Atatürk ve Din / Prof. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI

Siyaset Bilimci-Yazar / Devrim Şehidi

Atatürk ve Din / Prof. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Şub 16, 2010 11:07

Atatürk ve Din

Fransızların sevdiğim bir lafı var... "İ'lerin üzerine noktalarını koymak" derler...

Nokta nedir ki! Ama noktaları koymazsanız, 'i' kendisi olmaz, 'i' olamaz.

Bir dinsel bayramı yaşarken, Atatürk ve din konusuna - bir kez daha - değinmenin tam zamanı olduğunu düşünüyorum. Yani noktaları koymanın tam zamanı.

Noktaları yobazların gözlerine sokmak gerekiyor.

Hem sağın yobazlarının... hem de 'kendini solda sanan' yobazların...

* * *
Çok ilginç bir şekilde, sağın ve solun yobazları, 'Atatürk ve din' konusundaki yorumda buluşuyorlar:

- Laiklik Hristiyanlık ile bağdaşır, ama İslam ile bağdaşmaz... Atatürk dine karşı idi... Herkesin yapması gereken temel bir 'tercih' var. Ya dini seçeceksiniz ya da laikliği!

Sağ yobazlara göre, en büyük düşman laikler değil... "Ben Müslümanım ve aynı zamanda da laiklikten yanayım" diyenler.

Sol yobazlara göre de dinciler içtenlikli ve tutarlı... Ama hem dine saygılı hem de laik olduklarını öne sürenler, ya içtenliksiz ya da tutarsız... Hele hele böyle bir tutum kendini Kemalist sayan birilerinden geliyorsa, ona yönelik hareketlere bir de 'cehalet' (yani bilgisizlik) ekleniyor.

Ünlü ruh bilimci Adorno'nun İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD'de yaptığı, çok önemli bir araştırma vardır. Faşizmin temelindeki 'otoriter kişiliği' aydınlatmak amacıyla yaptığı bir araştırma.

O araştırma, faşizmin insansal tabanındaki ruhsal bozukluğun en çarpıcı belirtisini şöyle tanımlar:

- Bir şey ya iyidir ya da kötüdür... Ya siyahtır ya beyazdır... Başka seçenek yoktur...

* * *
Prof. Yaşar Nuri Öztürk de suçlulardan. (!)

Hem İslamı seviyor, hem Atatürk'ü, hem de laikliği... Üstüne üstlük, Türkiye'de İslamı en iyi bilen ilahiyatçılardan da birisi... Şöyle diyor:

"Atatürk, dine karşı olanlar tarafından dine karşı gösterildi, ama dinin gerçeğine karşı olanlar tarafından da dine karşı gösterildi. Dinden rahatsız olanlar da dine karşı gösterildi. Dinden rahatsız olanlar da dinin gerçeğinden rahatsız olanlar da Atatürk'ü buna paravan yapmak istediler... Türkiye'nin tahribi için, dinciler de dinsizler de dini kullandılar."

Ve "Atatürk dine karşı mıydı?" sorusunu yanıtlıyor:

"Atatürk'ün hurafe dinciliğini yıktığını herkes biliyor. Yıktığı hurafenin yerine konması gereken gerçek dinin en ciddi ilk adımı attı. Elmalı'ya tefsiri yaptırdı. O tefsirden bir şikayetiniz var mı?.. Atatürk dine nasıl bakıyordu? Elmalı'lı tefrisi nasıl bakıyor idiyse öyle bakıyordu... Arkasından ikinci büyük adımı attı. 12 ciltlik Buhari tercüme ve şerhini yaptırdı... Atatürk, yıkılması gereken hurafenin yerine neyin konması gerektiğini tespit etti ve bunun ilk adımın attı. Biz, arkasını getiremedik."

Ya Atatürk'ün çok önem verdiği 'Türkçe ibadet' konusu?

"Anadilde ibadet tartışılıyor. Tartışmalıyız... Arapça dışında dil bilmeyen bir Allah'a yakarmanın ortaya çıkardığı çarpıklığın aşılması lazım!.."

* * *
Laikliği zorunlu kılan koşullar İslam dünyası için de geçerli midir? Laiklik ile bağdaşma açısından, Hristiyanlık ile Müslümanlık arasında temel bir ayrım var mıdır? Atatürk Türkiye'de değil de İran'da ya da Arabistan'da doğmuş olsaydı, devrimini aynı boyutlarda yapabilir miydi?

Kitaplarım, konuşmalarım ve yazılarım, bu soruların somut yanıtlarıyla dolu. 'Sosyalizm, Kemalizm ve Din' konusunu kafalarında yan yana getiremeyen bağnazlar için, Alpaslan Işıklı'nın - özel yazılmış - kitabı da var.

Kafaları karışık olanlar, 'otoriter kişiliğin' cenderesinden kurtulamayanlar, ne söylerlerse söylesinler... Atatürk'ün dine karşı olduğu değil, dinde reform yapmak istediği açıktır.

'Aydınlanma' ile dine saygının bağdaşmayacağını sananlar ya bilgisizdir ya aptaldır, ya da aymazdır!.. Batı'da Aydınlanma Çağı düşünürlerinin büyük çoğunluğu ne dinsizdi, ne de Allah'sızdı.

Dinin sosyolojik bir olgu ve psikolojik bir gereksinme olduğunu en iyi kavrayanların başında ise Atatürk geliyordu. Tıpkı Atatürk'ü en iyi anlamış birkaç isimden birisi olan Hasan Âli Yücel gibi... Neredeyse bir 'Mevlevi dervişi düzeyinde' dindar olan Hasan Âli Yücel gibi!

Ve Mustafa Kemal, cumhurbaşkanı seçildikten sonra TBMM'ye teşekkür konuşmasını şu sözlerle noktalamıştı:

"... Ancak böylelikle ve Allah'ın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri iyi bir biçimde yapabileceğimi umarım."

* * *
Yıl 1926... Yer, Trabzon'un Kavaklı Meydanı Ortaokulu...

Birinci sınıfın kapısı açılır ve Atatürk görülür. Yanında ünlü din adamlarından Tevfik Hoca vardır. Hoca'ya "Buyrunuz" diye yol gösterir.

Hoca, "Önce siz buyurunuz paşam" diye saygıyla eğilir. Ama Atatürk kabul etmez. Etrafındakilerle birlikte girerler. Dersin konusu "Sireti Nebi ve Kuran"dır.

Atatrük bir öğrencinin Kuran okumasını ister. Bu görev de, daha sonra öğretmen olacak olan Hakkı Okan'a düşer...

Atatürk dinler ve okunan suredeki "Semibasir" sözcüğünün "tecvit"teki anlamını sorar.

Sonra dersi veren Vasfı Hoca'ya döner. "İnşirah Suresi"ni okumasını ve yorumlanmasını rica eder. Ama Hoca, sıra yoruma geldiğinde ezilip büzülür.

- Yanımda yorum kitabı yok.

Atatürk'ün kaşları çatılır... "Birkaç satırlık bir sureyi yorumlamak için, yorum kitabına ne gerek var" der. Sureyi "tecvit" kurallarına uyarak kendisi okur. Herkesin anladığı Türkçe sözcüklerle yorumlar. Ve Vasıf Hoca'ya, bir yanlışlık yapıp yapmadığını sorar.

Hoca mutlu ve hayrandır:

- Siz Tanrı'nın ulusumuza armağan ettiği eşsiz bir öndersiniz...

Olay ilginç ve anlamlı!

Olayın anlatıldığı yazıyı yıllar öncesinde saklayan ve bana ileten Sayın Feridun Tokalp'e teşekkür borçluyum.

* * *
Atatürk Kuran'ı da iyi biliyor, dinimizi de... Gerçek din adamlarına saygı duyuyor. Onlarda da saygı uyandırıyor.

İlk Türkçe "hutbe"yi veren ve bu geleneği Anadolu'ya yerleştiren O... İlk kez Kuran'ı Türkçe'ye çevirttiren ve şiir olarak çevrilmesi için çaba gösteren O... Ezanın Türkçeleştirilmesini sağlayan gene O...

Yaşamın hiçbir anında dine ve dindarlara saygısızlık etmemiş.

Yukarıdaki olay 17 Kasım 1984 tarihli Cumhuriyet'te aktarmış olan Emekli Öğretmen Mahmut Yağmur şöyle diyor:

"Atatürk laiklik ilkesini oluştururken çok duyarlı davrandı. Dinlerin, toprağın derinliğine kök salmış toplumsal kurumlar olduğunu gözönünde tuttu. Hz. Muhammed'in 'İnsanlar, dokumacı tarağının dişleri gibi birbirine eşittirler. Beyazı, zenciden; Arabı, Arap olmayandan daha üstün yapan bilim ve eğitimdir' buyruğuna uydu..."

Ve Sayın Yağmur ekliyor:

"Atatürk, Tanrı'yla kul arasındaki yola dikilen usdışı engelleri yıktı. Mezhep, inanç ayrılığından doğan düşmanlıkları ortadan kaldırıp ulusal bütünlüğümüzü sağladı."

Doğru... Ama son elli yılın aymazlıkları sonucu, bugün o düşmanlıkların yeniden filizlendiği de bir gerçek!

* * *
Geçenlerde başörtülü bir öğrenci sınıfta suçladı:

- Bir zamanlar Kuran, samanlıklarda gizli gizli okunurmuş...

Atatürk'ü "din düşmanı" gösterme, gerici çevrelerin her zaman kullandıkları bir silah oldu. Alçakça, adice bir silah... Ama kendilerine "solcu" ya da "ilerici" diyen birtakım "entel"ler de onlara çanak tutmayı hep marifet bildiler.

Geçenlerde Ankara'daki devrim tarihi öğretmenlerine bir konferans vermiştim. Salondan çıkarken birisi yolumu kesti.

- Siz, Atatürk'ün "dindar" olduğunu yazmışsınız... Doğru mu?

Dindar olduğunu değil, "dine karşı olmadığını" yazdığımı söyledim. Zamanım olsaydı, o sözlerime bir şeyi daha eklemek isterdim:

- Eğer Atatürk bugün yaşasaydı sadece laiklik düşmanlarıyla savaşmazdı... Kanımca, din karşıtlığını marifet sayan bir avuç entel ile de savaşırdı. Yani, dindarlıkla dine karşı olmamayı bir sayacak kadar bağnazlaşmış ya da aymazlaşmış olanlarla da!


Prof. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI
En son Oğuz Kağan tarafından Cmt Eki 20, 2012 12:49 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Atatürk ve Din

İletigönderen Osman_Pasa » Çrş Şub 17, 2010 0:53

Gazi Mustafa Kemal Atatürk demis ki
Din insanların gıdasıdır. Dinsiz adam boş bir eve benzer. İnsana hüzün verir. Mutlaka bir şeye inanacağız. Bu dinlerin en sonuncusu elbette en mükemmelidir. İslam dini hepsinden üstündür. Onun hak peygamber olduğundan şüphe edenler şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar. Hz. Muhammed 'in bir avuç imanlı rnüslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların karı değildir. Onun peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.
Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri
hiçbir kuvvet milletimizin kalp ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz da.
Nasıl ki her konuda yüksek meslek ve uzmanlık sahipleri yetiştirmek gerekliyse dinimizin felsefî hakikatlerini inceleyecek anlayacak öğrenecek- ilim ve fennine sahip olacak seçkin ve hakikî yüce bilginleri yetiştirecek kurumlara sahip olmalıyız.
Evet hakikaten Kur 'an 'da çok büyük hikmetler ve düsturlar vardır. Hele Yasin süresi ne şahane yazılmıştır. Ben Kur 'an okumak istediğimde çok defa Yasin süresini okurum.
Bizzat Cenab-ı Peygamber bile danışarak iş yapmak gereğini sçylemiştir. Ve kendisi bizzat öyle yapmışıtır. Bundan başka "ve şavirhum fi 'l-emri" diye Cenab-ı Hakk 'ın da kendisine seslenişi vardır. ... Bu ayet-i kerîmey muvaffakıyatımız için yegane bir delili hay ad eylerim.
İlahi öğütler kur 'an 'ın içindedir Hz. Peygamber 'in sözlerinde ve hareketlerindedir. Biz Kur 'an 'ı duvara asmışız ancak tören olarak okuyoruz. Vaazlarda da din derslerinde de mukabelelerde de ölülerin ruhları için de onu hep musiki ile duygulanmak için okuyoruz. Aklımızla anlayıp davranış geliştirmek için ise başkalarının bize anlattıklarına bağlanıyoruz.
Kullanıcı küçük betizi
Osman_Pasa
Üye
Üye
 
İletiler: 108
Kayıt: Çrş Şub 03, 2010 1:16

Re: Atatürk ve Din

İletigönderen isteboyle » Çrş Şub 17, 2010 2:06

Arkadaşlar bu ilk mesajım olacak. Onun için ilk önce herkese merhaba. Bu konuya ben biraz farklı açıdan bakıyorum. Dolayısı ile A.Taner Kışlalıya katılamayacağım. Baştan söyleyim, ben müslümandım, çoğu Atatürkçü ebeveynin yaptığı gibi, dine inanır bir şekilde ve laik bir birey olarak yetiştirildim. Ancak kendim sonradan dini gerek köken, gerekse iddiaları bakımından araştırdım. Ya tam bir müslüman olacaktım ya da inanmayacaktım ve şu an hiçbir dine inanmıyorum. Neyse... Bu kadar bir açıklama yeter herhalde. Konumuza gelelim:

Bu konu Türkiye siyasetini derinden etkileyen bir konudur. Bu tartışmada kolay kolay biteceğe benzemediğinden herhalde uzun yıllar ülkemizin siyasetini belirlemeye devam edecek. Ben islam ile laikliğin bağdaştığını düşünmüyorum. Hatta burada düşünmüyorum demekte fazla kaçabilir çünkü elimizde devleti ilgilendiren apaçık ayetler var ve dincilerde Atatürkçülere dinsiz derken, bunları kullanıyor. Örneğin:

"Nur Suresi 2. Ayet(Diyanet Tercümesi):
Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Mü’minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun."

Şimdi bu ayeti nasıl yok sayacaksınız? Sorun burdan çıkıyor. Koca evreni yaratan, sonsuz ilim sahibi Allah'tan daha mı iyi bileceğiz gibi bir soru çıkıyor karşımıza. Ve bu ayrıntı maalesef Türkiye'nin geleceğini, demokrasisini tehtid ediyor. :cry:

Bence Türkiye adına bir iyilik yapılacaksa, ilk önce bu iş çözülmelidir. Aslında bir yol tutturulmuşdu ancak ortamı kaşımak isteyen kişiler, bunu çok iyi kullanıyor.

Ya da kısaca: Hangi din seküler olur ki?
Kullanıcı küçük betizi
isteboyle
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Çrş Şub 17, 2010 1:28

Re: Atatürk ve Din

İletigönderen demokrat » Çrş Şub 17, 2010 8:17

Ben de aynı fikirdeyim. İslam ve laiklik bağdaşmaz ve hiç bir din seküler değildir. Laiklik bir liberal düzendir.

Zina yapanlara uygulanması gereken dini cezalara gelince. Eğer kadınlara sorarsanız zina yapan erkeklere bu ceza az bile !
Kullanıcı küçük betizi
demokrat
Üye
Üye
 
İletiler: 20
Kayıt: Prş Şub 11, 2010 18:42


Şu dizine dön: Ahmet Taner KIŞLALI

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x