Askeri Operasyonlar Çözüm Değildir!
Askere Gitme!Savaş Karşıtları / 21 Haziran 2010"Türk ve Kürt anneleri oğullarının bu savaşta ölmesini, kardeş kanı dökmesini istemiyor. Halklarımız barış istiyor. Barış İçin Vicdani Ret Platformu olarak bizler de savaşın ve militarizmin diline değil, barışın ve dialoğun sesine kulak vermenin gerekli olduğunu dile getiriyor ve buradan bir kez daha gençlere sesleniyoruz "askere gitmeyin, kardeş kanı dökmeyin"Cumartesi günü, saat 13.30'da, Harbiye Orduevi önünde biraraya gelen
Barış İçin Vicdani Ret Platformu üyeleri adına Ersin Sedefoğlu tarafından okunan basın açıklamasında askeri operasyonların çözüm olamayacağı, Kürt halkının demokratik taleplerinin kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.
Basına ve Halkımıza:
Kürtlere yönelik saldırıların artmasıyla birlikte askeri kışlalarda şüpheli asker ölümlerinin artması, asker intiharlarına her gün yenilerinin eklenmesi asgeri operasyonların çözüm olmadığını birkez daha gösterdi. BDP'ye dönük tutuklama furyasının sürmesi, TMK mağduru çocuklarla ilgili yasal düzenlemenin ertelenmesi ile hapishanelerde binlerce çocuğun tutukluğu devam ediyor. Seçilmiş belediye başkan ve meclis üyeleri halen serbest bırakılmadı. Kürtlere yapılan linç girişimleri devam ediyor. Doğu Karadeniz'de şovenist propaganda ile Kürt tarım işçilerinin çay ve fındık toplamak için çalışmaya gelmemesi için Karadeniz emekçi halkı kışkırtılmak isteniyor. Kürt inşaat işçilerine ve tarım işçilerine sivil faşistler saldırıyor. Üniversitelerde Kürt gençlerine dönük faşist terör polis eliyle güçlendiriliyor.
Bölgede OHAL'i aratmayacak düzeyde Ordu güçleri askeri yığınaklar yapmakta, kimi illerde yoğun sıcak çatışmalar yaşanmaktadır. Hükümetin “Demokratik Açılım” adı altında göstermelik bir takım adımlar atacağını açıklamasından bu yana Kürt halkının üzerinde estirilen devlet terörü ile demokratik açılımın nasıl bir açılım olduğu daha somut olarak ortaya çıkmış oldu. Askeri Operasyonların meşruluğunu savunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TSK'da “savaş yanlısı, operasyon heveslisi” değil diyor. Peki TSK bu kadar operasyon düzenleme heveslisi değilse bu kadar artan düzeyde yoğunlaştırılan askeri operasyonlar niye yürütülüyor. TSK ne zaman operasyonları yapmak istemediğini beyan etti.. Genelkurmay başkanlarının asker ölümlerinin ardından yaptıkları açıklamalarda “tek bir terörist kalmayıncaya kadar operasyonlar sürecek” açıklamaları neyi ifade ediyordu.
Egemenlerin Kürt sorununa yönelik resmi politikası inkar ve imhaya dayalı politikadır. Bir halkın, kimliğini, varlığını inkar eden zihniyetin yansıması Kürtlere karşı uygulanan baskı ve sindirme politikaları, katliamlar ile karşılığını buluyor. Devletin bu inkar ve imha siyaseti değişmediği takdirde hangi hükümet demokratik çözümden bahsederse bahsetsin politikası yine kan, gözyaşı, asker intiharları, şüpheli asker ölümleri, anaların göz yaşı, baskı ve katliam olacaktır.
Bizler Barış İçin Vicdani Red Platformu üyeleri olarak Kürtlere dönük yıllardır uygulanan inkar ve imha politikasının son bulmasını istiyoruz.
Türk ve Kürt halkları kardeştir. Ancak bu kardeşliğin büyütülmesinin yolu coğrafyamızda yaşayan halkların eşit konumda olmasından eşit haklara sahip olmasından geçiyor. Kardeşlik için halklar arasında tam eşitlik istiyoruz.
Kürt halkına dönük işlenen suçlardan dolayı sorumlu askerlerden polislere, bürokratlara ve devleti yönetenlere savaş suçlularının yargılanması için adalet istiyoruz.
Askeri operasyonların çözüm olmadığını biliyoruz, akan kanın durmasını istiyoruz. Eğer devlet Kürt sorununda demokratik açılım yapmak istiyorsa öncelikle askeri operasyonları durdurmak için adım atmalı, Kürt halkına karşı yapılan saldırılara son vermelidir. Çatışmalarda ölen askerler coğrafyamızın yoksul emekçi halklarının evlatlarıdır. Çatışmalarda asker ölümlerinin son bulması için daha fazla ananın gözyaşı dökmemesi için operasyonların çözüm olmadığı artık görülmeli ve askeri operasyonlar durdurulmalıdır. Kürt halkının demokratik talepleri kabul edilmelidir. Artık Türk ve Kürt anneleri oğullarının bu savaşta ölmesini, kardeş kanı dökmesini istemiyor. Halklarımız barış istiyor. Barış İçin Vicdani Ret Platformu olarak bizler de savaşın ve militarizmin diline değil, barışın ve dialoğun sesine kulak vermenin gerekli olduğunu dile getiriyor ve buradan bir kez daha gençlere sesleniyoruz "askere gitmeyin, kardeş kanı dökmeyin."
Kürt Vicdani Ret İnisiyatifi:
Askere Gitmeyin!Savaş Karşıtları / 21 Haziran 2010Askere Gitmeyin.Türkiye ve Kürdistan'da otuz yılı bir aşkın süredir devam eden savaşta 40 bini aşkın Kürt ve Türk genci öldürüldü. Ölen her iki taraftaki gençler de "bizim" gençlerimizdi. Ama bu savaş bizim savaşımız değildi.
Kurulduğu günden-bügüne inkarcı ve tek tipçi söylemlerden vazgeçmeyen militarist T.C, savaşın sürdürülmesinin ve gençlerin öldürülmesinden birinci dereceden sorumludurlar. Sivil ve askeri apoletlilerinin bügüne kadar ağızlarından öldürmekten-ölmekten başka sözler çıkmadı. Halen sürmekte olan Kürt sorununun çözümü noktasında, kansız hiçbir çözümleri olmadı.
Bügün daha iyi anladık ki savaş olmazsa onların varlık nedenleride ortadan kalkacaktır. O zaman neden ve ne için bu sistemin sahiplerine asker olalım? Emir ve komuta zincirinde küçükte olsa bir halka olalım.
Benliğimizi yok sayan, insani erdemlerimizden bizi uzaklaştıran, adate öldüren canlı bir robota dönüştüren TSK içinde neden yer alalım? Bizleri kışlalarına aldıkları ilk andan itibaren inkarçı marşlar söyletip, varlığımızı yok sayan, onurumuzu rencide eden bir orduda neden asker olalım? Bize yedi cihanı düşman belleten, paranoyaklaşmış ve çürümeyle yüzyüze olan bir ordunun neden bir ferdi olalım? Eğer bize dayatıyorlarsa yirmili yaşlarımızda asker olmayı, kendi igrenç çıkarları için birilerini öldürmeyi "red" etmeliyiz. Çünkü o ordunun, bize asker ol diyen ordunun sahipleri, düne kadar köylerimizi yaktılar. O ordunun sahipleri gençlerimizi sokak ortalarında yargısız infaz ettiler. O ordunun sahipleri dilimizi-kültürümüzü yok saydılar, en insanı taleplerimizi dahi görmezden geldiler. Bügünde elimize silah tutuşturup kardeşlerimizle savaştırmak istiyorlar. "red" etmemiz için birçok sebebimiz var. Fakat tsk da askerlik yapmak için hiçbir nedenimiz yok.
İnsiyatifimizin aktivisti vicdani redçi Metin Aydın tarafından yapılan, kışlalarda öldürülen Kürt gençleriyle ilgili "Kışlalarda etnik ayrımcılık ve intiharlar" adlı bir çalışma yürütmüştü. Ve bazı sonuçlara ulaşmıştık. Bu sonuçları kamooyu vasıtasıyla sizlerle paylaşmıştık. Araştırma sonuçunda askerlik yapan Kürt gençlerinin neredeyse hepsi Kürt kimliğinden dolayı ayrımcılığa uğramıştı. Çoğu Kürt gençi askerlik ardından ciddi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalmıştı. Bunlar yetmezmiş gibi bir de kaza kurşunu yada girdiği bunalım sonucunda öldü denilerek ailelerine teslim edilen askerler vardı. En son Kenan Ekinci ve Hamza Deniz adındaki kürt gençleri kışlalarda öldürüldü.
Evet biliyoruz "vicdani redçi" olmak demek ağır bedeller vermek demek. Fakat bu savaşında son bulmasını istiyorsak red etmek dışında hiçbir alternatifimiz yok. Savaşkarşıtı duruşumuzu örgütleyemezsek, Halklarımız üzerinde oyanan oyunlara karşı durup red seçenegimizi ortaya koyamazsak, gençler ölmeye devam edecek.
Askere gitmeyin, red edin.
Kürt Viçdani Red İnsiyatifiİletişim:
kurd.vicdani.red.insiyatifi@gmail.com