BATI’NIN VE BATICI AYDINLARIN BÖLÜCÜYE DESTEK OLMA KILIFLARI / MİTHAT AKAR

Üniversiteli Gençler Burada Yazıyor

BATI’NIN VE BATICI AYDINLARIN BÖLÜCÜYE DESTEK OLMA KILIFLARI / MİTHAT AKAR

İletigönderen mithat akar 1923 » Cum Kas 25, 2016 21:49

Batı’nın “Demokrasi Getirme” Kılıfı

Emperyalizm, yıkmak istediği devlete veya ortadan kaldırmak istediği millete karşı güç uygularken, dışarıdan gerçekleştirmek istediği müdahaleye, kendince gerekçeler oluşturur.

Resim


ABD ve Batı merkezli AB ülkeleri, "Demokrasi ihraç etmek", " O ülkenin halkını diktatörden kurtarmak", "Küresel barışı temin etmek" gibi gerekçelerle ülkeleri işgal eder, o ülkelerin zengin yer altı kaynaklarını ele geçirirler. Yani Batı’nın denetleyemediği ve kaynaklarını kontrol edemediği ülkeler, genelde “Küresel barışı tehdit eden, diktatörlerce yönetilmektedir.” Emperyalizmin denetiminde olmayan ülkelerde, halk yönetimden memnun, halkın milli gelir ve milli eğitim seviyesi yüksekse eğer; o ülkeye “barış” getirmek için gerekirse öncesinden “iç savaş” çıkarmaya dönük bir “toplumsal mühendislik “ çalışması yürütülür. Toplumsal kutuplaşma keskinleşip, iç savaşın koşulları olgunlaşınca, artık “barış” getirmenin zamanı gelmiştir.

Finansal, askeri ve siyasi anlamlarda desteklenmiş "yerli" müttefikler; dışarıdan müdahale ( işgal veya ilhak ) veya içeriden müdahale ( "demokrasi", "insan hakları", "özgürlük" gibi söylemlerle ) edilecek ülkelerde önceden görevlendirilir.
Batı bu konuda destek vereceği kuvvetin niteliğini, hedef aldığı diğer kuvvete göre belirler. Eğer iktidarda devirmek istediği "sağ" bir iktidar varsa, dışarıdan "sol" olarak nitelendirilen gruplara; devirmek istediği odak "sol" bir iktidarsa tam tersine "sağ" olarak kendisini nitelendiren sivil toplum örgütü, siyasi parti, gençlik örgütleri gibi yapılara destek vererek amacına ulaşmaya çalışır.


Emperyalizmin Türkiye'deki Müttefiki ve Batıcı “Aydın” Tavrı

Emperyalizmin Türkiye'de ortadan kaldırmak istediği temel kavram "ULUS" bilinci; temel kurum ise ULUS DEVLET yapısını temsil eden ilke ve değerlerdir. Dolayısıyla devirmek istediği ULUS yapısının karşısında konumlanan, Batı’ya uyumlu İslamcıları, etnik bölücüleri, liberal ve Batıcı aydınları bu konuda görevlendirir, medya denetimini kendisine göre yapılandırarak, toplum algısını kendi düşüncesine uyumlu şekilde biçimlendirecek bir iklim oluşturmaya çalışır.

Ulus Devleti ve ulus yapısını oluşturan dinamikleri ortadan kaldırmak için Batı, “AB Uyum Yasaları”, “NATO Standartları” gibi kurumların uygulamaları ile siyasal –askeri yapıyı kendine yedeklemek için projeler geliştirmekte; , diğer yandan Türk milletini hedef alan bölücü terör örgütünü askeri ve siyasi anlamda on yıllardır desteklemektedir. Emperyalizmin Türkiye’ye karşı on yıllardır oluşturduğu egemenlik sistemi ve yürüttüğü örtülü operasyonların temel gerekçesi Ortadoğu ve Asya arasında bir kilit olan Türkiye’nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmak, çok parçalı bir yapıyı Anadolu’da geçerli hale getirmek, nihayetinde Anadolu’daki Türk varlığına son vermektir. Bölücü terör örgütünün, Türk milletinin başına bunca zamandır musallat edilmesindeki nedenlerin özeti budur.

Batı bu bahanelerle bölücü terör örgütüne destek verirken, Batı’nın içeride görevlendirdiği kimi aydın, siyasetçi ya da gazeteci de farklı gerekçelerle Batı’nın içerideki müttefiki olan bölücülere destek çıkmaktadır.

Resim


"İçimizdeki" Batının aydınları “demokrasiye aykırı”, hukuksal normlara uygun değil" diyerek bölücü terör örgütünün uzantılarına destek olurken, buna bir de “mesleki” ve “sanatsal” gerekçeler de eklerler. “Onlar seçilmiş siyasetçi” diyerek HDP’nin vekillerine ve belediye başkanlarına, “Onlar hukukçu” söylemiyle Barzanici olan bir baro avukatına, “Onlar sanatçı” iddiasıyla bir terör örgütüne elaman temin eden sözde müzik gruplarına destek olurlar. Son numara ise “adamlar terörist ama olsun, güzel türkü söylüyorlar” propagandası.

Ancak aynı sözde aydın ve siyasilerin, destek oldukları terör örgütü uzantılarının hedef aldığı millet için “Onlar asker”, “Onlar polis”, “Onlar öğretmen”, “Onlar sadece dolmuşa binen 17 yaşında bir genç kız” dediklerini hiç duymadık. Bu söylemi onlardan beklemiyoruz da. Çünkü onlar için, destek verdikleri müzik grubu üyelerinin, bugün bağlama, gitar verdiği birinin eline yarın kaleşnikof ya da el bombası verecek olmasının hiçbir önemi yok. “Çocuklar güzel müzik yapıyor ne de olsa” değil mi?

Emperyalizmin gerekçesi “demokrasi”, “insan hakları” iken bizimkilerin gerekçesi de “muhalif” olmak adına, bölücü propaganda yapan siyasetçiye, “özerklik” ilan eden HDP’li belediye başkanlarına, terör örgütüne eleman temin eden müzik gruplarına ve “şarkıcılara”; “müzik evrenseldir”, “halkın seçtiği siyasetçi” propagandası ile destek çıkmak oluyor.

Bu açıdan Batılı küresel odakların, bir ülkenin işgali için oluşturduğu gerekçe ile bölücü örgütlere destek olan sözde aydının gerekçesi arasında amacı itibariyle hiçbir fark yoktur. Dolayısıyla Türkiye’de kendi milletine yabancılaşmış aydının tavrının ve propagandasının, Türk topraklarını işgal etmek isteyen bir ülke ordusunun, işgalden önce gerçekleştirdiği hava bombardımanından farklı bir etkisi yoktur. Aynı bir kaleyi işgal etmeden önce, kaleye yapılan top atışı gibi; Batıcı aydın da yaydığı bilgi kirliliği ile işgalden önce beynimize beynimize top mermisi atmaktadır. Batılı devletler “demokrasi” bahanesiyle saldırırken, Batıcı aydın da aynı gerekçeyle Batı adına Türk milletine karşı psikolojik savaş vazifesi yürütüyor. Yani “Kaçın, aydın geliyor!”

Peki, Türk Milletinin Tarihsel Gerekçesi?

Türk topraklarında gözü olan yabancı devletlerin ve onarın içerideki görevlendirdiği aydınların gerekçesi var da, milli kuvvetlerin yok mu? Tabi ki var.

Binlerce yıllık tarihsel geleneği olan bir millet olarak bizim de gerekçelerimiz var.

- Milli bağımsızlık

- Milli egemenlik

- Türk ulusunun yeniden egemen ulus konumuna gelmesi

- Türk topraklarının bütünlüğü

- Kendi kaynaklarını denetleyen kamucu sisteme ve ağır sanayiye dayanan ekonomik kalkınma modeli.

- Mili savunma sanayini ve buna bağlı olarak milli eğitim anlayışını yeniden inşa etmek gibi onlarca sayabileceğimiz gerekçemiz var.

Ve tabi bütün bu gerekçelerimizin her anlamda önderliğini yapan Gazi Mustafa Kemal Atatürk gibi, Batı’nın ve onun içimizdeki uzantılarının unutturmak istediği bir önderlik gerekçemiz var.

Bakalım kimin gerekçesi geçerli… “İstiklal” in mi “Ölüm” ün mü efendiler.

Attila İlhan ne güzel demiş : "Bir ülkeyi aydınlar batırır, halk kurtarır."

Mithat Akar / Gaziantep

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226
Kullanıcı küçük betizi
mithat akar 1923
Üye
Üye
 
İletiler: 298
Kayıt: Çrş Ağu 28, 2013 16:18

Şu dizine dön: Gençlik Diyor ki

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x