Bağımsız sözcüğünü sık sık kullanırız.
Bağımsız Türkiye isteriz.
Bağımsız kişilik deriz.
Ama, sanıyorum çok az sayıda insan bağımsız sözcüğünün bire/bir anlamını merak edip sözlük karıştırma kalkışmamıştır.
Biz karıştırdık.
Türk Dil Kurumu tarafından yayınlanan Türkçe Sözlük adlı iki ciltlik eserin 127 sayfasında bağımsız kelimesi şöyle tanımlanmış:
BAĞIMSIZLIK; davranışlarını, tutumunu, girişimlerini her hangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, hür, özgür, müstakil.
Gelin şimdi çıkın işin içinden…
Bu yazı 12 Haziran Pazar gününün sabahında yazılıyor.
Biraz sonra sandık başına giderek oyumu kullanacağım.
Oy pusulasını elime alacağım ve sıra sıra partilerin adını okuyacağım.
Ve sonra da… Seçime, her hangi bir partinin listesinden değil, “bağımsız” olarak giren kişilerin adlarını okuyacağım.
Ve düşüneceğim…
Demek ki, 12 Haziran günü seçmen iki farklı kulvarda, iki farklı nitelik taşıyan milletvekillerini seçmek durumunda.
Seçmen [yani bu yazının koordinatları içinde örneğin bendeniz] ya bağımsız milletvekillerine vuracağım mührü ya da her hangi bir siyasi partinin yuvarlağının içine…
Bu noktada sanıyorum, biraz daha düşünmek gerekiyor.
Bir tarafta “bağımsız” milletvekili adayları varsa, diğer taraftaki milletvekili adayları “bağımlı” mı?..
Önemli bir sorudur bu…
Siyasi partilerin listesinden seçilerek meclise giren milletvekilleri “bağlı” oldukları siyasi partilerin grup kararları dışında oy kullanamazlar, Meclis kürsüsüne çıkıp, kendi öznel düşüncelerini bağımsız bir biçimde ifade edemezler.
Şayet böyle bir şeye cüret ederlerse ne olur?
Parti disiplin kuruluna verilirler ve bu kurulun vereceği [ihraç da dâhil olmak üzere] çeşitli cezalara çarptırılırlar.
Peki, grup kararları nasıl alınır?
Genellikle [ve her zaman] o siyasi partinin başkanının görüşü, o partinin milletvekillerinden oluşan “grup toplantısı”nda karara bağlanır.
Peki, milletvekilleri grup toplantısında kendilerine ait bağımsız düşüncelerini dile getirebilirler mi?
Kâğıt üstünde, evet.
Yaşamın içinde, hayır!..
Demek ki, milletin vekillerinden oluşan TBMM’de ortaya çıkan egemen irade, Meclis’te en çok sandalye sahibi olan siyasi partinin genel başkanının iradesidir…
Genel başkan hem Meclis’in iradesini belirlemektedir ve hem de kimlerin kendi partisinden milletvekili adayı olacaklarını…
Ve bizler, yani yaşadığımız ülkenin seçmen topluluğu, işte bu genel başkanların belirlediği kişileri seçmek durumunda kalırız.
Çünkü örneğin A partisine oy verdiğimiz anda, o A partisinin genel başkanının listesine aldığı kişilere vekâlet verip, onları milletin vekili yapmak zorundayız…
Şimdi tam da noktada, size yanıtı oldukça “zor” bir soru daha:
- Bağımsızlık ne demekti?..
Yazının baş tarafına aktardığımız Türk Dil Kurumu tarafından yapılmış olan tarifi anımsıyor musunuz?
İyi, demek o derecede dikkatlisiniz…
Sizi tebrik ediyorum.

soruyusormak@gmail.com

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com