Barack Obama Başbakanımızı kandırıyor mu?

Barack Obama Başbakanımızı kandırıyor mu?

İletigönderen Erkan Güçiz » Cmt May 12, 2012 20:33

ABD ordusu subaylarını eğitti: Müslümanlığa karşı topyekûn savaşta Hiroşima taktikleri kullanın

Obama ortak basın toplantısında kızlarını yetiştirme tarzıyla ilgili Erdoğan'dan tavsiyeler aldığını söyledi ve “Kız evlat yetiştirme konusunda Erdoğan'ın perspektifini her zaman merak ettiğini” de sözlerine ekledi. Erdoğan ise kendisine “arkadaş ve meslektaşım Başbakan Erdoğan” diye hitap eden Obama'dan bir adım ileri giderek konuşmasına “Sevgili arkadaşım Barack” diye başladı ve Obama'ya kızlarından söz ettiğini açıkladı.

İki liderin birbirlerine dostane yaklaşımları bir süredir bilinen bir durum. Nitekim Obama kendi ülkesinde Cumhuriyetçilerin açık saldırılarına karşın Erdoğan'ı “pek çok konuda olağanüstü bir ortak ve dost” olarak tanımlamaktan kaçınmıyor. (27 Mart 2012 Cumhuriyet)

“Danger Room” adlı İnternet gazetesinin eline geçen belgelere göre “ABD ordusu geleceğin liderlerine, Amerika’yı İslamcı teröristlerden korumak için dünyanın 1,4 milyar Müslümanına karşı topyekûn savaş açılması gerektiğini öğretiyor. Bu çatışma süresinde gerektiğinde, ´sivil halkı hedef alan`, şehirlerin tamamını ortadan kaldırabilecek ´Hiroşima` derslerinden yararlanmak da seçenekler arasında.”

Bir internet bağlantısı, Obama’nın - ki kursa katılan yüksek rütbeli kurmay subayların başkumandanı - Müslüman olduğunu güya itiraf ettiğini gösteriyor.

http://www.wired.com/dangerroom/2012/05/total-war-islam/?pid=1196

Müslüman dünyasının tümüne yönelik bu tehditler karşısında Türkiye’nin tutumunu veya vurdumduymazlığını açıklayabilecek birkaç seçenek var.

  • Üstün becerilerini Kandille yaptıkları görüşmelerde sergileyen istihbarat güçlerimizin bunlardan haberi yok,
  • İstihbarat güçlerimiz biliyor bütün bu olanları; aynen 12 Eylül’de olduğu gibi, Başbakanımızı rahatsız etmemek için kendisini bilgilendirmiyorlar,
  • Müslümanlık değerlerini korumada büyük titizlik gösteren Başbakanımızın bilgisi dâhilinde bunlar; ancak yakın dostu Obama’yı kırmak istemiyor,
  • Başbakanımız Obama ile sıkı fıkı ahbaplığına güveniyor; ABD tüm Müslümanları yok etmeye karar verse de bize dokunmaz diyor,
  • Başbakanımız Barack Obama’yı aptalın biri olarak görüyor; ABD ordusunun, onu da Müslüman sayıp, temizlenecekler listesine eklendiğini görmemezlikten geliyor.

ABD’li kurmay subayların bu sunumlarda daha neler gördükleri “Danger Room” adlı İnternet gazetesinde çıkan yazının tamamında, aşağıda.


ABD ordusu geleceğin liderlerine, Amerika’yı İslamcı teröristlerden korumak için dünyanın 1,4 milyar Müslümanına karşı topyekûn savaş açılması gerektiğini öğretiyor. Bu çatışma süresinde gerektiğinde “sivil halkı hedef alan”, şehirlerin tamamını ortadan kaldırabilecek “Hiroşima” derslerinden yararlanmak da seçenekler arasında.

İlk defa “Danger Room” adlı İnternet gazetesinde haberi çıkan, Savunma Bakanlığı Harp Akademisinde verilmekte olan bu kursu Pentagon iptal etti. Ancak kursta öğretilenler daha yeni yeni açığa çıktı. Kursla yakın bağlantısı olan bir kaynak yüzlerce sayfalık kurs ve referans belgelerini Danger Room’a aktardı.

Genelkurmay Başkanı, tüm ABD eğitim materyalinin taranması ve bu tip nefret uyandırıcı belgelerden arıtılmasını emrini verdiyse de bu tutum devam ediyor. Hakkında bir soruşturmayı beklerken, bu kursu veren Yarbay Matthew A. Dooley, Norfolk Virginia College’de görevine devam ediyor. Dooley’in verdiği derslerde haftalarca bu tahrik edici konuşmaları dinleyen yüzbaşılar, binbaşılar, yarbaylar, ve albaylar şimdi ADB ordusunda daha yüksek rütbelerle görevdeler.

Son on yılın büyük bir bölümünde, kendilerini terörle mücadele uzmanı sayan bir avuç kişi, ABD ordusu, istihbarat ve emniyeti içinde önlerine her çıkanı, Amerika’nın hakiki terörist düşmanın El-Kaide değil, İslami inanç olduğunu ikna etmeğe çalışıyordu. Bu kurs süresinde, Dooley bu İslam karşıtı laf cambazlarını misafir sunucu olarak getirdi. Ve onların savundukları düşünceleri iğrenç sonuca bağladı.

Temmuz 2011’de, “Makul, ılımlı İslam” diye bir şey yoktur diyen Dooley, bunu Amerikan düşmanlarına bir duyuru ile sonuçlandırdı. “Dolayısıyla, ABD’nin, hakiki amaçlarını açıklama zamanı gelmiştir. Bu vahşi ideoloji artık hoş görülmeyecektir. Müslümanlık değişmeli, yoksa biz onun kendini yok etmesini kolaylaştıracağız.”

Konu hakkında bilgi almak için Dooley’e ulaşılamadı. Harp Akademsi sözcüsü Dooley’in sunumları ve okuldaki durumu hakkında konuşmaktan kaçındı. Sunumlardan Dooley’in sorumlu olup olmadığı sorusuna yanıtı, “Ben, o sorumludur diyebilir miyim, bilemiyorum. Sorumlu, okul komutanı Tümgeneral Joseph Ward olmalı” dedi.
Bu iki yıldızlı bir generali şok edici kurs materyalinden sorumlu yapıyor. Sunumlarında, Dooley’nin, İslam dininin zorla dönüştürülmesinde uygulanacak olası dört kademeli bir savaş planı var. Planın üçüncü kademesinde olası sonuçlar arasında, “Müslümanlığın bir kült seviyesine indirilmesi” ve “Suudi Arabistan’ın açlıkla tehdit edilmesi” var.

Savaş zamanlarında sivil halkın korunmasına ilişkin uluslararası antlaşmalar “artık geçerli değildir” diyerek devam ediyor Dooley. Ve bundan, “Dresden, Tokyo, Hiroshima, Nagasaki1 gibi tarihteki örneklerin,” Müslümanlığın kutsal şehirleri “Mekke ve Medine’nin yıkımına” uygulanabileceği olasılığı çıkıyor.
Dooley’in ideolojik yanlılarının devamlı söylemleri “sıradan Müslümanlar”ın doğa olarak “vahşi” oldukları için tehlikeli oldukları. Ancak, El-Kaide’nin en çarpık fanatiklerinden bile şehirleri tümü ile ortadan kaldırma düşüncesi taşıyanlar birkaç kişiyi geçmedi.

Dooley ekliyor:“Burada önerilen eylemler, politik olarak doğru görülmeyecektir pek çok kişi tarafından.” “Sonuç olarak Batıda, topyekün savaştan başka yapabileceğimiz pek az şey var.”

Harp Akademisinde Ağustos 2010’dan beri görevli olan Dooley, sekiz haftalık derslerine iki bölümlük İslam tarihi dersleri başladı. West Point (ABD askeri lisesi) tarih eski öğretmeni David Fatua bu dersi verdi. Dooley, öğrencilerine, “Eğer dersi burada bitirirsek dengeli bir görüş sahibi olamazsınız, İslam’ın kendini ne şekilde tarif ettiğini de doğru olarak anlayamazsınız” dedi. Daha sonraki haftalarda, Müslümanlık hakkında kışkırtıcılıkları ile tanınan üç misafir konuşmacıyı davet etti.

Bunlardan Shireen Burki 2008 seçimlerinde, Obama, Bin-Ladin’nin rüyalarının adayıdır dedi. Harp Akademisindeki konuşmasında öğrencilere, “Müslümanlık Emparyalist/İşgalci bir dindir” dedi.

Stephen Coughlin 2007’deki master tezinde, o zamanki başkan George W. Bush’un dünya Müslümanlarının çoğu ile dostluk bildirisinin “düşmanın planlarını tanımlamaya çalışanlara soğuk duş etkisi yaptı” dedi. Coughlin daha sonra Genelkurmaydaki danışmanlık görevinden azledildi fakat Deniz Kuvvetleri Harp Akademisi ve FBI Washington bürosunda ders vermeye devam etti. Coughlin’e göre, El-Kaide Mısır’da Hüsnü Mübarek ve Libya’da diktatör Muammer Kadafi’nin devrilmesine yardım etti. “Bu İslamcıların dünyayı ele geçirmek için kurdukları düzenin bir parçasıydı” diye ekledi. Olayları, kendisi gibi görmeyenleri “kompleks sahibi” olmakla suçlayıp alay etti.

Coughlin’in konuşmasının başlığı “İslami kanunun uygulanması veya bunlar sizin aradığınız Droidler2 değil”

Geçen yıl, FBI eski çalışanlarından John Guandolo, komplo teorileri üretmekle ünlü World Net Daily sitesine Obama’nın aşırı İslamcıların etkisi altına giren ilk başkan olmadığını söyledi. Guandolo’ya göre “son üç başkanın döneminde derinlere işledi bu nüfuz”. Yalnız Harp Akademileri dersleri için kullandığı materyalde Müslümanlardan Batının düşmanları olarak bahsetmekle kalmadı, Haçlı Seferlerinin de “Batı ülkelerine yüzyıllar süren Müslüman tecavüzlerinden” dolayı haklı sebepleri olduğunu söyledi.

Guandolo’nun “Hakikatla Yüzleştirilen Düşmanın Beklenen Reaksiyonları” başlıklı sunumu elektronik ortam yoluyla Harp Akademisi öğrencilerine dağıtılan yüzlerce belgeden biri idi. Bu hazinenin içinde, “Yahudi ve Hristiyanları hor görmek ve nefret İslam’ın temel emirlerinden biridir” iddiasında olan bir yazı vardı. Bosna’da Müslümanların soykırımı da dâhil çeşitli savaş suçlarından yargılanan Sırpların savunma şahidi olarak mahkemeye çıkan Serge Trifkovic adlı bir eski profesörün hazırladığı video da bu hazinede idi. “Kaldırılmadan İzleyin” adlı bir internet bağlantısı, Obama’nın - ki kursa katılan yüksek rütbeli kurmay subayların başkumandanıdır - Müslüman olduğunu güya itiraf ettiğini gösteriyor.

Dooley, söylediklerinin “ABD Hükümeti’nin resmi politikası olmadığını” ve “dinamik tartışma ve düşünme” gayesinde olduğunu ekledi. Fakat kurstaki subaylara, Obama’nın Müslümanlığı sözde kabul etmiş olmasının da bir tür vatan hainliği sayılabileceğini öğretti. “En azından sayarsak”, dünya Müslümanlarının yüzde onu “şok edecek bir sayı, 140 milyon kişi senin olan ve inandığın her şeyden nefret ediyor, seninle hiçbir zaman bir arada var olmayacaklar, sen İslam’a boyun eğmedikçe.” Sözlerine ekledi; “Profesyonel bir asker olarak burada ettiğiniz yemin sizin bir taraf seçmenizi zorunlu kılar.” Dooley’in Müslümanlara karşı “topyekûn harp” tanımının kendi “Müslüman” başkumandanı da kapsayıp kapsamadığı belirli değil.

Pentagonun yüksek rütbelileri Dooley’in sunumlarını öğrendikten sonra, Genelkurmay Başkanı General Martin Dempsey bütün komutanlıklara benzer İslam karşıtı materyalin yok edilmesi emrini gönderdi. Dempsey bu emri verdi çünkü İslamı, şeytan olarak tanımlayan FBI materyalinin varlığını öğrendikten sonra Beyaz Saray zaten federal hükümetin tüm istihbarat birimlerine – asker ve sivil – terörizm karşıtı eğitim programlarını yenileme emrini vermişti.

Dooley, bu emirler çıkmadan, kıyamet gününü getirecek küresel dinler arası savaş görüşünü zaten anlatmış bulunuyordu. Flynn, Karacı Tümgeneral Frederick Rudesheim’ı, Dooley’nin Savunma Bakanlığının onayladığı resmî bir kursta nasıl olup ta böyle bir sunum yapabildiğinin etraflı olarak soruşturulması ile görevlendirdi. Bu soruşturmanın sonuçları 24 Mayıs’ta bekleniyor.

Gariptir ki, Dooley ve misafir konuşmacıları İslam aşırıcılığının ilerlemesinin korkunç resmini çizdikleri anda onun en önde geleni onun çökmesinden korkuyordu. ABD hükümetinin yakın zamanda gizliliği kaldırdığı belgelere göre Osama Bin-Ladin, El-Kaide’nin vahşi metotlarından ve ismin kirlenmesi yüzünden Müslümanların çoğunun kutsal bir savaşa katılmaktan soğuduklarından şikâyetçi idi. ABD subaylarının bunu ateşleme yollarını düşündüklerini nereden bilebilirdi ki.


Çevirenin notu:
1) İkinci Dünya Savaşı’nda Dresden ve Tokyo napalm bombaları ile bombalandı günler süren yangınlarda on binlerce sivil öldü. Hiroshima ve Nagasaki ise atom bombası ile haritadan silinirken yüzbinlerce sivil yanarak ve radyasyon sonucu kanserden öldü. Dostumuz Amerika’nın insan haklarına ne derecede saygılı olduğunun bir iki ufak örneği bunlar. Daha sonra da Kuzey Kore, Vietnam, Irak ve Afganistan’da bu geleneklerinin devam ettiğini görüyoruz.
2) Droid, Star Wars filmlerindeki robotlar


Kaynak: http://www.wired.com/dangerroom/2012/05/total-war-islam/?pid=1196

Erkan GÜÇİZ, 12 Mayıs 2012
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x