Başbakan federalizm hedefini açıkladı / BDP: Acele Edin!..

Başbakan federalizm hedefini açıkladı / BDP: Acele Edin!..

İletigönderen Başkomutan » Pzr Eyl 12, 2010 23:35


BAŞBAKAN FEDERALİZM HEDEFİNİ NASIL AÇIKLADI

Referandum sonuçları şekillendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da kürsüye çıktı.

Erdoğan, Batı’da HSYK üyelerini federal meclis ve federal konsey üyelerinin seçtiğini belirterek, bu sistemi yeni anayasa ile Türkiye'ye getireceklerini söyledi.

Bu kısacık cümlede açıklamaya muhtaç pek çok öğe bulunuyor.

- Türkiye'de federal meclis ya da federal konsey türü bir idari yapı bulunmuyor. Başbakan yeni düzende federal yetkilerle donanmış meclis ve konsey türü yapılardan sözediyor.

- Federal meclis ve konseylerin görevleri arasında hakim atamalarının da yer alacağı anlaşılıyor. Başbakan federal yapıların HSYK gibi merkezi bir kuruma üye seçiminden söz ediyor.

- Başbakan bu yeni sistemi Türkiye’ye getireceklerini söylüyor. Yargı organlarını seçen federal meclis – konsey türü yapılar için tipik örnek ülkeler Amerika ve İsviçre oluyor. Federal yapılar, Amerika’da eyaletlerden, İsviçre’de de kantonlardan doğuyor. Acaba Hükümet Türkiye’de de eyalet – kanton yapılanmasına gitmeyi planlıyor.

- Başbakan yeni sistemi yeni anayasa ile Türkiye’ye getireceklerini söylüyor. Demek ki anayasa değişiklikleri devam edecek. Başbakan’da bugün diğer partilere ortak anayasa yapma teklifinde bulundu.


Acaba yakın dönemde yeni bir referandum mu yapılacak?

Acaba, yeni referandumda Türkiye’nin eyaletlere bölünmesi mi oylanacak?


Odatv.com






BAŞBAKAN FETHULLAH GÜLEN’E NASIL TEŞEKKÜR ETTİ?

Başbakan Erdoğan referandum sonrası ilk açıklamasını yapıyor.

Erdoğan uzun teşekkür konuşmasında isim vermeyerek Fethullah Gülen’e de teşekkür etti.

Erdoğan şöyle dedi:

”Dünyanın dört bir yanından, okyanus ötesinden bu sürece destek veren tüm kardeşlerimi kutluyorum. ”

Hatırlanacağı gibi; Fethullah Gülen ABD'den yaptığı açıklamada “Ölüler bile mezardan kalkıp 'evet' oyu vermelidir” demişti.

Odatv.com



Burhan Bey çalışmaya başla!

“12 EYLÜL nasıl tarihi bir milat olduysa 13 Eylül de yeni anayasa çalışmaları için bir milat olacak. Yarından itibaren Burhan (Kuzu) Bey çalışmalara başla. İlgili kurullarımızda değerlendirerek, yeni anayasa için nasıl bir yol haritası takip edeceğimiz belirleyeceğiz. Geçen yıllarda bir komisyon kurarak yeni anayasa için bir çalışma başlatmıştık. Önümüzdeki günlerde de toplumun tüm kesimlerinin kanaat ve düşüncelerini alarak en geniş şekilde biz anayasa yapacağız iddiasında değiliz, olmayacağız. Fakat çalışmamızı biz hazırlayıp yaparız. 2011 seçimlerinden hemen sonra Meclis Başkanımız kim olacaksa onunla paylaşırız. Deriz ki biz yeni bir anayasının uzlaşısına hazırız.”

Okyanus ötesinden destek

“DÜNYANIN dört bir yanından Okyanus ötesinden bu sürece destek veren tüm kardeşlerimi kutluyorum. Ne yapayım buradan Okyanus ötesine mesajlar olduğuna göre bizim de bu mesaja bir karşılığımız olması lazım. Bu halk oylamasıyla milletimizin çok önemli imkanlara kavuşmuş olduğunu, tarihi nitelikte değişikliklere onay verdi. Bu bizim sorumluğulumuz mesuliyetimi artırmıştır. Kadınlarımız, yaşlılarımız, çocuklarımaz, şehit ve gazilerimizin emanetine müjdeler olsun diyorum.


gazetevatan






Obama'dan Erdoğan'a telefon

ABD Başkanı Barack Obama Başbakan Erdoğan'ı arayarak, referandum sonucundan dolayı tebrik etti

Başkan Obama referandum sonuçlarının belli olmasının ardından Başbakan Erdoğan’ı arayarak Türk demokrasisini tebrik etti.

İki liderin telefon görüşmesinde 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'ndaki Türkiye-ABD final maçı hakkında da konuştukları öğrenildi.

ABD Başkanı Barack Obama, referandum sonuçlarının belli olmasının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla aradı. Obama'nın Erdoğan'a, Türk demokrasisinin canlılığını ortaya koyduğunu söylediği belirtildi.

Obama, konuşması sırasında referanduma da değinirken, “Referanduma katılım, Türkiye’deki demokrasinin canlılığını da ortaya koydu” diye konuştu.


gazetevatan.com
En son Başkomutan tarafından Prş Eyl 23, 2010 16:09 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Başbakan federalizm hedefini açıkladı / Okyanus ötesinde

İletigönderen Başkomutan » Pzt Eyl 13, 2010 0:23

[img]http://foto.gazetevatan.com/newpics/news/130920100048086452874.jpg[/img]

BDP'den kutlama

DİYARBAKIR’da referandumun ardından BDP il binasına PKK flamaları asılırken, marşlar çalınıp, havai fişek gösterileri yapıldı. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Halkımızı kutluyorum. Bu başarıyı demokratik özerklikle taçlandırana kadar mücadeleye devam diyoruz“ dedi. BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışınak da, halkın demokratik özerk Kürdistan isteğini dile getirdiğini söyledi.

Diyarbakır’da oy verme işlemi sona erdikten sonra yaklaşık 5 bin kişi BDP il binası önünde toplanarak halaylar çekip, Abdullah Öcalan posterleri açtı. Sık sık PKK ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar atılırken, BDP otobüsünden de PKK marşları çalındı. Büyük boy PKK flamaları parti binasına asılıp, BDP otobüsünden ‘Ey Rakip’ marşı çalınırken, havayi fişek gösterisi düzenlendi.


DEMİRTAŞ: PKK VE ÖCALAN MUHATAPTIR

Başbakan’ın artık ateşkesle ilgili somut değerlendirme yapması gerek, ayakları havada bir açıklama olmamalı bu. Hükümet artık BDP’nin tabanının Kürtlerin önemli bir kısmının bu sorunu diyalogla, irade olarak gösterdikleriyle, müzakere yapılmasını istediğini görmelidir. Kürtler savaş istemiyor, Kürtler diyalog ve müzakerede ısrarcıdır. Barışın sağlanması için PKK ve Sayın Öcalan muhataptır, bu boykot sonuçları da bunu ortaya çıkarmıştır.”

ÖZERKLİK TALEBİ

Referandumda demokratik özerklik talebini ortaya koyduklarını belirten Selahattin Demirtaş şöyle devam etti: “Ana dilde eğitim, barış isteyen sandığa gitmesin dedik. Halkımız bu çağrımıza uydu. Bu bilinçsizce oluşmuş bir tavır değildir. Bu bilinçli siyasi bir tutumdur. Gece gündüz halkın iradesine saygıdan söz eden Başbakan bu tabloyu görmelidir. Sandığa gitmek isteyen herkes sandığa gitmiştir. Baskı, tehditten kimse bahsedemez. Eğer güvenlik güçlerinin baskısı olmasaydı, sandığa gitmeyenlerin oranı daha da fazla olurdu. Türkiye’de yeni bir anayasayla barış ve kardeşlik isteyenler boykotla kazanmıştır.” Yeni bir anayasa hazırlık platformunun oluşturulması gerektiğin savunan Demirtaş, “Hükümet eğer samimiyse, yeni bir anayasa konusunda, Kürt sorununun barışçıl çözümü konusunda samimiyse partimiz bu platformda yer almaya hazırdır. Bu başarıyı demokratik özerklikle taçlandırana kadar mücadeleye devam diyoruz” dedi.

Çoğulcu bir anayasa, eşitlikçi bir anayasa, ana dilde eğitim, demokratik özerklik ve demokratik özerk Kürdistan talebi vardır. Biz siyasal taleplerimizi halkın onayına sunduk ve bugün görüyoruz ki bu siyasal taleplerin etrafında, kenetlenmiş güçlü bir halk desteği var.”
Diyarbakır'da 'Hayır' yok gibi
BDP'nin boykot çağrısına seçmen ne yanıt verdi? İşte güçlü olduğu illerdeki durum:


BDP'nin güçlü olduğu illerde katılımın en düşük olduğu il, yüzde 7.12 oranla Hakkari. Diyarbakır'da ise katılım oranı yüzde 35'lerde. Katılım oranının düşük olduğu bu illerde sandığa giden seçmenin tercihi ise açık farkla Evet oldu.

Hakkari
Evet Oranı % 93,47
Hayır Oranı % 6,53
Katılım Oranı % 7,12

Şırnak
Evet Oranı % 89,09
Hayır Oranı % 10,91
Katılım Oranı % 22,48

Diyarbakır
Evet Oranı % 94,14
Hayır Oranı % 5,86
Katılım Oranı % 35,76

Batman
Evet Oranı % 94,67
Hayır Oranı % 5,33
Katılım Oranı % 39,37

Mardin
Evet Oranı % 93,62
Hayır Oranı % 6,38
Katılım Oranı % 43,26

Van
Evet Oranı % 94,43
Hayır Oranı % 5,57
Katılım Oranı % 43,54

Siirt
Evet Oranı % 95,08
Hayır Oranı % 4,92
Katılım Oranı % 50,96

Muş
Evet Oranı % 92,05
Hayır Oranı % 7,95
Katılım Oranı % 53,86

Iğdır
Evet Oranı % 52,53
Hayır Oranı % 47,47
Katılım Oranı % 55,49

Ağrı
Evet Oranı % 95,63
Hayır Oranı % 4,37
Katılım Oranı % 56,83

Şanlıurfa
Evet Oranı % 94,44
Hayır Oranı % 5,56
Katılım Oranı % 69,84


gazetevatan

Taraf'ın manşeti Apo boykot demiyor
En son Başkomutan tarafından Pzt Eyl 13, 2010 3:44 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Başbakan federalizm hedefini açıkladı / Okyanus ötesinde

İletigönderen Başkomutan » Pzt Eyl 13, 2010 1:52


AB, Referandum Sonucundan Memnun
Avrupa Birliği, "Evet" Oylarının Önde Çıkmasının Ardından "Memnuniyet" Açıklamaları Yaptı.

Sürecin başından beri anayasa tadilat paketini destekleyen Avrupa Birliği, "evet" oylarının önde çıkmasının ardından "memnuniyet" açıklamaları yaptı. İlk açıklama CHP'nin, "aldığı hediyeler karşılığında anayasa paketini desteklediği" ithamına maruz kalan AP Türkiye raportörü Ria Oomen Ruijten'den geldi.

Evet oylarının açık ara önde çıkacağının netleşmesinin hemen ardından yazılı bir açıklama yapan Oomen-Ruijten, sonuçtan duyduğu memnuniyeti ifade ettikten sonra ombudsmanlık kurumu, askeri mahkemelerin yetkilerinin sınırlandırılması, toplu sözleşme hakkı gibi adımların "ileri hamleler" olduğuna dikkat çekti. Türk vatandaşlarını tebrik eden Oomen-Ruijten, reform sürecinin hızlandırılmasını istedi. Bilhassa Kürt ve Alevi vatandaşların hakları için adımlar atılmasın gerektiğine işaret eden Türkiye raportörü, iktidar ve muhalefetin yapıcı şekilde beraber çalışmalarını umduğunu kaydetti.

Yüksek katılımın Türk vatandaşlarının reform arzusuna işaret ettiğini kaydeden Oomen-Ruijten, anayasa paketinin ülkenin modernleşmesi için "ilk adım" oluşturduğunun altını çizdi.

FÜLE: REFERANDUM CEVAP OLACAK

AB Komisyonu Genişleme Komiseri Stefan Füle de yazılı bir açıklama yaparak sonuçtan memnun olduğunu vurguladı. Sürecin başlangıcından beri paketin doğru yönde atılmış bir adım olduğunu vurguladıklarını hatırlatan genişleme komiseri, kabul edilen paketin Türkiye'nin AB üyeliği yolunda bazı sorunlara cevap teşkil edeceğini vurguladı. Paketin etkisinin anlaşılması için uygulamayı çok yakından takip edeceklerine işaret eden Füle, hükümeti paketi uygularken şeffaf ve diyalog yanlısı olmaya çağırdı.Kabul edilen paketin ifade hürriyeti ve dini hürriyetler alanında ilave paketlerle desteklenmesi gerektiğini kaydeden Füle, yeni bir anayasanın elzem olduğunu kaydetti.

Füle, yeni anayasa çalışmalarının mümkün olan en geniş mutabakatla yapılması çağrısı yaptı. (Cihan Haber Ajansı)

İm (Kod): Tümünü seç
http://sondakika.com/haber-ab-referandum-sonucundan-memnun-2233098/
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Başbakan federalizm hedefini açıkladı / Okyanus ötesinde

İletigönderen Başkomutan » Pzt Eyl 20, 2010 3:19


BAŞKANLIK SİSTEMİNİ İLK “O” İSTEMİŞTİ

Başbakan Erdoğan 14 Mart 2003’te ilk kez başkanlık sisteminden söz ettiği demecinden bu yana belli aralıklarla bunu ülke gündemine getiriyor.

Başkanlık sistemi tartışmalarının iki boyutu var. Bunlardan birincisi Türkiye gibi parlamenter demokrasi ile yönetilen bir ülke için bir “rejim değişikliği” (anayasal değişimle birlikte) anlamına gelmesi, ikincisi ise başkanlık sisteminin yönetsel uzantısı olarak “federalizmi” beraberinde getirmesidir.

Türkiye için başkanlık sisteminin iki ciddi mahzuru vardır. Bunlardan birincisi demokratik tecrübenin/olgunluğun eksikliği ile tarihten gelen tek adam kültürünün hala yerleşikliğini korumasından kaynaklanan yüksek bir “dikta ihtimalini” içinde barındırmasıdır. İkinci tehdit ise az önce sözünü ettiğimiz federalizm planları karşısında üniter yapının ortadan kaldırılmasıdır.

Şimdi gelin bu tezlerimizi yakın geçmişte yaşanan başkanlık sistemi tartışmalarından bazı ibretlik noktaları anımsayarak tarihsel bir düzleme yerleştirelim…

İLK OLARAK ÖZAL

Bu günlerde sıklıkla ifade edildiği üzere, başkanlık sistemini Türkiye’nin gündemine ilk getiren Özal olmuştur. Özal’ın Başbakanlık Müsteşarlığını yapan Hasan Celal Güzel’in deyişiyle “başkanlık sistemini en çok isteyen Özal’dır”. (Radikal, 22 Nisan 2004) 80’lerin ikinci yarısından itibaren Özal’ın hedefi anayasada başkanlık sistemine ilişkin köklü değişiklikler yaparak-gerekirse referanduma giderek-rejim değişiminin yolunu açmaktı. (Milliyet, 19 Ekim 1987)

Özal 83 sonrası süreçte Türkiye’nin idaresini tek elden yürütmeye alışmıştı. Ancak daha fazla yetki sahibi ve rakipsiz olmalıydı(!) Gerçek düşüncesi bu olmasa 1987’de yasaklı liderlerin siyasi yasaklarının kaldırılması amacıyla düzenlenen halkoylamasında hayır kampanyasının başını çekmez, demokratik hakların kullanımının önüne set çekmeye çalışmazdı!

1987 referandumu ve ardından gelen 1989 yerel seçimlerindeki mağlubiyetler Özal’ı siyaseten sıkıntıya sokuyordu. Aynı dönemde ısrarla gündemde tuttuğu başkanlık sistemi tartışmalarında kendisine çeşitli cephelerden, ANAP içinden bile yoğun tepkiler yükselmekteydi…

Örneğin 25 Şubat 1989’da Milliyet’ten Şamil Tayyar’a konuşan ANAP Genel Başkan Yardımcısı Oltan Sungurlu “bugün için böyle bir şeye gerek yok” diyordu. (Milliyet, 25 Şubat 1989)

1983-1987 yılları arasında TBMM Başkanlığı yapan ANAP Trabzon Milletvekili Necmettin Karaduman ise “başkanlık sistemi bizde hiç söz konusu değilken cumhurbaşkanının benzeri bir tutum içine girmesi her yönden sakıncalıdır. Ülkeyi tehlikeli siyasal gelişmelerle karşı karşıya bırakması kaçınılmazdır” şeklinde demeç veriyordu. (Milliyet, 20 Ekim 1989)

Kendi kurduğu partiden gelen itirazlara rağmen Özal başkanlık sisteminin gündemde kalmasında o kadar ısrarcıydı ki hiç geleneğinde olmamasına rağmen o günlerde bir iftar yemeği organize eden TÜSİAD’ın yalnızca Özal’ı davet edip, Başbakan Akbulut’u es geçmesi basında patronlar kulübünün başkanlık sistemine onay verdiği şeklinde yorumlanıyordu. (Milliyet, 12 Nisan 1990)

BAYKAL ÖZAL’I ELEŞTİRİYOR

Aynı günlerde Trabzon’da bir basın toplantısı düzenleyen SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal ise başkanlık özlemi sebebiyle Özal’ı ülkeyi anayasal krize sokmakla suçluyordu: “Bu bir garabettir. Özal başkanlık sistemine doğru gayret sarf ediyor. Ülkeyi oraya sürüklüyor. Oysa bizde bu sistem yoktur. Bizde parlamenter sistem, meclisin üstünlüğü sistemi vardır. Şimdi parlamento yetkilerini hükümete, hükümet de cumhurbaşkanına devretmiş durumdadır. O da her işe karışıyor. İcranın anayasal yetkisi kalmamıştır. Özal’ın bu girişimleri rejim değişikliği zorlamasıdır”. (Milliyet, 22 Mayıs 1990)

Özal tüm muhalif seslere “gerekirse halk oylamasına giderim” diyerek meydan okuyordu. Bu da karşı cepheden Özal diktatörlüğüne doğru gidildiği seslerinin iyice yükselmesine yol açıyordu…

DYP lideri Süleyman Demirel ise başkanlık sistemine kökten karşı çıkıyordu: “Biz başkanlık sistemine şiddetle karşı çıkarız. ABD dışında başkanlık sisteminin yürütülebildiği bir başka ülke yoktur. Güney Amerika ülkelerinde hep darbeyle yürütülmüştür. Türkiye’nin şartlarına buna uygun değildir”. (Fikret Bila, Milliyet, 27 Mart 1991) Çok değil beş yıl sonra bu defa başkanlık sistemini Demirel gündeme getirecekti…

Ankara kulislerinde ise muhalefet liderleri gibi Başbakan Yılmaz’ın da başkanlık sistemine şiddetle karşı olduğu konuşuluyordu. Başbakanlık ile Çankaya Köşkü arasında gözle görülür bir çekişme vardı o günlerde. Cumhurbaşkanı Özal seçimler öncesindeki söyleminin aksine partiye ve hükümete müdahale ediyor, kararnameleri dahi imzalamıyordu. Dolayısıyla Özal’ı tek adama çevirecek olan bir sisteme O’nu frenlemek isteyen Başbakan Yılmaz’ın onay vermeyeceği kapalı kapılar ardında konuşuluyordu. (Milliyet, 5 Ağustos 1991)


Başkanlık sistemine sert bir şekilde karşı çıkan bir kişi daha vardı o dönemde: Refah Partisi MKYK üyesi Recep Tayyip Erdoğan(!) Erdoğan’a göre başkanlık sistemi “Amerikan emperyalizminin bir tavsiyesi idi. Bir özentinin sonucuydu” (Birgün, 20 Nisan 2010)

Muhtelif çevrelerin görüşlerini okuduğumuzda görüyoruz ki esas mesele Özal’ın otoriter bir tek adam yönetimine gitmesinin “kuvvetle muhtemel” olmasıydı.

Aslına bakarsanız böyle düşünenler çok da haksız sayılmazdı.

Niye mi?

1987’de siyasal yasakların kalkmasına hayır kampanyasını yürüterek açıkça antidemokratik tavır takınmaktan çekinmeyen Özal değil miydi?

1989 yerel seçimlerinden birkaç gün önce televizyon ekranlarından ANAP’lı adaylara oy vermeyecek yöre halkına merkezi yönetimin hizmet götürmeyeceğini ilan ederek şantaj yapan aynı Özal değil miydi?

Yine aynı Özal değil miydi muhalefet partilerinden seçilecek yerel yöneticileri koltuğunda eli kolu bağlı, iş yapamaz insanlar olarak gösteren ilanları sayfa sayfa gazetelerde yayımlatan? (Bkz. Milliyet Gazetesi, 23 Mart 1989)

Demokratik bilinçten bu denli uzak olan Özal’ın başkanlık sistemi bir dikta rejimine gitmesi kaçınılmaz gözüküyordu!

Bu madalyonun bir yüzüydü…

FEDERALİZM

Diğer yüzü ise federalizm idi. Biliyorsunuz, “Federalizm tartışılmalıdır” diyen Özal’ın kendisiydi…

    Özal’a yakınlığı ile bilinen Cengiz Çandar O’nun zihninde yer alanları bakın nasıl anlatıyor: “Tabii, Özal'ın eyalet sistemine ilişkin tasavvuru, büyük ölçüde, kafasındaki başkanlık sistemine geçişle irtibatlıydı. Turgut Özal, ABD'ye benzer bir başkanlık sistemine geçilmesi eğilimindeydi. Başkanlık sistemiyle yönetilecek bir Türkiye'nin idari yapı olarak eyalet sistemine sahip bulunması da anlaşılır olacaktı. (…) Türkiye'nin vilayetlerden oluşan birkaç eyaletle yönetilmesinin doğru olacağı kanısındaydı. Örneğin İç Anadolu eyaleti, Akdeniz eyaleti, Doğu Karadeniz eyaleti gibi isimler olabilir. Diyarbakır da çevresindeki illerden oluşan bir eyaletin merkezi olabilir”. (Referans, 4 Mart 2007)

Görüldüğü gibi Özal’ın kafasında açık bir federal yapı/eyaletler sistemi vardı. Bu da en yakınındaki Çandar’ın ifadesiyle “başkanlık sistemine geçişle irtibatlıydı”. Tıpkı bugün olduğu gibi…

Değerli okurlar, tarihi gerçekler Türkiye’yi başkanlık sistemine sokmak isteyen Özal ve diğerlerinin demokratik bilinç ve yetkinlikten uzak oluşlarını açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Bu bakımdan rejim değişikliği yoluyla diktatörlüğe gidileceği yönünde itiraz seslendirenlerin haksız olduğunu söylemek mümkün değildir…

“Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz” diyebilen Özal ile 23 Nisan’da başbakanlık koltuğuna oturan temsili küçük başbakana “Yetki artık senin. İster asarsın, ister kesersin. Her şey sende” diyen Erdoğan arasında demokratik şuur yoksunluğu açısından bir fark var mıdır?

Çandar’ın anlatımıyla, Türkiye’yi eyaletlere bölme planı yapan Özal ile “Türkiye Türklerindir tezi yanlıştır. Kürtler için Osmanlı eyaletler sistemi gibi bir şey yapılabilir” (1993) diyen Erdoğan arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter yapısını tehlikeye atmak bakımından bir fark var mıdır? (Birgün, 20 Nisan 2010)

Değerli okurlar,

    Esas mesele ne demokratikleşme ne de rejim değişikliğidir!

    Yıllardır kâh perde arkasından yürütülen kâh Atlantik kıyılarından/okyanus ötesinden birilerine dikte edilen proje Atatürk cumhuriyetinin tasfiyesini müteakiben Türkiye Cumhuriyeti’nin önce eyaletlere bölünmesi sonra da parçalanmasıdır!

Kısacası, zarfa değil mazrufa bakmak gerekiyor…


Ali BİLGENOĞLU
Odatv.com / 20.09.10



‘Başkanlık sistemi’yle birlikte ‘federasyon’
‘Başkanlık sistemi’yle birlikte ‘federasyon’ tartışılacak

Referandumun hemen arkasından ‘başkanlık sistemi’ için düğmeye basıldığı anlaşıldı. Bunun hemen arkasından BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “Yapılacak yeni anayasada ‘demokratik özerklik’ ifadesinin yazılmasının gerekmediğini” söyledi ama aynı açıklamada “bölge yönetimi tarifinin eklenmesini istediklerini, bu bölge yönetiminin yetkileri, seçim usulleri, vs’nin yasa ile belirleneceğini” de söyledi.

Farklı konular gibi görünse de hepsi birbirine bağlı çünkü... BDP’nin ‘boykot ediyor’ gibi görünüp ‘Evet’e destek vermesi, AKP’nin büyük ihtimalle yine tek başına hazırlayacağı yeni anayasa, başkanlık sistemi, bunların hepsi birbirine sıkı sıkıya bağlı konular...
BDP’nin Evet desteği (boykot dense de Güneydoğu illerinde yüzde 90’lara varan Evet oyları ve tüm bölgenin haritada Evet gösterilmesini hatırlayalım) yeni anayasada ‘değiştirilemez maddeler’in değiştirilmesini ummasıdır ki adeta bunun sözünün verildiğini anlatan açıklamalar, köşe yazıları görüldü. Örneğin Öcalan “Referandumdan sonra size bir hafta-on gün zaman tanıyoruz” benzeri bir konuşma yaptı. Köşe yazılarında, TV konuşmalarında “değiştirilemez maddelerin değiştirileceği” dillendirildi.

Başkanlık Sistemi denilen sistemin ise ‘federal devletlere bölünme’ olmadan başarıya ulaşması mümkün değil. Nitekim Latin Amerika örneklerinin tamamında başarısız olduğu ve çoğunda darbelerle sonuçlandığı biliniyor. Neredeyse tek başarılı örneğin (birçok ülkede uygulanıyor denmesine rağmen) Amerika Birleşik Devletleri olmasının nedeni, adından da anlaşıldığı gibi ABD’nin küçük devletlerin birleşmesi ile oluşması. Bizde eyalet denen (gerçekte ise) devletler ve vali denen (gerçekte) başkanlardan oluşmuş.
Bu nedenle, aslından başkanlık rejiminde ‘yürütme’ yani hükümet-başbakan-bakanlar kurulu’nun, bunun yanında cumhurbaşkanının tüm yetkilerini tek başına üstünde toplayan başkanın diktatöre dönüşme ihtimali ortadan kalkıyor. Yani başkan yetkilerini Kongre’de bulunan diğer devlet başkanlarıyla paylaşıyor, onların onayını almadan karar veremiyor.

Bunun üstüne bir de bizdeki aşırı kutuplaşmaya karşılık ABD’de görüşleri birbirinden çok farklı olmayan, siyasi uzlaşma sağlayabilen sadece iki partinin ve tarafsız güçlü bir yargının oluşunu ekleyin. Başkanın diktatör kesilmesi neredeyse imkânsız.

ABD’de ve Avrupa ülkelerinde parlamenterleri millet seçiyor, Türkiye’de lider seçiyor. ABD’de izin verilmez ama Türkiye’de başkan aynen başbakanın olduğu gibi partisini de temsil edecek, artan tüm yetkileriyle birlikte mecliste kendi seçtiği çoğunluğa hâkim olacak ve parti çıkarına kararlar verebilecektir.

Federasyon olmadığı takdirde üniter yapıda başkan; ‘ABD başkanının gücünün en az 5-10 katına’ sahip olacaktır. Bu nedenle... Başkanlık sistemi netlik kazandığı gün Türkiye’nin federatif yapıya geçmesi tartışılmaya başlanacaktır zira ikisi birbirine bağlıdır.
Zaten Demirtaş’ın “Bölge yönetimi yetkileri, seçim usulleri vs.” sözü daha önce Öcalan’ın söylediği “kendi meclisi, kendi sağlık-eğitim sistemi, kendi ordusu olan özerk bölge” tarifinden farklı değildir.

Bence şimdiden tartışmaya başlayın. Çok yakında!

16.09.10
http://haber.gazetevatan.com/Haber/329098/1/Gundem
Ruhat MENGİ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Başbakan federalizm hedefini açıkladı / BDP: Acele Edin!

İletigönderen Başkomutan » Prş Eyl 23, 2010 16:14

[img]http://foto.gazetevatan.com/newpics/news/230920101652161046139.jpg[/img]

Görüşmeye 'Yeni Anayasa' damgası!

Uzun süredir gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceği merak edilen Hükümet ile BDP arasındaki görüşme 1 saat 45 dakika sürdü. Görüşmeye yeni Anayasa tartışması damga vurdu. BDP yeni Anayasa için hemen çalışmaya başlanması gerktiğini ifade etti. Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek de yeni Anayasa ile ilgili olarak 'kimin fikri varsa' yöntem ve içerik konusunda derhal çalışmaya başlamalıdır dedi.
Hükümet ile BDP arasında merak edilen görüşme TBMM’de gerçekleştirildi.

PKK’nın eylemsizlik kararının uzatılması açısından önem taşıyan görüşmede iki tarafın taleplerini aktardı.

Görüşmeye, Hükümet kanadından Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Adalet Bakanı Sadulah Ergin, BDP tarafından ise Genel Başkan Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ve BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan katıldı.

BDP GENEL BAŞKANI DEMİRTAŞ: KANIN DURMASI İÇİN ÇABA HARCAYACAĞIZ

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş görüşme sonrası şunları söyledi;

"Hakkari'deki katliam nedeniyle ertelenen görüşmeyi gerçekleştirdik. Şüphesiz Meclis'te grubu olan bir parti olarak başta hükümet olmak üzere ve diğer partilerle görüşmeyi önemsiyoruz.

Bugünkü görüşme bütün sorunlarımızın tartışarak, konuşarak, müzakere edilerek çözülebilmesi açısından bir vesile olur. Sadece hükümet değil diğer partiler için de söylediklerim geçerli.

Şüphesiz ki tek bir görüşmede Türkiye'nin bütün sorunlarının çözülmesi veya konuşulması veya uzlaşılması mümkün değil. Bu görüşme, sadece diyaloğun olabileceğini, sorunlarımızı tartışmak için önümüzde hiçbir engelin olmadığını göstermesi açısından önemlidir.

YENİ ANAYASA SÜRECİ ERTELENMEMELİ

Yeni anayasa sürecinin bugünlerde başlaması gerektiğini düşünüyoruz, yeni anayasa barışa en çok hizmet edecek çalışmadır. Hükümetle yaptığımız görüşmede yeni anayasa sürecini desteklediğimizi belirttik ve sürecin ertelenmemesi gerektiğini ifade ettik. Ve yine yeni anayasanın hangi yöntemlerle hazırlanacağı konusunda görüşlerimizi ilettik.

Biz BDP olarak tartışmaların, görüşmelerin devam etmesini istiyoruz. Eğer diyalog sürmezse böylesi tek görüşmelerden sonuç alınamayacağı geçmiş tecrübelerden ortaya çıkmıştır. BDP, barış için siyasi bir aktör olarak rol almaya hazırdır. Hükümetin de daha cesur bir tavır sergilemesini bekliyoruz.

Ülkenin hiçbir kentine hiçbir cenazenin gitmemesi için siyasilerin üzerine büyük rol düşmektedir. Gözyaşı ve akan kanın durması için biz de çaba sarfedeceğiz. Demokratik özerklik ve ana dilde eğitim de partimizin ana politikalarıdır ancak bu görüşmenin ekseninde bu konular değildi.

Hükümetin sağlıklı tartışmaların koşullarını yaratma görevi vardır. Bu görüşmeye tarihi bir anlam atfetmek doğru değil, sadece denk gelmiş olduğu siyasi ortam önemlidir, bunu da kabul ediyoruz. Daha sonraki görüşmeler için bir zemin yaratmıştır.

Demokratik Toplum Kongresi dikkate alınmalı. Önceki görüşme gizli değildi, Meclis'te Başbakan'ın odasında gizli görüşme olmaz. Gizli görüşme söz konusu değil, TBMM'de iki partinin görüşmesi çok doğal."

CEMİL ÇİÇEK: YENİ ANAYASA TARTIŞILMALI

Görüşme sonrası hükümet kanadından Cemil Çiçek ise şunları söyledi;

'Bu görüşmelere çok özel anlama yüklemek doğru değil. Olağan bir görüşmedir. Aslında bu görüşmelerin sadece bizimle değil tüm partilerle yapılması arzumuzdur. Çünkü konuştuğumuz sorunlar tüm Türkiye’nin sorunudur.


Maalesef bu görüşmeler gizli gibi takdim edilmeye çalışıldı. Gizli olsa basın bunu nasıl haber alacaktı.

Halkoylamasıyla beraber Türkiye’de yeni bir sayfa açılması gerekiyor. Biz bir temel tercih olarak demokrasiyi tercih ettik. Kaliteli bir demokrasi yüksek standartta bir demokrasi. Bunun yolu çağdaş esaslara uygun yeni bir Anayasa’dan geçiyor. Şimdi böyle bir ortamın var olduğunu düşünüyoruz. Bunun içinde yeni bir Anayasa çalışmasına başlanmasına ihtiyaç var. Birçok sorun bugünkü Anayasa’dan kaynaklanıyor.

HÜKÜMETTEN ÇAĞRI

Yeni bir anayasa müzakeresine, seviyeli bir tartışmaya, konuyu saptırmadan, kendi bağlamında tutarak yeni bir anayasa çalışmasına, tartışmasına ihtiyaç var.

Bugünden çağrıda bulunuyoruz. Yeni Anayasa çalışmasına ilgi duyan herkes, kimin fikri varsa evvela nasıl bir yöntemle yapılmasını istiyorsa bu açığa kavuşturulmalı, içeriğiyle ilgili çalışmaya da herkes başlasın, birlikte yapalım. Bugünkü görüşmede Anayasa konusu hem yöntem hem içerik itibariyle gündeme gelmiştir.

Biz inanıyoruz ki bu ülkenin çözülemeyecek sorunu yok. Çok gözyaşı döküldü, artık bu iş bitmeli. Bunu da kan dökmeden çözme imkanı vardır.'


İm (Kod): Tümünü seç
http://haber.gazetevatan.com/gorusmeye-yeni-anayasa-damgasi/330587/9/Manset


Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Başbakan federalizm hedefini açıkladı / BDP: Acele Edin!

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Eyl 23, 2010 19:58

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek: Yeni Anayasa tartışılmalı!





BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: Özgürlükleri sağlayacak yeni bir anayasa süreci başlamalı!

Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: Başbakan federalizm hedefini açıkladı / BDP: Acele Edin!..

İletigönderen Başkomutan » Cum Nis 01, 2011 3:45


BOP eşbaşkanı Londra'da "Başkanlık referanduma sunulabilir"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12 Haziran’da yapılacak genel seçim öncesi önemli açıklamalarda bulunarak, Başkanlık Sistemi’nin referanduma sunulabileceğini söyledi

Erdoğan, dün Bloomberg TV’ye verdiği mülakatta 12 Haziran genel seçimleri öncesi anayasa değişikliği, başkanlık sistemi ve yeni bakanlar kuruluna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, “Başkanlık sistemini destekliyor musunuz” sorusu üzerine ise, “Bu tabii tartışılan bir konu. Bu bireysel olarak demokratik bir anlayış içerisinde halkımın talebi doğrultusunda ben yıllar önce belediye başkanlığım döneminde ileri sürdüğüm bir konudur.

Halkın böyle bir talebe olumlu yanıt vermesi halinde böyle bir adım atılabilir” dedi. Erdoğan, “Referanduma sunacak mısınız” sorusuna ise, “Sunulabilir. Şu anda hemen sunulsun dile bir şey söz konusu değil. Bu seçim öncesinde de zaten gündemimizde değil. Seçim sonrası konuşulabilecek şeyler” yanıtını verdi.

Erdoğan, şunları kaydetti:

Yeni kabine 20 kişi

“Bizim öncelikli tabii bu anayasa ve yeni bir kabine anlayışıyla çıkmayı hedefliyoruz. Biz de şu anda devlet bakanlıkları var. Ve biz Başbakan Yardımcılığı dışında artık devlet bakanlığı bırakmıyoruz. Devlet bakanlıklarınan tamamını icracı bakanlıklar haline getiriyoruz. Ve kabine sayısını belki 20’ye düşürme gibi bir durumumuz söz konusu olacak. Onunla ilgili şu anda seçimden önce kanun hükmünde kararname çıkarmak suretiyle bu adımı süratle atalım istiyoruz. Seçimden sonra atacağımız ilk adımlardan bir tanesi bu olacak ki yeni kabine buna göre kurulsun.

Yeni bir anayasa söz konusu bu anayasanın içerisinde uyum yasaları çerçevesinde atılacak adımlar var. O bir yıl çok dolu dolu geçebilir diye düşünüyorum.”

Erdoğan, “Yüzde kaç oy alırsınız” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Benim bir özelliğim var asla rakam telaffuz etmem. Bu benim prensibimdir.”

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.milliyet.com.tr/baskanlik-referanduma-sunulabilir/siyaset/haberdetay/01.04.2011/1371644/default.htm
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Başbakan federalizm hedefini açıkladı / BDP: Acele Edin!..

İletigönderen Başkomutan » Sal Tem 15, 2014 15:23

Resim
Başbakan Erdoğan'ın 2015 planı!

Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilirse başkanlık sistemiyle ilgili Anayasa değişikliğine yoğunlaşacak.

Cumhurbaşkanı olarak Köşk’e çıkması durumunda yürütme erkinde daha etkin olacağı sinyalini veren Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamını fiili olarak “başkanlık” gibi kullanacak, hükümetle daha yoğun ve sıkı bir bağ kuracak. Yürütme erkinin başı olarak Cumhurbaşkanı sıfatıyla, kabineye başkanlık etmeye devam edecek olan Erdoğan, parti ve Meclis’le bağını ise zorunlu olarak koparacak.

OY ORANI BELİRLEYECEK

AK Parti kurmayları, Erdoğan’ın bu bağın kopması nedeniyle 2015 seçimlerinde partinin güç kaybına uğramasını önleyecek formülü de gündemine aldığını ifade ediyor. Kurmaylar; Erdoğan’ın, 2015 seçimlerine kadar, başkanlık sistemine geçişle ilgili Anayasa değişikliğini referandum çoğunluğunu elde edebilecek şekilde Meclis’ten geçirmeye odaklanacağını belirtiyor. Erdoğan’ın bu konuda atacağı adımı, 10 Ağustos’ta alacağı oy oranı belirleyecek. Yüzde 55’in üzerinde oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda Erdoğan, bu oy oranını başkanlık için “onay” olarak değerlendirecek.

BAŞKANLIK İÇİN İNECEK

Bu hesaba göre Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak Köşk’e çıktıktan sonra söz konusu Anayasa değişikliği için Meclis’te, 330 milletvekilinin oyunu ve desteğini alabileceği koşulları oluşturmaya çalışacak. Bu desteğin bulunmasıyla birlikte Anayasa değişikliği için düğmeye basılacak. Anayasa değişikliğine ilişkin referandumun, Haziran 2015’te yapılacak milletvekili genel seçimleriyle birleştirilebileceği belirtiliyor. Böylece Erdoğan’ın, partisinden bağımsız olarak referanduma destek için meydanlara inebileceği kaydediliyor. Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığında 5 yıllık ilk dönemi tamamladıktan sonra ikinci 5 yılda, “başkan” olarak görev yapmayı hedeflediği belirtiliyor.

330 VEKİL GEREKİYOR

Anayasa değişikliğinde referandum kararının alınabilmesi için 330 milletvekilinin oyu gerekiyor. AK Parti’nin halen Başbakan Erdoğan ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek dahil toplam milletvekili sayısı 313. Erdoğan, Köşk’e çıkarsa sayı 312’ye inecek. Meclis Başkanı’nın da oylamalarda oy kullanmadığı dikkate alınırsa referandum için en az 19 milletvekilinin daha desteği gerekiyor.

Haber 61, 13 Haziran 2014
hamdolsun-kurdistan-i-da-kurariz-t16627-195.html#p160175


Resim
Düşmanımızın umudu Erdoğan


Ermeni, Rum ve PKK hamisi ABD, sözde “açılım” politikasının devamı için Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne çıkmasını bekliyor

Bir yandan Rumlar ve ABD, diğer yandan terör örgütü ile Ermeniler, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne çıkmasının kendileri açısından yararlı olacağını düşünüyor. Amerikan Ortodoks Kilisesi Ruhban Meclisi’nde konuşan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden “Kıbrıs sorununu Erdoğan’la çözeceğiz” dedi. Biden, “Türk hükümetinin, Ada’daki fiili durumun ekonomik, askeri veya siyasi açıdan çıkarına olmadığını -soylu amaçlarla değil ama pratik nedenlerle- anlamaya başladığı kesindir. İki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünden Türkiye’nin önemli muhtemel menfaati vardır” dedi.

Başbakan Erdoğan ile Kıbırıs konusunda işbirliğine değinen Biden, Türklere hakaret etmekten de geri durmadı. Türkiye’yi Ada’da işgalci olarak gösteren Biden, ’Türk askeri Ada’ya ayak basmamalıydı “ ifadelerini de kullandı. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da NTV’ye verdiği röportajda Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis’in kendisine Kıbrıs sorununu Başbakan Erdoğan ile çözeceklerini söylediğini açıkladı. Eroğlu, “Anastasiadis bana ’Erdoğan cesur bir adamdır. Bizim isteklerimize yardımcı olacaktır. Onunla sorunlarımızı çözeriz. Eğer olmazsa KKTC’de 2015 seçimlerinde başka biri seçilir, o da bize daha cömert davanır’ dedi” ifadelerini kullandı.

Öcalan’dan teşekkür

Bu arada,terör örgütünden de Erdoğan’a çeşitli vesilelerle teşekkürler geliyor. Son olarak bebek katili Abdullah Öcalan, Başbakan Erdoğan’ın “bayram öncesi mutlaka çıkacak” dediği ve terör örgütü PKK’ya siyasal statü sağlayan sözde çözüm sürecini yasal zemine oturtan yasa için teşekkür etti. Bir süre önce de Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, Başbakan Tayyip Erdoğan için, “Bu işi isterse en güçlü durdurur. O güçlü kimdir, şimdiki hükümettir. O hükümetin başı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Tarihin en güçlü hükümetinin başındaki isim isterse o iradeyi gösterir, buna gücü yeter ve bu sorunu da çözer. Ben onun bu işi çözeceğine inanıyorum” demişti.

Ermeni memnuniyeti

Bir başka Türk düşmanı ülke Ermenistan da, Erdoğan’ın başlattığı diyalog sürecinden memnuniyet duyduğunu açıklamıştı. Son olarak Erdoğan’ın Ermeni yalanlarına ilişkin taziye mesajı yayınlaması Ermenileri ve onların destekçileri tarafından sevinçle karşılanmıştı. Ermeniler, bunun bir başlangıç olduğunu belirterek, “Soykırımı tanıma”, “tazminat” konularının da masaya geleceği konusunda iyimser olduklarını belirttiler.

YENİÇAĞ, 15 Haziran 2014
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24


Şu dizine dön: Halk Oylaması Yazıları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x