Binyüz Suratın Yeni Maskesi… / Zahide UÇAR

Binyüz Suratın Yeni Maskesi… / Zahide UÇAR

İletigönderen Balasagun » Sal Ağu 04, 2015 13:44

Binyüz Suratın Yeni Maskesi…

Resim
Ulusalcı kesildiler birden… “Bizim askerimiz-ordumuz” bile diyorlar. Oysa o askerin şerrinden Bürüksel’in şefaatine sığınalı çok olmamıştı. F Çete ile birlik olup askerlerimizi esir aldıklarını da çabuk unuttular.

Pilotlarımız istifaya zorlandı. THY’de çalışan asker kökenli pilotlar işten çıkarıldı. Yerlerine Yunan pilot bile aldılar. Deniz kuvvetlerinde “dümenini kırarcasına” esir alınmayan komutan bırakmadılar.

Polis “Erdoğan’ın deyimiyle” askerlikten yırttı(!).. Parası olan para karşılığı askerlikten muaf oldu. Muaf olan çoğalsın diye, bankalar kredi bile verdi. Parası olmayan askerlik yapsın dediler. Adalet duygusunu yok ederek, askerliğe olan saygıyı bitirmek için algı operasyonu yaptılar.

Devrik iktidarın birdenbire milli maske takması neyin nesidir? Söylemlere bakılınca şu anda ülkenin en milliyetçi partisi AKP(!)… Bütün söylemleri bu doğrultuda gerçekleşiyor. Katranı reçel diye pazarlama sürecine hoşgeldiniz(!)..

Suriye’de İŞİD’e vuruyoruz(!)..Türkiye’de uyuyan İŞİD hücrelerinden ne haber? İŞİD Ankara’nın göbeğinde okul açıyor. İŞİD Konya’da, Yalova’da, İstanbul’da, Ankara’da, Adıyaman’da… Onlara da bir el atsanız diyorum(!)… Hani Erdoğan’ın bir türlü dili varıp terörist diyemediği için;

“Öfkeli çocuklar” dediği cani yamyam çete…

Erdoğan diyor ki;

“-Hatta İstanbul’un ortasında silahla gezme cüretinde bulunuyor(!)..”

Sanki bu tablo onların eseri değil, kendisi Merih’ten yeni gelmiş, konuşuyor…

Ya Davutoğlu? O da etnik ve mezhep bölücülüğü yapanlardan hesap soracakmış(!)… Yahu bunlar şaka gibi diyeceğim ama,

Şaka yapmak için de zeka lazım. Sizden önce bu ülkede 35 etnik grup diyen mi vardı? Erdoğan her ağzını açtığında;

“Alevi-Sünni, Kürt-Türk-Laz-Çerkes…” diye saymıyor muydu? Demek ki hesap sormaya Erdoğan’dan başlayacaksınız(!)…

Sonra PKK’ya vuruyoruz dediler… Kandil’e postacılık yapanlar, Kandil’de ki teröriste “kazanılmış hak” diyerek maaş ödemeye devam edenler Kandil’i vurma kararı alabilir mi? Yoksa vurmaya mecbur mu kaldılar?

Yeni dünya savaşları terör ve algı operasyonları ile yürütülüyor. Gerçekler değil, planlananlar gerçek gibi pazarlanıyor. Bütün insanlığın başına bela olan terörün öncü gücü;

İletişim, basın ve medya terörüdür…

AKP iktidara geldiğinde bebek katili yakalanmış, PKK moral olarak çökmüş bir örgüttü. Milli bir hükümet iş başında olsaydı bu fırsat değerlendirilirdi. PKK emperyalist devletlerin taşeronu olması nedeniyle tamamen yok olmazdı ama, yeni eleman kazanması engellenir, etkisiz hale getirilebilirdi. Akıl hocaları küresel elit, ortakları F-CİA olunca, PKK’nın güç kazanması sağlandı. Güvenlik güçlerinin eli-kolu bağlandı. PKK’lı katiller gizli tanık yapılarak esir alınan askerler üzerinden askerin morali çökertilmeye çalışıldı. Ülkenin Genelkurmay Başkanı;

“PKK’ya karşı psikolojik operasyon üstünlüğünü kaybettik” mealinde açıklama bile yaptı. Çünkü Ordu’nun psikolojik Operasyon birimi AKP hükümeti tarafından kapatıldı. PKK’nın yaptığı bütün eylem ve cinayetlerden sonra AKP’li bakan ve sözcüleri, yandaş medya birlik olup koro halinde;

“Zamanlama manidar…” çığlıkları atarak PKK saldırılarını Türk Askerine yüklemeye çalıştılar. Kendi itirafları ile;

“PKK’nın büyük şehirlerimizi silah deposu haline getirmesini” seyrederek ülkeye ihanet ettiler.

Teröristler ile iş birliği yapanlardan hesap soracaklarmış(!).. Sorun beyler, sorun… Yalnız önce kendinizden başlayın hesap sormaya… Öcalan ile Kandil’in yılanları arasında postacılık yaptınız. Habur’da bayrağımızı indirip teröristlerin ayağına devletin valisini-hakimini-savcısını yolladınız. PKK’ya hamilik yapan Barzani’yi kırmızı halılarda karşıladınız. Davutoğlu’nun “Kak Mustafa’sı…” Barzani ile gurur duydunuz. Diyarbakır’da Türk Milletine meydan okurcasına PKK’nın Türk askerine sıktığı kurşunlara övgü düzen Şivan Perver şarkıları ile göz yaşları döktünüz. Yani PKK ile sarmaş-dolaş birlikteliğinizden 10 yıllık dizi film çıkar. Bu durumda hesabı kendinizden sormalısınız.

Türk Askerinin eli-kolu çözüldüğünde PKK’nın üstesinden gelir de, siz kendinize düşen vazifeyi bir yapın bakalım. Mesela PKK’nın paralarının izini sürüp dondurulması için gerekli yollara başvurun. Türkiye’de PKK ile bağı olanların mallarına el koyun. PKK’ya yardım eden ülkeler yardımlarını sürdürdükleri sürece terör anlaşmalarını askıya alıp dondurun. Türkiye’den “eğer kaldıysa” ihale almalarını engelleyin.

AKP öncüleri ve Erdoğan Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanma korkusu ile İŞİD’e vurma kararı almak zorunda kaldı. Asker de bu zorunluluğu Türkiye lehine değerlendirdi diye düşünüyorum. Çünkü AKP “öfkeli çocuklar” dediği İŞİD’e vurma konusunda samimi olsaydı, Türkiye içindeki İŞİD hücrelerine de operasyon yapılırdı. Yapılmıyor.

Aldığım duyumlara göre askerler PKK ile ilgili raporları ültimatom verir gibi “devrik hükümetin” önüne koymuşlar. Devrik Hükümet operasyona izin vermek zorunda kalınca, halkın milli duygularına hitap ederek operasyondan seçim rantı elde etmeye çalışıyor.

AKP yeni vekillerini seçim bölgelerine gönderdi. Halk ile temas halinde nabız yoklaması yapıyorlar. Olası bir erken seçim için hazırlık yapıyorlar. Milli söylemler ile de milliyetçi oyların peşine düştüler. Kısacası; mecbur kaldıkları operasyonların rantını yemeye çalışıyorlar. Malum, bunlar bir koyundan kırk post çıkarıp pazarlamakta çok mahirdir.

13 yıl önce morali çökmüş, lideri içeri tıkılmış bir terör örgütü vardı. Şimdi El Kaide, Nusra, İŞİD sapkın terör örgütleri de ilave oldu. 13 Yıl önce Güneyimizde bir devlet vardı. Şimdi YPG, İŞİD, ÖSO, Nusra gibi terör grupları var. Yani en uzun sınıra sahip olduğumuz Suriye sınırı da terörize oldu. Sınır kevgire döndü.


KİLİS’ten Haber Var

2 gün önce Kilis’te yaşayan bir okurum aradı. Bilinçli ve akıllı bir geç kızımız. Kilis’te olanları anlattığında tüyleriniz diken diken oluyor. Diyor ki;

“-Kilis’te biz ölüyoruz. Eli silahlı yabancılar her yerde. Bunlar gerçekten Suriye’den gelen sıradan halk mı? Yoksa YPG dahil, terörist gruplar mı? Kilis’in içinde yolda yürürken eli silahlı bir Suriyeli silahı bir adama doğrulttu. Sonra silahı sağa-sola yöneltti. Bir anda namlu üzerime doğruldu. Kendimi arabanın arkasına yere attım. Eşyalarım etrafa savruldu. Bizler artık sokağa çıkamıyoruz. Herkes kızına, çoluk-çocuğuna sokağa çıkmayın diye tembihliyor. Kilis şu anda savaşın içinde ama kimse bilmiyor. Hiçbir basın yazmıyor. Kilis’te Suriyeliler market-bakkal-konfeksiyon mağazaları açtı. Yerli esnaf battı. Halk bilinçsiz. Gidip Suriyelilerden “ucuz” diye alışveriş yapıyor. Suriyeliler işe alınıyor, Kilisliler işten çıkartılıyor. Aile yuvaları yıkıldı. Eşini boşayan erkekler Suriyeli kadınlar ile evlendi. Kilis’te Suriyeliler sığınmacı değil de, bizler sığınmacı gibiyiz. Suriyeliler bizlere diyor ki;

-Burası yeni Suriye oldu. Burayı terk edin.

Birçok Kilis’li can güvenliğim yok diye Kilis’i terk ediyor.”


Kilis’i Kilislilerin terk ettiğini duyunca, Türkiye’nin Güney sınırı şaibeli diyen emperyalist devletlerce nasıl bir oyun kurulduğunu da anlıyorsunuz. Terör ve göçü kullanarak Güney illerimiz boşaltılıyor. Yerine gerçekte kimlerin olduğu bilinmeyen birtakım insanlar yerleştiriliyor.

İçlerinde ne kadar CİA, MOSSAD, MI6, Muhaberat, BND gibi istihbarat elemanı var bilmiyoruz.

Bize AKP Sultanlığının sunduğu Türkiye tablosu işte budur!…

İhanetin bu kadar açıktan yapıldığı bir zaman sürecini Damat Ferit Hükümetinden beri ilk defa görüyoruz. 12 yıldır bütün ihanet şebekeleri, ajan sivil kuruluşlar, yazar-çizer takımı cesaretle ortalığa fırladı. Onlara göre Türkiye Cumhuriyeti artık avuçlarındaydı. Türk Milletine meydan okuyor, sakladıkları kimliklerini açık etmekten çekinmiyorlardı. Unuttukları bir şey vardı:

Bu milletin binlerce yıllık kadim devlet geleneği… Ve bu gelenek hücrelerine kodlanmıştır.

Abdullah Gül Başbakan olduğu dönem bir arkadaşımın eşine aynen şöyle söylüyor;

“-Biz 40 yıl bu günler için hazırlandık. Sıfır hatayla geldik…”

Huber Köşkünü işgal eden zavallı İngiliz Gülü… Siz 40 yılı uzun bir süreç sanıp, binlerce yıllık bir devleti yıkabileceğinizi mi sandınız?

Zahide UÇAR, 3 Ağustos 2015
http://www.zahideucar.com
zahide@zahideucar.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Zahide UÇAR

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x