Batı da, masadan mutsuz kalkmalı

Batı da, masadan mutsuz kalkmalı

İletigönderen Selçuk Tınaz » Pzt Nis 29, 2013 17:33

Gizlemeye tenezzül etmedikleri için biliyoruz. Petrolün kontrolünü ele geçirmek amacıyla Büyük Ortadoğu Projesi'ni yapanlar, enerji alanları ve yolları üzerinde bulunan ülkelerin haritalarını yeniden çizmek istiyorlar.

Bu hedefe ulaşmak üzere "Irak'ta kitle imha silahları var" yalanı ile başlayan, "İkiz Kulelere saldırı" düzenbazlığı ve "Arap Baharı" ile devam eden sayısız sahtekârlık yaptılar ve yapmayı sürdürüyorlar.

Sahtekârlıkların Türkiye ile ilgili olanlarını sıralasak, hayli uzun bir liste çıkar ortaya. Haddi hesabı, ucu bucağı olmayan bu listenin yaratılmasında çalışanların sahtekârlıkta sınır tanımadıklarını söyleyebiliriz.

1960 ve 80 yıllarındaki askeri darbelerle birlikte, ABD'nin dönemsel ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Türkiye'de yazılan anayasalara, gene ABD'nin ihtiyaçları doğrultusunda yapılan AKP sivil darbesi ve PKK terörü marifetiyle bir kardeş geliyor. Onlara "Askeri darbe anayasası" denildiğine göre, yenisine de "Sivil darbe ve terör anayasası" demek lâzım. Ya da hepsine toptan "Amerikan anayasası" diyelim olsun bitsin.

Peki söylenen ne ? "Özgürleşeceğiz, demokratikleşeceğiz". Yani Batı, PKK terörünü Türkiye'ye demokrasi getirmek için korumuş ve desteklemiş, çünkü biz demokrasinin gelmesi için askerleri, öğretmenleri, doktorları, hemşireleri, kadınları ve bebekleri öldürmenin gerektiğini bilememişiz.

PKK'nın en büyük parayı uyuşturucu ticaretinden elde ettiğini duymayan yok. "Batılılar bizi o kadar çok seviyorlar ki, sırf bizim iyiliğimiz için kendi çocuklarının uyuşturucu ile zehirlenmelerine bile razı oluyorlar" mı dememiz gerekiyor şimdi ?

Bu kadar çok ve büyük sahtekârlıklardan doğru ve iyi bir sonuç çıkacağını beklemek, sadece Türkler ile, Ortadoğu ile ve bütün dünya ile değil, koca bir evren ile de alay etmek oluyor galiba.

İçinde yaşadığımız evrenin kurallarına göre, bir konuda her şeyi yanlış yaparak doğruya ulaşmak, yalan üzerine inşaat yapmak mümkün değil.

Türkiye'de yaşamalarına rağmen, bu kadar çok ve büyük sahtekârlıklardan bizim için iyi ve doğru bir sonuç çıkacağını bekleyenler, bütün bu oyunun adeta bizim iyiliğimiz için tasarlandığını da söylemiş oluyorlar.

Yani Irak saldırısında bir milyon insan bizim iyiliğimiz için öldürüldü. Arapların başına bahar bizim için vurdu. Türkiye'de PKK terörle 40 bin insanı hep bizim iyiliğimiz için öldürdü.

Bizler aptal ve cahil insanlar olduğumuzdan, PKK'nın faziletini anlayamadık, kıymetini bilemedik. Neyse ki, onları bize anlatacak dışarıda ve içeride 'Akil' insanlar var.

Yaptıkları işi tarif ederken mealen diyorlar ki ; "Büyük Ortadoğu Projesi doğrultusunda olan en zararlı eylemler insan hakları, en sivri, en aşırı fikirler de düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında koruma altına alınmalı ama, projeye karşı olan düşünceler "toplumda kutuplaşma yaratma" diye bir suç icat ederek engellenmeli ve ortadan kaldırılmalı. Biz bunun için çalışıyoruz".

100 sene önce de bu topraklarda yaşayan Türklere aynı soru soruluyordu ; "Var olmak mı istersin, barış mı ?".

Atalarımızın, Mustafa Kemal'in önderliğinde var olmayı seçmeleri sayesinde varız.

100 sene sonra Batı gene aynı soru ile karşımıza çıktı ; "Var olmak mı istersin, barış mı ?".

Çocuklarımızın geleceği için gene doğru cevabı verebilecek miyiz bakalım.

Bizim de aklımızı başımıza toplayıp Batı'ya sorular sorma zamanımız gelmedi mi artık ? Bir soralım ; "Türk devletleri ile niçin barış yapamıyorsun ?" diye.

"Bir sonuca 'çözüm' ya da 'barış' diyebilmen için neden Türk devletlerinin ortadan kalkması gerekiyor ?"...

"Kıbrıs'ta birbirinin içine geçerek yaşamak istemeyen iki toplum yan yana sorunsuz, olaysız yaşıyor. Yaklaşık 40 seneden beri adada barış var. Niçin ısrarla barışı bozmak istiyorsun ? 'Kıbrıs Sorunu' dediğin şey, adada bir Türk devletinin var olması mı ?"...

Ege'de uygarlık adına ne varsa, Girit kaynaklı olduğu biliniyor ve Girit Uygarlığı'nın en eski yazılı belgeleri, bir tek Tatar Türkçesi ile okunabiliyor.

Uluslararası (Avrupa) Barış (!) Gücü'nün fırsatçı el çabukluğu ve bir bayrak sihirbazlığı sayesinde, oldu-bitti ile elimizden alınan Girit için Milletler Cemiyeti'ne başvurduğumuzda, "Şimdi sırası değil" cevabını vermişlerdi.

Bugün 'Kıbrıs Sorunu' denildiği gibi 'Girit Sorunu' diyen var mı ? Yok, çünkü çözülmüş (!).

"Bir sorunun çözümü, neden sadece Türklere zarar verecek şekilde olmak zorunda ?"

Batılı "Akil" adamlar doğru ve iyi bir çözümün göstergesi olarak diyorlarmış ki ; "Masadan her iki taraf da mutsuz kalkmalı".

Her halde bizimle dalga geçiyorlar. EN ÇOK KÜRT ÖLDÜREN SİLAHLI ÖRGÜT OLAN PKK için kurulan şu denkleme bir bakın ; Biz devletimizi sona erdireceğiz, PKK da insan öldürmeyi bırakacak.

Yani bizi, atalarımızın canlarını vererek bize hediye ettikleri devleti, güçlü ve egemen bir Türk devleti olduğunu asla söyleyemeyeceğimiz bir ucubeye çevirmek mutsuz ederken, istediği her şeyi aldığına göre PKK'yı, insanlarımızı öldürememek mutsuz edecek.

BUNLAR, BİR TERAZİNİN İKİ KEFESİNE KOYULABİLECEK ŞEYLER Mİ ?

Batılı çakal adamların yaptıkları kandırmacaları yutmadan kafamızı toplayıp gerçekleri görelim artık. Masada Türkiye Cumhuriyeti'nin karşısında PKK yok. Zaten hiçbir zaman da olmadı. Karşımızda her zaman olduğu gibi gene BATI var.

Eğer çözümde amaç veya gösterge her iki tarafın da mutsuzluğu ise, BATI'yı DA MUTSUZ EDECEK BİR SONUCA ULAŞMAMIZ ŞART DEMEKTİR.

Atatürk'ten sonra devletin iyi yönetilemediğini, bugünkü kadar vahim olmasa bile, hatalı ve kötü işler yapıldığını hep söyleriz ama, Atatürk dönemindeki gibi haysiyet ve prestij sahibi olan, doğru ve iyi işler yapan bir yönetime kavuşma umudumuzu hiç kaybetmeyiz.

Bugün, psikolojik savaş teknikleriyle bu umudu suistimal eden bir proje uygulanıyor. Hedefine ulaşırsa, devletimiz küçük derebeyliklere ayrılacak ve 'ANADOLU BEYLİKLERİ' dönemine geri gideceğiz.

BUNUN KARŞILIĞI, 'BATI'nın TÜRKİYE'DE İNSAN ÖLDÜRMEKTEN VAZGEÇMESİ' OLAMAZ.

Bizim tarihte en güçsüz olduğumuz ve haçlı seferlerinin Anadolu'yu talan ettiği döneme kadar geri gitmemizin karşılığı, Batı'nın da aynı şekilde geriye gitmesidir.

ABD ortadan kaldırılmalı ve işgalcilerin hepsi Avrupa'ya dönmeli. AB dağılmalı, bütün Avrupa devletleri sona erdirilmeli ve şehir devletleri dönemine kadar geri gitmeliler.

Ancak bunları yapınca, bizden istediklerinin karşılığını vermiş olurlar.

Bizim tam tersimize, Amerikalılar ve Avrupalılar son derece uygar, demokrat, adil ve barışsever olduklarına göre, barış için bu fedakârlığı yapmaya hazırdırlar mutlaka.

"Bizi niye bölmek istesinler. Batı'nın çıkarı, güçlü bir Türkiye'den yana" diyerek avunma, ninni söyleme ve kısık ateşte canlı kurbağa pişirme yöntemlerini kullananlara hiç itibar etmemeliyiz.

Batı'nın Türkleri Anadolu'dan atma planının her zaman yürürlükte olduğunu hiç unutmamamız ve 'dilim dilim salam kesme' politikası uyguladığını çok iyi görmemiz lâzım.

Selçuk Tınaz
Kullanıcı küçük betizi
Selçuk Tınaz
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 101
Kayıt: Prş Oca 12, 2012 16:16

Şu dizine dön: Selçuk TINAZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x