Basını hiç sevmediler -20- / Macit SOYDAN

Basını hiç sevmediler -20- / Macit SOYDAN

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Şub 18, 2010 2:31

Basını hiç sevmediler -20-

AKP iktidarı medyaya dava açmayı çok sevdi

Bir yandan yandaş olmayan basını susturmak için dava üstüne dava açan AKP, diğer yandan sert eleştirilerde bulunan muhalefet hakkında yargıya başvurdu.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu başta olmak üzere yüksek yargı organlarının üyelerinin seçimleri söz konusu olduğunda demokrasinin üçüncü kuvveti yargıya şahin kesilen AKP iktidarı, demokrasinin dördüncü kuvvetine yargı yolunu açmak istediğinde yargıya karşı güvercin kesiliyor. AKP’nin yargıyla olan çekişmesini artık yazmayan gazete neredeyse kalmadı gibi. Hatta bu polemiklerde yargının yıpratıldığı defalarca gündeme geldi, açık oturum konusu oldu. Ancak diğer dönemlerde olduğu gibi basın davaları söz konusu olunca, dosyaları alan AKP avukatları adliyelerin koridorlarını aşındırmaya başlayınca, AKP iktidarının da yargıyla sorunları ortadan kalkıyordu. Basın söz konusu olunca demokratik dengeler çekişme konusu olmaktan çıkıp, demokrasinin kuvvetleri bağımsız nitelik kazanacaktı. Bu çelişki maalesef basına açılan davalar söz konusu olunca gözler önüne seriliyordu.


Basına 80 bin TL’lik dava

AKP de, genel olarak muhalefeti özelde ise basını susturmak için dava açmayı seven iktidarlardan çıktı. Muhalefet söylemlerini sert bulan AKP’li avukatlar Başbakan ve AKP adına 2009 yılında dava açmaktan geri durmadı. AKP’li avukatlar hem muhalefet liderleri Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli aleyhine, hem de basın mensupları, basın kuruluşlarına yönelik olarak yargıya başvurdu. Erdoğan ve AKP adına, bazı gazeteciler ve basın kuruluşlarına da toplam 80 bin TL’lik manevi tazminat davaları açıldı. Başbakan Erdoğan ve AKP’nin avukatları Zelkif Kazdal, Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından hazırlanan dava dilekçesinde, CHP Genel Başkanı Baykal’ın, 17 Şubat 2009 tarihinde, TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdoğan’ın “kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu” ileri sürüldü.

Dilekçede, söz konusu konuşmada, “Türkiye’de bugüne kadar hiçbir başbakanda görmediğimiz laubali bir üslup içinde, ne yapacağını şaşırmış vaziyette ona saldırıyor, buna saldırıyor, sanki bu sorunlar onu ilgilendirmiyormuş gibi garip bir manzara içinde bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz” şeklinde ifadelere yer verildiği belirtildi.


Baykal ile mahkemelik

Dava dilekçesinde, aynı konuşmada, Baykal’ın, “Gevezeliği bırakması lazım, onu bunu suçlamayı bırakması lazım, palavrayı bırakması lazım, milletin gerçek sorunlarına bir an önce Başbakan’ın yönelmesi lazım” ifadelerini de kullandığı kaydedilerek, 50 bin TL’lik manevi tazminat talebinde bulunuldu.

Açılan başka bir davada ise Baykal’ın, Radikal gazetesi köşe yazarı Murat Yetkin ile yaptığı söyleşinin, 27 Şubat 2009 tarihinde gazetede yayınlandığı belirtildi. Dilekçede, söz konusu söyleşide, Baykal’ın, “Şimdi soruyorum: Sen ne biçim siyasetçisin? Bir maganda üslubudur gidiyor. Türkiye de bunu seyrediyor. Bu sorumsuzluklar karşılıksız mı kalacak? Bu maganda üslubunun bir sonu olacak mı?” şeklinde sözler sarf ettiği ifade edildi. Söz konusu ifadeler nedeniyle Baykal’dan, 50 bin TL’lik manevi tazminat talep edildi.


Sıra Bahçeli’de

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli aleyhinde açılan davanın dilekçesinde ise Bahçeli’nin, 19 Şubat 2009 tarihinde yaptığı yazılı basın açıklamasında, “Başbakan Erdoğan seçim kampanyasında yalan, karalama, istismar ve aldatmacaya dayanan seviyesiz ve ucuz bir stratejiyle Türk milletinin karşısına çıkmıştır. İftira ve çamur atma silahına yeniden sarılan, sahte demokrasi havarisi ve sanal kahraman rolü oynayarak, seçim rüşveti dağıtarak siyasi ömrünü uzatmaya çalışan Başbakan, seçim meydanlarında yalan rüzgarları estirmektedir” şeklinde ifadeler kullandığı aktarıldı.

Dava dilekçesinde, bu ifadelerin hakaret niteliği taşıdığı öne sürülerek, Bahçeli’den 50 bin TL’lik manevi tazminat istendi.


Yasal düzenlemeye gidiliyor

Son dönemlerde gazetecilere açılan 4 bin dava sonrası yasal düzenlemelere gidilmesi de gündeme geldi. Bir gazetenin Ankara Temsilcisine verilen hapis cezası ile açılan davalar sonrası AKP iktidarı Başbakan Erdoğan’ın talimatıyla basın özgürlüğünü kısıtlayan TCK’nın ilgili maddelerinde değişiklik yapılmasına ilişkin olarak çalışma başlattı. TCK’nın basın özgürlüğünü ilgilendiren 20 maddesi yeniden gözden geçirilerek, 10 maddelik değişiklik paketi hazırlanacak. Yapılacak değişiklikle hapis cezalarının kaldırılması, cezaların yarı yarıya azaltılması hedefleniyor. Maddelerin bazıları şöyle:

HABERLEŞME GİZLİLİĞİ: Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayımlanması halinde, basın- yayın organlarına ve gazetecilere verilen cezanın yarı oranında artırılması uygulamasına son verilecek.

KONUŞMA KAYITLARI: Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişilere verilen 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası öngörüyor. Maddede değişiklik yapılacak.

GİZLİLİĞİN İHLALİ: Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde görüntülerinin yayınlanması halinde, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veriliyor. Bu maddede hapis cezasının kaldırılması öngörülüyor.


TRT de hızını kesmedi

Bu dönemde dikkat çekici noktalardan bir tanesi de eleştiriler karşısında TRT’nin de boş durmamasıydı. TRT de hızını alamayıp kurumu eleştirenlere dava açtı. İşte bunlardan bir örnek: Basın toplantısı düzenleyerek kadrolaşma iddialarını gündeme getiren CHP Konya Milletvekili Kart’a TRT dava açtı. TRT, “kurumun tüzel kişiliğine saldırı niteliği taşıyan açıklamalarda bulunduğu” iddiasıyla CHP Konya Milletvekili Atilla Kart aleyhinde 10 bin TL, Kart’ın açıklamalarını haberleştiren Cumhuriyet gazetesi aleyhinde de 5 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. TRT’den yapılan yazılı açıklamada, Kart’ın 26 Şubat 2009’da TBMM’de basın toplantısı düzenlediği hatırlatılarak, “Kart’ın, haksız, yalan ve yanlış beyanlarda bulunduğu” savunuldu. Açıklamada ayrıca şunlara yer veriliyordu:


İftiralarla kamuoyu yanıltılıyor

“Atilla Kart’ın bu beyanlarını dikkate alan TRT yönetimi, devlet içindeki denetim görevinde bulunan tüm birimleri göreve davet ederek, TRT kurumunu incelemelerini ve eğer varsa suçluyu çıkarmalarını, Atilla Kart’tan da beyan ettiği yanlış bilgileri düzeltmesini istemişti. Atilla Kart’ın art niyetli kişilerce yanlış bilgilendirildiği TRT ihaleleri, teknik alt yapısını yenilemek ve yıllık trilyonlarca liralık enerji tasarrufu sağlamak için yapılmıştır ve tamamıyla hukuka uygundur. Bugüne kadar TRT kurumunu arpalık olarak kullanan ve hukuki bir ihaleden çıkar elde edemeyenler, iftiralarla kamuoyunu yanıltmaktadır.” Açıklamada, “TRT’ye 4 milyon TL üzerinde enerji tasarrufu sağlayan ihale için yanlış bilgilerle basın toplantısı düzenleyen Kart ile bu yanlış beyanları haberleştiren Cumhuriyet gazetesi aleyhine” manevi tazminat davası açıldığı bildirildi. Kart’tan 10 bin, Kart’ın açıklamalarına 27 Şubat ve 1 Mart tarihli nüshalarında yer veren Cumhuriyet gazetesinden 5 bin TL manevi tazminat talep ediliyordu.


Tazminat davalarından bazı örnekler

AKP ve Başbakan Erdoğan’ın avukatlarınca, bazı gazeteciler ve basın kuruluşları hakkında açılan tazminat davaları şöyle: Emin Çölaşan’ın, 8 Şubat 2009 tarihinde ART televizyonunda yayınlanan “Ankara Rüzgarı” isimli programda Mustafa Balbay ile diyalog şeklinde geçen konuşmasında yer verdiği ifadelerle Erdoğan’ın “kişilik haklarına saldırıda bulunduğu” ileri sürülerek, 10 bin TL manevi tazminat talebinde bulunuldu. Cüneyt Arcayürek’in 6 Şubat 2009 tarihinde, Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan “El Atına Binen Tez İner” başlıklı köşe yazısında kullandığı ifadelerle Erdoğan’a hakaret edildiği öne sürülerek, 10 bin TL manevi tazminat talep edildi. Selcan Taşçı’nın, Yeniçağ gazetesinin 16 Şubat 2009 tarihli nüshasında, “Medya Polemik” isimli köşesinde, Erdoğan’ın fotomontajla “Pinokyo” olarak resmedildiği bir fotoğrafın yayınlandığı belirtilerek, 10 bin TL tazminat talebinde bulunuldu. Orhan Karataş’ın, Ortadoğu gazetesindeki 12 Şubat 2009 tarihli yazısındaki ifadeler nedeniyle AK Parti ve Erdoğan adına 10 bin ve 27 Şubat 2009 tarihinde yayınlanan “Zengin Başbakan” başlıklı köşe yazısı için AKP adına10 bin; aynı gazetede yayınlanan ve Yıldıray Çiçek tarafından kaleme alınan “Tehdit ve Şantajla Oy Avcılığı” yazısı nedeniyle AKP adına 10 bin, “Recep İvedik Modeli ve Siyasette Seviye” başlıklı köşe yazısı için Başbakan Erdoğan adına 10 bin, “Agresifim, Kompleksliyim, Sinirliyim” başlıklı köşe yazısı sebebiyle de AKP ve Erdoğan adına 10’bin TL’lik manevi tazminat davaları da açıldı.


‘Tayyipler Alemi’ aklandı

Hiç kuşkusuz AKP iktidarları döneminde unutulmayacak basın davaları arasında Penguen dergisine açılan dava yer alacak.

Demokrasilerde basının muhalefet görevini yapan en önemli unsurlardan bir tanesi de mizah dergileri. Mizah dergilerinin muhalefet gücünü kapalı rejimlerden çok iyi biliyoruz. SSCB’de komünist rejimin en baskılı dönemlerinde en çok satılan yayın organı bir mizah dergisiydi. Bu dergi hiçbir zaman unutulmadı. Krokodil isimli dergi dünya tarihine geçen bir mizah dergisi oldu. Politik içeriğiyle rejimi eleştiren bir dergiydi. Bizde de bunun güzel örnekleri Gırgır ve Fırt gibi dergilerle daha önce yaşanmıştı. İşte Penguen dergisinin başına ne geldiyse politik mizahtan geldi. Penguen dergisi kapaktan Tayyipler Alemi konulu karikatürü yayınlayınca Erdoğan sinirlendi. Penguen adlı haftalık mizah dergisinin 24 Şubat 2005 tarih ve 127 no.lu sayısının kapağında, “Karikatürist Musa Kart, ’Tayyip Erdoğan kafalı kedi’ çizdiği için ceza aldı” üst başlıklı ve Erdoğan’ı fil, zürafa, maymun, deve, kurbağa, yılan, inek ve ördek şeklinde betimleyen “Tayyipler Alemi” konulu karikatürlere yer verildiği belirtiliyordu. Karikatürlerin, Başbakan Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırı içerdiği ifade edilen dilekçede, Penguen Dergisi’nin sahibi Erdil Yaşaroğlu ile Pak Yayıncılık’tan 40 bin YTL manevi tazminat talep ediliyordu. Erdoğan’ın avukatı Fatih Şahin, dergide yayınlanan karikatürlerin müvekkilinin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini savunarak, davanın kabulüne karar verilmesini istedi. Penguen Dergisi’nin avukatları ise, karikatürler nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği iddiasının kabul edilemeyeceği, Erdoğan ile çizilen karikatürler arasında herhangi bir özdeşleştirme yapılmadığı ve hakaret kastı bulunmadığı yönündeki eski dilekçelerini tekrar ettiler. Yargıç Beyhan Azman, tarafların görüşlerini aldıktan sonra davanın reddine karar verildiğini açıkladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Tayyipler Alemi” konulu karikatürleri yayınlayan Penguen Dergisi aleyhine açtığı 40 bin TL’lik manevi tazminat davası reddedilmiş oluyordu.

YARIN: AKP GERİLİMLERİ BASINA DA BULAŞTIRDI


Macit SOYDAN, YENİÇAĞ, 18 Şubat 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Basını Hiç Sevmediler - Macit SOYDAN

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x