Burası artık Türkiye Büyük Millet Meclisi değil
07.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 81. maddesine göre Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler.
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim” diyerek “koltuk” sahibi olan Sırrı Sakık, 19 Aralık 2011 Pazartesi günkü oturumda şöyle diyor:
“Sevgili arkadaşlar, bugün 19 Aralık. 19 Aralık, Türkiye tarihinde iki önemli karanlık ve iki katliama tanıklık ettiğimiz günlerdir. Biri, 1978'de Kahramanmaraş'ta başlayan ve orada yüzlerce insanı katleden Geçmişimizde de zaten bu katliam kültürü var, 1915'lerde, sonra Yahudilere, Kürtlere uygulanan o zalimane politikalar bu tarihte...
”
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan “maddi yoksunluk” oranını 2010 yılında yüzde 63,5 olarak hesapladı. TÜİK araştırmasına göre, nüfusun yüzde 16,9’u yoksulluk sınırının altında bulunurken, sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranı da yüzde 18 olarak gerçekleşti.
Bu insanlardan dolaylı ve dolaysız vergi adı altında gasp edilen paralarla maaşı, meclisteki odası, sekreteri, danışmanı, şöfürü, her türlü sağlık masrafları, benzini, telefonu, istediğinde koruması, seyahat harcamaları ödenen, ve ileri de emekli maaşı garanti altında olan bir kişi rahatlıkla bir kürsüden bunları söyleyebiliyorsa oraya artık Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsü denemez.