Ayak Topu'nun Ekonomi Politik'i...

Ayak Topu'nun Ekonomi Politik'i...

İletigönderen Noyan Umruk » Prş Tem 14, 2011 12:55

AYAKTOPU’NUN EKONOMİ POLİTİK’İ…

Dr. Noyan UMRUK

Futbol, Fiesta ve Fado, Salazar Portekizinin simgeleri... Roma kulübünü kuran Mussolini’den imparatorluk geçmişini anımsatacak esintiler... Hitler’in 1936 Berlin Olimpiyatları, “ari ırkın” moral ve fiziksel gücünü tüm dünya aleme gösterme hevesleri...

Türkiye’de ise başlangıçta futbol-siyaset ilişkisi halk nezdinde sempatik çağrışımlar yaratmayı amaçlamıştı. 1909’ da Progres adıyla İttihatçılar tarafından kurulup, 1914’te Ziya Gökalp’in önerisiyle Altınordu adını alan kulübün başkanı Talat Paşa’ydı. 1934’te Galatasaray’ın bölünmesi ile doğan Güneşspor’un, İnönü-Bayar çekişmesinin sonucu olduğu söylenir.

Futbolun büyükleri Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş kulüplerinin 1980’lere kadar başkanları her zaman iktidarda bulunan siyasi partinin ya milletvekili ya da taraftarıdır. İktidar ve futbol ilişkisi bakımından Fenerbahçe başkanları örnek alınırsa;

*1916-1918 arası Dr. Nazım İttihat Terakki partisi Yöneticisi,
*1934-1950 arası Şükrü Saraçoğlu CHP Maliye Bakanı,
*1951-1953 arası Osman Kavrakoğlu DP milletvekili,
*1961’ e kadar DP milletvekilleri,
*1966-1974 arası Faruk Ilgaz AP yöneticisi,
*1983-1984 arası Faruk Ilgaz.

Günümüzde ise devlet ihaleleri alan iş adamları. Kuşkusuz bu durum sadece Fenerbahçe’ye özgü değildir. Beşiktaş, Galatasaray yönetimleri de faz farkları ile siyasi iktidarlarla benzer ilişkiler kurmak zorunda kalmışlardır.

12 Eylül’ün lideri Kenan Evren’in Ankara’nın ligde bir takımı olması ısrarı üzerine, 2. Ligdeki Ankaragücü’nün ite kaka Türkiye Kupası kazandırılarak 1. Lige terfi ettirilmesini de not edelim.(1)

Küreselleşme futbol endüstrisini de hızla kuyusuna çekiverdi. “Kumarhane Kapitalizmi”nin(2) gelişmesi ile futbolun trilyonların döndüğü gösteri ve loterya sektörüne dönüşmesi küresel düzeyde yaşanmakta. Futbol, finansal ve kayıt dışı yönüyle ekonomik, kitleleri sürükleyiciliği ile de ilginç bir siyaset alanı. Dolayısıyla, egemenler ekonomik olarak da, siyaseten de futbolun içerisindeler. Futbolun kapitalist ekonominin önemli bir alanı olması ve kapitalizmin etik kurallar ve yasalarla sınırlanamaz niteliği nedeni ile her türlü yasa-etik dışı eylemin futbolun içinde de boy göstermesi pek anlaşılmaz bir şey değil.

Günümüz Türkiyesi’ne gelirsek, siyasi iktidarın seleflerinden oldukça farklı siyaset üslubu içinde olduğu açıktır. “Yeni Sınıf”ın her türlü etik endişeyi göz ardı ederek, gücünü sonuna kadar kabullendirmeye kararlı temsilcisi olan iktidar Üniversite, Medya, Yargı kurumlarını denetimine aldı. YÖK’ün kaldırılacağını umanlar, yalnızca YÖK yönetiminin hizalanmasının amaçlandığını algılayamadılar. Medyada, Doğan grubuna yapılan vergi operasyonuyla rakip muktedir sınıf sindirildi. Demokrasi ve bağımsız yargı vaveylasıyla yapılan referandumla yargı, HSYK yolu ile tamamen siyasi iktidara bağımlı bir hale getirildi. Demokratikleşme olarak sunulan değişimin temel niteliği, “Yeni Sınıf”ın kazanımları sürecinde önemli bir dönüm noktası olması…

Şimdi Fenerbahçe taraftarı ‘Son kale düşmeyecek’ diye bağırıyor. Ama, başkanlarının iktidar’ın “hal etmekte” büyük mesafe aldığı bir başka cenaha yakın olduğunu unutuyor. Futbol, baştan beri kitleleri yönlendirme aracı olarak kullanılıyordu. Ancak, “Kasımpaşalılık”, belediyelerin futbol kulübü sahibi olması, cemaat efradından bir direktör yönetiminde bir takım’ın şampiyonluğa ulaşması kitleselleşmeye yetmedi. Donanımı zayıf Anadolu kulüplerinin yetersizliği görüldüğünde, milyonlarca sıkı taraftarı olan büyük kulüpler üzerinde etkin olmak siyasi iktidarın tercihi olmalıydı. Üstelik Galatasaray’ın yeni stadının açılışına gelip, yuhalanmak da bir yerlere not edilmişti

Şu anda bir zabıta vakası var. Ancak önemli olanın bu olmadığı, savların anında basına sızdırılmasından besbelli. Suç kanıtlansa da kanıtlanmasa da, milyonlarca taraftara sahip Fenerbahçe ve diğer büyük kulüp yönetimlerinin de iktidara razı yeniden yapılanmayla hizalanacakları bir sürece giriliyor...

Özetle, iktidarın, sistemin kurumları üzerinde etkin olmak üzere yaptığı hamlelerden bir diğerini izliyoruz. Ülkede geçmişte siyasi iktidarların, iktidarlarına renk katmak için amatör bir ruhla giriştikleri çabalar aşılmıştır. Yakalanan fırsat değerlendirilmiş, ama iş seçimler sonrasına ertelenmiştir. Mükemmel! bir zamanlama. Yaşamın tüm alanları ipotek altına alınıyor, gemi, mutlak iktidara doğru “tam yol” seyrediyor…

(1) U,Ferhan, Çevre’ Fenerbahçe’yi mi Zaptediyor? http://yalansz.wordpress.com/

(2) Işıklı, Alpaslan, Kumarhane Kapitalizmi, İmge K.evi, Nisan 2010


AYDINLIK G. 14.07. 2011
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1039
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x