Ayarlı Hakim-Savcı; Ayarsız Hakim-Savcı(!)..

Ayarlı Hakim-Savcı; Ayarsız Hakim-Savcı(!)..

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Şub 16, 2010 20:51

Ayarlı Hakim-Savcı; Ayarsız Hakim-Savcı(!)..

KCK operasyonunda tutuklanan eski DEP’li Hatip Dicle mahkemede; Bakan Atalay’ın, 15 Ekim’de görüştüğü DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’e “Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı, gelen PKK’lılar geldiği gibi geçecek” dediğini iddia etti.

Bu beyan aslında bilinenin teyidi idi. Kandilden gelenler “önderliğimiz Sayın Öcalan’ın isteği ile geldik, pişman değiliz” dediler, Savcı ve Hakim pişman oldular diye yazdı(!).. PKK formaları ile geldiler, Savcı ve Hakim “barış elçileri” olarak anladı. “Gezici Mahkeme” olarak yargı tarihine geçtiler. Çamaşır, bulaşık makinesi gibi; ön yıkamalı hızlı programa ayarlanmışlar gibi PKK’lıları yıkayıp, “barış elçisi” olarak Anadolu’ya saldılar(!)..

Bir dava daha var, o davanın sanıkları aylarca ne ile suçlandıklarını bilmeden her yönüyle (F) tipi hapishanede yattılar. Bir kısmı hala ne ile suçlandığını bilmeden yatıyor. O davanın Savcısı olduğunu söyleyen bir Başvekil var. Tabii, şimdi düşünüyor insan; acaba o mahkeme heyeti de ayarlı mı? Çünkü bu davanın Hakim ve Savcıları da hükümet için “olmazsa olmaz” konumundalar. AKP’nin ilgili bakanları Hakim ve Savcıların değiştirilmesi taleplerine büyük bir direnç göstererek Hakim ve Savcıların yerinde kalmalarını sağladılar. Bir dava hukuki zeminde yürüyorsa, Savcı ve Hakimleri ayarlı değilse, kimin davayı yürüteceğinin bir önemi var mıdır? Sonuçta Savcı ve Hakim elindeki delile göre yargılama yapmayacak mı?

Hükümet sinsi bir şekilde Yargıyı hedef gösteriyor. Başörtüsü, katsayı cambazlığı gibi hukuku arkadan dolanma yöntemleriyle yargıyı hedef haline getiriyor. Her iki konuda Türk Halkı’nın yumuşak karnıdır. AKP bu yumuşak karnı istismar malzemesi olarak kullanmak için çözmüyor, çözecekmiş gibi yapıyor. Hazırladığı yasa maddelerini yargıdan dönecek şekilde hazırlayıp bir taşla iki kuş vuruyor. Böylece hem istismar malzemesini elinde tutuyor, hem de Türk Halkının duygularını istismar ederek yargıyı hedef gösteriyor.

Hükümet Yargı Mensuplarını ikiye bölmeyi başardı. Ayarlı yargı, ayarsız yargı(!).. Ayarsız Yargı kararlarından nefret ediyor. Ayarsız Yargı kararlarından utanıyor(!).. Ayarlanmaya direnenler hakkında soruşturma açtırıyor, “Ayarsız yargı” üzerinde Bakanlık Müfettişlerini Demoklas’in kılıcı gibi sallandırıyor. Kim ayarlanabilir, kim ayarlanamaz tespit etmek için telefonlarını dinletiyor.

YARSAV Başkanı Emine Ülker Tarhan Ruhat Mengi’nin geçen haftaki Her Açıdan programında önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’deki gelişmeler Yugoslavya’nın bölünme sürecinde ki gelişmelere benzetiliyor. Ordu’nun zayıflatılıp Polisin güçlendirilmesi çabası, Yargı üzerindeki baskılar ve etnik ayrıştırma söylemleri. Emine Ülker Tarhan da yargı üzerinde ki baskıları Yugoslavya’nın bölünme sürecindeki Yargı üzerinde ki baskıları anlatarak örnekledi. “Yugoslavya’da bütün Yargı Mensuplarına önce istifa edin, sonra bize müracaat edin dendi. İstifa eden Yargı Mensupları müracaat ettiklerinde sadece kendi adamları kabul edildi. Yargı dönüştürüldü” diye açıkladı.

Hükümetin okyanus ötesinden dikte ettirilen projeyi uygulayabilmesine engel iki kurum kaldı: Yargı ve Ordu. Her ikisinin hedef tahtasına oturtulmasının sebebi budur.

10 yıldır İstanbul’da yaşayan Amerikan asıllı Türk vatandaşı Prof. Dr. James (Cem) Ryan ABD Başkanı Obama’ya bir mektup yazdı.(odatv) Bu mektupta önemli bir tespit var:
“Üzülerek söylemeliyim Sayın Başkan, Amerika bu karanlık fikirli, acımasız yüzlü adamları iktidara getirirken suça ortaklık etmiştir. …..
Amerika Birleşik Devletleri tarafından kurulan ve desteklenen bir hükümetin varlığı, kendine “demokratik” diyen her ülkeye utanç verir.”

AKP’yi kimin kurduğu ve desteklediği açıktır. Cüneyt Zapsu ABD’de “RTE’nı deliğe süpürmeyin, kullanın” derken aslında bir gerçeği de açıklamış oluyordu.

Ordu ve Yargının hassasiyeti hep laiklik üzerine oldu. Oysa bir Başbakan’ın BOP’un Eşbaşkanı olması, CFR’nin programını parti programı haline getirmesi görülmeyecek bir tehlike miydi? Cüneyt Zapsu Türkiye’nin Başbakanını “sevsek de, sevmesek de” başka bir ülkeye kullanın teklifi yapabilir mi? Savcılar Cüneyt Zapsu hakkında dava açtı mı? Genelkurmay Başkanı Orduya asimetrik psikolojik savaş uygulandığını söylüyor. Yargı aslında bir suç duyurusu da olan bu açıklama için bir soruşturma açtı mı? Fetullahçı Gladio’nun Orduya operasyon yaptığı yazılıp çiziliyor. Bu ithamlar aynı zamanda suç duyurusu değil midir? Fetullah ve cemaati hakkında niye bir dava açılmıyor? Bu sorular gerçekten cevap bekleyen sorulardır!

Z_eucar@yahoo.com.tr


Zahide UÇAR, 15 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x