Bebek katili ÖCALAN'a Zana Formüllü AF!..

Tartışma Alanı

Bebek katili ÖCALAN'a Zana Formüllü AF!..

İletigönderen Başkomutan » Cum Haz 25, 2010 15:57


Öcalan'a Zana Formüllü Af

- AKP iktidarının Leyla Zana ve arkadaşlarını da aynı yöntemle hapisten çıkardığını biliyoruz.

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, kamuoyunda “taş atan çocuklar” olarak bilinen, çocukların yargılanmasına ilişkin tasarının içine, “Öcalan’a af yolunu açan” bir düzenlemenin saklandığını iddia ediyor.

Okay’ın iddiasına şaşmayız. Zira o bir hukukçu, dahası AKP iktidarının Leyla Zana ve arkadaşlarını da aynı yöntemle hapisten çıkardığını biliyoruz.


AKP iktidarının “Kürt açılımı”nın ilk adımda “hazmettirmeyi” planladığı 9 maddelik paket için “dağ fare doğurdu” denilmesine bakmayın. O dağ fil doğuracak, hem de; Dağda silahlı, ovada çocuklu-kadınlı “savaş”tan karakol ve cezaevlerimizin müstemleke komiserlerince denetlenmesine, camilerin dahi etnik ayrışmaya maruz bırakılmasından milli egemenliğin parçalanmasına ve dahi teröristbaşının affına, ne filler?!..


CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, kamuoyunda “taş atan çocuklar” olarak bilinen, çocukların yargılanmasına ilişkin tasarının içine, “Öcalan’a af yolunu açan” bir düzenlemenin saklandığını iddia ediyor. Tasarının, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda değişiklik öngören bir maddesi, “yeniden yargılama”nın önünü açacakmış.


AİHM’in daha önce aldığı, “Öcalan adil yargılanmadı” kararına istinaden, yargılamanın dosya üzerinde yapıldığı ve o işin bittiği söylenebilir. Adamalarda dava çok, mesela “ağırlaştırılmış müebbet”in, “müebbet”e çevrilmesini istiyorlar.

Okay’ın iddiasına şaşmayız. Zira o bir hukukçu, dahası AKP iktidarının Leyla Zana ve arkadaşlarını da aynı yöntemle hapisten çıkardığını biliyoruz.

Neydi o formül;

DSP-MHP-ANAP koalisyonu “yeniden yargılamayı” kabul ederken, iki ilke koymuştu. Birincisi; yeniden yargılama 1 yıl sonra Ağustos 2003’te yürürlüğe girecek, ikincisi; sadece yürürlükten sonra AİHM’e açılacak davalar için geçerli olacaktı.

Ancak Gül başbakanlığındaki AKP Hükümeti’nin el attığı ilk iş bu oldu ve yürürlük tarihini öne çekip, AİHM’de devam eden davaları da yeniden yargılama kapsamına aldı. Sözüm ona bitmiş davalar kapsam dışında tutularak, teröristbaşının yeniden yargılanmasının önüne geçildi. Eh, o günlerde öncelikli mesele, AB’nin “olmazsa olmaz”ı, Zana ve arkadaşlarını kurtarmaktı. Zana’ların hapisten çıkmasından sonra, dönemin TBMM Başkanı Arınç ve Başbakan Vekili Gül tarafından nasıl ağırlandığını hatırlıyor musunuz?


“Hazmettirme” süreci işte böyle başladı. 2 yıl sonra ise tam da AİHM’in Öcalan’la ilgili kararı arifesinde, Erdoğan-Gül ikilisi yaptıkları o düzenlemenin Anayasa’nın “eşitlik” ilkesine aykırı olduğunu fark edip, “yeniden yargılama”nın herkese teşmil edilmesi gerektiğini söylemeye başladılar. Ancak milletin tepkisinden çekindikleri için harekete geçemedilerse de, Anayasa’nın 90. maddesini değiştirip, uluslararası sözleşmeleri iç hukukumuzun üzerine çıkardılar. Bu, Öcalan’ın “özgürleştirilmesi”nin önündeki önemli bir Anayasal engelin kaldırılmasıydı.


Sonra neler oldu?

- AB’nin, 6 Ekim 2004 tarihli İlerleme Raporunda, AİHM’in Mayıs 2005’te, Öcalan hakkında yeniden yargılama kararı vereceği yazıldı. Yani Erdoğan-Gül ikilisi, AB’nin 17 Aralık zirvesinde Türkiye ile ilgili aldığı, “tam üyelik” yolunu kapatan kararlarını kabul ederken, Öcalan’ın “yeniden yargılanmasının” isteneceğini biliyordu.

- Erdoğan, AİHM kararı açıklanmadan bir iki ay önce Vatan Gazetesi’ne verdiği demeçte, kendilerine henüz resmi bir bilgi gelmediğini söylerken, “Partisinin MYK’sı ve Bakanlar Kurulu’nun yeniden yargılamaya sıcak bakmamasına rağmen kendilerinin eğilim yokladığını” itiraf etti. Hatta bu konuda medyadan “gümbür gümbür destek” istedi.

- Gül de Mayıs 2005’te AİHM kararı açıklandığını, “AİHM’in kararlarına uymak mecburiyetindeyiz. Bu dosyayı kucağımızda bulduk. Köşeye sıkışacak olan hükümet değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olur. Herkes aklını başına alsın” dedi.

“Öcalan’ı kurtarma” çabaları, yeniden yargılamasının dosya üzerinden yapılmasının ardından da hız kesmedi.

Mesela ABD, “PKK’yla mücadele” için “topluma kazandırma yasasının” çıkartılmasını şart koştuğunda, Gül başta bazı AKP’liler, “Teröristbaşı, Hizbullah ve Sivas sanıklarının” da tasarı kapsamına alınmasını istedi. Dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, “Tepkileri de dikkate alarak, doğrudan eyleme sevk eden lider kadronun kapsam dışında tutulduğunu” resmen açıkladı.

Mesela Aralık 2004’te Ceza İnfaz Kanunu çıkarılırken, yine Gül ve bazı AKP’liler, “şartlı tahliye” maddesinin, başta teröristbaşı, herkese ve tüm suçlarda uygulanmasını istedi. Ama yapılamadı.

Mesela Türk Ceza Kanunu değişikliğinde, teröristbaşının hüküm giydiği 125. maddeye, “elverişlilik” gibi bir unsur sokuldu. Yani “ülkeyi bölme” suçu “elverişli fiiller işlenmesine” bağlandı. Yasa yürürlüğe girdikten sonra fark edilen bu ifade, teröristbaşının pekala “yeniden yargılanması”nı gündeme getirecek bir değişiklikti. Tartışmalar üzerine madde aceleyle eski haline döndürüldü.

Son teşebbüs ise Terörle Mücadele Yasası’nın 6. maddesi üzerinden, lider kadrosunun da “etnik pişmanlıktan yararlanması” adı altında yapılmak istenmesi oldu. Ancak CHP Lideri Baykal işin peşini bırakmayınca, kim tarafından konulduğu meçhul o hüküm tasarıdan çıkartıldı.


O zamanlar DTP’li Sırrı Sakık’ın, “Bu maddeyi devletin bir kesimi koydu, ama herhalde güçleri yetmedi” demesi, bir de şimdilerde hem iktidarın, hem MİT emeklisi Cevat Öneş’in, “Kürt açılımı bir devlet projesi” iddiası yan yana getirilince, devletin hangi “kesimlerinin” Öcalan’ın kurtulması için canla-başla çalıştığı iyice netleşiyor, değil mi?..Son günlerde ABD ve İngiltere Büyükelçilerinin, “Öcalan’ın muhatap alınması ve affı Türkiye’nin bileceği bir iş” şeklindeki demeçlerini de unutmayalım!..


Arınç’ın Bilinçaltı da Kustu


Bu iktidarın kafasında ve gönlündeki yegane çözüm, hem tüm PKK’lıların, hem teröristbaşının affıdır.


Arefe günü şehit aileleri çocuklarının kabri başında gözyaşı dökerken, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın gazetecilere verdiği bayramlık demecinde ağzından dökülenler, “şecaat arzederken” bilinçaltındaki bu “çözüm”ün kusulmasından başka bir şey değildir.

Kendince CHP Lideri Baykal’ın, “Teröristler dağdan insin, teslim olsun, bu iş bitsin” demesiyle alay ederken, bakın neler söylüyor:

“Karikatür gibi bir şey...O zaman söyleyin, bizi dinlemiyorlar. Sizi belki dinlerler. Yani, Sayın Baykal grup toplantısında bir mesaj göndersin, ‘Ey teröristler, ertesi gün dağdan inin, silahlarınızı teslim edin, yargıya gidin, içerde 30 sene yatın ve terör meselesi böylece bitmiş olsun...’ Buna gülmenin ötesinde kaç kişinin cevap vereceğini düşünüyorsunuz? Bu dağlardaki kargaları bile güldürür.”

Arınç’ın gönlü, teröristlerin 30 sene içerde yatmasına razı olmadığına göre, Öcalan’ın ömür boyu yatmasını kaldırabilir mi
?


Mahmur: Kara Treni Boyayıp, Hızlı Tren Yapacaklar


Öcalan’a “Zana formülü”…Ya dağdakilere?..Galiba onlara da “Mahmur formülü” bulundu. Nereden mi çıkarıyorum?..Açılımın her adımına ilişkin haberleri doğru çıkan iktidara yakın Bugün Gazetesi, 4 Kasım‘da şöyle bir haber yayınladı:


“K. Irak yönetimi ile MİT arasında yapılan temasların ardından Kandil’deki PKK’lılar Mahmur’a yerleştirildi. MİT yetkilileri tarafından isimleri Ankara’ya bildirilen PKK’lılar, 10 gün içinde kafileler halinde sınırdan giriş yapacak. Gelenler, ‘Dağdan inen PKK’lılar’ olarak değil, ‘Mahmur’daki Türk vatandaşları’ olarak giriş yapacak.”


Baktık, bugün de Yeni Şafak, “Dağdan inenlere Mahmur formülü” diyerek, “Mahmur kampında yaşayanların tahliyesinin ardından kampın yeni sakinleri konusunda da değerlendirmeler yapılmaya başlandığını, bu kapsamda dağdan inecek PKK’lıların kampa yerleştirilmesinin de olası senaryolardan biri olarak ele alındığını” duyuruyor.


CHP’li Okay’ın iddiasına dönersek; Demek ki Cengiz Çandar familyasıyla, Barzani familyasının, “Öcalan 5 yıl içinde serbest kalacak”, Leyla Zana’nın, “Öcalan 2010’da aramızda olacak” ve dahi Mümtaz’er Türköne’nin, “Öcalan’ı paşa yapıp, Bodrum’a gönderelim” demeleri boşa değilmiş. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, bir bildikleri var herhal!..


Meyyal UYGUR
25.06.2010
internetajans.com






OLUR MU?..



“Gül’den Leyla Zana için söz aldık”

Türkiye-Avrupa Parlamentosu Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lajendik, Başbakan Abdullah Gül’den eski DEP milletvekilleri Leyla Zana ve arkadaşları için değişiklik yapılabileceğine dair söz aldıklarını söyledi.


Gül, eski DEP'lilerle görüştü

11.06.2004

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün kapatılan DEP'in cezaevinden tahliye edilen eski milletvekilleriyle görüşmesi sona erdi.Leyla Zana ve arkadaşlarının Dışişleri Bakanlığı Konutu'nda Gül ile 45 dakika süren görüşmelerinden sonra açıklama yapılmadı.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=119104


Apo'yu idamdan kim kurtardı?

Apo'yu idamdan kim kurtardı?

TBMM çatısı altında idamın kaldırılması için “evet” oyu veren kadroları araştırdı. İşte bölücü başını idamdan kurtaran süreç ve işte isim isim sorumlular…

Apo’yu İmralı’ya kim koydu?

Abdullah Öcalan, 15 Şubat 1999 günü 56. Hükümet (Ecevit tarafından kurulan azınlık hükümeti) döneminde yakalanarak Türkiye’ye getirildi. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, Apo’nun Türkiye’ye getirilebileceği yönündeki kanaatin kesinleşmesinin ardından, terörist başının İmralı’ya yerleştirilmesi için hazırlıklara başladıklarını belirtmişti. Bu tarihte Meclis’te grubu olan partiler arasında MHP yoktu.

MHP, 18 Nisan 1999 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerden 2. Parti olarak çıkarak parlamentoya girdi. 57. Hükümetin koalisyon ortağı olan MHP, bölücü başının idamını istiyordu. 12 Ocak 2000 tarihinde, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile koalisyon ortakları ANAP Lideri Mesut Yılmaz ve MHP Lideri Devlet Bahçeli 7.5 saat süren bir zirve gerçekleştirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu zirvede hükümet ortaklığını sona erdirme noktasına geldi ancak terörist başının idamının ertelenmesi yönündeki kararın çıkmasına engel olamadı. Bahçeli’nin bu zirvede verdiği mücadeleyi, Mesut Yılmaz, "7.5 saat zorlu bir görüşme yaptık. İstihbarat raporları okundu. Her şey bütün detayıyla ele alındı. Ama yine de karşımda hükümeti bozmaya çok kararlı bir Devlet Bahçeli gördüm" sözleriyle anlattı.

O toplantıda neler yaşandı?

Koalisyon liderleri, Abdullah Öcalan’a verilen ölüm cezasını görüştükleri zirvede yaşananlar şöyleydi: DSP ve ANAP, dosyanın AİHM kararı çıkana kadar Başbakanlık’ta bekletilmesini isterken, MHP ısrarla idam dosyasının TBMM’ye gönderilmesini talep edince hükümet dağılmanın eşiğine geldi. MHP lideri Devlet Bahçeli, toplantı boyunca tezinde ısrar etti. PKK, HADEP, Apo ve Avrupa’daki bazı kuruluşların açıklamalarına dikkat çeken Bahçeli “Herkes haddini bilmeli” diyerek “Dosyanın Başbakanlıkta kalması zaaf olarak değerlendirilebilir” uyarısında bulundu. Ecevit ve Yılmaz AİHM ve Avrupa Konseyi’ne karşı yükümlülüklerden hareket ederek “saygın bir hukuk devleti olan Türkiye’nin uluslar arası anlaşmalara attığı imzaların gereklerini yerine getirmek zorunda olduğunu” söylediler. Bahçeli ise ülkenin bu konumunu kabul etmekle birlikte, “İnfazın engellenmesinin Türkiye’ye uygulanan çok yönlü baskıya bağlanabileceğini söyleyerek “Bu durumdan büyük rahatsızlık duyduğunu” vurguladı.

Bahçeli, görüşme sırasında nezaketini korudu ancak son ana kadar anlaşmaya yanaşmadı.

Ecevit ve Yılmaz “Avrupa’ya ve AİHM’ye karşı yükümlülüklerimiz var” gerekçesiyle Bahçeli’nin bu talebini de kabul etmedi. Sonunda, hazırlanan metinde Bahçeli’nin istedikleri de yer aldı.

İŞTE BAHÇELİ’NİN O ZİRVEYE SUNDUĞU TALEPLER:

1. İdamın infazına TBMM karar vermelidir. Bu bir egemenlik hakkıdır.

2.Dosyayı Başbakanlık’ta bekletmenin yasal dayanağı yoktur. Muhalefet bunu kullanır.

3. İdamın infazının ertelenmesi PKK’yı çökertmez. Aksine birçok PKK ortaya çıkar.

4.PKK terörü dış mihraklı. Gevşek tavır, baskı getirir. Bu, siyasi haklara kadar uzanır.

5. Bazı özellikli konularda AİHM kararlarına uyulmayabileceği görüldü. Bu kullanılabilir.

HÜKÜMET GİTTİ GELDİ

Görüşmeden bir sonraki gün, yani 13 Ocak 2000 tarihinde ise ulusal gazeteler “Hükümet gitti geldi” manşetleriyle çıktı. Bunun nedeni, Başbakanlıkta 7.5 saat süren toplantıda, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin ısrarının hükümet krizine yol açacak aşamaya gelmiş olmasıydı. Toplantı sonrasında açıklanan metinde en can alıcı bölüm, “AİHM süreci bittiğinde, idam dosyasının ivedilikle Meclis’e gönderilecek olması” idi. Dönemin MHP Milletvekillerinden Koray Aydın, “Şehit aileleri bakımından en önemli husus bu. Onlar sanıyorlar ki ertelemeyle Öcalan kurtulmuş oluyor. Böyle bir durum yok” diye konuşmuştu. Üç liderin imzasıyla alınan ve Hükümeti bitme noktasına getiren kararın metninde şu ifadeler yer alıyordu:

"Bilindiği gibi Türkiye'nin de yargı yetkisini kabul etmiş olduğu AİHM'nin Türk yargısınca verilmiş kararları değiştirmesi hiçbir şekilde söz konusu değildir. Anayasamızdan ve uluslararası taahhütlerimizden kaynaklanan süreç tamamlandığında, dosya gereği için ivedilikle TBMM'ye gönderilecektir."

MHP Lideri Devlet Bahçeli, Başbakanlık’taki kritik toplantının ardından MHP üst yönetimine şunları söylemişti:

“Doğabilecek sakıncaları, endişelerimizi dile getirdik. Koalisyonun tabiatı gereği farklı görüşler ortaya çıktı, ancak biz meseleye her zaman memleket açısından baktık. Mesele MHP’nin kaybı veya kazancı meselesi değildir. Devletin menfaatleri meselesidir. İnfaz konusunda güvence alınmıştır. Bu da metinde vurgulanmıştır.”

ASIL SORUMLULAR ŞİMDİ NEREDE?

Tüm bu gerçeklerin yanında, bölücü başının idam kararının ertelenmesine ilişkin Anayasa değişikliğinin TBMM Genel Kurulu’ndaki oylamasında da ilginç bir tablo ortaya çıkmıştı. Bu tablonun ortaya çıkardığı sonuç son derece çarpıcıydı. Buna göre Türkiye’de idam cezasının tümüyle kaldırılması yönünde en belirgin adımları atan parti ise AKP oldu. MHP lideri Bahçeli'nin, "Gökkuşağı Koalisyonu" adını verdiği DSP, ANAP, DYP, SP, AKP ve YTP'li milletvekilleri, ittifak halinde idam cezasını kaldırdılar. O gün Apo asılmasın diyen AKP milletvekilleri bugün yine parlamentoda siyaset yapıyor. Yine o gün “Apo asılmasın” diyen ancak AKP'de olmayan birçok milletvekili de şu an AKP'nin ya da bir başka partinin milletvekili olarak TBMM'de bulunuyor.

TBMM zabıtlarından Meclis'teki 550 milletvekilinin Öcal'ın asılması ile ilgili ne yönde oy kullandığını isim isim açıklıyoruz.

Terörist başını idamdan kurtaran yasa tasarısının oylamalarında, siyasi partilerin liderleri ve milletvekilleri şu açıklamaları yapmıştı:

AKP grubu adına Bülent Arınç:

“Ölüm cezasının kaldırılması konusu geldiğimiz noktada, bir zaruret ifade etmektedir.”

AKP grubu adına Mehmet Ali Şahin :

“Ölüm cezasının kaldırılmasını Parti olarak, Grup olarak biz de istiyoruz.”

AKP grubu adına Dengir Mir Mehmet Fırat:

“Asamadınız; bundan sonra da asamayacaksınız.”

ANAP Lideri Mesut Yılmaz:

“Türkiye, AB yolunda dev bir adım attı. Bunun, Meclis'ten bu kadar büyük çoğunlukla yapılmış olması, daha anlamlı kılıyor. Keşke MHP'de bunun içinde olsaydı. Bu attığımız adımın önemini gelecekte daha iyi anlayacağımıza inanıyorum.”

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan:

“Bu, çok büyük bir başarıdır. Özellikle TBMM'yi takdir ediyorum, alkışlıyorum. 'Bu kadar kısa sürede olmaz, bu araya sıkıştırılmaz' diyenler cevabı aldılar. Top artık AB'de. Atacakları adımlarla ne derece samimi olduklarını göreceğiz.”

DSP Lideri Bülent Ecevit:

"Dünyada olduğu gibi, idamın Türkiye'de de kalkmış olmasından memnuniyet duyduk.”

DYP Lideri Tansu Çiller:

DYP, bir kez daha AB'yi kuyudan çekip çıkardı.

YTP Lideri İsmail Cem:

“Türkiye kendi insanı için TBMM aracılığıyla çok önemli bir ışık yakmıştır. Bu olay Türkiye'nin AB'ne tam üyelik sürecinde adeta bir dönüm noktasıdır.”

SP Genel Başkanı Recai Kutan:

“Türkiye'nin AB'ye girmesi gereklidir' dedik. O çizgimizde en ufak bir sapma olmadan gayret gösterildi. Memnuniyetle ifade edeyim ki böyle bir karar alındı. Yasaların Meclis'ten geçmesinden büyük mutluluk duyduk.”

57’inci Hükümet döneminde Başbakanlık koltuğunda DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit oturuyordu. Terörist başının idam dosyası ise AİHM’nin ifaz ile ilgili ihtiyati tedbir kararı gerekçe gösterilerek 2.5 yıldır Başbakanlık’ta bekletiliyordu. Dönemin Başbakan Yardımcılarından biri MHP Lideri Devlet Bahçeli idi.

O dönem, henüz değişiklik yapılmadığından idam cezası TCK’da vardı. Bölücü başı Apo idamdan kurtarılmamıştı ancak dosyası da bir türlü Meclis’e gelmiyordu. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in, Anayasa’nın “Hiçbir makam ve mercii mahkeme hükümlerinin infazının yerine getirilmesini engelleyemez” şeklindeki 138’inci maddesini çiğnediği dile getiriliyordu.

İSİM İSİM OYLAMA

TBMM zabıtlarından Meclis'teki 550 milletvekilinin Öcalanın asılması ile ilgili ne yönde oy kullandığını isim isim açıklıyoruz.

AKP'nin de TBMM'de 53 milletvekili ile yer aldığı, o zaman milletvekili olmayan Erdoğan'ın genel başkanları sıfatıyla misafir locasından izlediği AKP Grubu "EVET" oyu kullandı. Böylece 1 Ağustos 2002'deki olağanüstü toplantılarda idam cezası, yasalarımızdan çıkarıldı. Partilerin milletvekili sayısı ve verdikleri oy:

AKP: 53 evet

ANAP: 76 evet

DSP: 55 evet

DYP: 65 evet

SP: 22 evet

YTP: 50 evet

Bağımsızlar: 11 evet

İdamın kaldırılması için "kabul" oyu kullanan o milletvekilleri, şu anda hangi partide görev yapıyor dersiniz? İşte yanıtları:

Dengir Mir Fırat - AKP Adana Milletvekili

Sait Açba - AKP Afyon Milletvekili

Mahmut Göksu - AKP 22. Dönem Milletvekili

Mehmet Özyol – AKP 22. Dönem Milletvekili

Akif Gülle – AKP Amasya Milletvekili

Ismail Özgün – AKP Balıkesir Milletvekili

Mahfuz Güler –Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı

Zeki Ergezen – AKP Bitlis Milletvekili

Ismail Alptekin – Akp 22. Dönem Milletvekiliydi

Faruk Çelik – AKP Bursa Milletvekili ve Devlet Bakanı

Mehmet Altan Karapaşaoğlu – AKP Bursa Milletvekili

Ertuğrul Yalçınbayır – AKP 22. Dönem Milletvekili

Osman Aslan – AKP Diyarbakır Milletvekili

Nurettin Aktaş – AKP Gaziantep Milletvekili

Tevhit Karakaya – AKP MYK Üyesi

Ali Er – AKP Mersin Milletvekili

Abdülkadir Aksu – AKP Genel Başkan Yardımcısı

Mustafa Baş – AKP 22. Dönem Milletvekili

Ali Coşkun – AKP 22. Dönem Sanayi ve Ticaret Bakanı

Hüseyin Kansu – AKP 22. Dönem Milletvekili

Mehmet Ali Şahin – AKP Milletvekili TBMM Başkanı

Nevzat Yalçıntaş – AKP İstanbul Milletvekili

Abdullah Gül - Cumhurbaşkanı

Salih Kapusuz – AKP Genel Başkan Yardımcısı

Mehmet Vecdi Gönül – Milli Savunma Bakanı

Osman Pepe – AKP 22. Dönem Milletvekili, Çevre ve Orman eski Bakanı

Remzi Çetin – AKP 22. Dönem Milletvekili

Özkan Öksüz – AKP Konya Milletvekili

Avni Doğan – AKP Kahramanmaraş Milletvekili

Ali Sezal – AKP 22. Dönem Milletvekili

Sabahattin Yıldız – AKP Muş Milletvekili

Eyüp Fatsa – AKP Ordu Milletvekili

Musa Uzunkaya –AKP 22. Dönem Milletvekili

Ahmet Nurettin Aydın – AKP 22. Dönem Milletvekili

Abdüllatif Şener – Türkiye Partisi Genel Başkanı

M.Ergün Dağcıoğlu – AKP 22. Dönem Milletvekili

Yahya Akman – AKP Şanlıurfa Milletvekili

Zülfikar Izol – AKP Şanlıurfa Milletvekili

Maliki Ejder Arvas - AKP 22. Dönem Milletvekili

Hüseyin Çelik – AKP Genel Başkan Yardımcısı

Ilyas Arslan – Vefat etti

Mehmet Çiçek – AKP Yozgat Milletvekili

Ramazan Toprak - AKP 22. Dönem Milletvekili

Kemal Albayrak –

Abdullah Veli Seyda - AKP Şırnak Milletvekili

Şükrü Ünal – AKP 22. Dönem Milletvekili

İdamın kaldırılması için "kabul" oyu kullanan Bağımsızlar arasında şu anda AKP sıralarında olan bir kişi var. O da AKP Hükümetinin Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Cemil Çiçek… Diğer bağımsız vekiller ise şöyle:

Numan Gültekin, Mehmet Ağar, Mail Büyükerman, Mustafa Yılmaz, Rıdvan Budak, Zafer Güler, Mustafa Düz, M. Ali İrtemçelik, İhsan Çabuk, H.Fehmi Konyalı

Idamın kaldırılması için "kabul" oyu kullanan DYP milletvekilleri Ahmet Iyimaya, daha sonra AKP Ankara Milletvekili oldu. Saffet Kaya da AKP Ardahan Milletvekili olarak siyaset hayatını sürdürdü.

İdamın kaldırılması için "kabul" oyu kullanan ANAP milletvekillerinden de şu an AKP ve diğer bazı partilerin TBMM’deki sıralarında oturanlar var. İşte o isimler:

Mehmet Ali Bilici – AKP Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı

Yaşar Eryılmaz – AKP Ağrı Milletvekili

Murat Başesgioğlu – AKP İstanbul Milletvekili

Dönemin ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz da, şu an DP’yi temsilen parlamentoda milletvekili olarak bulunuyor.

DSP milletvekili iken “Apo asılmasın” diye oy kullanan milletvekillerinden de, şu an parlamentoda çeşitli partilerde siyaset yapmaya devam edenler var. İşte o isimler ve siyaset yaptıkları partiler:

Ertuğrul Kumcuoğlu – MHP Aydın Milletvekili

Hasan Macit- DSP İstanbul Milletvekili

Hasan Erçelebi- DSP Denizli Milletvekili

Emrehan Halıcı- CHP Ankara Milletvekili

1 Ağustos 2002 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda, idamın kaldırılmasına yönelik oylama yapılırken, 116 milletvekiliyle Meclis'te bulunan MHP ise yasaya "Hayır" diyen tek parti oldu.

İŞTE "HAYIR" DİYEN MHP MİLLETVEKİLLERİ

O tarihte, TBMM çatısı altında 7 siyasi parti ve 11 Bağımsız milletvekili vardı. Ağustos 2002 tarihindeki oylamada, idamın kaldırılmasına "ret" oyu kullanan tek parti MHP olmuştu. 116 milletvekili ile fire vermeden "hayır" diyen MHP milletvekillerinin tam listesi şöyleydi:

Devlet Bahçeli

M. Çulhaoğlu

Ali Halaman

A. Fatin Özdemir

Recai Yıldırım

Hasari Güler

Abdülkadir Akcan

Mehmet Telek

Nidai Seven

Adnan Uçaş

Mehmet Arslan

Koray Aydın

Şefkat Çetin

Sedat Çevik

Ali Işıklar

Abdurrahman Küçük

Hayrettin Özdemir

Mustafa Cihan Paçacı

Şevket Bülent Yahnici

Osman Müderrisoglu

Tunca Toskay

Nesrin Ünal

Bekir Ongun

Orhan Bıçakçıoğlu

Ali Uzunırmak

Aydın Gökmen

Hüseyin Kalkan

Hüseyin Arabacı

Ibrahim Halil Oral

Ersoy Özcan

Süleyman Coşkuner

Burhan Orhan

Orhan Şen

Hakkı Duran

Irfan Keleş

Salih Erbeyin

Ali Keskin

Mustafa Gül

Mihrali Aksu

Mücahit Himoğlu

Ismail Köse

Cezmi Polat

Mehmet Ay

Ali Özdemir

Mehmet Hanifi Tiryaki

Mustafa Yaman

Bedri Yaşar

Süleyman Turan Çirkin

Mehmet Şandır

Mehmet Nuri Tarhan

Osman Gazi Aksoy

Mustafa Zorlu

Yalçın Kaya

Hidayet Kılınç

Enis Öksüz

Cahit Tekelioğlu

Ahmet Çakar

Mehmet Gül

Nazif Okumuş

Esat Öz

Bozkurt Yaşar Öztürk

Mehmet Pak

Mustafa Verkaya

Yusuf Kırkpınar

Ahmet Kenan Tanrıkulu

Oktay Vural

Arslan Aydar

Mehmet Serdaroğlu

Sabahattin Çakmakoğlu

Hasan Basri Üstünbaş

Ramazan Mirzaoğlu

Meral Akşener

Cumali Durmuş

Kemal Köse

Faruk Bal

Ali Gebeş

Mustafa Sait Gönen

Hasan Kaya

Basri Coşkun

Namık Hakan Durhan

Hüseyin Akgül

Ali Serdengeçti

Mehmet Kaya

Nevzat Taner

Metin Ergun

Ismail Çevik

Mükremin Taşkın

Mükerrem Levent

Cemal Enginyurt

Yener Yıldırım

Osman Fevzi Zihnioğlu

Ahmet Aydın

Vedat Çınaroğlu

Hüsnü Yusuf Gökalp

Lütfü Ceylan

Reşat Doğru

Nail Çelebi

Muzaffer Çakmaklı

Armağan Yılmaz

Ayhan Çevik

Ahmet Erol Ersoy

Mesut Türker

Şuayip Üşenmez

Ismail Hakkı Cerrahoğlu

Kürşat Eser

Sadi Somuncuoğlu

Şaban Kardeş

Hasan Çalış

Osman Durmuş

Abbas Bozyel

Ilhami Yılmaz

Mehmet Nacar

Birol Büyüköztürk

Mehmet Kundakçı

Müjdat Karayerli

Bekir Aksoy

haberiniz.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x