"Büyük Abi"nin Çocukları! (4) / Figen ÖZEN

"Büyük Abi"nin Çocukları! (4) / Figen ÖZEN

İletigönderen Oğuz Kağan » Çrş Mar 07, 2012 13:52

"Büyük Abi"nin Çocukları! (4)

Şehit Asteğmen Kubilay ve Necip Hablemitoğlu'nun Anısına Saygıyla...

Onlar yer altının karanlık mahluklarıdır. Gözleri vardır, görmezler, kulakları vardır, duymazlar.

Beyinleri kefenlenmiştir. Onlar yaşayan ölülerdir. Sadece efendilerine itaat ederler. Damarlarına uşaklık enjekte edilmiştir.

"Din uğruna" "Allah uğruna" yola çıktıklarını iddia ederler. Ancak Fransız'ın, İngiliz'in, İtalya'nın, Alman'ın, Amerikalı'nın uşaklığını yaparlar..

Gözlerini kan bürümüştür. Kin ve nefret doludur yürekleri...

İşbirlikçiler!... İster sarıklı, cübbeli, ister takım elbiseli, fraklı... İster başı açık saçları rüzgârda savrulan, ister türbanlı ve/veya çarşaflı... Hiç fark etmez. Onlar birbirinin kopyasıdır. Tümü emperyalizme uşaklık ederler..

Emperyal patronları onları "deliğe süpürene kadar" onlar için, hizmette sınır yoktur.

Bazen "Yeşil başlı yılan"a bürünürler. Derviş Mehmet, Şeyh Sukuti olurlar...

Hüsnü(yadis) gibi, silahlı, silahsız işgal orduları ile milletin egemenliğini paylaşmaya rıza gösterirler.

İzmir'i Yunan işgal etmiştir. Gavur Menemen'i vurmuş, ezan susmuş, mala, cana, ırza tecavüz edilmiştir.

"Ben Yund Dağı'na kadar bu köylerin şeyhiyim. Bizim tarikatımız kurşun atmayacak." Böyle der Derviş Mehmet...

Vatan işgaldeyken, kurşun atmayan Giritli Derviş Mehmet, Yunan'a kurşun atmayan bu sahte şeyh, Menemen'i basacak, çan seslerinin sustuğu, papazların arkasına bakmadan kaçtığı şehirde "Din elden gidiyor" diye Türk'ün kanını dökecektir.

Çünkü onlar, değişen emperyal patronların köleleridir.

İngiliz Muhibbi Cemiyeti'nin kurucusu Sait Mollalar gene iş başındadır.

Dün İngiliz mandalığı tek çaredir. Bu gün ise "Büyük Abi"nin çocukları ya Brüksel'in ya da Washington'un yağlı urganına tutunmuşlardır.

Tarih 26 Ekim- 24 Aralık 1919...Türk milleti vatan toprağının derdinde...Bayburt -Hart nahiyesinde Nakşibendi Şeyhi isyan etmiş, "Mehdi olduğunu, kendisine kurşun işlemediğini" iddia etmiştir.

"Yeşil sarıklı 70 bin kişilik Halife ordusunun şehri kuşattığını, teslim olmayanların kılıçtan geçirileceğini" söylemiştir.

Bir Nakşi şeyh Derviş Mehmet de, aynı söylemleri kullanarak halkı korkutmayı, sindirmeyi ve yanına çekmeyi başarmıştır.

"70 bin kişilik Medine Hilafet ordusu şehri kuşatmıştır. Teslim olmayanlar kılıçtan geçirilecektir." Şam, Halep, Kudüs kuşatmalarında İngiliz casusu Lawrence, bu sözlerle Arapları Osmanlı'ya kışkırtmıştır.

1925 Şeyh Sait İsyanı.... Nakşibendi Şeyhi Sait, Musul- Kerkük meseleleri tam masada iken, İngilizlerin dürtüsü ile isyan etmiş ve aynı söylemin arkasına sığınmıştır.

Yer Bayburt- Şeyh Eşref İsyanı, Siirt Şeyh Sait ve Menemen Derviş Mehmet İsyanları...

Hep İngilizlerin kışkırtması ile çıkmıştır bu isyanlar... "Din elden gidiyor. Şeriat isteriz" diye çığlık atanlar, efendilerinin Haçlı ordularına hizmet etmişlerdir.

İngiliz'in uşaklığına soyunan Derviş Mehmet 107 kişilik bir teşkilat kurmuş, "Din elden gidiyor" nidalarıyla Menemen'i işgal etmiştir.

Ve cami avlusunda Öğretmen Asteğmen Kubilay'ı, silahsız bir subayı ve iki bekçiyi katletmiştir. Üstelik şehit Kubilay'ın boğazını bir bağ testeresi ile keserek, bir sırığa geçirerek dolaştıracak kadar vahşidir bu Derviş Mehmet...

Tıpkı Bedrettin Aşireti'nden Şeyh Sait'in akrabası Kürt Nemrut Mustafa kadar da şerefsizdir.

Şerefsiz... Aslında bu güruha şerefsiz demek, gerçek şerefsizlere de hakaretlerin en büyüğüdür. Nemrut Mustafa akşam vakti Bayezit Meydanı'nda asılmak üzere bekleyen Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'in cellatlarına "Ne duruyorsunuz? Assanıza it oğlu itler" diye bağırırken, nasıl İngiliz tasması boynunda takılıysa, bu çöpten toplanmış güruhun, Derviş Mehmet ve hempalarının beyinleri yeşile boyanmış İngiliz kumaşı ile kefenlenmiştir.

Onların tümü "Tapınak Şövalyeleri"nin köleleridir.

Şeyh Saitlerin, Derviş Mehmetlerin günümüzdeki kopyaları gene iş başındadır. Okulları, sivil toplum örgütlerini, devlet dairelerini ve hatta siyaseti işgal etmişlerdir.

Bizler uyurken, onlar yüz gram kahve ile koyulmuşlardır yola... Yüz gram kahve...

Kadını erkeği, kızı kızanı...

Tarikatlar ve cemaatler yeni bir tarikatın kuruculuğuna soyunmuşlardır. Aslında tüm bu tarikatları kontrol eden "Büyük Abi"dir. Onun denetimi ise Masonların ve "Tapınak Şövalyeleri"nin elindedir.

2005 yılında bir vekil çıktı ortaya... "Muhafız Alayı olarak, TBMM'de görev yapan askerler çekilmelidir." demiştir.

Yıl 2011... Muhafız Alayı'nın TBMM'deki görevine son verilmiştir. Polis korumaktadır artık TBMM'ni..

Her gün yeni Kubilayların boğazı kör bir bağ testeresi ile Derviş Mehmet ve hempaları tarafından kesilerek,Türkiye işgal edilmektedir.

Şeyh Sukuti, Hüsnü(yadis) kaçarken, ailelerini Manisa-Menemen'de bırakmışlardır. Türk askerine kurşun sıkarken ölen Derviş Mehmet'in ikinci karısından olma torunu ve/veya torunları siyasi ikbal içindedir.

Necip Hablemitoğlu'nu da şehit eden onlardır. 18 Aralık 2002'de evinin önünde kurşunlanarak şehit edildi Hablemitoğlu... Aslında katili, katilleri belli...Alman Vakıfları, Fethullahçı Gladyo ve karşı devrimciler. Kısacası emperyalizmin güdümündeki kravatlı veya kravatsız mürteciler... Sadece "VUR" emrini uygulayan, tetiği çeken el bulunamamıştır.

Satılmış alaca karanlık aydınları, devrim şehitlerimizin mezarları üstünde tepinerek, karşı devrimin çığırtkanlığını yapmaktadırlar. Sivil toplum örgütleri toplantılar düzenleyip, sivil anayasa tartışmaları yaparken, Kubilay'ı, Hablemitoğlu'nu şehit edenler, Türkiye'nin bu hazin tablosunu hazla seyretmektedirler.

Hedef ne yeni Kubilaylardır, ne de yeni Hablemitoğullları.. Hedef Türkiye Cumhuriyeti Devlet ve Türk milletidir artık.

"Türküm" demeyeceksiniz, "Türkiyeliyim" diyeceksiniz artık... Gençlerimize Atatürk ilke ve devrimleri öğretilmeyecek. Cumhuriyetçi ve Türk milliyetçisi bir nesil yetiştirilmeyecek.

Yeni Kubilaylar ve Hablemitoğulları da şehit edilmeyecek. Gerek kalmayacak buna.. Çünkü kimliğiniz yok edilecek, Türklüğünüz unutturulacak size...

Razı mısınız?

Yeni Malta Silivri ve Hasdal'da yurtseverler hapsedilmişse, biz dışardakiler sadece sıramızın gelmesini mi bekleyeceğiz?

Yoksa;

"Kendi kişisel çıkarları için yabancılarla işbirliğine giren ve gücünü halktan almayan, küçük bir azınlığın dışındaki tüm güçler, ARALARINDAKİ ETNİK, DİNSEL, ve SİYASAL ayrımları erteleyerek Ulusal Kuruluş Mücadelesi yolunda birleşmelidir." Mustafa Kemal Paşa- 1921- İrade-i Milliye Gazetesi

mi demeliyiz?

Ulusal KURTULUŞ yolunda birleşmeliyiz.

BİR-LEŞ-ME-Li-YİZ!

Tüm Devrim Şehitlerimizin anılarına saygı ve minnetle... Işıklar içinde yatsınlar. Allah'ın rahmeti mekanlarını sonsuza dek aydınlatsın...

Figen ÖZEN, 19 Aralık 2011
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: "Büyük Abi"nin Çocukları!

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x