Atatürk Gençliği nasıl zehirlendi?

Atatürk Gençliği nasıl zehirlendi?

İletigönderen Erkan Güçiz » Cum Ara 11, 2015 5:22

Atatürk Gençliğe Hitabesinde, “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk İstiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir”, demişti.

Küresel Çete, Millî Eğitimi'mizi çarpıtıp, yok ederek Atatürk’ün emanetine sahip çıkmayan bir gençlik yarattırdı bize; Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) tarafından 2011’de yapılan bir araştırma sonuçlarında bu açıkça görünüyor.

Gençlerin siyasi katılımları oldukça düşüktür (% 8). Buna paralel olarak, Türkiye’de gençler boş zamanlarında toplumun geri kalanına nazaran çok daha az siyaset konuşmaktadır. Türkiye’de gençlerin sivil topluma katılımı 55 ülke arasında en düşük oranda (% 8) gerçekleşmektedir. Gençlerin katılım gösterdiği STK türleri arasında spor kulüpleri %11’lik bir oranla başta gelmektedir.

Yaklaşık 16 bin “dini hizmetlerin geliştirilmesine yönelik hizmet faaliyetleri” veren cami dernekleri ve 12 bin "spor klübü derneği" de, toplumun ilgi alanlarını gösteriyor.

Vatandaşların boş vakit etkinliklerinin başında evde misafir ağırlamak (%80,4), başkalarına misafirliğe gitmek (%73,6), arkadaşlarla buluşmak (%68,9), siyaset tartışmak (%35,4), herhangi bir hobiyle ilgilenmek (%32,4) gibi faaliyetlerin geldiği”, bulgusu ülkeyi keyfî şekilde yönetenlere karşı neden tepkisiz olduğumuzu açıklıyor.

Araştırmanın diğer sonuçlarında da toplumumuzun davranışlarını ortaya koyan rakamlar var; bazıları üzücü, bazıları ürkütücü.

1. Bugün Türkiye’de 4.547’si vakıf, 86.031’i dernek olmak üzere, 90.578 sivil toplum kuruluşu faaliyet göstermekte, bu rakamlara sendikalar, meslek odaları ve kooperatiflerin de eklenmesi durumunda bu sayı 150.000’i aşmaktadır. Türkiye nüfusuna oranla STK (Sivil Toplum Kuruluşu) sayısı oldukça düşüktür: ülke genelinde ortalama her 780 kişiye 1 STK düşmektedir.

2. Vakıf ve derneklerin %42’si ülkenin beş büyük kenti olan İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Bursa’da bulunmaktadır. Bunun yanında ülkedeki en az STK yoğun il olan Şırnak’ta her 3.204 kişiye 1 STK düştüğü ve bu ilde ülkemizdeki STK’ların sadece %0,15’inin faaliyet gösterdiği görülmektedir.

3. Gençlerin siyasi katılımları oldukça düşüktür (% 8). Buna paralel olarak, Türkiye’de gençler boş zamanlarında toplumun geri kalanına nazaran çok daha az siyaset konuşmaktadır. Türkiye’de gençlerin sivil topluma katılımı 55 ülke arasında en düşük oranda (% 8) gerçekleşmektedir. Gençlerin katılım gösterdiği STK türleri arasında spor kulüpleri %11’lik bir oranla başta gelmektedir.

4. Sivil toplum kuruluşlarına üyelik veya yönetim kurulu üyeliği temelinde incelendiğinde kadınların üyelerin sadece %10,4’ünü, yöneticilerin ise %14,4’ünü oluşturduğu görülmektedir.

5. Ayrıca, derneklerde kadın katılımında son yıllarda düşüş gözlemlenmiştir: 2005’de %22 olan kadın dernek üyesi oranları, 2008’de %6’lık bir gerileme göstererek %16’ya düşmüştür.

6. Türkiye’de derneklerin %18,1’ini “dini hizmetlerin geliştirilmesine yönelik hizmet faaliyetleri” veren cami dernekleri, %14,3’ünü spor kulüpleri, %13,7’sini yardımlaşma dernekleri, %9,5’ini kalkınma ve konut dernekleri, %10’unu ise mesleki dayanışma örgütleri oluşturmaktadır.

7. Vakıfların çalışma alanları arasında sosyal yardım (%56,1), eğitim (%47,5) ve sağlık (%21,84) başı çekmektedir. Resmi kayıtlara göre vakıfların sadece %1,28’i demokrasi-hukuk-insan hakları alanında çalışmaktadır.

8. Ancak yine de savunuculuk yapan STK’ların (örneğin kadın hakları ve sorunları, çevre sorunları, insan hakları, tüketici hakları, öğrenci ve gençlik konuları) etkinlik ve görünürlüklerindeki artış dikkat çekicidir.

9. Halkın sadece % 9,7’si bir sivil toplum kuruluşuna üyedir ve %7,1’i gönüllülük yapmaktadır.

10. Türkiye’de bağış oranları da oldukça düşüktür: uluslararası bir araştırmaya göre nüfusun sadece %14'ü son bir ay içinde bir STK’ya nakdi bağış yapmıştır.

11. Türkiye bağış, gönüllülük ve tanımadığı birine yardım etme eğilimleri açısından 153 ülke içinde 134. sırada yer almıştır.

12. Vatandaşların boş vakit etkinliklerinin başında evde misafir ağırlamak (%80,4), başkalarına misafirliğe gitmek (%73,6), arkadaşlarla buluşmak (%68,9), siyaset tartışmak (%35,4), herhangi bir hobiyle ilgilenmek (%32,4) gibi faaliyetlerin geldiğini ve bu faaliyetler arasında sivil toplum kuruluşlarının etkinliklerinin bulunmadığını görülmektedir.

13. Vatandaşların sadece % 14’ü kişisel sorunlarıyla, % 13’ü mahallelerindeki sorunlarla ilgili dilekçe yazmakta, % 9’u toplu yürüyüşe, % 7’si boykot eylemine ve % 3’ü internet eylemine katılmaktadır.

14. En yüksek düzeyde gerçekleşen vatandaş katılımı biçimi ise gazeteye mektup yazmak, dilekçe imzalamak, gösteri ve yürüyüşe katılmak gibi eylemleri kapsayan siyasi aktivizm alt-boyutu olmuştur.

15. Rapor, eğitim alanında faaliyet gösteren STK’ların son 10 yılda, bilgi ve eğitim politikaları üreterek alanlarında uzmanlaştıklarını; ulusal ve uluslararası düzeydeki kurumlara paydaş olduklarını, onlarla işbirliği içinde çeşitli projeler yürüttüklerini; hükümetin bazı sağla(ya)madığı hizmetleri onların verdiğini ve böylece toplumda farkındalık ve genel kanı yarattıklarını ifade etmektedir.

16. Halkın sivil topluma güveni %51 düzeyindedir.

17. Sivil toplumun gelişebilmesi için devletin taşıması gereken iki özellikten biri hukuk devleti olması, ikinci ise faaliyetleri itibari ile sınırlı bir devlet olmasıdır.Bu bağlamda, Türkiye'de sivil toplumun gelişmesini olumsuz yönde etkileyen etkenler şöyle sıralanabilir:
• Türk Anayasası geniş çaplı demokratik ve özgürlük taleplerini karşılayacak bir görünüm sergilememekte;
• Siyasal yaşam ordunun ağırlığında devam etmekte;
• İktisadi politikalar uzun süreli özelleştirme hedeflerine rağmen serbest piyasa ilkelerine tamamen kavuşamamakta ve
• Türk siyasal yaşamı giderek merkezden uzaklaşarak marjinalleşen partiler tarafından çatışmacı bir zemine çekilmektedir.

18. Yeni küresel siyasetin devlet merkezli olmaktan toplum ve birey merkezli olmaya gittiği ve bu sürecin Türkiye'de yavaş da olsa ilerlediği varsayılmasına rağmen, sivil toplum konusunda yasal reformlarla kaydedilen açılımlar, reformların uygulamalara yansımasında yaşanan sorunlarla duraklama dönemine girmiştir.

Kaynak: http://www.step.org.tr/images/UserFiles/File/step2011_web%20SON.pdf
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x