Bush Kime “Bir Daha Mazada Olmayacak” Demişti?
2001’de, tam 3.bin yılın başında, İkiz Kuleleri toz bulutu haline getirip tek bir belge iz bırakmadan yere indirdiklerinde, Yahudi lobisinin büyük hamisi Bush, ABD senatosunda şunu demişti:
- “Bir daha MAZADA olmayacak, 3.Bin yılın haçlı seferini başlatıyoruz.”
Üçüncü bin yıla o yıl girmiştik. Milatta yaşanmış bir MAZADA olayı olmalıydı.
Buldum. Filistin’de, MAZADA dağında, onların Yehudiye dedikleri yerde, MS. 60-73 gibi, yıllarca Roma saldırısına direnmiş bir halk vardı. Saldıranlar on yıl sonra kalenin üzerine çıktıklarında görürler ki 960 kadın erkek çocuk birbirini öldürmüşler. Sağ teslim olan yok.
Bu şehri Roma imparatoru niçin cezalandırdı acaba? Oysa şehrin yeni kralı Harod, Roma’nın Cenevizli Yahudi zenginleri gibi, Yahudi tefeci-tüccardı. Cenevizli tefeciler Roma krallarına borç para verir onları yağma yapmaları için savaşa gönderirlerdi.
Harod da, Roma’ya borç para vermişti. Roma komutanları, Şamsat’a, Gerger’e, Urfa’ya, Kastabala’ya, Tigran Akarta’ya, özetle Mezopotomya’nın zengin kale şehirlerine sefer üstüne sefer açıyorlar, bir türlü alamıyorlardı. Hatta Kastabala kralı Tarkan Di Mete ile İskenderun limanında hakimiyet kavgası vardı.
Selevkos Uygarlığının Şaman Canlar (Komagene) kralı Oğuz Beyi 3.Anasıoğuz’a haber salmışlar; Kastamonu’dan, Sinop’tan, Ankara’dan, Tokat’tan, Amasya’dan, Samsun’dan, Rize Potomya’dan, bütün Karadenizden, Roma ordularından kaçarak Mezopotomya’ya sığınan herkesi teslim etmesini, ya da onlara karşılık bütün hazineleri vermesini istemişler.
Şamşat kalesinin Başoğuzlu komutanı cevap vermiş; “Teklifinizi asla kabul etmeyiz. Siz bize size katılan hainleri verin.” Büyük Karus’un soyundandı, başında al kurdele bağlıydı, ay yıldızlı parasında Bazileus yani Başoğuzlu yazıyordu.
Roma askerleri kaleye saldırdı. Ama Şamsat kalesinden üzerlerine tüfekle veya barutla top ateşi açıldı. Bu onların ilk kez gördükleri silahtı. Geri çekildiler. Dehşete düştüler. Silahı tarif ederken “Üzerimize bir şey attılar, ben yandım mızrağım da yandı…” diyorlardı.
Bu sırada, Doğu Romanın kralı Markus Antonius Tarsus’taydı. Ona borç veren Yahudi tefeci Harod, Filistin’den kalkıp gelmiş Tarsus’ta bekliyordu ki Adıyaman Oğuz Beyi yenilsin, o da ganimetten payını alsın. Saldırının püskürtüldüğü, askerlerin panik halinde geri çekildiği haberini alınca, Roma yenilecek nasılsa deyip kalktı gitti, kendi parasını bastırdı, Roma’ya vergi vermeyi reddetti. Pelaz halkı onu bu hareketinde destekledi.
Harod, Kıbrıs’ın bakır madenlerini de kendi başına işletmeye başladı. Madende ve limanlarda çalıştırmak için Mısır’dan köleler getirdi. (Bu kölelere Yahudi tüccarlar kendi yemediği domuz etini verirlerdi. Daha sonra bu köleler Hıristiyan edildiler.)
Kendine ayrı para bastıran, bağımsız krallığını ilan eden ilk Yahudi tüccar bu Harod’dur. Onun bu devleti tarihte ilk Yahudi devleti olarak kabul edilir.
Fakat olanlar, onun kendini bağımsız kral ilan etmesinden sonra oldu. Cenevizli Yahudi bankerleri onu affetmeyecekti.
Roma orduları tekrar tekrar Şamsat’a saldırdı. On yıl sonra, MS.69’da TigranAgarta ve Gerger, 72’de Şamsat yenilip düşünce, buralar Neron’un komutanı Korbula tarafından yakılıp yıkıldı ve yağmalandı. Bütün hazineler Roma’ya gidince (Mezopotomya’nın yerle bir edilişi, Sümer Uygarlığının bitişi) sıra Yehudiya’yı cezalandırmaya geldi.
Filistin (Pelaz-tuni) halkı, Roma’ya rest çekmiş olan Harod’un etrafında birleşti. Mazada dağında bir kale şehir kurdular. Cenevizli Yahudi tefecilerin desteklediği Roma orduları Yehudiye kralının ve PELAZ halkının üzerine sürüldü. Roma’ya karşı Mazada’da on yıl direndiler. Mazada şehrinin tarihe geçen bu ünlü direnişini Samici tarihçiler kendi Yahudi tarihleri olarak yazarlar.
Pelaz halkı, Kuzeydoğu Anadolulu, Amazon, kadınlı erkekli savaşa giden, gittiği yerde tarımı başlatan, Anadolu Birleşik ordularıyla oraya gitmiş olan Kaşgari ve Koçgiri Oğuz boylarından karışmış bir halktı.
2 bin yıl sonra, 1948’de, aynı yerde ikinci defa bir Yahudi devleti kuruldu. Kurucusu bu kez İngiliz - ABD Silah patronlarının Yahudi lobisidir, sermaye birikimi tarihini eşersek Cenevizli Akdeniz korsanlarına kadar gider. (Fatih İstanbul’a girdiğinde kasalar tamtakırdı. Aynı saatlerde Cenevizli korsanlar Bodrum Artemis müzesinin hazine odasını boşaltmakla kalmamış, bu dünya harikasını yıkarak tarihe gömmekteydi!)
Başa dönüyorum. “Bir daha Mazada olmayacak” diyen Bush, bunu ne için dedi acaba diye bir daha düşünüyorum ve kendime soruyorum:
- -İsrail bugünlerde Büyük Yahudi lobisiyle ters düşmeye mi başladı acaba?
-ABD, İsrail’e MAZADA’yı mı hatırlattı acaba?
-ABD’den ayrı bir yol izlersen seni de Mazada gibi affetmeyiz, demiş olabilir mi?
İsrail’in halkı da Amerikalı değil, Yahudi oldukları zorla alınlarına yazılmış, parayla satın alınmış İsrail topraklarına adeta sürülmüş Avrupalı ve Asyalı alt gelir düzeyinde insanlardı. Harod gibi, bugün İsrail’in menfaatleri Amerikan menfaatleriyle örtüşmüyor olabilir.
Gelelim Erdoğan-İsrail ilişkisine. Karşılıklı mafya dili çoktan girdi bu ilişkiye.
İsrail bence Erdoğan’a diyor ki, “Hamas gibi köktendinci bir yapıya destek vermeyin.”
Amerika’ya da diyor ki; “Ilımlı İslam programınız bana zarar veriyor.” Bunu, doğrudan Amerika’ya diyemiyor da mafya usulü, Türkiye üzerinden diyor.
Bana bunları düşündürten söz Abdullah Gül’e aittir; “İsrail, yakın ve uzak uluslar arası ilişkileri kopartmak niyetinde değilse bizden özür dilesin.”
Evet sayın okurum. İsrail şu anda MAZADA olmaya doğru sürükleniyor. ABD gibi Yahudi silah lobisinin yönettiği dev bir ülkenin menfaatleri kendisinin kurduğu İsrail’in menfaatlerinden önde geliyor… (Böyle gösterilmek isteniyor olması da muhtemeldir. Çünkü bu asimetrik savaştır.)
Öyle vahşidir emperyalist sermaye. Kendi kurduğu ileri karakolu daha ileri hedefler için ezer geçer. Ki, onu kurmak için koskoca bir 2.dünya savaşı yaşattılar bize. Demek ki şimdiki savaşın hedefleri ondan daha büyüktür, 3.bin yılın savaşıdır ki kendi kurduğu İsrail’i bile yutmayı göze alıyor.
Bizim TEKEL işçilerini anımsadım. Direnişe gelmiş Şamşatlı bir kardeşim diyor ki; “Bu Erdoğan’ın hiç mi acıması yoktur, beş çocuğum var, ne yaparım ben?” Erdoğan’ın vicdanıyla ilgili bir şeydir zannediyor.
Hey, Adıyaman TEKEL İŞSİZİ kardeşim!
Amerikan Yahudi tütün tekellerinin burada satması için senin tütün fabrikanın kapanması lazım. Amerika Erdoğan’a bunu yapması için başbakanlık verdi, senin ona oy vermen için de Adıyaman’da tarikatlar kurdu ve seni ona oy verdirdi. Aslında sen o oyu, fabrikanı kapattıran Amerika’ya verdin. Şimdi fark ettin değil mi?
Diyorsun ki “Ölüm orucuna başlarız, kefenleri giydik…” Mazada gibi…
Mazada, MAZ-ATA, Amazon atalı olmak, yani kadınlı erkekli ölümüne baş koymak… Bu töre bizim Oğuz Ata töremizdi değil mi?
Ek: 1948’den itibaren Filistin toprakları giderek azaldı, İsrail toprakları ise büyüdü. Kaynak: http://www.kibush.co.il/show_file.asp?num=553 (bir İsrail sitesi)
Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 14 Ocak 2010
mahiye@gmail.com