Emperyalizme karşı savaşımda CHP’nin yeri

Emperyalizme karşı savaşımda CHP’nin yeri

İletigönderen İrfan Tuna » Pzr May 23, 2010 16:54

23 Mayıs 2010-YENİÇAĞ

http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr/ya ... aber=13355

“Milli” ve “Gayrımilli” arasındaki savaşımda CHP’nin yeri

Çetin Yetkin

CHP’de yaşananlar kimi çevrelerde Türkiye’de “sol”un yeniden güçleneceği, hatta iktidara geleceği ve böylece sorunların çözüleceği düşüncesine yol açmış bulunuyor. CHP’nin kendisini “sosyal demokrat” olarak tanıtması, sosyalist enternasyonale üye olması gibi nedenlerle sol bir parti olarak algılanmasına yol açmış olması da bu düşünceyi güçlendirmektedir. Hiç kuşkusuz, CHP’nin güçlenmesi, açıktan açığa emperyalist kapitalizmin dümen suyundan giden AKP karşısında bir seçenektir. Ne var ki, bugünkü yapısıyla CHP’yi “solcu” bir parti olarak nitelendirmeden önce düşünmek gerekir.

Öncelikle, eğer “sol” ve “sosyalizm”i eş anlamlı ya da birbirleriyle örtüşen kavramlar olarak algılayanlar varsa, bilmelidirler ki “sosyalizm”, “kapitalizm”in antitezidir. Oysa, “sosyal demokrasi”, liberal kapitalizm ile bir uzlaşma demektir. Başka bir deyişle, liberal kapitalist egemen sınıfın emekçi sınıflara birtakım ödünler vermesinin, sosyal-ekonomik haklar tanımasının sonucudur. Böylece, Batı’nın egemen sınıfları, emekçilerin durumlarını bir ölçüde iyileştirmeye razı olarak varlıklarını korumuşlardır. Salt bu açıdan bakıldığında sosyal demokrat partiler, liberal kapitalist düzenin partileridirler.

Batılı ülkeler bakımından sosyal demokrat partiler toplumsal (sınıflar arası) barışın en önemli öğesidirler. Ancak, genellikle gözden kaçan nokta, bu ülkelerin aynı zamanda emperyalist ülkeler olduğudur. Bu, şu demektir: Gelişmemiş ya da azgelişmiş ülkelerin işbirlikçileriyle birlikte bunların emekçilerini, doğal kaynaklarını, pazarlarını sömürerek elde ettikleri değerlerin bir bölümünü kendi emekçi sınıfları ile paylaşmaktadırlar. Bu nedenle, bu ülkelerin egemen sınıfları kendi özvarlıklarından pek de öyle özveride bulunmadan sosyal demokrasiyi yaşama geçirmek olanağına sahiptirler. Oysa, Türkiye emperyalist bir ülke değildir.

Anımsayalım: İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bir çok Avrupa ülkesinde sosyal demokrat partiler iktidarda bulunmuşlardır. İşte, bu partilerdir ki, emperyalist Avrupa’yı yeniden yapılandırmış bulunuyorlar.

Yine anımsayalım ki, 1970’lerde Bülent Ecevit’in “ortanın solu” adı altında dile getirdiği sosyal demokrat düşlerine en sert tepki burjuvaziden gelmişti!...

Öte yandan, klasik anlamda sosyalizmde en önemli nokta, üretim araçlarının mülkiyetinin özel kişilerin elinden alınması, kamulaştırılmasıdır. Sosyal demokrasi için böyle bir sorun yoktur. Hatta Sosyalist Enternasyonal bugün için en önem verdikleri noktanın, istihdamın arttırılması olduğunu belirtmektedir.

Şu gerçeği de belirtmeden geçmemek gerekir: Karl Marks’ın yaşamı boyunca karşı çıktığı akımların başında sosyal demokrasi gelir.

Bu nedenlerle, CHP’yi sosyalist bir parti olarak nitelendirmek temelli bir yanlışlıktır.

Sol” da bir ayırım yapılmak istendiği ve bu amaçla da “Marksist sol” kavramının ortaya atıldığı da görülmektedir. Ne ki, Marksist olmayan solun ne anlama geldiği pek de anlaşılamamakta, son çözümlemede bununla sosyal demokrasinin kasdedildiği ortaya çıkmaktadır.

Şu halde, bir CHP iktidarında, büyük bir olasılıkla vurgun ve soygun düzenine son verilebileceği, emekçiler lehine çıkarılmış bulunan yasaların yaşama geçirilebileceği, hatta bu amaçla yeni yasalar da çıkarılabileceği düşünülebilirse de, işbirlikçi liberal kapitalist düzenin özüne ilişmedikçe Türkiye’de yoksulluğun, açlığın ortadan kalkacağını, CHP sosyal demokrat olduğunu öne sürdüğü sürece, düşünmenin olanağı yoktur.

Bugün Türkiye’nin sorunlarını çözmek, sosyal demokrat bir iktidarın yapabileceği bir iş değildir. Bu, ancak millî bir iktidarın başarabileceği bir iştir. Çünkü, bugün Türkiye’de kavga millî ve gayrımillî olanlar arasındadır. Türkiye’de açlığın ve yoksulluğun nedeni, gayrımillî cephenin liberal kapitalist Batı emperyalizmi ile işbirliği içinde Türk halkını ve ülkenin değerlerini sömürmesidir. Eğer CHP, aldığı bu son rüzgar ve ivmeyle millî güçleri antiemperyalist bir cephede toplamayı başarabilirse, dün Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde olduğu gibi yeniden adını tarihe altın harflerle yazdıracaktır. Yoksa, liberal kapitalist işbirlikçi düzenin koltuk değneği olacaktır.
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Çetin Yetkin-Emperyalizme karşı savaşımda CHP’nin yeri

İletigönderen İrfan Tuna » Pzr May 23, 2010 19:33

chp-de-derin-tasfiye-milliyetcilik-oku-kiriliyor-t25423-30.html

Hegemonya


HEGEMONYAYI “zor ve rızanın birlikte meydana getirdiği bir kuvvet olarak” tanımlıyor Bülent Esinoğlu açıklıyor ve sözü güncel politikaya getiriyor:

“Hegemonya kurulurken zor kullanacak taraf kendisine düşman olarak gördüğü kuvveti yenmek için ittifaklar yapar. Tek başına kuvveti yeterli olsa bu ittifaklara ihtiyacı olmaz. İttifak yaptığı kuvvetlerin rızası hegemonyanın inşası için hayati değeri vardır. Hegemonyanın oluşmasındaki bu genel kanun AKP’nin hegemonyası kurulurken de işlemiştir.

AKP işbirlikçi sermaye adına hareket etmesine rağmen, hegemonyasını kurarken hemen her sınıfın belli kesimleri ile ittifaklar yapmıştır. Liberaller, Kürtçüler, Batıcılar, yerli sermayenin belli birimleri, sahte sol ve bunun gibiler. ABD ve büyük tekeller adına özelleştirme saldırılarını gerçekleştirebilmesi için bu ittifaklar zorunlu idi. Peki, karşındaki kuvvet ne idi? Yoksullaştırılacak halk, onun çalışanları ve ordu. İttifakların rızasını alıyor, Ergenekon tertipleri ile korku salarak kendi düşmanına saldırıyordu. Başlangıçta, AKP hegemonyasını kurarken tekeller adına özelleştirme saldırılarını gerçekleştirirken CHP ve MHP’nin rızasını almıştı. Yani hegemonya inşası gerçekleşirken rıza bileşeni böylece oluşmuştu.

Hani dedik ya, ‘düşmana zor kullanırken ittifakların rızası alınır’ diye. ABD’den gelen talimatlar ile yürütülen bu saldırılar ve korku şiddetlendikçe, ittifakların rızası ortadan kalkmaya başladı. Çünkü AKP’nin stratejisinde olmasa bile, ABD’nin stratejisinde AKP’nin ittifak yaptığı, rızasını aldığı örgüt ve toplum kesimleri de ABD için düşman olarak vardı. İşte rızası alınmış, dolaylı olarak düşman cephesinden koparılmış CHP ittifak olmaktan çıktı. Rızası alınmamış gruplar içine yani düşman safına geçmiş oldu. Hegemonyayı oluşturan zor ve rıza bileşenlerinden rıza bileşeni devreden çıkmış oldu. Ama ABD savaşına devam etti. CHP’ye operasyon tam da bu esnada yapıldı. AKP bir yerler ile savaşırken rızasını aldığı kesimler rızalarını geri çekti.

Sonuçta şunu söyleyebiliriz: ABD’nin CHP üzerinden Türkiye’ye yaptığı operasyon, AKP hegemonyasına rıza yolu ile destek verenlerin desteğinin çekilmesine neden oldu. Durumu gören tekelci sermaye ve işbirlikçiler CHP’yi tekrar rıza noktasına çekme propagandasına başladı. Medya CHP’nin yönetimini oluşturmak ve milli çizgiden çıkarmak için var kuvveti ile uğraşıyor!”


23.05.10
Deniz SOM
Neşet Ertaş -Dertli Yoldaş

Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Emperyalizme karşı savaşımda CHP’nin yeri

İletigönderen Deli Haydar » Pzt May 24, 2010 14:13

Çetin Yetkin yazdı:Bugün Türkiye’nin sorunlarını çözmek, sosyal demokrat bir iktidarın yapabileceği bir iş değildir. Bu, ancak millî bir iktidarın başarabileceği bir iştir. Çünkü, bugün Türkiye’de kavga millî ve gayrımillî olanlar arasındadır.

Gürsel Tekin yazdı:Kemalizmle sosyal demokrasi aynı şey değil. Birbirine engel de değil. Köklerimize saygı duymalıyız. Ortak noktamız sosyal demokratlığımız. Kimsenin Türklüğü, Aleviliği ya da Kürtlüğü’nün önemi yok. Eskiden önemliydi. Çok sayıda Ermeni, gayrimüslim de var partimizde. CHP’de kırılması gereken çok şey var.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Emperyalizme karşı savaşımda CHP’nin yeri

İletigönderen İrfan Tuna » Pzt May 24, 2010 14:45

Evet Haydar Bey dostum, anlaşılan Kemalizmi'e değil de, ''Sosyal Demokrasi'' ye sahip çıkma eğilimi öne çıkmaya başlamış.

Gerçi CHP politikalarına yön veren kadrolar, Baykal dönemi de dahil olmak üzere, uzunca bir süredir, CHP'yi var eden HALKÇILIK, DEVLETÇİLİK, DEVRİMCİLİK, MİLLİYETÇİLİK, CUMHURİYETÇİLİK, LAİKLİK gibi Kemalst ilkeleri simgeleyen 6 Ok amblemini sadece yakalarındaki rozet, ya da duvarlarındaki ''Babannelerinin Fotoğrafı'' gibi görme eğilimindeler.

Oysa ülkemizi kurtaracak tek formül 6 Ok'un simgelediği bu ilkelerde ifadesini bulan tam bağımsızlıkçı Kemalist politikalardır... Ülkemiz ancak ve ancak, bu ilkelerin hiçbirinden taviz verilmeden uygulanacak politikalarla düzlüğe çıkabilir, kurtulabilir.

Ülkemizin ve halkımızın emperyalist sömürüden kurtuluşu için, CHP içinde bu gerçeğin farkında olanlar, olmayanlara anlatmayı başarırlar inşallah...
Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: Emperyalizme karşı savaşımda CHP’nin yeri

İletigönderen Deli Haydar » Pzt May 24, 2010 17:31

İrfan Tuna yazdı:Oysa ülkemizi kurtaracak tek formül 6 Ok'un simgelediği bu ilkelerde ifadesini bulan tam bağımsızlıkçı Kemalist politikalardır... Ülkemiz ancak ve ancak, bu ilkelerin hiçbirinden taviz verilmeden uygulanacak politikalarla düzlüğe çıkabilir, kurtulabilir.

Kesinlikle İrfan Bey.

CHP'nin yeni yönetiminin de, bu olmazsa olmaz altı okla uzaktan-yakından ilgisinin olmayacağı yazık ki açık bir biçimde görülüyor. Bir de, bu yaşamsal ilgisizlikten çokça, benim asıl ilgimi çeken bir durum var: Bırakın düşüncesini Gazi Kemal Atatürk'ün adı dahi, şöyle ağız tadı-gönül rahatlığı ile dillendirilemiyor. Bana mı öyle geliyor bilmiyorum ama Atatürk denecekse de, genellikle İnönü, Ecevit ve Baykal adları ile oluşturulan sıranın başına yerleştiriliyor.

O zaman bu fani de soruyor: Kimi yarım binlik Etro'nun üzerine halkçı Ecevit'in kasketini giydiriyor, kiminin göğsünde ikinci adamın rozeti, duvarlarda Baykallar, edilgen Gandhiler... Peki nerede etkin Mustafa Kemaller!

İnönü kimmiş! Ecevit kimmiş! Baykal kimmiş! Gandhi kimmiş!
Bir önder yaratma çabası, bir önder bulma sevdasıdır almış başını gidiyor...
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamak, ona inanmak; onu yaşamak-yaşatmak bu kadar mı zor geliyor bunca insana! Nerede yıllarca "Atam, sen kalk da ben yatam" yalakalığını dilinden düşürmeyenler!

Bir de hala daha utanmadan değişimden, kendini aşmaktan, kabuğunu kırmaktan söz ediyorlar, insanların gözlerinin içine baka baka... Kırıla kıvrıla, yontula yoğrula, kendimizi aşa aşa ne hale geldik işte ortada. Namuslu olmak çok uzun zamandır, kişiyi tanımlarken dillendirilmesi gereken bir nitelikse eğer, bu noktaya nereleri aşıp da geldiğimiz yeterince açık değil midir Allah aşkına...

"Cumhuriyetçilik nedir, Devletçilik nedir, Devrimcilik nedir, Halkçılık nedir, Laiklik nedir, Ulusalcılık nedir" koca koca, yaşlı başlı, kerli ferli adamlara biz mi anlatalım. Vallahi ben anlatmaktan sıkılırım, utanırım. Ben anlatmaya utanırım da, hala daha Sosyalist Enternasyonal ile sosyal demokrasi uydurmalarının peşine takılı şaşkınlar, Atatürk'ün adını ağızlarına almayıp ülküsünü gönüllerine dolamamaktan utanmaz!

Aşma-taşma sevdalısı sosyal demokrat arkadaşlara anımsatalım:
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım!
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım!
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: Emperyalizme karşı savaşımda CHP’nin yeri

İletigönderen avrasya » Pzt May 24, 2010 22:46

Kılıçdaroğlu Gandi'liği kabul etmeyip , Mustafa Kemal gibi yapacağım deseydi .

Demedi..
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08


Şu dizine dön: Çetin YETKİN

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x