çok da önemli değil. Çünkü bu projeciğin giderlerini de AT Vakfı üstlenmişti. Sosyâl girişimci veya dönüşümcü öncüler yalnızca birer altılı sayısıydı. Toranyanlar farklıydı, fakat ganyan aynıydı.

14 Ekim 2009 tarihinde başlattıkları bir "proje" daha vardı: "Tarih Öğretiminde Avrupa Değerleri"

"Öğretmenler için alternatif bilgilenme ve kişisel gelişim programları" adı altında yürütülen dönüştürme çabalarından biri olan bu tertipe, İstanbul AB Öncüleri Derneği başvurtulmuştu. İstanbul'da çalışan (daha sonra nerelerde çalıştırılacakları, nerelere tayinleri çıkacakları az çok kestirilebilir) 20 (öncü) tarih öğretmeni, Prof. Dr. Zafer Toprak, Orhan Silier, Doç. Dr. Füsun Türkmen, Doç. Dr. İrfan Kaya Ülger ve Nazım Tural aracılığıyla 80 saat eğitildi.

Peki hangi konularda eğitildiler¿?

Tarihsel Eksende Küreselleşme ve Türkiye; Avrupalılık, Kimlik ve Tarih Öğretimi; Uluslararası Örgütler: BM, NATO, AGİT; Bölgesel İşbirliği ve Avrupa Bütünleşmesinin Teorik Boyutu; Türk Dış Politikası; Küreselleşme ve Bölgesel Entegrasyon Süreci ve II.Dünya Savaşı Sonrası Avrupa; Türkiye'de Tarih Bilinci; Avrupa Konseyi, Avrupa Sistemindeki Yeri ve Önemi; Avrupa Birliği Kuruluş ve Gelişim Süreci; AB Kurumsal Yapılanması, Karar Süreci; AB Genişleme Stratejisi / Kopenhag Kriterleri; Avrupa Birliği Değerleri; Gümrük Birliği; Türkiye'nin Önündeki Engeller - Kıbrıs Sorunu; Lizbon Süreci ve AB'nin Geleceği, vesaire...

Öğretmenler daha doğrusu elekten geçirilen öğrenciler, eğitim sonrasında, -kısa bir eğitim uygulaması için olsa gerekir- Fener Rum Ortodoks Kilisesi (bkz. Patrikhane, Papaz Bartho.), Topkapı Sarayı ve Galata Musevi Cemaati'ne götürülmüş ve sonraki günlerde de Meclis'e götürülerek, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, TBMM Dış İlişkiler Komisyonu, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Dış
Politika Enstitüsü ve Milli Eğitim Bakanlığı dolaştırılmıştır.[22][23]

Betizler:



Bütün bunlar olup biterken, masonik yapısıyla da zaman zaman ödüllendirilmiş[24] olan KA-MER -giriştiği 23 ilden sonra - Bandırma'ya da uzanmış, türetilmişlerden olan "farkındalık" söylemiyle "toplumsal cinsiyet rolleri" adlı bir başka türetilmişi (herhalde şu sıraladıklarıdır: kadın hakları, aile içi şiddet, namus adına işlenen cinayetler, fırsat eşitliği, kadın-erkek eşitliği, anayasal ve medeni haklar, kadın girişimciliği, AB sürecinde kadınların kazanımları) öğretiyor.[25]

Evet, bu girişimin arkasında da yine AT Vakfı var; buna da 23.025 lira veriyorlarmış. "23 bin anlaşılır da 25 lira artan nereden geliyor?" diye sormayın, çünkü Henkelcan kırılabilir. Nedeni açıklamıştı, onlar artık Soros'un güdümünden çıkmış, kendi bütçelerini kendileri oluşturmuşlardı. İşte 25 liranın hesabı-kitabı bu yüzden tutuluyor olsa gerekir. Belediyenin sorumluluğundaki Halk Eğitim Merkezi'nin verdiği eğitime -devlet dışı(NG)- verilen para neyin nesidir; neyin nesi olacak, Yangelde Cebe Cukka diye ünlü bir topçu vardı bilirsiniz, işte bu durum AT Vakfı kayıtlarında da açıkça görülüyor. Adlarındaki "açık" sözcüğünün hakkını böylece verdiklerini sanmaları bir yana, simgeleştirilmiş, olduğundan çok şişirilmiş, Quantum Bankerleri'nin yalnızca temsilcisi bir para oyuncusunun (bkz. Mustafa YILDIRIM) güdümünden çıktıklarını öne sürmeleri ve böylece de kendilerini suçlayanların düşüncelerini -aklanıp paklandıkları yönünde- değiştirebileceklerini düşünebilmeleri fazlasıyla acıgülünç bir durum.


Sonuç

İlişkiler uzar gider, projeler yinelenir, yenilenir ve katlanır, yer yer yazılır-çizilir. Sonuç ise açık ve bayağıdır:

1) Türkiye dönüşütürülüyordur ve dönüştürenlerin, epey yol aldıkları, yolun sonuna yaklaştıkları acı bir gerçektir.

2) Tüm millî güçler dönülmez uçurumun kenarına itilmektedir.

3) Nefret etme, hiddetlenme/öfkelenme/sinirlenme ve bunlara bağlı sesli veya hareketli tepkiler bundan sonra yasaklanacaktır; elbette bu yasak, dönüştürücülere, girişimcilere karşı geçersiz kılınacaktır. Bunun birçok yansıması son üç yıldır açıkça görülmektedir. Olurda girişimcilere öfkelenmekten öte bir hamlede bulunulursa, bunun cezası kırk satır veya kırk katır, biraz daha Amerikan düşünürsek de elektirikli sandalye olacaktır.

4) Millî duyarlılığın etken olduğu bütün duyguların kökü kazınacaktır. Millî takımların başarılarına sevinemeyecek, bir Türk'ün buluşunda heyecanlanamayacak, bir şehide bırakın ağlamayı şehit dahi diyemeyecek, elbette öfkelenemeyecek ve doğal olarak vatanı savunamayacak bir toplum oluşturulmaktadır. (Arslan BULUT'un sıkça kullandığı tanımla yazarsak, toplum mankurtlaştırılacaktır ve bir bölümü yazık ki mankurtlaştırılmıştır diyebiliriz.)

5) Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu Birleşik Devletleri olarak yeniden tasarlanmıştır. Bu bağlamda, küçük devletçikler ortaya çıkacak ve bunların başında bir kara dul bulunacaktır. Türkler, hars izleri silinmiş, belleği yok edilmiş küçük bir budunsal azınlık olarak kalacak ve sonunda "barbar" ve "soykırımcı" olduklarından yıkılmış ve birleştirilmiş yeni federe devletten de kovulacaktır.


Dipçe: Bir bölümü makurt göstermek, bağımsızlık isteyip halka karşı kin tohumları ekmek, padişaha karşı gelmek, ulus diyerek demokrasiyi çiğnemek, Türk olmak ve benzeri suçları işleyecek gelecek göbekler, ileride "niçin" diye sorup üzülmesin, kahrolmasın. Suç, ne savaştan kaçanın, ne de seninle savaşanındır. Suç, gücü yettiğince ve oğurunda savaşmayanındır.


Arkadaş!

PanikAtaklı kişi, tarafgillerle ‘NATOCU ARI’ların düzeninde demokrat demokrat konuşurken; her bir konuyla gırgır geçen büyük yazar Yoz-Dil, Yamalı Ayşe’nin arkasında vagon olurken; ulu hukukçu Süheyl, “toplum ve demokrasi” için Araneus Diadematus’larla genç “açık toplumcu”ları eğitirken ve sen arkadaş, bunlar gibilere bel bağlamışken, millî dava için nasıl savaşacaksın, yeni kuşakları nasıl yetiştirecek ve koruyacaksın¿?

Arkadaş! Sakallı'yı haklı, bizleri suçlu, vatanı yenik, şebekeyi güçlü çıkarma…


6 Mayıs 2010 / M. RAM

Kaynaklar

[1] HOLARKTİK BÖLGE: Orta ve Kuzey Asya, tüm Avrupa, Kuzey Afrika, Kuzey Amerika’nın kuzey yarısı

Prof. Dr. Uğur KAYA, HAYVAN EKOLOJİSİ DERS NOTLARI, Sf. 63
http://sci.ege.edu.tr/~biyoloji/Hay_Eko ... t_2009.pdf

[2] Yrd. Doç. Dr. M. İsmail VAROL, Türkiye'deki Zehirli Örümcek Türleri
http://www1.gantep.edu.tr/~varol/tr/zehtur.htm

[3] TDK - BTS
http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=ve ... ek&ayn=tam
http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=ve ... 0i&ayn=tam

[4] http://www.bianet.org/bianet/azinliklar ... gecikmesin

[5] http://www.mucadelegazetesi.com/eserler.htm

[6] "Ahmet Türk’ün dün gazetelere yansıyan, ağzından burnundan kan akan resmi, yüreğimi acıttı. O yumruğu kendime atılmış gibi hissettim."
http://www.gaziantepsabah.com/koseyazil ... yazarid=12

[7] http://www.essex.ac.uk/law/people/academic/boyle.shtm

[8]
    1. Ülke içinde yerinden edilmiş kişiler ve cezaevlerinin izlenmesi konularında savunuculuk yapan gruplar da dahil olmak üzere, insan hakları örgütleri,

    2. Sözde "namus cinayetleri" ve kadınlara mesleki beceriler edindirilmesi ve evinden kaçmak zorunda kalan kadınlara sığınak sağlanması konuları da dahil olmak üzere kadına karşı şiddet konusunda çalışan kadın hakları örgütleri,

    3. Romanlar, Süryaniler ve Kürtler de dahil olmak üzere azınlıkları temsil eden örgütler,

    4. LGBT bireylerinin ve seks işçilerinin hakları için savunuculuk yapan STÖ'ler,

    5. Ilısu Barajının yapımının durdurulması için kampanya yapan bir grup.

DESTEKÇİLERİ
[*]The Bromley Vakfı
http://www.thebromleytrust.org.uk/
[*]Oak Vakfı
http://www.oakfnd.org/
[*]Sigrid Rausing Vakfı
http://www.sigrid-rausing-trust.org/

[9] Alman Özgürlükçü Liberal Parti FDP'nin vakfıdır. Diğer Alman (Çağdaş Nazi) vakıfları ve istihbarat bağlantıları için için bkz:

Dr. Hablemitoğlu, Türkiye'deki Alman Vakıfları Raporu I - http://www.neciphablemitoglu.com/makale ... .php?id=29
Dr. Hablemitoğlu, Türkiye'deki Alman Vakıfları Raporu II - http://www.neciphablemitoglu.com/makale ... .php?id=30

[10] http://www.bianet.org/bianet/insan-hakl ... -etmeli-de

[11] Ljubljana Barış Enstitüsü (Peace Institute, Ljubljana)
Yugoslavya'yı dağıtanlar, Türkiye'yi dağıtmaya çalışanlara akıl veriyor.
http://www.mirovni-institut.si/Main/About/en/

Sloven Cumhurbaşkanı: Dr. Danilo Türk, Ljubljana Üniversitesi Hukuk Fakültesi eski dekanı, Abdullah Cumhur gibi "Kraliçe" sevdalısı

[12] http://www.nefretsoylemi.org/gazeteler.asp

[13] Stratejik Bağışlarla Etkin Sivil Toplum
http://www.tusev.org.tr/content/detail.aspx?cn=530

[14] HürriyetDailyNews
http://img406.imageshack.us/img406/5135 ... isan20.jpg

[15] BOĞAZİÇİ KONFERANSI 2009
http://www.britishcouncil.org/tr/turkey ... us2009.htm

[16] http://www.kamer.org.tr/content.asp?c_id=245

RİCACILAR
BERNARD VAN LEER FOUNDATİON
SIDA
OSIAF
AÇIK TOPLUM VAKFI
SABANCI VAKFI
Eczacıbaşı
Boyner Holding
SODES (Sosyal Destek Programı)
Kanada Büyükelçiliği
Belçika Büyükelçiliği
ABD Konsolosluğu
Avrupa Komisyonu
Chrest Foundation
Heinrich Böll Stiftung
Friedrich Ebert Stiftung

[17] http://www.aksam.com.tr/2010/03/05/habe ... index.html

[18] http://www.referansgazetesi.com/haber.a ... KOD=138426

[19] http://www.aksam.com.tr/2010/04/03/yaza ... konuk.html

[20] Mart 2010 Bülten ATV
mart_2010_bulten.rar


[21] http://www.sosyaldegisim.org/index.php/ ... ma-kurulu/
http://www.sosyaldegisim.org/index.php/ ... im-kurulu/

[22] Aralık 2009 Bülten ATV
aralik_2009_bulten.rar


[23] Mart 2010 Bülten ATV
mart_2010_bulten.rar


[24] http://www.kamer.org.tr/content.asp?c_id=212
http://www.kamer.org.tr/content.asp?c_id=263
http://www.lightmillennium.org/isikbiny ... kasim.html

[25] http://bandirmahem.gov.tr/kadinlar_gucl ... index.html
Bu iletiye eklenen dosyaları görüntülemek için gerekli yetkilere iye değilsiniz.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Araneus Diadematus

İletigönderen Ram » Cum May 14, 2010 23:17

Venture1 Of America (VOA)’dan Çıkan Ses

Hillary Clinton'dan Yeni 'Kadın Girişimi'2

Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, özellikle Müslüman ülkelerde olmak üzere, kadınlara yarar sağlayacak yeni bir girişim başlattı. Clinton girişimin teknoloji eğitimi, kamu-özel sektör işbirliği ve bursları içerdiğini, ayrıca kadınlar için bir girişimcilik zirvesi düzenleneceğini bildirdi.

Uygulanacak programlardan biri Ortadoğu ve Kuzey Afrikalı kadınlar için teknoloji ve liderlik eğitimi alacak. Hillary Clinton Washington’da önceki gün tamamlanan ilk girişimcilik zirvesine katılan kadınlara hitap etti.

Bakan kadın ve kızları politika, ekonomi ve sosyal alanlarda kuvvetlendirecek yeni çözümler üreten iki kişiye 500 bin dolar ödül verileceğini de açıkladı.
29-04-2010





O Nerede, Bu Nerede, Şak Şak Şak, Yes Yes Yes: GİRİŞİMCİLİK ZİRVESİ

Başkan Obama’ın, Başkanlık Zirvesinde Girişimcilik Konusundaki Sözleri: 3

Washington, D.C.
Uluslararası Ticaret Merkezi, Ronald Reagan Binasında
Beyaz Saray
Basın Sekreterliği
26 Nisan 2010
Doğu Zaman Dilimiyle 18:05



BAŞKAN: Çok teşekkür ederim. Lütfen hepiniz oturun. Hepinize iyi akşamlar ve Washington’a hoşgeldiniz.

Hayatım boyunca ve Başkan olarak, çoğunuzun ülkesini ziyaret etme zevkine vardım, ve bana karşı, tarafınızdan ve yurttaşlarınızca gösterilen sıcak ilgi ve konukseverliğe hep müteşekkir kaldım. Bugün bu konukseverliğe karşılık verme fırsatını bulduğum için sevinçliyim.

Biliyorum, birçoğunuzun ülkemize bu ilk ziyareti. Bu nedenle, izin verin sizlere, Amerikan Halkı adına Amerika Birleşik Devletleri’ne hoşgeldiniz diyeyim. (Alkışlar.)

Sizleri bu Girişimcilik Konusuda Başkanlık Zirvesi'nde ağırlamak, olağanüstü bir imtiyaz. Bu zirve, yönetimimde çalışan herkesin eşgüdümlü çabasıyla gerçekleşti, bu nedenle bugün burda hazır bulunan ve bu zirveyi gerçekleştirmek için çok çalışan dostların, tüm devlet kuruluşlarında ve bakanlıklardaki liderlerin hepsine teşekkür etmek istiyorum.

Amerikan Birleşik devletleri Ticaret temsilcisi, Büyükelçi Ron Kirk, bu kişiler arasındadır. Ron nerede? Ah işte orada. (Alkışlar) Bu zirvede önderlik yapan iki bakanlığa ve liderlerine – Ticaret Bakanı Gary Locke ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’a özellikle teşekkür etmek istiyorum. Lütfen kendilerini alkışlayalım. (Alkışlar).

Bize burada, seçmenlerinin Amerikan Rüyasını gerçekleştirmesine yardım etmek için hergün çalışan, yaşam öyküleri ile biz Amerikalıların çok önem verdiği, kültür çeşitliliği ve fırsatta eşitliğe gerçeklik kazandıran Kongre üyelerimiz de katılmış bulunmaktadır:

Nydia Velazquez ki kendisi aynı zamanda, sırası gelmişken belirteyim, Temsilciler Meclisimizde Küçük İşletmeler Komiyonu başkanlığını yapan bayandır. (Alkışlar.) Keith Ellison da burada. (Alkışlar.) Ve Andre Carson burada. (Alkışlar.)

Hepsinden öte, bu tarihi olayın parçası olmak üzere burada bulunan sizlere teşekkür etmek istiyorum. Amerika Birleşik Devletleri’nin bir ucundan ötekine; Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Orta Asya’ya, Orta Doğu’dan, Güneydoğu Asya’ya kadar 60 ülkeden buraya yolculuk yaptınız.

Yanınızda, dünyanın zengin gelenekleri, büyük kültürlerinden dokunmuş bir goblen getirdiniz. İçinizde farklı renklerin, ırkların, dinlerin güzelliğini taşıyorsunuz. Her biriniz yeni sanayilerde öncülük yapan vizyon sahipleri, yeni işletmeler veya toplumlar yaratmak isteyen genç girişimcilersiniz.

Fakat bugün paylaşmatığımız bir inanç— belli ortak gayelerle birbirimize bağlı olduğumuz inanç yüzünden buradayız: Vakur yaşamak. Eğitim yapmak. Sağlıklı bir hayat sürmek. Belki de kimselere rüşvet vermek zorunda kalmaksızın bir iş kurmak. Özgürce konuşabilmek ve ülkelerimizin yönetiminde söz sahibi olmak. Barış ve güvenlik içinde yaşamak ve çocuklarımıza daha iyi bir gelecek vermek için.

Biz ayrıca şu nedenle buradayız: Yıllarca, bunca ortak yönümüze rağmen, Amerika Birleşik Devletleri ve dünyanın her yanındaki Müslüman toplumlar, aralarındaki güvensizliğin mağduru oldular. Ve ben işte bu nedenle hemen hemen bir yıl önce Kahire’ye gittim ve Amerika Birleşik Devletleri ile Müslüman toplumlar arasında yeni bir başlangıç için çağrıda bulundum – ortak çıkar ve karşılıklı saygıya dayanan bir yeni başlangıç. Biliyorum bu vizyon tek bir yılda hatta bir çok yıl içinde gerçekleşmeyecektir. Ne var ki, bir yerlerden başlamak zorundayız ve bu konuda hepimize düşen sorumluluklar var.

Başkan olarak, Amerika’nın, özellikle de daima bir gerginlik kaynağı olagelmiş güvenlik ile siyasi konulardaki sorumluluklarını, bir kez daha yerine getirmesini temin için çalıştım. Amerika Birleşik Devletleri, Irak’daki savaşı mesuliyetli bir şekilde sona erdiriyor. Irak halkının uzun vadeli refahı ve güvenliği için onlarla ortak olarak çalışacağız. Afganistan’da, Pakistan’da ve bölgede, şiddet yanlısı aşırıcıların soyutlanması için olduğu kadar, yolsuzlukla mücadele ve toplulukların hayatlarını geliştirmek amacıyla yeni ortaklıklar kuruyoruz.

Bu akşam yine söyleyeyim: Kaçınılmaz zorluklara rağmen, ben Başkan olduğum sürece, Amerika Birleşik Devletleri, İsraillilerin ve Filistinlilerin haklarını ve güvenliğini teminat altına alacak olan iki devletli çözümün gerçekleşmesini takipten vaz geçmeyecektir. (Alkışlar.) Ve, Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın neresinde olursa olsun adalet, gelişme, insan hakları ve tüm insanlar için onurlu yaşama talebinde bulunanların yanında durmaya devam edecektir.

Fakat, ben Amerika Birleşik Devletleri’nin bu güvenlik ve siyasi kaygıların ele alınması için taahhüde girmesini sağlarken, Kahire’de de açıkça belirttiğim gibi, yapılması gereken başka bir şey daha var – birbirimizi dinlemek, birbirimizden öğrenmek ve birbirimize karşı saygılı olmak için sürekli çaba göstermek. Ve ben, yalnızca devletler arasında değil, halklar arasında da, günlük hayatlarının--hayatlarınızın bu en önemli konularında bir ortaklık oluşturulması için söz verdim.

Şimdi bir çoğu bunun mümkün olup olmadığını sorguluyor. Oysa geçen yıl süresince, Amerika Birleşik Devletleri, başka ülkelere ulaştı ve onlara kulak verdi. Dinler arası diyaloglara katıldık, dünyanın hemen her yerinde kent meclisi salonlarında, yuvarlakmasa toplantılarında, birçoklarınız da dahil yüzlerce insanın katıldığı dinletilerde buluştuk. Pekçokları gibi, hepiniz kendi tarzınızda, kiminiz girişimci, kiminiz eğitimci, kimileriniz de din ya da bilim alanında liderler olarak bize elinizi uzattınız.

Şunu ifade etmeliyim ki, bu konuda en özgün tepki, bugün aramızda bulunan Kuveytli Dr. Naif al-Mutawa’dan geldi. Dr. Mutawa nerede? (Alkışlar.) Onun hazırladığı çizgi romanlar, İslam öğretisini ve hoşgörüsünü temsil eden süper kahramanlarıyla, pekçok genç insanın hayal gücünü harekete geçirdi. Kahire’deki konuşmamdan sonra Dr. Mutawa benzer bir fikirle işe başladı. Çizgi romanlarında Süpermen ile Batman (Yarasa Adam) Müslüman benzerleriyle buluştu. (Gülüşmeler). İşittiğime göre gelişme kaydediyorlarmış. (Gülüşmeler.) Kesinlikle. (Alkışlar.)

Birbirimizi dinleyerek, ortaklık kurmayı başardık. Eğitim alanında değiş-tokuş programlarının kapsamını arttırdık, çünkü 21 yüzyılın döviz birimi bilgidir. Seçkin bilim elçilerimiz, ülkelerinizin bir kaçını ziyaret etmekte ve bilim ve teknolojik alanlarda işbirliğini arttırmanın yollarını araştırıyorlar.

Çocuk felci (polyo) nun ortadan kaldırılması için İslami Konferans Örgütü ile oluşturduğumuz ortaklık da dahil olmak üzere, bir çok ortak eylemle küresel sağlığı geliştiriyoruz. Bugün burda bulunan özel murahhasım Rashad Hussain’in liderliğinde OIC (İslami Konferans Örgütü ) ile yaptığımız daha geniş çaplı çalışmamızın sadece bir bölümüdür. Rashad nerede? (Alkışlar.)

Ekonomik refahı arttırmak için de ortaklaşa çalışıyoruz. Devlet kademesinde, G20’nin ekonomik alanda küresel kararların alınmasında önderliğe geçmesi, masaya – Türkiye, Suudi Arabistan, Hindistan ve Endonezya da dahil olmak üzere başka seslerin de katılmasını sağladığı konusuna burada dikkati çekerim. Ve bugün burada, benim Kahire’de, Amerika Birleşik Devletleri ve dünyanın dört yanındaki Müslüman toplumların sanayici liderler, vakıflar ve girişimciler arasındaki bağların derinleştirilmesi konusunda yaptığım tahhüdü yerine getiriyoruz.

Biliyorum, şimdi bazıları soracaktır – güvenlik, siyaset ve toplumsal konularındaki zorluklar karşımızda dururken, bu girişimcilik zirvesi de nereden çıktı diye. Cevabı basit. Girişimcilik. Çünkü bize bunun – birbirimizden öğrenebileceğimiz bir alan olduğunu söylediniz. Amerika, mucide ve enovasyon4 yapana güç alanı yaratan bir toplum olarak, kadının ve erkeğin bir düşün peşinde şansını deneyebildiği—bir mutfak masası etrafında, bir garaj köşesinde yeni bir fikirden yola çıkarak bir iş kurabildiği, hatta dünyayı değiştirebilecek bir sanayi ortaya çıkarabildiği bir toplum olarak, bu alanda tecrübelerini sizlerle paylaşabilir.

Girişimcilik – çünkü tarih boyunca pazar, fırsat yaratmada, insanları sefaletten kurtarmada dünyanın görüp göreceği en haşmetli güç olmuştur. Girişimcilik – çünkü ortak çıkarlarımız gereğidir. Amerika Birleşik Devletler ile Müslüman çoğunluklu ülkeler arasında ticaret artmıştır. Buna rağmen bu ticaretin hepsini toplasanız tek bir ülkeyle—Meksika ile yaptığımız ticaret kadardır. Demek ki, ülkelerimizde fırsatlar yaratmak ve refahı geliştirmek için birlikte, ortaklaşa yapabileceğimiz çok şey var. Ve tabii sosyal girişimcilik – çünkü, Şikago’da toplumsal örgütlenme alanında çalıştığım günlerde öğrendiğim birşey var: gerçek değişim tabandan, köklerden yükselir, toplumlarına hizmet etmek isteyen bireylerin düşleri ile, tutkuları ile başlayarak hayata geçirilir.

Ve işte bunun için buradayız. Aramızda Yahoo ile, iletişim kurma biçimimizde dönüşüm yaratan Jerry Yang var. Jerry burada mı? Nerede? Yarın burada olacaktır. Ayrıca sanal kafelerde, internette tartışma ve gelişim üzerinde yeni forumlar başlatan girişimciler var. Hep beraber 21nci yüzyılı şekillendirecek olan teknolojilerin önünü açabilirsiniz.

Bir süre önce tanıştığım, Afrika’yı bir baştan bir başa kucaklayan bir telekomünikasyon imparatorluğu kuran, Dr. Muhamed Ibrahim’in kazandığı başarılar gibi kazanımlar var. Ve ayrıca firmalarını büyütüp, işe yeni elemanlar almak için uğraşan heves dolu girişimcilerimiz var. Hep birlikte sermayeye erişim zorluklarını aşmaya yönelebilirsiniz. Katarlı Sheikha Hanadi ve daha önce tanıştığım, Batı Şeria’da Filistinli gençler için uğraş merkezleri açmak isteyen --20 yaşındaki öğrenci Waed al Taweel gibi çığır açan insanlar var. İşte böylece, beraberce kadınların inanılmaz yeteneklerini temsil ediyorlar ve bize kadınlarını eğiten ve onlara güç alanı kazandıran ülkelerin refaha kavuşma ihtimallerinin çok daha fazla olduğunu hatırlatıyorlar. Ben buna inanıyorum. (Alkışlar.)

Facebook’u ve bununla birlikte birçok genci benim Başkan olmam için kampanyama -- MyBarackObama.com'a (Gülüşmeler) taşıyan bir internet toplumu yaratan Chris Hughes gibi öncülerimiz var. Yarının liderleri olacak genç erkek ve kadınlara güç alanı yaratan Ürdünlü Soraya Salti gibi insanlar var. (Alkışlar.) Birlikte, dünyanın her tarafndaki genç insanların muazzam potansiyelini ve beklentilerini temsil ediyorlar.

Ve, Endonezya’nın kırsal kesimindeki topluluklara elektrik, irat ve hidrolik güç sağlamak için yardım eden Tri Mumpuni gibi bir toplumsal girişimcilerimiz var. -- (Alkışlar.) Ve Afganistan’dan olağanüstü bir kadın, büyük riskler alarak, kız çocuklarını teker teker okutmak suretiyle gelecek kuşağı eğitmeye çalışan Andeisha Farid var. Birlikte, gelişmenin paylaşılacağı ve refahın sürdürülebileceği bir geleceğe giden yolu işaret ediyorlar.

Bir de Dr. (Muhammed) Yunus’u farkettim şu anda – seni tekrar görmek ne güzel. Sanırım Grameen Bank’ın tarihini ve önce Güney Asya’da ve şimdi de bütün dünyada, yoksulların da en yoksulunu girişimci yapmak için finansman sağlayarak ne fevkalade bir iş yaptığını pekçok kişi biliyor.

Bu temsil ettiğiniz muazzam bir potansiyel; birlikte geleceği yakalayabiliriz. Bu nedenle bu akşam, işte tam bunu gerçekleştirecek bir seri ortaklık ve insiyatifleri ilan etmekten guru duyuyorum.

Amerika Birleşik Devletleri muhtelif değiş-tokuş programları başlatıyor. Müslüman çoğunluklu ülkelerden iş aleminde ve sosyal alanlarda girişimcileri Amerika Birleşik Devletleri’ne getirip, Amerika’daki benzerlerini sizlerden öğreneceklerini öğrenmeleri için ülkelerinize göndereceğiz. (Alkışlar.) Teknoloji alanında çalışan kadınlar Amerika Birleşik Devletleri’ne gelerek, staj yapma ya da mesleki geliştirim sağlama fırsatı bulacak. Ve enovasyon, girişimciliğin ağırlık merkezi olduğuna göre, fen dersi öğretmenleri için yeni değiş-tokuş programları oluşturuyoruz.

Orta Doğu’da, Türkiye’de ve Güneydoğu Asya’da, Silikon Vadisinin yüksek teknoloji (yük-tek) liderlerinin – risk alan sermaye, iş alanında himaye ve teknoloji kuluçka (inkübatör)-- gibi alanlardaki uzmanlıklarını paylaşacakları ortaklıklar tesis ediyoruz.

Ve bu akşam, Kahire’de açıkladığım Global teknoloji ve Enovasyon Fonunun 2 milyar dolardan fazla bir yatırım potansiyelini seferber edeceğini bildirebilirim. Bu fon özel sermaye olup, telekominikasyon, sağlık, eğitim sektörlerinde ve altyapı geliştiriminde ülkelerimiz halkları için yeni fırsatların önünü açacaktır.

Son olarak da, bugün bu zirvede yalnızca, şu anda açıkladığım bu programlarla kalmayıp, tüm bunların burada sone ermeyeceğini de bildirmekten gurur duyuyorum. Bu hafta Washington’un dört bir yanında gerçekleştirilen olaylarla ve yakında dünyanın her yerinde yapılacak bölgesel konferanslarla, birlikte yepyeni bir girişimcilik çağının kıvılcımını çaktık.

Bu akşam, Başbakan Erdoğan’ın, gelecek yıl yapılacak olan Girişimcilik Zirvesine Türkiye’nin ev sahipliği yapmasını kabul ettiğini bildirmekten sevinç duyuyorum. (Alkışlar.) Bu nedenle Başbakana ve Türkiye’nin özel sektör liderlerine bu hafta başlayan ivmeyi devam ettirecekleri için teşekkür ediyorum.

Dediğim gibi, bu yeni başlangıçları gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğimizi sorgulayan var. Göğüslediğimiz güçlüklerin boyutları düşünülecek olursa -- televizyonda hergün pekçok kötü haber dinlediğimizi de kabul edelim -- bazen, sıradan insanların iyi niyetleri ve iyi çalışmaları, üstümüze aldığımız görevi yerine getirmek için yetersiz kalır türünden bir inanca kapılmak kolay. Fakat halklar arasında kurulacak ortaklıkların dünyayı yeni baştan kurabileceğinden hala kuşkusu olanlara, bugü burada bulunan erkekli kadınlı topluluğa bir bakın derim.

Mikro finans diye, ülkesinde kırsal kesim yoksullarına özellikle de kadın ve çocuklara güç alanı kazandıracak bir fikir ortaya atan profesöre bakın. İşte Dr. Yunus’un bu muhteşem örneği.

Bakın Muhammed fikrini, Pakistanlı bir kadınla paylaşınca neler oldu. Bu kadın o günden bu yana yüzlerce, binlerce aileyi ve çocuğu, ismi “mucize” anlamına gelen bir vakıf vasıtasıyla sefaletten kurtardı. İşte Roshaneh Zafar örneği. (Alkışlar.)

Tek bir fikir dünyanın dört bucağına yayılınca —benim annem gibi insanlar da dahil Pakistan’dan Endonezya’ya kadar birçok ülkenin kırsal kesimindeki yoksul halkla çalışanlara ulaşınca bakın neler oldu. Bu basit fikir, tek bir kişiyle başladı, şimdi ise milyonlarca insanın hayatını değiştirdi. İşte girişimcilik ruhu budur.

Evet, istediğimiz yeni başlangıç sadece mümkün olmakla kalmayıp, çoktan başlamış bulunmaktadır. Hepinizin içindedir; dünyanın dört bir yanında, bizler gibi, gelecek, bizleri ayıranlara değil, bizlerle bir araya gelenlere, yok edenlere değil, inşa edenlere, geçmişin kapanına tutulanlara değil, aynı bizim gibi, güvenle ve inançla adaletli bir geleceğe, gelişmeye, ırkları ve dinleri ne olursa olsun tüm insanların onuruna, insanlara aittir.

Sadece bu konferans sırasında ve önümüzdeki hafta içinde değil, gelecek aylarda hatta yıllarda baraj kapılarını açmayı umut ettiğimiz bu muazzam potansiyeldir. Bu nedenle bu konferansa katıldığınız için hepimize minnettarım. Tanrı hepinizden razı olsun, Tanrı’nın huzuru üstünüzden eksik olmasın. Çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim. (Alkışlar.)

Prezidınt Barak Hüseyin Obâmâ

[3] http://turkish.turkey.usembassy.gov/oba ... vesi2.html
[4] Değişen koşullara uyabilmek için toplumsal, kültürel ve yönetimsel ortamlarda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması, yenilik, inovasyon / http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.a ... le%C5%9Fim





Ticaret Bakanı Gary Locke’un Konuşması5

Başkanlık Girişimcilik Zirvesi | Washington, D.C.
Pazartesi, 26 Nisan, 2010
ABD Ticaret Bakanlığı
Bakanlık Özel Kalemi
http://www.commerce.gov


Günaydın. Böylesine seçkin bir girişimciler grubunun huzurunda bulunmaktan ne kadar gurur duyduğumu anlatamam.

Başkan Obama adına, Başkanlık Girişimcilik Zirvesine hoşgeldiniz demek istiyorum.

Geçen yıl Başkan Obama, Kahire’de yaptığı konuşma sırasında bu zirve ile ilgili vizyonunu açıkladığı zaman, bunu, Amerika ile Müslüman çoğunluklu ülkeler arasındaki ilişkilerin güvenlik ve diplomasi konularındaki endişelerden- her ne kadar kritik olsalar da- öteye gitmesi gerektiğini bilerek yaptı.

Bu zirve, Başkan’ın, karşılıklı saygı, karşılıklı çıkar ve sorumluluklara dayalı daha kapsamlı bir ilişkiye olan bağlılığına tekrar dikkat çekmektedir.

Bugün aramızda inanılmaz çeşitli bir grup bulunmaktadır. Beş kıtada 60 ülkeden geldiniz, birçok dini gelenekten gelen insanları içermektesiniz ve girişimcilik ekosistemini dolu dolu bir biçimde temsil etmektesiniz.

Bazılarınız girişimci, bazılarınız ise yatırımcı. Bazılarınız şirketler yürütmektesiniz, diğerleriniz ise bunların kurucuları. Ancak hepiniz, hayat dolu bir özel sektörün, ekonomik fırsatları teşvik etmekteki önemini ve toplumlarımızdaki ve ülkelerimizdeki herkes için hayat kalitesini artırmadaki rolünü içinizde hissediyorsunuz.

Bu girişimcilik gücü ülkelerimizin kıyılarına kadar yayılmış durumda olup Amerika ve Müslüman-çoğunluklu ülkeleri, ortak bir vizyonda birleştirmektedir.

Bugünkü faaliyette olduğu gibi, ticaret her zaman çeşitli toplumları ortak bir çaba etrafında bir araya getirmiştir. Binlerce yıl boyunca girişimciler, ulusal, siyasi, ekonomik, fiziksel ve ruhsal sınırları aşarak, herkes icin fırsat ve refah yaratmanın yollarını bulmuşlardır.

İslam medeniyetinin tarihine bakacak olursak, yaratıcılık ve girişimciliği içeren zengin bir gelenek görürüz. Dünya, Yemen sayesinde kahveyle, Mısır sayesinde dolma kalemle ve İran sayesinde yeldeğirmeniyle tanıştı. Bugün bile, günümüz modern dünyasındaki makinelerin temeli olan krank milini yaratan, Müslüman bir mühendisti.

Yüzyıllar boyunca, bu ürünler ve hizmetler doğu ve batı arasında, sizin ülkeleriniz ve bölgelerinizdeki ticaret merkezleri sayesinde gidip geldi. Bugün, her zamankindan de fazla, uluslararası ticaret, insanların hayatını kalkındırmada inanılmaz bir potansiyele sahiptir. Özellikle enovasyon ve girişimcilik, muhteşem eşitleyici olma potansiyelini elinde tutmaktadır.

Harika bir fikre sahip olan ve bunu yaratma cesareti olan herhangi bir kadın veya erkek, sadece kendi hayatlarını degil, dünya çapında herkesin hayatını değiştirebilir. Etrafınıza bakın ve sadece bu odada bunun 300 tane canlı örneğini göreceksiniz. Dünyamızdaki iklim değişimi ve yoksulluktan, bulaşıcı hastalıklara ve kaynak azlığına uzanan inanılmaz boyutlardaki zorluklarla yüzleşmek, ancak dünyanın her bir köşesinden çözüm arayan parlak beyinlerle gerçekleşebilir.

Ve bugün, bu parlak beyinleri burada, bu odada, aramızda görmekten gurur duyuyoruz.

Farklı ülkelerden ve farklı sanayilerden geliyor, farklı sosyal zorluklarla yüzleşiyorsunuz; ancak, aşırı zorluklara rağmen, başarıyı yakalama konusundaki kararlılığınız sizi birleştiriyor.

Burada, Taliban kontrolündeki Afganistan’da gittikçe büyüyen bir terzicilik işi başlatan genç bir bayan; Filistin topraklarında girişimciliği teşvik etmeyi amaçlayan kar-gütmeyen organizasyon kuran genç bir erkek; ve ülkesindeki genç insanların sağlığını geliştirmeye çalışan Nijeryalı bir doktor var.

Buna ilaveten aramızda, Endonezya ve Güneydoğu Asya’daki doğal kaynaklara ve altyapıya yatırım yapan bir özel sermaye şirketinin kurucusu; ve kurye şirketlerinden havayollarına ve telekomünikasyona kadar uzanan büyük şirketlerin muhtelif kurucuları da bulunmakta. Çok yönlerden farklısınız; ancak hepiniz, toplumlarınıza benzersiz umut ve fırsat getirecek sıradışı becerilere sahipsiniz.

Şimdi karşımızda duran fırsat, sizin hepinizin tek tek yapmış olduğunuz inanılmaz başarıları alıp İslam dünyası çapında yaymak. Bugün, Müslüman-çoğunluklu ülkelerde yaşayan bir milyardan fazla insan var. Bu insanlar, hem ürün ve hizmetlere olan arz açısından, hem de dünya çapında ekonomik büyüme ve sosyal gelişmeyi hızlandıracak teknolojik ve sosyal inovasyonları yaratma kabiliyetleri açısından küresel ekonomide yeterince işlenmeyen inanılmaz bir potansiyeli temsil etmektedir.

Bugün burada bulunan hepiniz, bu potansiyeli hayata geçirmek konusunda, geçmiş, şimdi ve gelecekteki çabanızdan dolayı buradasınız. Başarınız, hem Amerika’nın, hem de bütün dünyanın çıkarlarına hizmet edecektir.

Amerika Birleşik Devletleri’nde, çoğumuzun hayatı boyunca görmüş olduğu en kötü ekonomik krizden yeni çıkmaktayız. İş arayan bir çok Amerikalı, halen iş bulamamakta ve çalışmakta olan çok sayıda insan ise yeterince iş bulamamaktadır. Obama yönetimi, ekonomimizi büyütmek için cesur adımlar atarak, kaybettiğimiz işleri geri getirmek ve yenilerini ve daha iyi ücret ödeyenleri yaratmaya çalışmaktadır.

Bu çabaların merkezinde, uluslararası ticaret üzerinde yenilenen bir odaklanma bulunuyor. Dünya ekonomisi ne kadar güçlenirse ve uluslarımızın orta sınıfı ne kadar büyürse, ülkelerimize açık uluslararası pazarlar da o ölçüde genişleyecektir. Yabancı tüketicilere daha geniş bir ürün ve hizmet sunacak ve ticaret ortaklarımıza, kendi ülkelerinde büyümeyi sağlayabilecek yeni fikirler ve yeni enovasyonlar getirecektir. Güçlü ve dengeli bir uluslararası ticaret ancak, ülkelerin, uluslararası pazarla tamamen kaynaşmış olan ve büyüyen bir orta sınıfa ve büyüyen bir ekonomiye sahip olmaları ile mümkündür.

Ve tabii, bu kapasiteyi Müslüman-çoğunluklu ülkelerde ve Müslüman toplumlarda yaratmak için bu hafta burada bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Peki niye girişimcilere odaklanmalı?

Çünkü bütün budaklanan ekonomilerin merkezinde onlar var. Enovasyoncular ve girişimciler, fikirlerini kolay bir şekilde girişime dönüştürebildikleri zaman, istihdam ve ekonomik firsatlar bunu takip eder.

Girişimciler, değişimin önemli bir parcasıdır. Kendi ülkelerindeki ticaret atmosferini geliştirir ve gereken politik reformları teşvik ederler. Ve global pazarlardaki uygulamaları geliştirirler.

Örneğin mobil telekomünikasyon ile yürütülen ticaret, Bangladeş gibi Müslüman-çoğunluklu ülkelerdeki girişimcilerin çabaları sayesinde dünya çapında pazarları hızlı bir biçimde değiştirmektedir. Amerika’da biz her zaman ekonomik büyümemizin motoru olarak girişimcilere dayanmışızdır.

5 yıldan genç şirketler – ki çoğuna küçük işletme denmektedir – son otuz yılda Amerika’nın özel sektöründe artan yeni işlerin tümünü oluşturmuştur. Benim kendi biyografim bile Amerika’nın girişimci tarihinin kanıtıdır.

Büyükbabam Çin’den Amerika’ya göç etmiş ve ilk geldiğinde, Washington Eyaleti’nin başkentinde yaşayan bir aileye hizmetkarlık karşılığında Ingilizce derslerı almıştır. Babam ise, ki o da Çin’de doğdu, Washington eyaletinde bir market açarak küçük bir işletme başlatmıştır. Ben öğrenciyken o markette çalıştım ve o marketten elde ettiğimiz kârlar ve babamın emekleri sayesinde ben, büyükbabamın, Amerika’ya ayak bastığı tarihten 100 yıl sonra ve çocuk hizmetkar olarak çalıştığı yerden 1600 kilometre uzaklıkta Washington Eyaleti’ne vali seçildim. (Ram: Ne ilgisi var¿? "Babasının marketinden edindiği kârlarla kampaya başlatıp seçimi kazanan masum bir vali" mi¿?)

Ancak dünya çapında fırsat arayanlar için tek yol göçmenlik olmamalıdır. Her ne kadar Amerika göçmenlerin katkılarından yarar görmüşse de, kendi ülkelerinin büyümesini, gelişmesini ve zenginleşmesini isteyen vatandaşlara da saygı duymaktayız. Girişimciler sadece ekonomileri değiştirebilir. Sosyal internet ağları, sadece yeni şirketler getirmedi… Dünya çapında insanların birbirleriyle olan etkileşimini değiştirdi. İnternetten önce bile, eğitimden, sağlığa ve yurttaşlık haklarına kadar önemli amaçlar adına toplumları mobilize eden (¿?) insanlar vardı.

Dolayısıyla, bu zirveye müteakip olarak Irak’ta yapılacak olan bölgesel konferansın sosyal girişimcilik üzerinde duracak olmasından memnuniyet duymaktayım.

Şu konuda kimsenin bir kuşkusu olmasın: ABD, hami olarak değil, bir ortak olarak girişimciliği geliştirmek amacıyla bu çabaları desteklemektedir. ABD’nin, sizin hepinizin başarılarınızdan ve temsil ettiğiniz ülkelerden öğreneceği çok şey vardır.

Şu yönetimindeki bilimsel gelişimlerden tutun, desalinizasyon teknolojilerine, gelişmekte olan ülkelerde cep telefonlarını dağıtan Orta Doğu’lu telekomünikasyon şirketlerinin başarılarına kadar, Körfez’deki hizmet ve turizmdeki inanılmaz büyümeye bakılacak olursa, Müslüman toplumların, budaklanan girişimci bir kültür kapasitesine sahip olduğuna şüphe kalmaz.

Bu zirvede bizim görevimiz ise, yeni işletmeler, endüstriler ve ekonomik fırsatlar yaratarak, bu potansiyeli azami bir biçimde kullanmaktır.

Önümüzdeki bir kaç gün boyunca, girişimci kültürleri geliştirecek bir dizi konuları ele alacağız. Sosyal girişimcilikten, teknoloji ve enovasyondan, sermayaye ulaşımdan, kadın ve genç girişimcilerden ve hamilikten bahsedeceğiz.

Dolu bir programımız var ve bu zirveyi, harekete geçmek üzere yapacağımız sağlam bir bağlılıkla bitireceğimize eminim. Ancak bilmenizi isterim ki, Başkan Obama ve yönetimi, bu zirveyi bir defaya mahsus olarak değil, daha ziyade, girişimciliğe devamlı bir odak sağlama sürecinin bir parçası olarak görmektedir.

Dünya çapında ABD Büyükelçilikleri, girişimciler ve diğer kilit çıkar sahipleriyle toplantılar yapmaktadır. USAID, Kahire de dahil olmak üzere, girişimcilik konusunda bir dizi dinleme toplantısı yapmış ve 150’den fazla ülkeden katılımcıyı içeren sanal bir calışma yapmıştır.

Ayrıca Cezayir’den Kırgızistan’a, Bahreyn’den Endonezya’ya kadar uzanan bazı yabancı devletler ve Sivil Toplum Örgütleri (NGO), bu zirveyi izleyen bölgesel konferanslara ev sahipliği yapma niyetlerini belirtmiştir. Ve, Ticaret Bakanlığı, bu konuya çok onem vermektedir.

Bu yıl, Ticaret Bakanlığı, Müslüman-çoğunluklu ülkelere en az beş ticaret misyonu gönderecegiz ve buna karşılık Müslüman-çoğunluklu ülkelerdeki ortaklarımızdan 27 tane ticaret misyonunu ağırlayacağız. Bu Aralık ayında, ben Washington’da, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki Amerikan şirketlerinin ticari ilişkileri açısından fırsatlara dikkat çekecek olan bir konferansa ev sahipliği yapacağım.

Ve, Dışişleri Bakanlığı ile birlikte, Ticaret Bakanlığı, Ticari Hukuk Geliştirme Programı, Müslüman çoğunluklu ülkelerde, girişimciliği geliştirme amacını güden politikaları ve hukuki altyapıyı oluşturmaktadır. Bu, ABD açısından, hükümet çapında bir çabadır. Benim birçok meslektaşımdan, karşılıklı ilişkileri geliştirme konusundaki çabalarımı dinleyeceksiniz.

Bu zirve bir son değil, bir başlangıçtır. Ve, Başkan Obama ve yönetimi, her ne kadar bizim girişimcilikle ilgili yoğun çabalarımızı destekliyorlarsa da, biliyoruz ki, bizim yapabileceklerimiz sonuçta sınırlıdır. Hükümetlerin, birleştirme, mobilize etme ve kolaylaştırma konularında oynayacakları önemli bir rol vardır. Girişimciliği teşvik edecek politikalar ve teşvikler geliştirebiliriz. Ancak sonuçta, işyerlerini ve ağlarını kuran, ekonomilerinizin büyümesi ve toplumlarınızı gelişmesi için gereken enovasyonları yaratanlar sizin gibi liderlerdir.

Sizin sunacak o kadar çok şeyiniz var ki. Ve yarın, bu zirveden ayrıldığınız zaman, umarım ki toplumlarınıza, yeni bir amaçla dönersiniz. Umarım ki bu yeni amaç, gelecek girişimci nesillere yardımcı olmak konusunda ve komşularınızın potansiyellerine tamamıyla ulaşmalarına olanak verecek toplumlar için gereken değişimlerin yaratılması için size yeni bir güç verecektir.

Çünkü, girişimciliği teşvik etmek, en nihayetinde, kendi toplumumuzu ve insanlığımızı teşvik etmek demektir. Gerek burada, gerekse yurtdışında, bir kişinin potansiyelinin boşa harcanması veya geciktirilmesi bir trajedidir. Bu dünyada, insanlar genelde yaptıklari iş, inandıkları amaçlar tarafından tanımlanır. Bu insan olmanın temelidir – bir amaç aramak, çalışma veya hizmet yoluyla bir anlam aramak. İnsanlar iş bulamayınca, kendilerini ispat edebilecekleri ve ailelerinin ve camialarının hayatlarını geliştirebilecekleri bir yol bulamayınca, bir anlam arayışına düşerler.

Bu arayış güçlüdür… Çekicidir… Ve bir açıdan, sizin buradaki varlığınız, bu çekimin bir sonucudur, ki bu çekim ancak ve ancak fırsatla birleştiği zaman, tutkunun hayatları ve toplumları değiştirebileceginin bilincini getirmektedir. Umarım ki bu zirve, toplumlarımızdaki o çekimi tatmin eder ve ülkelerimiz, insanlarımıza ortak bir amaç ve daha iyi bir hayat kurmak için fırsatlar temin edince ortak bir zemin bulabilir. Teşekkür ederim.




Yeni Bir Başlangıç: Girişimcilik Konusunda Başkanlık Zirvesi6

Girişimcilik Konusunda Başkanlık Zirvesi, girişimciliğin, yurtta ve yurtdışında fırsatları arttırmada oynayabilecek rolu vurgularken, Amerika Birleşik Devletleri ve dünyadaki Müslüman toplumlar arasındaki ilişkileri de derinleştirecektir. Elliden fazla ülkeden yaklaşık 250 başarılı girişimciyi biraraya getirecek; ekonomik ve sosyal alanda girişimciliğin gelişmesi için yollar saptayacak; girişimden pay alanlar arasında bağlantı ağları kuracak; ve girişimciliği daha da ileri düzeye çıkaracak ortaklıklar kurulması için fırsatlar temin edecektir.

Amerika Birleşik Devletleri, dünyanın dört bir yanındaki Müslüman toplumlar ile nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerdeki girişimciler dahil, dünya çapında girişimcilerle beraber çalışmaya kararlıdır. Diğer devletlerle ve çok yönlü örgütlerle ortaklığın yanısıra, girişimciliği geliştirmek için kamu kesimiyle-özel teşebbüs arasında yeni bir ortaklık kurulması gerekiyor. Girişimcilik Zirvesinde, A.B.D. Yönetimi, karşılıklı anlayış ve fırsatların gelişmesine yardım edecek özel program ve ortaklıklara dikkat çekecek olmaktan memnuniyet duymaktadır. Bu programlar ve ortaklıklarla ilgili detaylar, her birini destekleyen devlet daireleri veya bakanlıklari tarafından sağlanacaktır.


DEĞİŞ-TOKUŞ PROGRAMLARI

Yeni Bir Baslangıç İçin Girişimciler

Yeni Bir Başlangıç İçin Girişimciler, özel sektörde ve kamu sektöründe yükselmekte olan girişimciler için hazırlanmış, yeni bir meslek sahipleri değişimi programıdır. Dışişleri Bakanlığı, katılımcılar için işyerlerinde, Amerikan girişimcilerle birlikte çalışabilecekleri, ilk elden tecrübe, müşavirlik ve eğitim seminerleri sunmak amacıyla ilişkiler kurmaktadır. Bu program, katılımcılarla dışa dönük Amerikan girişimcileri arasında bağ kurulmasını ve özel sektördeki genç yöneticilerin kapasitelerinin arttırılmasını ve girişimcilik ve küçük çaplı girişimcilik ruhunu geliştirirerek, sosyal girişimcilik yoluyla toplumların güçlendirilmesi için Amerika Birleşik Devletlerinde uygulanan stratejileri inceleyecektir. Bu program önümüzdeki 4 yıl içersinde, 100 girişimciyi ABD’ye getirecek ve yine özel sektördeki ortaklarıyla çalışarak 100 Amerikan girişimcisini yurtdışına yollayacaktır. Daha detaylı bilgi Dışişleri Bakanlığı’ndan sağlanabilir.


Bilimsel ve Teknolojik Eğitim Alanında Değiş-tokuş Programı

Kahire’deki konuşması sırasında, Başkan “eğitim ve yenilik 21inci Yüzyılın para birimi olacaktır” demişti. Bu yeni bilim ve teknoloji değiş-tokuş program çerçevesinde, Müslüman çoğunluklu ülke ve toplumlardan ilk ve orta okul seviyelerinde fen bilimleri eğitiminin etkili bir şekilde yapılması yöntemlerini incelemek için 25 fen bilimleri öğretmeni getirilecektir. Bu program, uygulamalı fen bilimleri eğitiminin desteklenmesi ve geliştirilmesini sağlayacak, çocuklar için fen bilimlerinin neden önemli olduğunu gösterecek ve öğrencilerin bilimsel öğrenime aktif olarak katılabilecekleri bir ortamın nasıl yaratılacağını araştıracaktır. Katılımcılar ayrıca, deneyimsel öğrenimin önemini vurgulayan, müfredata ek fen bilimleri kampları ve fuarlarında verilen eğitim programlarını gözlemleyeceklerdir.

Kadınlar İçin Mesleki Değiş-tokuş Programları

Techwomen, seçilen ülkelerde, teknoloji alanında çalışan kadınlara yönelik yeni bir profesyonel himaye ve danışmanlık programıdır. Seçilen katılımcılar, 2011 baharında, Silikon Vadisi gibi teknoloji merkezlerindeki çesitli firmalardan orta düzey kadın görevliler desteğinde çalışmak üzere Amerika Birlesik Devletlerine gelecektir. Himaye ve danışmanlık faaliyetlerini tamamladıktan sonra, seçilmiş bulunan Amerikalı meslekdaşları, becerilerin geliştirilmesi ve iletişim ağı atolye çalışmaları ile daha geniş bir kadın kitlesine ulaşmak amacıyla, katılımcıların ülkeletrine gideceklerdir.


Genç Girişimciler Programı

Eylül 2009’da başlayan Genç Girişimciler Programı, girişimci düşünceyi, istihdam yaratımını, iş planlamasını ve yönetim becerilerini destekleyerek genç profesyonellere yardım sağlayan profesyonel bir değiş-tokuş programıdır. Genç Girişimciler Programı’nın bir parçası olarak, Dışışleri Bakanlığı, “Istihdam Burslularına Eğitim” adlı yeni bir inisiyatif başlatacaktır. 2009’da başlamak üzere, bu girişim, seçilen ülkelerden en az 30 bursluyu staj için Amerika’ya getirerek onların profesyonel gelişimini destekleyecektir.


GİRİŞİMCİLİĞE DOĞRUDAN YARDIM

USAID’nin (ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı) Girişimciliği Destekleme Taahhüdü

USAID (Uluslararası Kalkınma Ajansı) ortaklarla çalışmak suretiyle, özel sektöre olanak yaratan bir ortamın yaratılması, eğitim fırsatlarının geliştirilmesi, pazarlama fırsatlarının ve sermaye piyasasına ulaşımın kolaylaştırılması yoluyla, işletme desteği ve bağlantılılık sağlayarak Girişimcilik ekosisteminin her aşamasını destekleyecektir.

USAID’nin (Uluslararası Kalkınma Ajansı) gerçekleştirmeyi planladığı özel çabalar şunlardır:

    • 15 ortak ülkede çevre reformlarına zemin hazırlayan işletmeleri desteklemek.

    • Beş ülkede (Bengladeş, Pakistan, Nijerya, Türkiye ve Mısır) araştırma yapmak ve bulgularını ekonomik kalkınmayı teşvik için yerel özel sektör ortaklarıyla beraber hayatı destekleyici çevre geliştirimini sağlamakta kullanmak.

    • Kadınlar, gençler ve diğer yeterince hizmet alamamış kitleleri hedef alan, işletme kurmak ve geliştirmekten, internet teknolojisini kullanmaya kadar her konuda, kamuya açık web ve medya tabanlı girişimcilik egitimi sağlamak.

    • İşletme sahipleri ve çalışanları için kapasite tesis etmek için yerel eğitim programlarını desteklemek.

    • Girişimcilerin özel finans kaynaklarına erişimini kolaylaştırmak (örneğin mikrofinans kurumları, risk alan sermaye fonları, ticari bankalar gibi)

    • İşletmede yenilik merkezleri geliştirip yaymak.

    • Kalkınmakta olan ülkelerdeki girişimcilere yardım için işletmelerin ve gönüllülerin sayısını arttırarak ABD’de ve yurtdışındaki girişimciler arasında ortaklıklar tesis etmek.



Umman, Bahreyn, Tunus ile Küçük İşletme Yönetimleri Ortaklığı

SBA (Küçük İşletme Yönetimleri) ve Dışişleri Bakanlığı, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki kadın girişimcilere yardım amacıyla bir seri anlaşma yapmıştır. 2010 Şubatında, üç ortağımız, Umman, Bahreyn ve Tunus ile anlaşma müzekkeresi imzalandı. MOU (Anlayış Memorandumu), girişim alanında gelişme, teknik yardım sağanması ve kredi garanti programları vasıtasıyla, yeni devlet tedarik politikaları, girişimsel geliştirim programları ve iş merkezleri ve kadınlara ait küçük ve orta ölçekli işletmeleri doğrudan güçlendirmek için, SBA’nın (Küçük İşletme Yönetimleri), küçük işletmelerin gelişmesi ve girişimciliğin desteklenmesi konusundaki ABD uzmanlığını paylaşacaktır.


Küresel Girişimcilik Programı

Dışişleri Bakanlığı’nın önderliğinde yeni bir çaba ile Küresel Girişimcilik Programı, mevcut ABD Devletinin ve özel sektörün kaynaklarının, ortaklıklarını, programlarını ve girişimciliği destekleyen altı yöntemi takviye edecek mevcut programları koordine, entegre edecek ve istikrara bağlayacaktır. Bunlar: Belirleme, Eğitim, Bağlantılama, Sermaye Temininde Yönlendirme, Sürdürebilme ve Kutlamadır. Öngörülen program, yedi Müslüman çoğunluklu ülke dahil olmak üzere oniki ülke üzerinde odaklanmış bulunmaktadır. Dışişleri Bakanlığı, ilk pilot projesini Mısır’da yürülüğe sokmuş olup, ikincisini de yakında Endonezya’da işleme sokacaktır. Küresel Girişimcilik Programı, Dışişleri Bakanlığı önderliğinde, Ticaret Bakanlığı, USAID, OPIC ve Millenium Challenge Şirketini de içine alan bir sanal ekip halinde işlev gösterecektir.


GİRİŞİMCİLİK VE ENOVASYON İÇİN FİNANSMAN

Global Teknoloji ve İnovasyon Fonu

Başkan Obama’nın geçen Haziran’daki konuşmasına yanıt olarak, 2009 Ekim’inde Denizaşırı Özel Yatırım Ortaklığı (OPIC), özel olarak yönetilen yatırım fonları için, global teknoloji ve inovasyon çağrısında bulundu. Fonlar telekomünikasyon, medya ve teknoloji sektörlerinde işe yeni başlayan ve büyüme yolundaki firmalara yatırım yapacaklardır. Bazı fonlar, sağlık, eğitim ve altyapı sektörlerinde inovasyonu ve verimliliği arttırmak için, gelişmiş ülkelerde mevcut teknolojiyi gelişmekte olan ülkelere sevk ederek bir “teknolji transferi” stratejisi kullanacaklardır. Bu fonlar ayrıca, hedef alınan ülkelerde ekonomik ve sosyal gelişmeyi hızlandıracaktır. OPIC’in katalizörlüğünde devreye giren diğer özel sektör sermaye kaynakları, Müslüman çoğuluklu ülkelerde 2 Milyar Dolar üzerinde özkaynak sağlama potansiyeli yaratacaktır. Bütün fonlar OPIC Yönetim Kurulunun gözetim ve onayına tabi olacaktır.


ORTAKLIKLARI GÜÇLENDİRME

Yeni Bir Başlangıç İçin Ortaklar

Yeni Bir Başlangıç İçin Ortaklar, Başkan Obama’nın ifade ettiği gibi yeni başlangıç vizyonunu hayata geçirmek üzere ABD Devleti dışındaki kaynakları harekete geçirecek olan, çeşitli sektörlerden - tüzel, filantropik, eğitim, kar amacı gütmeyen kamu kuruluşu ve eğlence kesiminden – seçkin Amerikalılar grubu olacaktır. Yeni Başlangıç İçin Ortaklar, Dışişleri Bakanlığının yakın koordinasyonuyla çalışan bağımsız, öz yönetimli ve kendisini yaratmış bir grup olacaktır.


Silikon Vadisi Ile Bağların Geliştirilmesi

Dişişleri Bakanlığı, Ortadoğu, Türkiye ve Güneydoğu Asya’da Silikon Vadisindeki ortaklarımızla işbirliği yaparak, Silikon Vadisi tabanlı inkübatör (kuluçka) ve risk alan sermaye fonlarından ilk ikisini hizmete sunacaktır. Her iki çaba, beş ayrı yerde - Ürdün, Mısır, Lübnan, Türkiye ve Malezya’da– varlık göstermeye başlayan girişimcilere risk alan sermaye ve Silikon Vadisi bazlı teknik himaye, teknoloji ve bağlantılılık sağlayacaktır. Teknolojik ve mali ekspertiz, sermayeye erişim ve diğer hizmetlerden yararlanmak için yapılan yardımın yanısıra, bu iki çaba Amerika Birleşik Devletleri ile iş yaptığı ülkelerin özel sektörü ve eğitim camiası arasında bağlar tesis edilmesine de yardımcı olacaktır.


GİRİŞİMCİLİKTE SÜRDÜREBİLİR ODAKLANMAYI TUTTURABİLMEK

Girişimcilik Zirvesi dünyadaki girişimcilik diyaoloğunda katalizör işlevi görmüştür. Zirveden hemen sonraki günlerde Vaşington, DC bölgesinde birbirinden bağımsız, ancak ilintili otuzun üzerinde etkinlik yer alacaktır. Daha sonraki aylarda, birçok ortaklarımız, müteakip konferanslarına ev sahipliği yapmaya ilgi gösterdiler. Bu konferanslar, kilit bölgeler veya girişimcilik ekosistemi konularını ele alacak ve Endonezya’dan Abu Dabi’ye, Irak’tan Cezayir’e ve Fransa’dan Bahreyn’e kadar uzanan bir alanda yer alacaktır. Ayrıca, Başbakan Erdoğan, bundan sonraki girişimcilik zirvesine 2011’de Türkiye’de evsahipliği yapmayı kabul etmiştir.

[5] http://turkish.turkey.usembassy.gov/loc ... cilik.html
[6] http://turkish.turkey.usembassy.gov/gir ... zirve.html





Girişimcilik Konusunda Başkanlık Zirvesi Kapanış Konuşması

Hillary Rodham Clinton, Dış İşleri Bakanı
Ronald Reagan Binası
Washington, DC
27 Nisan, 2010


BAKAN CLINTON: Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Bu konferansa katıldığı için Jim Wolfensohn’a teşekkür etmek istiyorum. Taze haber bu. Orta Doğu’da Sosyal Girişimcilik: Gelecek Kuşaklar İçin Sürdürülebilir Kalkınma; Wolfensohn tarafından geliştirildi, evet Jim Wolfensohn-- evet Brooking Enstitüsü Kalkınma Merkezi’ndeki Wolfensohn—Öyle görünüyor ki bu konunun gündeme girme zamanı geldi. Ve bunun sebebi sizlersiniz.

Ve işte dünyanın en heyecan verici girişimciler topluluğunda sizlerle beraber olmak büyük bir zevk. Ben de sizleri Washington’a buyur edenlere katılıp, Başkan Obama’nın Girişimcilik Konusundaki Zirvesini böyle bir başarıya dönüştürdüğünüz için hepinize teşekkür ediyorum. Bu zirve ile, sağlıklı, güçlenmekte olan, müreffeh ve istikrarlı bir toplumda girişimcilerin oynayabilecekleri ve oynamaları zorunlu rol ve ayrıca nerede yaşarsak yaşayalım, kim olursak olalım, her birimizin girişimcilik ilkelerinin ve faydalarının insanlara ulaşmasına yardımcı olabileceğimiz konusunda bir diyaloğu ileriye taşıyoruz.

Tahminim, burada hazır bulunanlarınızın bazıları, “peki ama Amerika Birleşik Devletleri ve Obama Yönetimi, bu diyaloğu neden destekliyor” diye merak ediyordur. Sebebini izah edeyim (Ram: Destekliyoruz, ama bir sor bakalım neden destekliyoruz¿?): Çünkü biz pekçok ülkeden ve her kesimden erkek ve kadınları biraraya getirmekle bu zirvenin bir noktaya açıklık getirdiğine inanıyoruz: Girişimci olmak, mesleki ünvanınıza, hangi okullarda okuduğunuza hatta okula gidip gitmediğinize bağımlı değildir. Girişimcilik dünyaya bakıp, sadece engelleri değil fırsatları da görebilmektir: dünyayı olduğu şekliyle değil, olması gerektiği şekliyle görmektir; ve sonra da bu iki dünyayı birbirine yaklaştırmak için gereken özgüvene, kararlılığa, ve kaynaklara sahip olmaktır.

Girişimci, yeni bir ürünü, bir süreci, bir hizmeti kafasında oluşturacak hayal gücüne ve bu fikri hayata geçirecek yeteneğe ve sebata sahip kişidir. Babam küçük işletme sahibi bir insandı. Küçük diyorsam gerçekten de çok küçüktü. Yaptığı işin hacmine gore bir, iki hadi bilemediniz üç işçi çalıştırabilirdi. Kumaşlara desen basan bir fabrika işletirdi. Annemi, erkek kardeşlerimi ve beni de çalıştırırdı. Çoğu zaman fabrikada, ipek baskı kalıplarına boya döküyor olurduk ya da o zamanlar …..(anlaşılamadı) diye bilinen şeyi kaldırarak, boyayı desen kalıplarına doldurur, sonra da kalıbı kaldırır ve o uzun masalara bırakırdık. Babamın bu küçük işletmeyi emek tasarrufu, sebat, sadakat ve üstesinden geleceğimize olan inancıyla nasıl bir başarıya dönüştürdüğü gerçekten dikkate şayandır.

Ve işte bugün aramızda bu hikayeye aşina insanlar bulunuyor: Afganistan’da bir mülteci kampında doğup, genç bir kızken halı dokumacısı olarak çalışan ve şu anda 23 yaşında, Kabil’de elektrik mühendisliği firmasını işleten ve yanında 20’den fazla eleman çalıştıran Masume Habibi var. İbrahim Kureyşi – evet onu da alkışlayalım. (Alkışlar.)

Pakistan’ın ilk yerli bilgisayar markasını imal eden İbrahim Kureyşi, Kenya’da inşaat ve telekomünikasyon şirketi işleterek, tam anlamıyla ülkesinin geleceğini kuran Rahima Jaldesa; Tacikistan’daki tek özel elektrik üretim şirketini yöneten Daler Cumayev. Bu trafo eskiden günde ancak 12 saat elektrik verirken şimdi Cumayev’in sayesinde elektrik hemen hiç kesilmiyor.

Bunlar ve sizlerin zirvede temsil ettiği pekçok başka yaşam öyküsü gösteriyor ki, girişimcilik istihdam yaratır, hizmet götürür, yeni sanayilerin kurulmasına önayak olur, çalışan insanların ve onların çevresindekilerin hayat standartlarını yükseltir. Öte yandan girişimcinin etki alanı iş hayatının dışına da taşar. Örneğin, Hindistan’da, gecekondu bölgelerinde çocuklara okul ertesi dershaneler açan bir örgütün başındaki Şahin Mistri gibi girişimciler yoksulluğun ve eşitsizliğin yarattığı problemlere el atarlar. İngiltere’deki Güney Asyalı göçmenler için sağlık ve finansman programlarının başını çeken banker Amjid Ali gibi girişimciler sayesinde sağlık hizmetlerinin temini ve sermayeye ulaşım konusundaki uçurum kapanmaktadır. Bu girişimciler, iletişim teknolojilerine erişimi hızlandırarak, insanların birbiriyle ve dünyanın başka yerlerindeki insanlarla bağlantı kurmasına yartdım ediyorlar. Örneğin Gambiya’lı Papa Yusupha Njie, gençlere bir internet-kafede web dizaynı ve bilgisayar onarımı öğretiyor.

İşte bu tür başarılar her yerde ve her zaman mümkün olmalıdır. Neticede, insan imgelemi evrenseldir. Buna rağmen, çoğu zaman insanlar imgelemlerinin onları götüreceği yere ulaşamazlar, çünkü enovasyon çok zor ve risklidir. Bu yüzden de iyi fikirler gidecek yer bulamaz.

Bu zorluklar karşısında, Başkan Obama, sadece çalışmalarınızı kutlamak için değil aynı zamanda bu çalışmaları sürdürmek, güçlendirmek ve kapsamını genişletmek için yollar bulmak üzere bu zirveyi önerdi. Birbirinizle temasa geçmeniz sağlanabilirse, biliyoruz ki daha nice hayaller gerçekleşecektir. Zirve sırasında kulağıma çalınan tartışmalar, dile getirdiğiniz zorluklar, paylaştığınız hikayeler ve birlikte keşfetmeye başladığınız fırsatları işitmekten büyük mutluluk duydum. Dilerim bu diyaloglar tüm hafta boyunca, ortaklarımızın sizler için Washington’da programladığı toplantılarda devam eder.

Çünkü, girişimcilik aracılığıyla birlikte çalışmak burada temsil edilen her ülkenin, hatta eklemeliyim ki, Amerika’nin çıkarınadır. Artan ticaret, yeni eğitimsel değişim programları, bilim ve teknolojide yeni ortaklıklar kurmak, açlık, yoksulluk ve iklim değişimi gibi global zorlukların göğüslenmesinde daha geniş çaplı işbirliği kurmak hepimiz için faydalı olacaktır. Uluslar arasındaki ilişkiler, halkları arasındaki bağlarla sürdürülebilir. Ve burda harcadığınız zaman sayesinde hep birlikte daha da güçlendik.

Ve dilerim, hepiniz yurdunuza evinize yepyeni fikirlerle, hem amaç hem de yeni ihtimaller duygusu ile dönersiniz. Fakat bilirsiniz, girişimcinin hayatı kolay değildir, hele işin başlarındayken, yeni bir kuruluşta başarının olası görünmediği, ortak bulmanın zor olduğu günlerde. Şimdi ise her biriniz, haberleşme ağına ulaşım, öğüt ve destek alma imkanlarıyla bu global topluluğun bir parçasısınız. Dilerim bu toplumun varlık alanını genişletir ve burada başlayan diyaloğu dayanıklı işbirliğine dönüştürebilirsiniz.

Bunu yaparken de, umudum o ki, bırakacağınız iz, yalnızca dolarla, dinarla, rupiyle ölçülmeyip, değiştirdiğiniz hayatlarla, esinlediğiniz gelişmeyle, yardımlarınız sayesinde daha iyi bir gelecek kurulmasıyla ölçülsün. Çünkü, sadece ekonomik büyümeyi pistonlama gücüyle değil, refahın paylaşılmasını sağlama, açık ve hesap verebilirlilik üzerine kurulmuş bir yönetim talep etme, sağlık ve eğitim gibi hizmetlerine erişimi geliştirme gücüyle de donanmış bulunuyorsunuz. Bu nitelikler dengeli, serpilip büyüyen toplumların orta direkleridir. Ve sizler, bu tür toplumların inşasına yardım edecek yetenek ve fırsata sahip insanlarsınız.

Amerika Birleşik Devletleri’nin bu yolda sizinle ortak çalışacağına güvenebilirsiniz, çünkü bu zirve Başkan Obama’nın geçen yıl Kahire Üniversitesi’nde ifade ettiği, Dış İlişkilerdeki yeni yaklaşımı yansıtıyor. Bu yeni yaklaşım, paylaşılan değerleri, karşılıklı saygıyı, ortaklaşa üstlenilen sorumluluğu temel alarak hayata geçiriliyor. Bu ortaklıklar yalnızca devletler arasında kurulmayıp, sizler gibi, yerel, bölgesel gelişme sağlanması için bize yardım edecek olan yurttaşlar arasında kurulur. Bugüne kadar, bu zirvede başlatılan çalışma üzerine inşa edilecek insiyatifler geliştirdik ve gelecek aylarda, yıllarda dünyanın her yerindeki girişimcilere destekleyeceğiz.

Ve şimdi de bu zirvenin bazı sonuçlarından ve Amerika Birleşik Devletleri’nin yapmaya niyet ettiği işlerden söz edelim. Bunların başında, önce Müslüman çoğunluklu toplumlarda başlatacağımız daha sonra da daha dünya genelinde geniş bir alana yayacağımız Global Girişimcilik Programı gelir. Bu program, önce Müslüman çoğunluklu toplumlarda başlayıp, giderek dünyanın başka bölgelerine kaydırılacak yeni girişimcilere somut destek temin edecek bir insiyatifdir. Bu program çerçevesinde Amerika Birleşik Devletleri özel sektöründeki ortaklarımız ve yerel sanayi ile olduğu kadar sivil toplum örgütleriyle de beraber çalışarak başarılı bir girişimcilik ortamı yaratılmasına yardım edeceğiz. Umut vaadeden fikirleri desteklemek üzere, işletme konsepti olan girişimcilerin bu fikirlerini işler hale getiren yarışmalar sponsor edeceğiz. Amerika Birleşik Devletlerindeki işletme fakülteleri ile dünyanın diğer bölgelerindeki eğitim kurumları arasında bilginin paylaşımı ve işletme öğreniminin güçlendirilmesi için ortaklıklar kurulmasını kolaylaştıracağız. İşe yeni başlayan bir insanın, daha önce o yollardan geçmiş birinin tecrübelerinden istifade etmesi için mentörlük programlarını destekleyeceğiz.

USAID’de (ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı) görev yapan girişimciler ekibinin Mısır’da koordine ettiği ilk Global Girişimcilik pilot programını sizlere duyurmaktan sevinç duyuyorum. Bu programların ikincisini yakında Endonezya’da başlatacağız, ve gelecek iki yıl zarfında bu programları bir düzine ülkeye yaymayı planlıyoruz. (Alkışlar.)

İkinci olarak da, Silikon Vadisi merkezli iki kuruluşla ortaklıklar kurduk: Global teknoloji ve Enovasyon Ortakları ve Enovatörler Fonu. Her ikisi de, Başkan Obama’nın geçen yıl Kahire’de, dünyadaki Müslüman çoğunluklu ülkelerde enovasyon ve girişimciliği destekleme çağrısından esinlenen ABD kaynaklı risk alan sermaye kuruluşları ve sanayi liderleri tarafından başlatıldı. Bu ortaklıkların her ikisi de Mısır, Ürdün, Lübnan, Türkiye ve Malezya’da işe başlayıp, daha sonra kapsamını geliştirecektir. (Alkışlar.)

Bu yeni gayretler, tohum finansmana, risk alan sermayeye ve Silikon Vadisindeki teknoloji ve işletme uzmanlığına erişimi kolaylaştıracaktır. Dış İşleri Bakanlığı, bu fonlarla yerel ortaklar ve kurumları bir araya getirerek bu çabaların kolaylaştırılmasına yardım edecektir. Bu ortaklıklarımız kapsayıcıdır. Dünya genelinde girişimcilere destek sağlamak isteyen, geniş bir özel sektör yelpazesiyle çalışmak peşindeyiz.

Ayrıca, bu sabah başlattığım heyecan verici bir ortaklığın uygulanması için çalışacağız. Eski Dış İşleri Bakanımız Madeleine Albright ile beraber, Dış İşleri Bakanlığı ve Yeni Başlangıçlar İçin Ortaklık adıyla bilinen yeni bir grup arasında işbirliğini açıkladık. Çeşitli sektörlerden ve sanayilerden gelen seçkin Amerikalıların oluşturduğu bu ekip, global eksende, Müslüman toplumlarda yeni başlangıçlar için geliştirilen bir vizyonun hayata geçirilmesi için ABD özel sektörünün işe koyulmasını sağlayacak çabalara önderlik edecektir.

Örneğin, denizaşırı Bilimsel Üstünlük Merkezleri açarak, şirketlere ekipman ve teknoloji temin temin edebilirler ya da işe yeni başlayan sanayi liderleri için internlik ve mentörlük programları başlatılmasına yardımcı olmaya çalışabilirler veya bu ülkedeki koruyucu melek yatırımcılarla, başka ülkelerdeki koruyucu melek yatırımcıları teşvik edebilirler. Bu gibi işbirliği çalışmaları sayesinde Yeni Başlangıçlar İçin Ortaklar, halklarımız ve kurumlarımız arasındaki bağları sağlamlaştıracak ve daha fazla sayıda Amerikalıya, ortaklaşa yürütülen bu atılıma katkıda bulunma şansı verecektir.

Yeni Başlangıçlar İçin Ortakların başında Bakan Albright olacaktır. İkinci başkanlığı ise, Aspen Enstitüsü başkanı, Walter Isaacson ile Koka-Kola şirketinin CEO’su Muhtar Kent paylaşacaktır. Kendilerine teşekkür etmek istiyorum ve çabalarının dünyanın başka yerlerindeki özel sektör liderlerine benzer çabalar koymaları için esin kaynağı olmalarını diliyorum.

Dördüncü olarak da, işe yeni başlayan, gayretli girişimcilerin mentörlere kolayca erişimini sağlamak üzere yeni çabayı açıklıyorum. Biz buna e-Mentörlük Gönüllüleri adını verdik. Mentörler çok değerli destek ve öğüt temin ederler ve pekçok girişimci için onları bulmak zordur. Örneğin daha önce kimsenin kalkışmadığı birşey yaptığınızı farzedin. E-Mentör Gönüllüleri sayesinde, kendisine mentör (kılavuz) arayan bir girişimci internet üzerinden finansman temin etmekten tutun da işletme planı hazırlamaya kadar ihtiyacı olan her konuda uzmanlığı olan bir kişi bulabilir.

Intel, Ernst & Young, The Kauffman Foundation, Endeavor, TechWadi, The Young Presidents’ Organization (Genç Başkanlar Organizasyonu) ve Babson College da dahil olmak üzere birçok özel sektör grubu kendi global ağları çerçevesinde mentörlük temin etmeyi tahhüt etti. Dış İşleri Bakanlığımız, e-Mentör Gönüllüleri için bir internet portalı yaratılması ve geliştirilmesi amacıyla mevcut birkaç grupla çalıştı. Önümüzdeki günlerde, Dış İşleri Bakanlığının web sitesinde bu sitelere yönlendiren linkler konacaktır. Bu kuruluşa üye olmak için sizlere ve diğer ortaklarımıza gereken ayrıntıyı e-posta ile bildireceğiz. Dilerim ki, gelecekte her biriniz birer mentör olabilir. Bu programın başarısı, katılımcılarına bağlıdır, bu nedenle hepinizi katılmaya ve başkalarını da katılmalar için teşvike çağırıyorum.

Bu insiyatifler global girişimciliğin vücuda getirilmesi için ilk program atağıdır. Obama Yönetimi’nin, kalkınmaya yeni yaklaşımını yansıtır. Bu yeni yaklaşım, dış yardım şeklinde olmayıp yatırım bazlıdır; kendi görüşlerimizi empoze etmeye değil(Ram: Haydi oradan!), yerel liderliklere ve fikirlere destek olmaya dayanır. Bu yaklaşımın, güvenlik, vakar, refah ve fırsat açısından dünyada daha fazla insanı kucaklayacak daha uzun vadeli sonuçlar yaratacağına inanıyoruz. Ve diğer ülkelerin hükümetlerine de bu gelişmeyi kolaylaştırmaları için yardım çağrısında bulunuyoruz.

Burada temsil edilen ülkelerin pek çoğunda, iş yürütmenizi zorlaştıran engeller olduğunun elbette farkındayız. Ülkelerinizin hükümetlerini, ticareti hareketlendirmek, fikir dolaşımını mümkün kılmak, yeni işletmeler açılmasını önleyen engellerin kaldırılması için hukuksal ve ticari reformlar yapmaya teşvik etmemiz gerekiyor. (Alkışlar.)

Bu reformlar, girişimcilerin çalışmalarının semeresini almaları için gerekli ortamın yaratılması açısından kritik önemdedir. Dünyanın her tarafındaki liderlerle konuşmalarım sırasında bu husuları vurguladım ve vurgulamaya da devam edeceğim. Amerika Birleşik Devletleri, gerekli hamleleri yapmak isteyen bu ülkelerle, yeni işletmelerin var olmasını sağlamak ve her yerden sermaye cezbetmeye uygun bir ortam yaratmak konusunda ortaklığa girecektir.

O halde, yapacağımız çok iş var, bunu biliyoruz ve bu konuda bize yardım edeceğinize güveniyoruz. Çünkü, tüm girişimcileri birleştiren tek birşey varsa, mümkün olana inançtır, içinde yaşadığınız dünyanın ve onun dışındaki daha geniş alemin daha iyi hale getirilebileceğine olan inanç; yeni fikirlerin, eski problemleri, yüzyıllarca devam eden problemleri, çözeceğine olan inanç; bir kişinin çok çalışması birçok insanın hayatını yerden kaldırabileceğine olan inanç. Bütün bunların doğru olduğunu biliyorsunuz çünkü bizzat kendiniz bunu hergün ispat etmektesiniz.

Dünyanın her yöresinden, bu kadar çok insanla uzun yıllardır birlikte çalışırken öğrendiğimiz net derslerin biri yine bir insana yemesi için balık mı versek yoksa onun balık tutmayı öğrenmesine mi yardım etsek konusunda ne kadar büyük bir evrensel doğruluğun bulunduğudur. Ve bizim yapmak istediğimiz, dünyanın dört bucağında her toplulukta mevcut bu yeteneğin ve yaratıcılığın baraj kapılarını açmaktır. İnsanlar çözülmesi için kimsenin yardım etmediği sorunları çözerler. Yıllardır birlikte çalıştığım genç insanları düşünürüm hep; bazıları istikrarlı ailelerde yetişmemiş, kendilerine eğitim fırsatı verilmemişti ve kendilerine tekrar tekrar hiçbir şey beceremeyecekleri ya da hiçbir değerleri olmadığı söylenmişti. Fakat bu insanlar dış dünyanın onlara söylediğine kulak asmak yerine kendilerine inandılar. Bugün gelişmeye ket vuran, yaratıcılığın soluğunu kesen engellerin aşılması için işte bu seviyede bir inanç gereklidir.

Bu nedenle, sizleri enovasyona, deneme yanılmaya, öncülük etmeye, kaynaklarınızı ve ortaya koyduğunuz örneğin gücünü kullanarak, insanların yaşamlarını geliştirecek, gelirlerini arttıracak, bundan başka hiç bir şansa sahip olmayacak insanların ufkunu geliştirecek bu heyecan verici faaliyete dahil etmeye çağırıyorum. İyi yönetim, hukukun üstünlüğü, kalkınmanın sürdürülebilirliği ve daha da fazlası için sağlam bir ekonomik temel kurulmasının ve bir orta sınıf yaratılmasının(Ram: Orta değil zengin hizmetçisi mankurt sınıfı) şart olduğuna kesinlikle kaniyim.

Farklı yerlerden gelmiş olabiliriz. Tarihlerimiz, kültürlerimiz farklı olabilir. Fakat bireyde saklı bulunan kudrete hepimiz inanıyoruz, yoksa burada olmazdık. İyi fikirlere sahip, çok çalışmaya talip bir insanın gerçekten fark yaratacağına da inanıyoruz.

Şu ana kadar elde ettiğiniz başarı için hepinize teşekkür ediyor, gelecek yıllardaki tüm kazanımlarınız hakkındaki haberlerinizi bekliyorum. Amerika Birleşik Devletleri, yolunuzda ilerlerken, geleceğinizi kurmaya karar verdiğiniz şu anda sizleri desteklemekten gurur duyuyor.

Son olarak da, sizlerden yeni başlangıçlar için meydana getirdiğimiz bu ortaklık sayesinde yaratılabilecek başka fırsatları düşünmenizi rica ediyorum. Yaşadığınız, çalıştığınız, geleceğinizi kurduğunuz yerlerde şimdi uzman sizsiniz. Lütfen nelerin işe yaradığını nelerin ise yaramadığını bize bildirmekten çekinmeyin, çünkü biz, olgulara ve kanıtlara dimdik bakmaya inanıyoruz. Ve işe yaramayan şeyler varsa, yön değiştirmek ve başarıya götürecek bir başka istikamete yönelmek isteriz. Bu konuda sizden feed-back, dürüst ve yapıcı eleştirileri bekliyoruz hatta bunu davet ediyoruz. Davetten de öte, kalben buyur ediyoruz.

Bugün bu zirvede başlattığımız bu heyacanlı serüvene katıldığınız için teşekkür ederim. Buraya gelmeyi kabul ettiğiniz ve belki de, öte tarafta ne bulacağınız ve tüm bunların ne demek olduğu ne işe yaradığı ve eğer varsa götüreceği yerin neresi olduğu konusunda zar attığınız için çok mutluyum. Şimdi ise, herşey gerçekten bizlere bağlı. Konferansı yapıp, mekan temin edebiliriz, fakat bu serüvenin gerçekten de başarıya götürüp götürmeyeceğine karar vermek herbirinize kalmış. Fakat biyografilerinizi okuyarak katılımcılar hakkında birçok bilgi edindikten sonra, bu konuda zarımı atarken içim rahat(Ram: Kumarı oynatan kazanır). Sizlerle çalışacağız. Herkese daha iyi bir gelecek sağlanacağına inandığınız için teşekkür ederim. (Alkışlar.)

Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: Araneus Diadematus

İletigönderen Ram » Cmt May 15, 2010 0:20

ABD Başkanlığı, Uluslararası Girişimciler Zirvesi Temsilcileri

Resim


Baybars Altuntaş
CEO, Deulcom International


1970 İstanbul doğumlu, çalışma hayatına henüz lise ikinci sınıftayken yarı-zamanlı olarak halı tüccarlığıyla başladı. Boğaziçi Üniversitesi'nde eğitim görürken Franchasing Derneğinin kuruluşuna öncülük etti, 1992 yılında ise Deulcom International şirketini kurdu. Ulusal Girişimcilik Konseyi başkanı olarak Türkiye'de girişimciliğin gelişimi için çalışmaktadır. Deulcom International bugün, yabancı dil programı, hosteslik, profesyonel tur operatörlüğü, insan kaynakları uzmanlığı, reklam gibi alanlarda eğitim veren özel bir kuruluştur. Deulcom’un İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Ceyhan, Manisa, Aydın’da şubesi ve İstanbul, Samsun ve Kayseri’de ek franchise büroları bulunmaktadır. TRT televizyonu tarafından girişimci 40 işadamı arasında gösterilerek Sivil Girişimcilik Ödülü’ne layık görüldü. Deulcom International yeniliklere devam etmekte ve Brüksel kökenli bir kuruluş olan Eurowards’un düzenlediği 30 ülkeden girişimcilerin katıldığı yarışmada üçüncü sırayı aldı.


Nevzat Aydın
Genel Müdür, Yemek Sepeti


1976 yılında İstanbul’da doğan Aydın, Bursa Anadolu Lisesi’ni bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Silikon Vadisi’ndeki University of San Francisco’da MBA[*] eğitimi aldı. Amerika’da bulunduğu dönemde e-ticaret ile ilgili gelişmeleri yakından takip eden Aydın, yemeksepeti.com projesini hayata geçirmek için 2000 yılında Türkiye'ye döndü. Yemeksepeti.com ile ülkemizdeki e-ticaret anlayışına yepyeni bir boyut getiren Nevzat Aydın, halen yemeksepeti.com’un Genel Müdürlüğünü yürütmektedir. 2004 ve 2005 yıllarında Microsoft ve DorukNet tarafından düzenlenen Altın Örümcek yarışmasında ‘en iyi websitesi ödülü’ne layık görülen yemeksepeti.com, e-ticaret ve hizmetler kategorilerinde de ödüller aldı. Yemeksepeti.com, 2007 yılında Endeavor Türkiye Ofisi tarafından ‘Endeavor Girişimcisi’ seçilmiştir. Seçim aşamasında girişimcilik, yenilikçilik, etik değerler, rol model potansiyeli, ekonomiye katkı ve Endeavor ile uyum gibi kriterler göz önüne alınmıştır. Nevzat Aydın, 2010 yılında CNBC-e Business dergisi tarafından ‘Türkiye’nin En Başarılı Genç Girişimcisi’ seçildi.

[*]Master of Business Administration (İşletme Yüksek Lisansı)


Bülent Çelebi
CEO, Airties


Berkeley’de California Üniversitesi'nde elektronik ve bilgisayar mühendisliği, Stanford AEA executive eğitimi gördü. Hong Kong’da, National Semiconductor’da Asya Pazarı Yöneticisi olarak çalıştı. Daha sonra Amerika’ya dönen Çelebi, yazıcı-faks,tarayıcı teknolojisinde itici güç oldu. 10/100 Mbps Ethernet pazarında firmasını lider konuma getirdi. National Semiconductor’dan sonra Analog Devices’da başkan yardımcısı ve genel müdür olarak çalıştı ve 250 milyon dolarlık kesimi yürüten sektörde yerini aldı. WLAN uygulamaları için network işlemcilerinde lider haline geldiği Scenix/Ubicom firmasına genel müdür oldu. ABD`de bilgi teknolojisi sektörünün başarılı yöneticilerinden biri durumuna gelir ve en önemli ekonomi dergilerinden Red Herrings tarafından 2002`de `En Yaratıcı İlk 10` arasına girer. 2004’te Türkiye’ye dönen Çelebi, kablosuz ‘Dijital Ev’ fikrini gerçekleştirmek üzere Airties şirketini kurdu. Çelebi, 2006 yılı ‘Türkiye Girişimcileri Ödülü’ne sahip iki girişimciden biridir.


Özlem Denizmen
Para Durumu


Hayatın bütününün bir eğitim olduğuna inanan Özlem Denizmen, lisans eğitimini Cornell Üniversitesi Endüstri İşletmeciliği bölümünde tamamlamış, sonra, MIT Sloan School of Management’ta MBA yüksek lisansı yapmıştır. Denizmen ayrıca, Stanford’ta Etkileme Teknikleri, GE Crotonville Merkezi'nde Liderlik, Harvard Business School’da İleri Seviye Yönetim programlarını tamamlamıstır. Çalışma hayatının temeli Finansal Planlama olan Özlem Denizmen, çalışma hayatına 1994’te Amerika’da Finansal Analist olarak Merrill Lynch Yatırım Bankası'nda başlamıştır. Türkiye’deki iş hayatına Garanti Yatırım Bankası'nda devam etmiş, 2000 yılından bu yana Doğuş Grubu’nda Bütçe Planlama ve Strateji görevini icra etmektedir. Ayrıca Grup içinde İş Geliştirme, Yatırımcı İlişkileri üzerine çeşitli görevlerde çalışmıştır. Doğuş Holding Strateji Başkanı, Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Üyesi’dir. Ülkemizde bireysel para yönetimi bilgisinin artması çabası içinde PARA DURUMU girişimini başlatmıştır.


Şirin Elçi
Direktör, Technopolis Group


Technopolis Türkiye kurucusu ve direktörü olan Elçi, 19 yıllık profesyonel hayatının 15 yılında inovasyon stratejileri ve yenilikçi girişimcilik, inovasyona dayalı kalkınma faaliyetlerine odaklandı. Kariyeri boyunca, Avrupa Komisyonu proje ve programlarında yer aldı, uluslararası, ulusal ve bölgesel projelerde Dünya Bankası ve OECD ve BM’ye destek ve danışmanlık vererek, Türkiye ve AB’de hükümet kurum ve kuruluşlarıyla çalıştı. Halen MEDA[*] ülkeleri kıdemli siyasi politika analisti olan Elçi, Avrupa Komisyonu'nun 'Trend Chart on Innovation' ve ERAWATCH girişimlerinde Türkiye'yi temsil ediyor. Aynı zamanda Türkiye’de bir inovasyon kültürü yaratma ve farkındalığı artırma yönünde faaliyetler gerçekleştiriyor. İnovasyon ve inovasyon stratejileri üzerine üç kitap yazdı. Gençlere ve girişimcilere inovasyonu ve yenilikçi işletmeleri geliştirme ve uygulamaya koyma üzerine danışmanlık etmektedir.

[*]Mediterranean Economic Development Area


Fatih İşbecer
CEO, Pozitron


Galatasaray Lisesi mezunu olan, 1993’te AFS[*] öğrenci değişim programıyla Florida’ya giden İşbecer, orada kaldığı süre içerisinde gördüğü teknoloji devriminin Türkiye’ye de yayılacağını farketti. Bu yüzden 1997’de İTÜ’de öğrenciyken girişimciliğe soyunup üniversite arkadaşlarıyla teknoloji odaklı projeler üretmeye başladı. Bu sektördeki geleceği şirketlere yazılım odaklı çözümlerde gören İşbecer, bu doğrultuda kendisinin de kurumsallaşması gerektiğini düşündü ve 2000 yılında Pozitron’u kurdu. Önceleri geliştirdiği donanım ve network güvenlik projeleri ile sesini duyuran Pozitron, ilerleyen dönemde teknolojide daha da odaklanmak için mobil yazılımlara yönelmeye karar verdi. 2007 yılında, Türkiye’nin ilk mobil bankacılık odaklı telefon uygulaması İŞCEP’i Türkiye İş Bankası için geliştirdi. Bu proje ile uluslararası alanda da sesini duyuran İşbecer, 2007 yılında Endeavor Derneği tarafından Türkiye’de yılın girişimcilerinden seçildi. Pozitron ise mobil bankacılık ürünü ile 2008 yılında Harvard Business School’un düzenlediği Küresel İş Planı yarışmasını kazandı. Şirket, Avrupa’nın dördüncü en büyük havayolu olan Türk Hava Yolları için yakın zamanda mobil bilet uygulamasını gerçekleştirdi. Halen Pozitron’un Kurucu Genel Müdürlüğü görevini sürdüren İşbecer, Türkiye’nin mobil geleceğini şekillendirmek için projeler geliştirmeye devam ediyor.

[*]American Field Service (Amerikan Cephe Servisi)
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Millî Duruşlar

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x