Bir başka Lozan var mı?

Bir başka Lozan var mı?

İletigönderen Erkan Güçiz » Cum Tem 24, 2015 17:41

Lozan Konferansına katılan ABD delegeleri, The Honourable Richard Washburn Child, Ambassador of the United States at Rome, Rear-Admiral Mark L. Bristol, High Commissioner of the United States, at Constantinople, ve The Honourable Joseph C. Grew, Minister of the United States at Berne, Lozan Barış Antlaşma’sına imza koymadılar.

ABD Senatosu Lozan Barış Antlaşması’nı hiçbir zaman tanımadı, onun yerine, Barış Antlaşması değil, bir “Dostluk ve Ticaret Antlaşması”nı da ancak 1930’da kabul etti.

Ve bu antlaşma ile ABD aşağıdaki kısa alıntıda bahsedilen "kazanılmış hakları"nı korudu, devamını garantiledi...

“Misyonerlerin Osmanlı İmparatorluğunun Hıristiyan tebaları arasında Osmanlı karşıtı propaganda yaydığı şüphelerine rağmen, Osmanlı Hükümeti on dokuzuncu yüzyıl boyunca onların artan faaliyetlerine devam etmelerine izin vermek için kapitülasyonlar tarafından bağlanmıştı.

Bağımsız Cemaatler ve Presbiteryen kiliselerin desteklediği Amerikalı misyonerler, ABD’nin Yabancı Misyonerler Kurumunun kontrolü altında çalıştı.
İzmir'de açılan ilk misyoner kuruluşu İstanbul, Trabzon, Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Adana, Gaziantep, Maraş, Urfa ve Van'da diğerleri izledi.
ABD’nin Yabancı Misyonerler Kurumunun 1914 yılı Faaliyet Raporuna göre, 151 Amerikalı misyoner kuruluşunun, 1204 Osmanlı Hıristiyanları ile birlikte işlettikleri 137 kilise, 9 hastane, 8 yüksekokul, 46 ortaöğretim okulları ve 369 ilköğretim okulunda çoğunluğu Hıristiyan ve az sayıda Müslüman olan 25199 öğrencisi vardı.

Amerikan misyoner faaliyetleri yalnız Hıristiyanlığı yayma açısından değil, aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu içindeki "Amerikan ilerleme ve ekonomik büyüme" fikirlerini aşılamak içindi.

İstanbul'da Robert Koleji kurulması manevi ve maddi olarak bu aşılamanın örneklendiği "ilerleme" oldu.

Ondokuzuncu yüzyılda misyonerler ve eğitimciler ile birlikte, tüccarlar da Osmanlı İmparatorluğunda hem manevi bir misyonu yüklenerek hem de Amerikan malları için bir pazar ve hammadde kaynağı haline getirerek Ortadoğu'da Amerika'nın ideolojik ve ekonomik yayılmanın temsilcisi oldular.”



JOHN M. VANDER LIPPE.,THE "OTHER" TREATY OF LAUSANNE: THE AMERICAN PUBLIC AND OFFICIAL DEBATE ON TURKISH-AMERICAN RELATIONS


ABD Sevr Antlaşması’nı taraf olarak imzalamamış olsa da, daha önce imzaladığı Versay Antlaşmasının 1-26 bölümleri ve ekleri Sevr’in Birinci Bölümünü oluşturuyor, dolayısıyla Versay Antlaşmasının devamı olan Sevr’i de kabul etmiş oluyor.

Atatürk Türkiye’sinin Kurtuluş Savaşı Sevr Antlaşması’nın uygulamaya konmasını engellemiş olsa da, antlaşmanın yürürlükten kaldırıldığına dair Lozan Barış Antlaşması’nda hiçbir kayıt bulunmuyor. Hatta daha ileri giderek, Sevr Antlaşması’nda, Yunanistan ve Trakya’daki azınlık hakları ile ilgili maddelerin aynen kabul edildiğine dair bir ek protokol imzalanıyor; bu da zımnen Sevr Antlaşmasının yürürlükten kalkmadığının kabulüne kadar uzatılabilir. (XVI Protocol relating to the Treaty concluded at Sevres between the Principal Allied Powers and Greece on the 10th August, 1920, concerning the Protection of Minorities in Greece, and to the Treaty concluded on the same day between the same Powers relating to Thrace)

ABD, işlerine gelirse, yukarıdaki hususların uluslararası hukuka uygunluğu iddiası ile hâlâ yürürlükte sayacakları Sevr’de tanımlanan “Bağımsız Kürdistan”ın müdafii olabilir.

Daha önce garipliği belirtilen durum aşağıdaki alıntıda işaretli cümlede muhatabın “Türkiye” olarak alınması ile kendini gösteriyor. İnternette, yerli, yabancı, “Bağımsız Kürdistan” çağrısı yapan binlerce (abartı değil, ve hemen yarısı Ermeni’lerin olan) sitenin dayanak olarak gösterdikleri bu 64. madde.

Sevr Antlaşmasının orijinalini ortaya koyup, muhatabın Türkiye Cumhuriyeti değil, Osmanlı İmparatorluğu olduğunu gösterecek kimse çıkmayacak mı ülkemizde?

Yoksa halâ Osmanlı torunu olmakla övünmeye devam edenler bunu da hazmedecekler mi?


________________________________________

Kürdistan

Madde 62 — Fırat'ın şarkında, müstakbelde tayin edilecek olan Ermenistan hudud-ı cenubiyesinin cenubunda ve 27 inci maddenin ikinci kısmının ikinci ve üçüncü fıkralarının tasvirine tevfikan taayyün ve Türkiye'yi Suriye ve Elcezire'den tefrik eden hat-tı hududun şimalinde kâin Kürt unsurunun adeden faik bulunduğu havalinin muhtariyet-i mahalliyesi işbu muahedenamenin mevki-i meriyete vaz'ından itibaren altı ay zarfında istanbul'da inikat edip İngiltere, Fransa ve İtalya devletlerinden her birinin bir murahhasından teşekkül edecek olan bir komisyon tarafından ihzar edilecektir. Bazı mesail hakkında ittihad-ı tam hasıl olmadığı takdirde bu mesail komisyon âzası taraflarmdan mensup oldukları hükümetlere havale olunacaktır. Bu plân Süryani-Gildaniler ile havali-i mezkûre içerilerinde bulunan sair ırkî veya dinî ekaliyetlerin himayesine dair taahhüdat-ı katiyeyi şamil bulunacak ve bu maksadla İngiltere, Fransız, İtalyan, İran ve Kürt mümessillerinden müteşekkil bir komisyon mahallerinde icra-yı tetkikat ederek işbu muahede mucibince Türkiye'yi İran'dan ayıran hudut hattında icap ederse ne gibi tashihat icrası lâzım geldiğini taht-ı karara alacaktır.

Madde 63 — Hükûmet-i Osmaniye 62 inci maddede mevzu- i bahis komisyonlardan birinin veya diğerinin kararlarını ve kendisine iblâğ edildiği günden itibaren üç ay zarfında icra edeceğini şimdiden taahhüt eyler.

Madde 64 — İşbu muahedenin mevki-i meriyete vazından bir sene sonra 62 inci maddede zikredilen havalideki Kürtler, bu havali Kürtlerinin ekseriyeti Türkiye'den ayrılarak müstakil olmak arzu ettiğini ispat ederek Cemiyet-i Akvam Meclisine müracaat ederler ve Meclis de ahali-i mezkûreyi bu istiklâle lâyık görür ve onlara istiklâl bahşetmesini Türkiye'ye tavsiye eyler ise Türkiye işbu tavsiyeye muvafakat ve bu havali üzerindeki bilcümle hukukundan feragat etmeği şimdiden taahhüt eder. Bu feragatin teferruatı başlıca müttefik hükümetlerle Türkiye arasında akdedilecek bir mukavelename-i mahsus ile tesbit edilecektir.
Bu feragat vukua gelmiş veya vukua gelecek olursa Kürdistan'ın şimdiye kadar Musul vilâyetinde kalmış olan kısmında mütemekkin Kürtlerin bu müstakil Kürt devletine ihtiyarî iltihaklarına karşı müttefik hükümetler tarafından hiç bir itiraz dermeyen edilmeyecektir.



Ek Bilgi: http://www.turksolu.com.tr/87/kara87.htm
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x