Arşivden-ABD Etnik Devletler Peşinde

Tartışma Alanı

Arşivden-ABD Etnik Devletler Peşinde

İletigönderen İrfan Tuna » Cmt Haz 19, 2010 16:36

4 Nisan 2006-Milliyet

posting.php?mode=post&f=86

İRAN ELÇİSİ DEVLETABADİ:
ABD etnik devletler peşinde


Fikret Bila



İran'ın Ankara Büyükelçisi Firuz Devletabadi, ABD'nin, Ortadoğu'da küçük, kontrol edilebilir etnik devletler peşinde olduğunu söyledi. Büyükelçi, Genişletilmiş Ortadoğu Projesi'nin, bağımsız Kürdistan hedefini de barındırdığını belirtti.

Devletabadi'nin değerlendirmeleri şöyle:

Kürt politikası
"ABD'nin İran'da etnik gruplar (Kürt-Azeri) için televizyon yayını başlattığı haberleri var. ABD, bu politikayı İran devriminin ilk yıllarında da uyguladı ama başarılı olamadı. ABD, devrimin ilk yıllarına göre bugün çok daha zayıf durumdadır. İran ise o yıllara göre daha güçlüdür. O yıllarda ABD, Kürdistan, Huzistan, Gumbat gibi eyaletlerde etnik kışkırtmalar, çatışmalar yaratmak istedi ama yenilgiye uğradı. Bu tür haber, uğraş ve girişimler uluslararası camiada psikolojik savaş konusudur ama iç olaylara etkili olacaklarını sanmıyorum."

Devletabadi, ABD'nin Irak ve Kürt politikasının bir bağımsız Kürt devleti oluşturmaya dönük olduğunu vurguladı ve şöyle devam etti:

"Büyük Kürdistan Projesi, Birinci Dünya Savaşı sonrasında da İkinci Dünya Savaşı sonrasında da sahneye konulmuştu. Bugün de bu politika sürüyor. ABD etnik devletler kurma prensibiyle hareket ediyor. Bağımsız Kürt devletinin kurulması sonrasında Türkiye'den ve İran'dan parça koparmak ve bu devlete katmak politikaları da hissediliyor."

'Çatlak olmamalı'
Büyükelçiye göre, Türkiye ile İran arasında Irak ve Kürt politikası konusunda çatlak olmaması gerekiyor. Devletabadi, şu yorumu yapıyor:

"Irak ve Kürt politikası konusunda Türkiye, İran ve Suriye ortak bir çizgi oluşturmalı. Eğer Türkiye, İran, Suriye arasında bu konuda çatlak olursa, ABD bu çatlaktan girer, boşluğu doldurur. Kürt devleti kurup, Türkiye ve İran'dan da parça koparmaya çalışabilir. Bunu önleyecek tek şey Türkiye, İran ve Suriye'nin ortak politika izlemeleridir. ABD de bunu bildiği için, Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerin gelişmesini, güçlenmesini önlemeye çalışıyor. İki ülkeyi karşı karşıya getirmeye çalışıyor."

'Tehdit yalandır'
Devletabadi, İran'ın Türkiye için tehdit olduğu, İran'a müdahale edilmesi halinde İncirlik'in Tahran'ın hedefleri arasına gireceği yolundaki haber ve yorumları ise, şöyle değerlendiriyor:

"19. yüzyılda politikacılar yalan ne kadar büyük olursa etkisi de o kadar büyük olur diye düşünürlerdi. Ama o zaman iletişim teknolojisi bu kadar gelişmemişti. Anlıyorum ki ABD'liler bugün de aynı yöntemi izliyorlar. Büyük yalan söyleyerek etki yaratmaya çalışıyorlar. İran'ın Türkiye için tehdit olduğu, İncirlik'in hedef olacağı gibi yorumlar büyük yalanlardır. Türkiye ile İran 1100 yıldır dostluk içinde yaşayan iki ülke, iki ulustur. Sanki biz annemizden düşman doğmuşuz da onlar kardeş doğmuşlar! Bunlar tuzak içeren söylemlerdir. Cahilce yalanlardır."

Pace'in yüzde 10'u
Büyükelçi, ABD'nin bir hafta içinde PKK'yı etkisiz kılabilecek kapasiteye sahip olduğu halde bunu yapmadığını öne sürerek şöyle devam ediyor:

"ABD Genelkurmay Başkanı Peter Pace açıkça söyledi. Türkiye ile ABD yüzde 10 ayrı düşünüyorlarsa, yüzde 90 aynı düşünüyorlar, dedi. Bu yüzde 10 PKK konusudur. Geriye kalan yüzde 90 ise önemsiz, rutin işlerdir. Bu yüzde 10 söylemi şeytanca bir cümledir."

fbila@milliyet.com.tr
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Arşivden-ABD Etnik Devletler Peşinde

İletigönderen İrfan Tuna » Pzr Haz 20, 2010 15:46

17 Ağustos 2005-Milliyet

http://www.milliyet.com.tr/2005/08/17/siyaset/asiy.html

Emekli Org. Yalman'dan ilginç yorum
Öcalan yakalanarak Kürt liderler rahatlatıldı


Aytaç Yalman, "Öcalan'ın yakalanması, Barzani ve Talabani'ye alternatif olmasını ortadan kaldırdı. Kürt liderler, kendilerini Amerika'ya daha bağımlı hissetmeye başladılar" dedi

Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Aytaç Yalman, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in, "Amerika, Öcalan'ı niye teslim etti, hâlâ anlayabilmiş değilim" sözleriyle ortaya attığı soruya da yanıt olabilecek önemli açıklamalar yaptı.



Öcalan yakalandığında bölgede görev yapan 2. Ordu'nun komutanı olan, 2000'de Jandarma Genel Komutanlığı'na getirilen Yalman, dün Cumhuriyet'te yayımlanan makalesinde, "Bilindiği gibi Öcalan 1999'da Amerikalıların yardımıyla yakalanmıştır" ifadesini kullandı.

"Bu olay terörün bir süre baskı altına alınmasına yardımcı olmuştur. Ancak bugün ortaya çıkardığı sonuçlar itibarıyla üzerinde düşünülmesi gereken bir olayın da başlangıcı olmuştur" diyen Yalman, şöyle devam etti:

"1920'de Sevr Barış Konferansı'nda, Kürdistan meselesini uluslararası bir konferansta ortaya atarak siyasallaştırmak isteyenler, 79 sene sonra kendilerince şartların uygun olduğunu değerlendirerek, dış güçlerin himayesinde tekrar sorunu uluslararası bir mesele haline getirmeyi başarmışlar ve siyasallaştırmışlardır... Öcalan'ın yakalanmasıyla Barzani ve Talabani'ye ciddi bir alternatif olma ihtimali ortadan kaldırılmış ve bölgedeki gücünün pasifize edilmesiyle Kürt liderlere siyasi, askeri alanda geniş bir manevra sahası sağlanmış, daha rahat hareket edebilmişler ve Amerika'ya kendilerini daha bağımlı hissetmeye başlamışlardır."



Terör 'irade'si
"Terörü durduran iradenin, şartlar istemediği bir istikamette değişince, terörün başlamasına uygun bir zemin hazırladığını" vurgulayan Yalman, PKK'da, "Öcalan'ın yakalandığı 1999'dan sonra bir nitelik değişikliği olduğunu, o tarihe kadar mahalli ölçüde ve silahlı mücadele şeklinde gerçekleşen terörün, uluslararası ölçekte ve siyasi zeminde devam ettiğini" kaydetti.

Yalman, "AB'ye girme umudu ile yapılan, ancak gerçeklere ters düşen düzenlemelerin, ulus-devlet yapısına, ulusal birlik ve bütünlüğe ciddi zararlar verdiğini, etnik ayrışmalara neden olduğunu" savundu.

PKK'nın 1998'den sonra ABD ve AB aracılığıyla uluslararası zemine taşındığını belirten Yalman, sınır ötesi operasyonların Barzani ve Talabani desteğinde ve ABD bölgeye nüfuz etmemişken yapıldığına işaret etti. Terörün Kuzey Irak'a yapılacak operasyon ile çözümlenemeyeceğini belirten Yalman, şunları söyledi: "Sınırlarımız denetim altına alınmalsı, teröristler yurtdışında tecrit edilmeli, yurtdışında alan kontrolü sağlayacak tarzda tertiplenip, operasyonlar ile etkinleştirilmelidir. Gereken adli ve idari düzenlemeler derhal alınmalıdır. Diplomatik çabalardan sonuç alınamazsa sınırötesi operasyon yapılmalıdır."
-----------------------------
30 Ekim 2005-Milliyet

http://www.milliyet.com.tr/2005/10/30/dunya/adun.html

ABD: Barzani PKK'ya karşı

Yasemin Çongar



ABD Dışişleri'nin Irak konusundaki en üst düzey yetkililerinden Robert Deutsch, Kürt lider Barzani'yle Türkiye ile olumlu ilişkilerin öneminde anlaştıklarını söyledi

ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın Irak Danışmanı Robert Deutsch, Washington'da "Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin Başkanı" sıfatıyla ağırlanan Mesud Barzani ile PKK konusunu "en üst düzeyde" konuştuklarını söyledi.



Robert Deutsch, bir grup Türk gazetecisine verdiği özel brifingde şunları söyledi:

'BARZANİ'YE GÖRE DE TERÖRİST': "ABD'nin PKK'ya karşı tutumu açık: PKK terörist bir gruptur.

Başkan Barzani'nin de bu tutuma bir itirazı yoktur. PKK'yı bu hafta burada (Barzani ile) konuştuk. Ama bu ilk değil. Bu konuyu kendisiyle ve diğer Iraklı liderlerle, ABD hükümetinin en üst seviyelerinde daha önce de görüşmüştük. Irak hükümetinin bir bütün olarak, Sayın Barzani'nin de görüşlerini temsil eder biçimde, resmen, PKK'yı terörist olarak nitelediği biliniyor. Geçmişte Irak Kürdistan Demokratik Partisi'nin (KDP) Türk askerlerinin yanında PKK'ya karşı savaştığı da oldu."

'BAŞKANLIĞI ANAYASAL': "Irak'ta yürürlüğe giren anayasa, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ni resmen tanıyor ve bu bölgenin kurumları yeni anayasada tanınıyor. Bu da bölgesel parlamentonun bir başkan seçmesini öngörüyor ki, seçilen bu 'Başkan' da Mesud Barzani'dir."

'TEK DEMOKRAT KOMŞU': "Barzani ile yaptığımız görüşmelerde, başka Iraklı liderlerle temaslarımızda da olduğu gibi, Türkiye ile olumlu bir ilişki kurulmasının öneminde anlaştık. Ne de olsa Irak'taki hedefimiz, anayasada da belirtildiği gibi, çoğulcu, demokratik, birleşik ve federal bir Irak'tır. Bu demokratik Irak'ın tek demokratik komşusu olacaktır, o da Türkiye."

'PKK'LILARIN LİSTESİ VAR': "Türkiye, Interpol'e çok sayıda PKK üyesinin ismini bildirdi. Bunların isimleri bizde de var, Irak'taki Iraklı güçlerde ve koalisyon askerlerinde de var. Irak ile Türkiye arasında suçluların değişimi anlaşması mevcut... Irak'ta birisi yakalanırsa, iade başvurusu Irak mahkemelerine yapılabilecektir."

'İSLAMİ GÜÇ GÜNDEMDE DEĞİL': "Arap ülkeleri, Irak'ta istikrara katkıda bulunma istekleri konusunu epey görüştüler. Ancak bu aşamada (Irak'a Türk askerlerini de kapsayacak bir Müslüman Barış Gücü gönderilmesi için) inandırıcı bir tartışma, böylesi bir güç için gerçek bir planlama olduğundan haberdar değiliz.
-----------------------------------------------
1 Haziran 2007-Sabah

BARZANİ ORDA DEĞİL BURDA

Yılmaz Özdil


“Barzani’ye kızan kim?

Biz.

Barzani’nin Süleymaniye Üniversitesi’ni kim yapıyor, yurtlarıyla, kampusuyla?

Biz.

Otoyolunu?

Biz.

Erbil Havaalanı’nı?

Biz.

Süleymaniye Havaalanı’nı?

Biz.

Barzani’yi Türk askerine karşı koruyacak olan North Sector Amerikan Üssü’nü?

Biz.

Amerikan Elçiliği binasını? Başbakanlık binasını? İçişleri Bakanlığı binasını? Kültür Bakanlığı binasını? Merkez Bankası binasını?

Biz.

Barzani’ye elektriği veren kim?

Biz.

Erbil içme suyu şebekesini? Taktak petrol tesislerini? Tuz Kefire arıtma tesisini?

Biz.

Hastanelerini, köprülerini, otellerini, spor salonlarını, konferans salonlarını, enerji iletim hatlarını, kanalizasyonlarını, akaryakıt tesislerini, caddelerini, alışveriş merkezlerini?

Biz.

Sütü, makarnası, deterjanı, yağı, peyniri, çikolatası kimin kapısından gidiyor?

Bizim.

Çekicini, çivisini, çimentosunu, demirini, lastiğini, ampulünü, ne lazımsa kim veriyor?
Biz.

“Ne güzel işte, para kazanıyoruz” diye, yapılan her katkı, kurşun olarak, mayın olarak, ay yıldızlı tabut olarak kime dönüyor?
Bize.

Bu işleri yapmak için gidenler, kimin hükümetinden izin alıyor, gideyim mi diye?
Bizim.

Barzani’ye kızan kim?

Biz.

O tarafa sınır ötesi harekat şart.

Bu tarafa sınır içi harekat daha şart.”
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23


Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x