BİLİM ve BİLİMSELLİK (VII)

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

BİLİM ve BİLİMSELLİK (VII)

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Cum Ağu 21, 2020 11:42

BİLİM ve BİLİMSELLİK (VII)
Diyorduk ki, ‘ücret’ denilince, ilk bakışta işçinin çalışma saatleri karşılığında ödenen para miktarı anlaşılmaktadır.
Ve bundan doğal bir şey olmadığı konusunda da bir fikir birliği oluşmuştur.
Hatta “işçinin teri soğumadan bu hakkı verilmelidir” denilmektedir.
Oysa işçinin çalışma saatlerinin tamamı ödenmekte midir yoksa ‘belirli bir kısmı’ ödenmemekte midir?
Yani, ‘ücret’ diye sunulan ‘görünür’deki bu miktar, ‘ücret’in ‘gerçek yapısı’nı ortaya koymakta mıdır?
Çok daha önemlisi, ‘ücret’in bu ‘görünür’deki yapısı ile gizli kalan ‘gerçek yapısı’ arasında bir ‘çelişki’ bulunmakta mıdır bulunmamakta mıdır?
İşte bu sorunun sorulması ‘bilimsel kuşku’nun başlangıcı olacaktır.
Aksi taktirde, ya ‘ücret’in bundan ‘doğal’ başka bir anlamı olmayacağı düşünülecek ya da böyle gelmiş böyle gider denilecektir.
Eğer, ‘ücret’in gizli kalan belirli bir kesiminin varlığı düşünülecek olursa, buna ücretin gerçek ‘yapı’sını ortaya çıkarmak ve aynı anlama gelmek üzere bir ‘bilimsel araştırma’ yapmak gereği ortaya çıkacak demektir.
Henüz böyle bir ‘bilimsel araştırmaya’ başlamadan, bu tür ‘gizli yapı’nın varlığını tasarlamaya ise, onun düşüncede bir ‘model’inin kurulması diyoruz.
Nitekim Lévi-Strauss, adı geçen makalesinde ‘ampirik gözlem’lerden ‘model’in kurulmasına geçileceğini, ‘model’lerin de ‘istatistik’ ya da ‘mekanik’ olabileceğini ileri sürmektedir.
Ancak ve ne var ki, gerek ‘yapı’ ve gerekse ‘model’ kavramlarına öylesine değişik ve öylesine çoklu anlamlar yüklenmiş bulunmaktadır ki, neyin yapısı neyin modeli olduğu konusunda bir ‘kavram kargaşası’ doğmuş bulunmaktadır.
Maurice Godelier, ‘model’ diyor, ‘görünür’deki gerçekliğin tersinden gösterdiği ‘görünmez yapı’nın bilimsel sunumudur. [(Le modèle est la représentation scientifique de cet envers invisible de la représentation visible) Godelier, “Remarques sur les concepts de structure et de contradiction”, ]
Örneğin, doğa bilimlerinde, ‘yerçekimi’ gibi ‘evrensel’ bir yasa bulunduktan sonra, bu bilimler gerçeğin bir tek ‘model’ine kavuşmuş olmaktadırlar: modèle planétaire.
Merkezde güneş, çevresinde uydular falan. Onları biribirlerine bağlayan bir ‘tek’ güç vardır. Yani model kapalı ve kararlıdır (stable).
Oysa Bohr, mikro-fizikte diféransiyel atomu keşfettiğinde, planétaire modele gönderme yaparak (principe de correspondance), çekirdek ve elektronları ancak düşüncede ‘tasarlayabilmişti’.
Böylece ‘harmonik model’e geçilmiş oldu.
Burada, yani mikro fizikte, görülemeyen bir şey ancak ‘tasarım’ olarak, bir bakıma insanın duyum/algı ve giderek aklına bir ‘défi’ oluşturuyordu, ki günümüzde artık elektronların da parçalanmasına varılmış olmaktadır.
İşte Marx’ın benzer bir yöntemi ekonomi politikte nasıl uyguladığına bu ‘ücret’ örneği verilebilir.
Ancak günümüzde iyi hazırlanmış ve çokca hizmet etmiş olmasına karşın, yapı kavramı sönükleşmeye başlamıştır. Ya da her aklına gelenin kendine göre bir ‘yapı’ tanımlaması olmuştur.
1960’larda yapılan seminer va kollokyum tartışmalarından, üç tür ‘yapı’ kavramı ortaya çıkmış oldu:
a-Yapı, bir şey ya da fenomenler toplamında, kavranabilir (intelligible) ya da ‘öz’ (essence) olandır. Bu öz, zaman zaman, aristocu epistemolojideki gibi, felsefî olarak bir tür ‘özdek’ (substance) olarak ortaya konulabilir.
Bu yaklaşıma göre, form, fonksiyon ve yapı tamamen belirlenebilecek ve aşagı yukarı varolan ‘tüm’ (tout) ya da bütünsellik (totalité) olarak dikkate alınabileceklerdir.
b- Yapı, bir nesne ya da nesneler toplamı açısından bir ‘yapılış’ (construction)tır. Düşünce, onun incelemesinden tutarlı ilişkiler sistemini ve bir sistemden diğerine geçişe olanak veren dönüşümleri, onların ilişkilerini bulup çıkaracaktır.
Yani, belli bir düzeyde bulunan yapı, görüngüolayın (phénomène) üstünde olup, kendilerinin keşfedilmesine olanak veren belli bir iç tutarlılığı vardır. Öyle ki, bitmiş ve belirlenebilir özelliklerin bileşimi (combinaison) olarak ayırdedilebilir.
Bu yaklaşıma göre yapı, bir ilişkiler grubunun formel bir ifadesidir, fenomenler toplamını ya da onlarla ilgili bir sorunu incelemek için oluşturulmaktadır.
Bu durumda form ve yapı biribirine karıştırılmış olmakta, yani o artık bir gerçeklik düzeyi olmaktan çıkıp, bir soyutlama düzeyi olarak düşünülmektedir.
Böylece yapı bir ‘model’, yani varolanda, bilinçdışı ya da üstbilincin (supraconscience) bir tezahürü olmaktadır. [Claude Lévi-Staruss, Anthropologie structurale, Plon, 1958, pp: 28-29 et 305-306]
c- Bir üçüncü yaklaşıma göre ise, yapı ne özdeksel bir ‘gerçeklik’in belli bir düzeyi, ne de kurulmuş bir soyutlama düzeyi değil, zıt güçler arasındaki bir kararsız denge, gerçeğin bağrında göreli bir sabitlik, bir aracı, bir arabulucu (médiation) olarak düşünülmektedir.
Yapı kendi kendisine yetmemekte; alttan güçler onu itmekte ve desteklemekte, üstten de üst güçler onu denetlemektedirler, o ise arada bir geçici denge olarak düşünülmektedir. Bu geçici denge de, diğer düzeylere göre tasarlanmaktadır. Böylece buradan yine birinci yaklaşıma dönülmüş olmaktadır.
“Her toplumsal yapı, diyordu Gurvitch [Vocation actuelle de la sociologie, 2ème ed. II, p.441] ister bir grup yapısı gibi kismî, isterse global toplum gibi bütünsel olsun, geçici bir dengedir”.
Marx Eleştiriye Katkı’nın önsözünde; yapıyı toplumun özü (essence) olarak görmekte, ama yapı ile formu birbirinden ayrırarak, üretim ilişkilerini yapı, üstyapıyı ise form olarak tanımlamaktadır. Dahası yapının tarih içinde kendi kendisini biçimlendirdiğini (se former) ileri sürmektedir. Böylece kapitalist toplum, ekonomik-sosyal formasyon olarak değelendirilmiş olmaktadır.
Denilebilir ki, Kapital bir model, yapı da çözümleme aracı ve diyalektik sentez olmaktadır. Ne var ki, bu diyalektik sentezin Marx tarafından tamamlanmamış olduğu da bir gerçektir.
(Sürecek)
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1526
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x