BAYRAMLAR BİTTİ Mİ?

BAYRAMLAR BİTTİ Mİ?

İletigönderen Feza Tiryaki » Sal Nis 24, 2018 23:33

BAYRAMLAR BİTTİ Mİ?



Evlat acısı gibi içimize çöküyor yitirdiklerimiz.

Umudumuz, aydınlığın karanlığı er geç yeneceği gerçeği…

Bir bayramı daha geçirdik, eski bayramları özlemle aratan bir bayram daha geçti siyasetteki çalkantıların gölgesinde.

“23 Nisan” derken, herkesin içini önce bir sevinç kaplar. Büyük küçük gözlerimizin içi güler.

Bir gün önceden alır seni bir telaş:

“Yarın bayram, sabah erkenden kalkmalıyım. Giyinip kuşanıp, bayram yerine gitmeliyim. Günün havasını solumalı, bandolardan, ses yükselticilerden (hoparlör) ortalığa dağılan marşları dinlemeli, yeşil dallarla süslenen sokakları, caddelerin üstüne gerilen iplere takılan, evlerden sarkıtılan, balkonlara, kapılara asılan bayrakları görmeli, geçit töreninde gözlerim yaşarmalı, yeni yetişen kuşaklarla, öğretmenleriyle, Cumhuriyeti kuran ordumuzla bir kez daha onur duymalı, İstiklal Marşı okunurken Kurtuluş Savaşı günlerini anımsamalı, bu yurdu bize verenlere selam durmalıyım…”

Peki nerede bayram? Artık böyle, on dakikalık bir çelenk koyma töreni. Sonra duyurular: “Falan okulun salonunda bayramın devamını izleyebilirsiniz.” Sokaklar? Boş. Alanlar? Oralardan çoktan bayram kaldırıldı. (Küçük çocuklar yağmur yağarsa üşürmüş.) Evler? Bayraksız. Vatandaş asmaya korkuyor, mimlenirim diye. Çocuklar? Bugün tatil, görevli olmayan evde. Aileler derseniz cumadan başlayan üç günlük tatil var diye çocuklarıyla tatil yerlerinde gezmelerde. Bayramı Anıtkabir’de geçirenler, Atatürk’ün huzuruna çocuklarıyla varanlar, çevrelerine ışık olan, bayramı çocuklara bayram gibi yaşatan, aydın, yürekli insanlarımız, Cumhuriyet öğretmenleri de olmasa, iyice umutsuzluğa kapılacağız.

Peki şuradaki duyurular ne? Ha onlar mı? Belediye çocuk şenlikleri! Kaç gündür sürüyor, gel, katıl, eğlen, şişme oyun havuzlarında, kaydıraklarında kay, atla zıpla, oyuncak Amerikan çizgi film kahramanlarıyla eğlen, palyaçolarla, kendinle alay eder gibi böyle bir günde buluş, yetmez gibi bir de yabancı ülke çocuklarının gösterilerini kıyıdan, içini çeke çeke izle, bayramını unut, bir zamanlar ülkene saldıran yayılmacıların çocuklarıyla barış nutukları at, “barış” ekmekleri pişir, sanki, bundan 98 – 99 yıl önce onlar değil, biz onların vatanına saldırdık, “Yurtta barış dünyada barış!” genç Cumhuriyetimizin simge sözü değildi. Bizden kurtuluşlarına onlar seviniyorlar. Bakın belediye başkanlarının dediklerine. Ulusal bayram dini sözlerle kutlanır mı? Bırakın dini, araya nasıl yapıp edip 15 Temmuzlu bir söylem sıkıştırıyorlar – “unutmayın bu tarihi ha, zamanı gelince göreceksiniz,” sopası ellerinde – her ulusal kutlu günde. Sonra, Atatürk’ü sıradan bir fani (ölümlü) gibi rahmetle anıyorlar, gönül borcuyla, minnet duygularıyla değil.

Kağıthane Belediye Başkanı, “Hasbahçe’deki bu güzel mesire alanında çocuklarımız için ücretsiz etkinlik düzenledik.” diyor. “Hasbahçe” çok uymuş güne. Ne o Cumhuriyet Meydanları’nda, statlarda toplanma; hasbahçeler (saray bahçeleri), mesire (gezinti) yerleri varken?

Bir sözde de kaç yanlış. Bir kere ulusal bayramlar paralı kutlanmaz ki parasızı olsun. “Milletimizin bin yıllık tarihinde…” deniyor. Nasıl bin yıllık? Türkiye, Türklerin kaç bin yıllık vatanıdır. En az on bin yıl diyor tarihçiler. Buralarda tarihten beri varız. Sonra, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ne bir Hıdırellez günü gibi bir gün, ne bir dini bayramda Karagöz – Hacivat’la, kuklalarla, “ortaoyun”larla, dönme dolaplarla çocukların eğlendirilmesidir. Bu bayram, bu günün öneminin, devletimizin temelinin atıldığı bu kutlu günün, çocuklara bir kez daha öğretildiği, ulusça anıldığı, alanlarda meydanlarda toplanılıp, yüce önderimize, silah arkadaşlarına, Kurtuluş Savaşı şehitlerine saygı duruşu yapıldığı, İstiklal Marşı’nın okunduğu, kapalı – açık alanlarda çocukların gösterilerinin izlendiği, okul temsillerinin, halk danslarının çocuklarca oynandığı, konserler verildiği, geçit törenlerinde bayrağa sancağa, askere selama durulduğu bir gündür…

Yapılansa tam tersi, yalnızca bir panayır eğlencesi; başkan övünüyor:

“Etkinlikler pazar, pazartesi günü de devam edecek, kutlamaları bir güne, bir saate sığdırmak istemedik. Çocuklarımızın günlerce eğlenebileceği bir ortam oluşturduk.”

Esenler Belediye Başkanı, Kağıthane başkanından aşağı kalmamış. İşi daha başka boyutlara taşımış. Gazetelerden:

“Dünya çocukları barış ekmeği pişirdi.”

“Esenler Belediyesi tarafından bu yıl dokuzuncusu düzenlenen, “Barış Ekmeği Festivali”, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 10 ülkeden 65 çocuk dünya barışı için ‘Barış Ekmeği’ pişirdi. Esenler Meydanı’nda gerçekleşen etkinlikte dünya liderlerine barış mesajı da verildi.”

İyi, Türkiye de aralarında varmış bu birbiriyle ilişkisiz on ülkenin. Ya unutsalarmış, onları ağırlarlarken kendilerini? Ekmek pişirdikleri ülkeler: “Gürcistan, Hırvatistan, Kolombiya, Ukrayna, Moğolistan, Somali, Filistin, Özbekistan. ”Somali’yi orada görmesek şaşardık. Sayelerinde küçük Amerika olacağız, görünüşte tam onlara benzeyeceğiz. Kolombiya neresi? Gürcistan ne yapıyor orada? Ya Ukrayna ile işimiz ne? Bir de 23 Nisan 1920 tarihi ile bu ülkelerin ilgisi ne, dert edilen barışları ne, Meclisi toplayarak devlet kurduğumuz, egemenliğimizi duyurduğumuz gün olan 23 Nisan’la bu festivalin ilişkisi nedir, ne? Kutlu doğumlar, gülünç “Türkçe olimpiyatları” bir anda bitti, yerini bunlar alıverdiler…

Bu sözler de önceki günkü gazetelerden:

“Konuşmasında 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın tüm dünya çocuklarına armağan edildiğini ifade eden Esenler Belediye Başkanı Göksu, “Dokuz yıl önce de dünyada çocuklar kan ve gözyaşı döküyordu. Dünyada insan hayatı için çok önemli kavramlar vardır. Bunlar çocuk, ekmek ve barıştır” dedi.”

Haydi çok önemli bir yanlış daha. Bu bayram Türk çocuklarının ulusal bayramıdır. Atatürk, Türk Kurtuluş Savaşı’nı, kurulan “Meclis”iyle (TBMM) yönettiği, Türk devletinin kuruluşunun ilan edildiği bu günü, Dünya çocuklarına armağan falan etmemiştir. Niye etsin? Küresel bir gün mü bu? Dünya çocuk günü vardır ve bambaşka bir tarihtedir. Yine burada başkan yinelemiş:

“Din, dil, ırk önemli değil; barış olsun.” Duyan da bizim içimizde iç savaş olduğunu, farklı dinlerle, dillerle, ırklarla boğuştuğumuzu sanır. 23 Nisan’da kurulan devlet sanki ulus devlet değildi. Sanki Türkçeden başka dilimiz, İslam’dan başka dinimiz vardı. Başka dinlerden olanın Lozan’da azınlık diye ayrıldığını, azınlıkların azınlık hakkı bulunduğunu bu başkanlar bilmezler mi? Bu nasıl bir barış güvercini özentiliğidir, nedir, akıl almıyor!

Bu haber de Ürgüp Göreme’den. “Peribacaları”ndan. Kapadokya demek bazılarının pek hoşuna gidiyor, yabancı dil özentisinin, yabancı kültürlere hayranlığın sonucu olmalı böyle demek. Gazete başlığı: “23 Nisan Yoğunluğu.”

“23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile tatillerini üç güne çıkaranlar, Kapadokya’ya akın etti. Yarın sabah 25 balon firmasına ait 150 balon uçuşa geçecek.”

Bu, 21 Nisan tarihli (DHA), “Vah vah!”dedirten haberle de gazete alıntıları son bulsun:

“İstanbul, Trump AVM’de 23 Nisan eğlencesi erken başladı.
23 Nisan kutlamaları kapsamında hazırlanan etkinliklerden Sonic Boom’un baş karakteri hızlı kirpi Sonic’in özel şovu Türkiye’de ilk kez çocuklarla buluştu.”


Ya, gördünüz mü, nasıl yozlaştırmışlar bizi. Bir yanda dinciler, içleri götürmüyor adam gibi bayram kutlatmayı, kuyruk acılılar, bir yanda sömürgeci dili hayranları, yayılmacı maşaları, algıları tutsak edilenler…

Kirpi “Soniç” çocuklarla bol bol dans etmiş, onlarla fotoğraf çektirmiş, üstüne bir de “çizgi film posteri”ni dağıtmış çocuklara. Gösterisi 23 Nisan’a kadar sürüyormuş. Tüm bunlar alışveriş merkezinin çocuk katı “Trumpland”da imiş. “23 Nisan’a özel Kidzmondo Kidz Fest ile sınırsız eğlence!” diye duyurmuşlar onursuzca, bu yabancı adlı sömürgecilerin gösterilerini. Bayramımız, ayak altında kalmış. Adı da “23 Nisan eğlencesi” olmuş. Eğlenecekseniz eğlenmenize başka gün mü yok? Ya işte böyleymiş…

Bir varmış bir yokmuş. Bir güzel ülkede bir güzel çocuk bayramı varmış.

Bayramı yemişler…


Yurtdışında, çok yerde direniş sürüyor, ülkemizde de yurtseverler, çıkarına yenilmeyenler eski bayramları yaşatmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bakalım:

Bu gidiş, nereye kadar…

Feza Tiryaki, 24 Nisan 2018

Saydım, bu yazı kırkıncı bayram yazımmış.
Resim, gazetelerden: “Avrupa’da 23 Nisan coşkusu.”
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 988
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x