CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

Genel & Güncel Konular

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Türk-Kan » Cmt May 22, 2010 2:07

Resim

CHP İKİNCİ CUMHURİYET’E YELKEN Mİ AÇIYOR?

CHP’de kurultay öncesi kulislerde konuşulan bilgiler; çok tartışılacağa benziyor.

Buna göre; Kılıçdaroğlu’nun seçilmesiyle CHP’ye katılacağı dillendirilen isimlerden biri çok ilginç.

O isim, Eski Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu.

Peki, kimdir Sezgin Tanrıkulu?

Sezgin Tanrıkulu, Ergenekon davasını “demokrasi mücadelesi” ve “çetelerle mücadele” olarak gören bir isim. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Osman Baydemir'in de avukatlığını yapan Tanrıkulu’nun en önemli özelliği ise; Taraf gazetesine olan yakınlığı.

Taraf’ta yazıları da yayınlanan Sezgin Tanrıkulu, gazeteden Neşe Düzel’in de sık sık röportaj yaptığı bir isim.

Şimdi CHP’de kurultay sonrası, Sezgin Tanrıkulu’nu partinin Diyarbakır İl Başkanlığı’na getirme planları yapılıyor.

Uğur Ziyal ve Nabi Şensoy isimlerinden sonra Sezgin Tanrıkulu’nun da CHP’ye geçeceği iddiaları, “CHP İkinci Cumhuriyet’e yelken mi açıyor” sorusunu akıllara getiriyor.


http://www.odatv.com/n.php?n=iste-umutl ... 2105101200




Özürlü Örümcek Sezgin Tanrıkulu:
fethullah-in-yankee-casusluk-faaliyetleri-kurdistan-in-i-t25186.html

ufuk-uras-tan-org-i-basbug-hakkinda-suc-duyurusu-t22493.html

abd-kurt-plani-hazirliyor-t16165.html

toplumsal-bir-ortak-payda-ya-dogru-sivil-onermeler-t17263.html
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Cmt May 22, 2010 2:16

Baykal’ın CHP’si sosyal demokrat değildi; Kılıçdaroğlu’yla ne olur?


CHP ne zaman sosyal demokrat oldu ki sorusunu geçiyorum.

Parti programında CHP için hâlâ ‘sosyal demokrat’ yazar.

Ama Baykal döneminin CHP’si başka sulara açıldı.

Baykal partisini milliyetçi bir raya oturttu.

Parti vitrinine özenle yerleştirdiği Onur Öymen gibi sözcüleriyle milliyetçilik konusunda CHP’yi MHP ile yarıştırdı.


Kürt sorununa sırtını döndü.

Avrupa Birliği’ne mesafe koydu.

301 örneğindeki gibi özgürlükler konusunda kararlı davranmadı.

Asker-siyaset ilişkisinde demokrasinin gereği olan tavırlar almadı.

27 Nisan Muhtırası’nın yanındaydı.

28 Şubat post-modern darbesinde ordunun ‘sivil toplum kuruluşu gibi’ davrandığını söyleyebildi.

Hukuki bakımdan tam bir skandal olan, TBMM’nin kendi içinden birini Cumhurbaşkanı seçmesini engelleyen ‘367 formülü’ne sahip çıktı.

Ak Parti’nin kapatılma davasında, üniversitelerdeki türban yasağında demokrat bir davranış sergilemedi.

Türkiye’de darbe tertiplerini ilk kez yargı sahnesine çıkartan Ergenekon davasının özünü gözardı etti, Ergenekon’un avukatı olduğunu ilan edebildi.

CHP’yi ‘halk’ın değil, ‘devlet’in partisi haline getirdi.

Laiklik anlayışını katılaştırarak geniş kitlelerle CHP’nin arasını biraz daha açtı.


Entellektüel dünyaya kapandı.

Muhalefet için muhalefet yaptı.

İktidarın ak dediğine kara dedi. Yapıcı olamadı. Pozitif değil, negatif enerji yaydı sürekli olarak.

AB’ye Türkiye’yi en iyi biz sokarız, en demokratik anayasayı biz yaparız, Kürt sorununu en iyi biz çözeriz, askerin siyasete karışmasını en iyi biz önleriz, aş ve iş sorununda çözüm en iyi bizden, CHP’den geçer diyemedi.

Bunların planlarını ortaya koyamadı. Gelecek vizyonu çizemedi. ‘Zamanın ruhu’nu kavrayamadı.

Sadece konuştu.

Sadece bağırdı.

Muhalefeti bağırıp çağırmak sandı. Belki de en iyi bildiği şey buydu Baykal’ın...

Yıllarca CHP’nin başında kaldı ama inandırıcılık, güvenilirlik en büyük engeli oldu, bunları aşamadı.

Bu nedenle sürekli seçim kaybetti.

Muhalefet boşluğu yarattı.

Ve Türkiye’yi ne yazık ki güven verici bir ‘iktidar alternatifi’nden yoksun bıraktı.

Baykal’ın CHP’si böyleydi.

Sosyal demokrat değildi.


Hatta demokrat bir çizgide olduğunu öne sürmek bile bazı açılardan su götürürdü.

Benim bu görüşlerim yeni değil. Özellikle 2000’li yılların başından beri yazıyorum.

Ama son zamanlarda Baykal’ın CHP’sinden umudumu tümüyle kestiğim için yazmayı da bırakmıştım.

Şimdi yazıyorum, çünkü bir değişim umudu kapıyı çalabilir.

Bugün CHP’nin büyük kurultayı var.

Baykal’ın koltuğuna Kemal Kılıçdaroğlu oturuyor.

Yeni bir başlangıç olabilir mi, CHP’de yeni bir dönem açılabilir mi sorusu ister istemez gündemde.

Kemal Kılıçdaroğlu CHP’yi devletin değil halkın partisi haline getirebilirse... CHP’yi yeniden demokratik bir çizgiye çekebilirse... Ve CHP’yi sosyal demokrat değerlerle tanıştırmaya başlarsa... Bunlardan hem CHP hem Türkiye kazanır.

Yapabilir mi?

Her başlangıç taze bir umuttur.

Gandi Kemal’in yolu açık olsun.


Hasan Cemal 22.05.10
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.milliyet.com.tr/baykal-in-chp-si-sosyal-demokrat-degildi-kilicdaroglu-yla-ne-olur-/hasan-cemal/siyaset/yazardetay/22.05.2010/1241142/default.htm
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Pzr May 23, 2010 15:54

Hegemonya


HEGEMONYAYI “zor ve rızanın birlikte meydana getirdiği bir kuvvet olarak” tanımlıyor Bülent Esinoğlu açıklıyor ve sözü güncel politikaya getiriyor:

“Hegemonya kurulurken zor kullanacak taraf kendisine düşman olarak gördüğü kuvveti yenmek için ittifaklar yapar. Tek başına kuvveti yeterli olsa bu ittifaklara ihtiyacı olmaz. İttifak yaptığı kuvvetlerin rızası hegemonyanın inşası için hayati değeri vardır. Hegemonyanın oluşmasındaki bu genel kanun AKP’nin hegemonyası kurulurken de işlemiştir.

AKP işbirlikçi sermaye adına hareket etmesine rağmen, hegemonyasını kurarken hemen her sınıfın belli kesimleri ile ittifaklar yapmıştır. Liberaller, Kürtçüler, Batıcılar, yerli sermayenin belli birimleri, sahte sol ve bunun gibiler. ABD ve büyük tekeller adına özelleştirme saldırılarını gerçekleştirebilmesi için bu ittifaklar zorunlu idi. Peki, karşındaki kuvvet ne idi? Yoksullaştırılacak halk, onun çalışanları ve ordu. İttifakların rızasını alıyor, Ergenekon tertipleri ile korku salarak kendi düşmanına saldırıyordu. Başlangıçta, AKP hegemonyasını kurarken tekeller adına özelleştirme saldırılarını gerçekleştirirken CHP ve MHP’nin rızasını almıştı. Yani hegemonya inşası gerçekleşirken rıza bileşeni böylece oluşmuştu.

Hani dedik ya, ‘düşmana zor kullanırken ittifakların rızası alınır’ diye. ABD’den gelen talimatlar ile yürütülen bu saldırılar ve korku şiddetlendikçe, ittifakların rızası ortadan kalkmaya başladı. Çünkü AKP’nin stratejisinde olmasa bile, ABD’nin stratejisinde AKP’nin ittifak yaptığı, rızasını aldığı örgüt ve toplum kesimleri de ABD için düşman olarak vardı. İşte rızası alınmış, dolaylı olarak düşman cephesinden koparılmış CHP ittifak olmaktan çıktı. Rızası alınmamış gruplar içine yani düşman safına geçmiş oldu. Hegemonyayı oluşturan zor ve rıza bileşenlerinden rıza bileşeni devreden çıkmış oldu. Ama ABD savaşına devam etti. CHP’ye operasyon tam da bu esnada yapıldı. AKP bir yerler ile savaşırken rızasını aldığı kesimler rızalarını geri çekti.

Sonuçta şunu söyleyebiliriz: ABD’nin CHP üzerinden Türkiye’ye yaptığı operasyon, AKP hegemonyasına rıza yolu ile destek verenlerin desteğinin çekilmesine neden oldu. Durumu gören tekelci sermaye ve işbirlikçiler CHP’yi tekrar rıza noktasına çekme propagandasına başladı. Medya CHP’nin yönetimini oluşturmak ve milli çizgiden çıkarmak için var kuvveti ile uğraşıyor!”


23.05.10
Deniz SOM
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Milliyetcilik degil hizipcilik oku kiriliyor. Hukumet olma i

İletigönderen eskiadam » Pzr May 23, 2010 19:49

Bu konuda yazilanlara kesinlikle katilmiyorum.

Planlar okyanus otesindense eger Baykal istifasinda neden Fettullaha goz kurpmis ve oredan gelen gecmis olsun mesajina yurekten inandigini beyan etmistir.

Bu komplodaki kaynak esas odur. Ekepe eliyle bu tezgah kurulmustur. Fettullahin yaptigi hesap, " biz Baykali boyle kucultelim, Baykal zaten oyle bir adam ki kesinlikle parti genel baskanligini birakmaz. Biz baykali kucultursek yukselise gecmis CHP yi de kucultmus oluruz."
Hesap buydu, ama ters tepti. Onlar Baykalin gitme karari alabilecegini dusunemediler.

Kilicdaroglu na gelince, son derece kaliteli ve durust bir insandir. Ataturk milliyetciligi okunu o mu kiracaktir? buna hic kimse inanmaz? Birakin bu uydurma yorumlarida baslamis olan butunlesmeye, emperyalizme karsi, onlarin usakligini yapan din tuccarlarina karsi gelisen bu harekete destek verin.
Kullanıcı küçük betizi
eskiadam
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Pzt Mar 24, 2008 3:21

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Çetin Taş » Pzt May 24, 2010 10:03

Ben de temkinli yaklaşmakta fayda olduğuna inanıyorum. Ama parti meclisi üyelerinin çoğunu tanıyorum. Atatürkçü insanlar. İçlerinde birkaç tanımadığım ve şüphe duyduğum insan da var ama neticede siyasette bazı hamlelerin neticesini beklemek lazım.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Re: Milliyetcilik degil hizipcilik oku kiriliyor. Hukumet olma i

İletigönderen Deli Haydar » Pzt May 24, 2010 10:40

eskiadam yazdı:Birakin bu uydurma yorumlarida baslamis olan butunlesmeye, emperyalizme karsi, onlarin usakligini yapan din tuccarlarina karsi gelisen bu harekete destek verin.

Siz de, daha bilgiye iye değilken, düşünceye iyeymiş izlenimi vermeyi bırakarak, yukarıdaki "uydurma" dediğiniz yorumlara bir göz gezdirin! Varsa söylenenlere vereceğiniz yanıt, verin! Yoksa ezberlediğiniz beylik laflarla sağa sola akıl vermeyi bırakın.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen İrfan Tuna » Pzt May 24, 2010 13:27

Sayın eskiadam,

Anladığım kadarıyla coşkunuz kafanızı biraz karıştırmış.

Aşağıdaki sözlerinizle önce, Baykal’a karşı gerçekleştirilen operasyonun okyanus ötesinden ve Fethullah Gülen hareketinden kaynaklanmadığını anlatmaya çalışmışsınız.

eskiadam yazdı:Bu konuda yazılanlara kesinlikle katılmıyorum.

Planlar okyanus ötesindense eğer Baykal istifasında neden Fettullah’a göz kırpmış ve oradan gelen geçmiş olsun mesajına yürekten inandığını beyan etmiştir.


Bir sonraki cümlenizde ise, ilk cümlenizde bu komploda bir rolü olmadığını belirtmeye çalıştığınız Fethullah Gülen hareketinin, bu komploda AKP ile birlikte neyi amaçladığını anlatmaya çalışmışsınız.

eskiadam yazdı: Akepe eliyle bu tezgah kurulmuştur. Fettullah’ın yaptığı hesap, " biz Baykal’ı böyle küçültelim, Baykal zaten öyle bir adam ki kesinlikle parti genel başkanlığını bırakmaz. Biz Baykal’ı küçültürsek yükselişe geçmiş CHP’yi de küçültmüş oluruz."
Hesap buydu, ama ters tepti. Onlar Baykal’ın gitme kararı alabileceğini düşünemediler.


Hiç kuşkusuz, Baykal’a karşı gerçekleştirilen komplo da okyanus ötesinden gerçekleştirilen ABD merkezli bir operasyondu.

Ülkemizi kendi çıkarlarına uygun olarak yeniden biçimlendirmeye çalışan ABD emperyalizmi; vatanımızın bağımsızlığını, ulusal devletimizi ve üniter devlet yapımızı savunan kişi ve kurumları sistemli bir yalan ve iftira kampanyasıyla yıpratma kapsamında hedef alıyor.

Nitekim Sayın Baykal da, bu amaçla imal edilip servise konan sahte belgelerle, darbe senaryolarıyla, ses ve görüntü kasetleriyle yürütülen ABD merkezli bu operasyon kapsamında hedef alındı.

Ama Sayın Baykal, kendisine yönelik bu komplodaki merkeze karşı koymak yerine, bu merkeze "yürekten" güvendiğini açıklayarak işin en başında bu komployu gerçekleştiren merkeze teslim olmayı seçti.

Evet doğrudur, Baykal’ın CHP Genel Başkanlığından ayrılmış olması, bu komployu gerçekleştiren merkezin oyununu bir anlamda bozmuştur.

eskiadam yazdı: Kilicdaroglu na gelince, son derece kaliteli ve durust bir insandir. Ataturk milliyetciligi okunu o mu kiracaktir? buna hic kimse inanmaz? Birakin bu uydurma yorumlarida baslamis olan butunlesmeye, emperyalizme karsi, onlarin usakligini yapan din tuccarlarina karsi gelisen bu harekete destek verin.


Evet çok doğru, CHP Genel Başkanlığına seçilen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu son derece temiz ve dürüst bir insandır. Buna kimsenin bir itirazı yok zaten.

Burada, Atatürk Milliyetçiliği Oku’nu Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun kıracağı da söylenmiyor.

Burada söylenen şu; ABD tarafından Baykal’a bu amaçla yapılan komplo sonrasında CHP’deki yeni yönetim ve Kemal Kılıçdaroğlu, ABD ve ülkemizdeki uzantılarının yoğun bir biçimde bu yönlendirmelerine maruz kalacaktır.

Buradaki kaygı bu. Çünkü önümüzdeki dönemde ABD emperyalizmi, ülkemizde ve bölgemizde gerçekleştirmek istediği projeleri CHP üzerinden gerçekleştirmeye çalışacaktır. Bu amaçla CHP içine yoğun sızmalar olacaktır.

Bütün bunlar açık biçimde belli oldu.

İşte bu nedenle CHP içindeki ve dışındaki yurtseverler, ülkemiz ve CHP üzerinde oynanacak olan bu oyunlara karşı son derece uyanık olmalı. Coşkumuz bu tehlikeleri görmemizi engellememeli.

Çetin Yetkin’in şu sözleri hiç unutulmamalıdır.

Çetin Yetkin yazdı: Eğer CHP, aldığı bu son rüzgar ve ivmeyle millî güçleri antiemperyalist bir cephede toplamayı başarabilirse, dün Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde olduğu gibi yeniden adını tarihe altın harflerle yazdıracaktır. Yoksa, liberal kapitalist işbirlikçi düzenin koltuk değneği olacaktır.


İşte işin özü budur.

Sevgili Çetin kardeşimin “temkinli olmak“ uyarısının yer aldığı değerlendirme ile Haydar Bey dostumuzun, Uğur Mumcu’nun “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” sözüne atıf yaptığı değerlendirmelere de yürekten katılıyorum.

Çetin Taş yazdı:Ben de temkinli yaklaşmakta fayda olduğuna inanıyorum. Ama parti meclisi üyelerinin çoğunu tanıyorum. Atatürkçü insanlar. İçlerinde birkaç tanımadığım ve şüphe duyduğum insan da var ama neticede siyasette bazı hamlelerin neticesini beklemek lazım.


Haydar Bey yazdı:
eskiadam yazdı:Birakin bu uydurma yorumlarida baslamis olan butunlesmeye, emperyalizme karsi, onlarin usakligini yapan din tuccarlarina karsi gelisen bu harekete destek verin.

Siz de, daha bilgiye iye değilken, düşünceye iyeymiş izlemi vermeyi bırakarak, yukarıdaki "uydurma" dediğiniz yorumlara bir göz gezdirin! Varsa söylenenlere vereceğiniz yanıt, verin! Yoksa ezberlediğiniz beylik laflarla sağa sola akıl vermeyi bırakın.


Önümüzdeki dönemde temkinli ve dikkatli olmak açısından Çetin Yetkin’in ve Serdar Ant dostumuzun, aşağıda linklerini koyduğum yazılarının da bu forum başlığı altında yer almasının yararı olacağını düşündüm.



Uyanacağız, uyandıracağız... Bilinçleneceğiz, bilinçlendireceğiz... Ne ülkemizin , ne de bölgemizin zenginliklerini küresel haramilere ve onların uşaklarına yağmalatmayacağız, soydurtmayacağız... ENİNDE SONUNDA ALİ KEMALLER DEĞİL, MUSTAFA KEMALLER KAZANACAK...
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Sal May 25, 2010 1:15

Kılıçdaroğlu’nun zafiyet noktası: Dış politika


KEMAL Kılıçdaroğlu’nun CHP Kurultayı’nda yaptığı konuşma genel başkan olarak nasıl bir muhalefet anlayışına yöneleceği hususunda önemli ipuçları verirken, kendisinin başlıca zafiyet noktalarını da ortaya koymuştur.

CHP’nin yeni Genel Başkanı’nın konuşmasında en zayıf gözüken alanlardan biri olarak dış politika başlığı karşımıza çıkıyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu ilk kapsamlı siyaset beyanı, dinleyenler açısından dünyanın gidişini nasıl okuduğu ve bunun içinde Türkiye’yi nasıl konumlandırdığına ilişkin iz bırakan bir perspektif içermiyordu.

DIŞ POLİTİKA VİZYONU GEREKİYOR

Dış politika konuları, konuşmasında çok az bir yer tuttu ve bu bölüm genel çizgileri itibarıyla “At pazarlığı yapmayacağız” gibi basmakalıp söylemlerin kullanıldığı, daha çok sokaktaki vatandaşa seslenmeyi hedefleyen, popülist kaygıların ağır bastığı bir metin gibi gözüktü. Bu konuşmaya bakarak Kılıçdaroğlu’nun dış politika vizyonu hakkında fikir sahibi olmak zor.

Dış politika bölümünde de en geniş yeri AB işgal etti. Kılıçdaroğlu, AB tam üyelik hedefine sahip çıkan ama tarih verilmediği takdirde “Size mahkûm değiliz” diyerek tam üyelikten vazgeçebileceği uyarısını da içeren, genelde kafa tutan bir uvertürle ilk duruşunu aldı Avrupa karşısında.

Yine de kurultay konuşmasından hareket ederek Kılıçdaroğlu’nu bu başlıkta eleştirmenin çok isabetli olacağı kanaatinde değiliz. Hiç hesapta olmayan bir dizi gelişmenin sonucu biraz da sürpriz bir şekilde bu koltuğa oturan bir siyasetçinin, bu kadar kısa süre içinde, üstelik uzmanlığı bulunmadığı bir alanda kapsamlı bir dış programı hazırlamasını beklemek zaten haksızlık olur.

Ancak dün itibarıyla mazbatasını alıp CHP Genel Başkanı koltuğuna oturduğuna göre, en kısa zamanda bu alandaki eksikliklerini kapatıp görüşlerini olgunlaştırarak, kuvvetli bir vizyon ortaya koymak durumundadır.

KILIÇDAROĞLU’NUN EN ÖNEMLİ SORUNU

Bu noktada karşındaki temel güçlük şu noktada beliriyor. Yeni CHP lideri, partisinin özellikle Batı dünyasında sahip olduğu imaj sorununu doğru bir şekilde teşhis etmek, bunun nedenleri üzerinde kafa yormak ve bu sorunu düzeltme önceliğiyle yola koyulmalıdır.

Kılıçdaroğlu’nun kurultay konuşmasında iftihar ederek hatırlattığı gibi, 1963 yılında Türkiye’ye tam üyelik perspektifini veren Ankara Antlaşması’nın altına imza atan hükümetin başbakanı CHP’nin ikinci Genel Başkanı İsmet İnönü’den başkası değildi.

Bu ayrıcalığa sahip olan, Cumhuriyet’in kuruluşuyla Türkiye’yi Batı yörüngesine sokan bu parti, şu çelişkiye bakın ki, bugün Avrupa’da Batı’ya hasım, içine kapanmacı bir dünya görüşünü savunan, değişime karşı çıkan bir siyasi kimlikle algılanıyor. Bu algının varlığı objektif bir olgudur.

CHP’nin görüntüsü o ölçüde olumsuz bir noktaya gelmiştir ki, bugün Sosyalist Enternasyonel’de artık sosyal demokratlığı sorgulanan bir parti hüviyetindedir.
Özetle, Batı dünyasında meydanı büyük ölçüde Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tekeline bırakmıştır CHP.


DIŞ POLİTİKADA KİMLERLE ÇALIŞACAK?

Sosyal demokrat bir parti olduğu iddiasında ise CHP bu görüntüyü kırmak durumundadır. Ancak bunun için CHP’nin hiçbir tereddüde yer bırakmayan kuvvetli bir tam üyelik perspektifini ortaya koyması, buna paralel bir şekilde Kürt sorunu da dahil olmak üzere siyasi reform sürecini sahiplenmesi gerekiyor. Terk ettiği demokratikleşme alanını iktidardan geri almalıdır CHP.

Dış dünyadaki gelişmeler bulunduğu jeopolitik kavşakta Türkiye’nin konumunu daha da önemli bir hale getirmiştir. Türkiye’de ne olduğu dünya için de çok önemlidir. Bu konumdaki bir ülkede iktidara talip olan bir partinin dünyaya vereceği çok önemli mesajları olması gerekir.

Üstelik Batı dünyasında Adalet ve Kalkınma Partisi ile ilgili yer yer tereddütlerin uç verdiği de dikkate alınırsa, CHP bu durumu kendi lehine bile çevirebilir.

Kılıçdaroğlu’nun ilk tercihini -her ne kadar muhatabından kabul görmese de- dünyayla ve AB ile entegrasyonu esas alan bir çizgiyi savunan Uğur Ziyal gibi Türk diplomasinin yetiştirdiği en önemli isimlerden birinden yana kullanması, bu bakımdan dikkate değer bir yönelişi gösteriyor.




İm (Kod): Tümünü seç
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14826794.asp?yazarid=308&gid=61

25.05.10
Sedat Ergin
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Sal May 25, 2010 22:59


Türk’ün tasfiyesi başladı mı?

Bir haber kaynağımın; “Amerika, Tayyip’ten vaz geçti. İlk yazan sen ol!” haberi üzerine, “Amerika’nın inadına Tayyip!” diye nâra atmıştım. “Sarhoşken namaza yaklaşmayın” âyetinin sadece “namaza yaklaşmayın” kısmını alanlarla benzeşen bir tavırla sadece “İnadına Tayyip!” sözümü alarak gönül koyanlar olmuştu!

Sarıgül’ün ABD’ye gidip sonra adaylığını açıklaması üzerine de; “CHP’liler, Baykal’a sahip çıkın” diye seslenmiştim ve yine; “Sana ne?” diye gönül koyanlar olmuştu! Kuvayı Seyyâreliğim gereği, Türkiye’den yönetilmediği kesinleşen siyâsete şüpheyle bakıyorum! İktidâra hazırlanan partiyi, hazırlanan muhalefetle; STK adlı bürolarla, gerçek Sivil Toplum

Kuruluşlarını kontrol eden güce karşı durabilmek için bütün partilere karşı tedbîrli mesâfedeyim!
Çünkü Türkiye’de Türklerin siyâsetten tasfiyesi sürecini izlediğimizi zannediyorum!

Türkiye’nin başarılı ve cesur bürokratlarından Sadettin Tantan’ı siyâsete sokup basın ve medyayla önce pohpohlayıp sonra ipini çeken; “Yatan Ecevit’e karşı Ayaktaki İsmail Cem”i hiç yükseltmeden yok ederken solu parçalayan; Besim Tibuk ve benzeri alevî iş adamlarını siyâsete sokarak yok eden; Cem Uzan’ı gözler önünde paramparça eden, son olarak da Türk kimliği ile CHP’yi Atatürk çizgisine çekmeyi başarmak üzere olan Baykal’ı alçakça-acımasızca yok etmeğe çalışan güce karşı millî duruşumuzu ne zaman ve nasıl sergileyeceğiz diye meraklardayım!

Teorisyenden siyasetçi olmaz

Atatürk’ün ölüm yıl dönümü 10 Kasım’da, Gâzi Meclis’te milleti parçalama operasyonu “açılım”ın görüşülmesini; Yunan ve Haçlı işgâlinin başlaması üzerine millî hareketin başlatıldığı 19 Mayıs’ın yıl dönümünde, Türkiye Başbakanı’nın Yunanistan’da Fener Patriğine ekümenlik va’detmesini tesâdüf diye yorumlayanlar varsa ve bunlara siyâseten yağdanlık-yalakalık yapan “dolma kalemler” varsa, şüphem iyice artar!

Akademisyenden, bürokrattan, iş adamından siyâsetçi olmayacağını olursa da ancak ekip adamı olabileceklerini bizzat gözlemleyerek öğrenmiş olmamız lâzım! İş adamlarının, mevcût hükümetten intikam almak için paralarına güvenerek soyunduruldukları siyâsette ne hale geldiklerini bir kaç kere yaşadık! Akademisyenden, teorisyenden de siyâsetçi olmayacağını defalarca yaşadık!

Şaşırmadan izleyeceğiz

Bürokrattan siyâsetçi olmayacağını, olursa da verilen görevleri bihakkın yapabileceklerini ama karizma eksikliklerini de defalarca izlemedik mi? Bir adam, hayatının en verimli, en aktif yaşlarında memuriyete girip şefinin, müdürünün ve amirlerinin önünde ceket iliklemeğe başlamış ve hayatının 30-35 yılını önü ilikli geçirmişse; siyâsete soyunup önünü açtığında elini hangi cebine koyacağını şaşırır!

Kemal Kılıçdaroğlu’nda bu şaşkınlığı daha aday adayı olarak adı zikredildiği andan itibâren görmeğe başladık!

Dersim’le ilgili Onur Öymen’e -taban baskısıyla- koyduğu tavrından, Baykal’ın Öymen’le gruba girmesi üzerine bir günde çark eden Kılıçdaroğlu’nun daha ne gibi hallerde, kimlere karşı çark edeceğini de şaşırmadan izleyeceğiz!
Baykal’ın; İnönü ve Ecevit’le ekseninden kaydırılan CHP’yi yeniden Atatürk ilkelerine döndürme gayretlerini, Türklüğü hiç tevil götürmeyen bir siyâsetçi olması hasebiyle de dikkatle izliyordum!


Yandaş-yaygın medyayı, Baykal Komplosu üzerine çok zaplayarak izlerken farkında olmadan beynimize müdâhele ettirdiğimizi de Ahmet Bican Ercilasun Hocamız’ın; “Dersimiz Türkçe: Dinlediğini/okuduğunu anlayamayanlar” uyarısıyla fark ederek irkildim!
Kimin, kimden vazgeçtiği; kimin kime ihânet ettiğini izleyerek, Türk karakterimizle Türk’ü korumaya başlamazsak, yarın hepimiz tek ve korumasız kalacağız! Haberiniz olsun!


25 Mayıs 2010 Mustafa ASLAN
En son Başkomutan tarafından Sal Haz 22, 2010 15:30 tarihinde düzenlendi, toplamda 4 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Ram » Sal May 25, 2010 23:13

[mod="Ram"]
"Kural 15, Madde a."]... içerik, tümceliklere(paragraflara) göre düzenlenmelidir (paragraf: düz yazıların kendi içinde satır başlarıyla ayrıldıkları bölümler ve aralarında boşluk bulunan cümle kümeleridir). (...)

Lütfen içeriği kuralına göre yeniden düzenleyiniz.[/mod]
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Çrş Ara 01, 2010 13:47


Sezgin Tanrıkulu CHP üyesi oldu

Diyarbakır Barosu eski Başkanı Sezgin Tanrıkulu, CHP Merkez Yönetim Kurulu kararıyla CHP üyesi oldu. Tanrıkulu'nun yanısıra, eski Adalet Bakanlarından Seyfi Oktay ve sendikacı Yaşar Seyman da CHP'ye katıldı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlığında toplanan merkez yönetim kurulunda, Sezgin Tanrıkulu'nun yanısıra, Ergenekon davası hakimlerinin görev yerlerinin değiştirilmesi için faaliyette bulunduğu iddiasıyla hakkında dava açılan eski bakanlardan Seyfi Oktay ve sendikacı Yaşar Seyman'ın CHP'ye üyeliği de kabul edildi.

CHP Tüzüğü'ne göre, normal bir üyelik başvurusunda altı aylık bir bekleme ve araştırma döneminin geçmesi gerekiyor. Ancak, partiye yararlı olacağı düşünülen isimler için tüzüğün 12. maddesine göre, MYK kararıyla doğrudan üyelik gerçekleşebiliyor.

Sezgin Tanrıkulu'nun CHP'de üyeliğinin ardından ilk kurultayda parti meclisi üyesi olacağına da kesin gözüyle bakılıyor.

Bazı örgüt toplantılarına katılmak için Bursa'ya giden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun da, kurultay kararını her an açıklayabileceği ifade ediliyor. CHP kulislerinde kurultayın 25-26 Aralık tarihlerinde yapılacağına kesin gözüyle bakılıyor.


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/11/30/sezgin.tanrikulu.chp.uyesi.oldu/597911.0/index.html
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Ram » Cum Ara 03, 2010 0:44

Batmış balık, yan gidiyor.

Erol Kızılelma, Nuray Mert, Ercan Karakaş, Emre Kongar, Asaf Savaş Akad, Yakup Kepenek, Şahin Alpay; bunlar da gelsin. Derwish zevcesini alıp da gelsin, hatta Wolfowitz'i, Zeyno'yu da çağırsın. Ne de olsa her biri Gürsel kadar tekindir.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Prş Ara 16, 2010 16:30


Listeye 2 flaş isim!

Kılıçdaroğlu, eski Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal ve eski Diyarbakır Baro Başkanı
Sezgin Tanrıkulu'nu parti yönetimine taşıyacak
.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yarından sonra Ankara Arena’da tek maddelik gündemle toplanacak olağanüstü kurultayda kendisinin hazırlayacağı ‘blok’ listeyle yeni Parti Meclisi’ni (PM) oluşturmayı planlıyor. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın ‘çarşaf liste’ talebi destek bulmazken eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav dün Kılıçdaroğlu’na açık destek verdi.

Kılıçdaroğlu’nun PM listesine Sena Kaleli gibi işdünyasından isimlerin yanı sıra eski Dışişleri Bakanlı Müsteşarı Uğur Ziyal ve eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu’nun girmesine kesin gözüyle bakılıyor.

Dışişlerinin en kritik görevlerde bulunan büyükelçilerinden biri olan Ziyal, Abdullah Öcalan’ın Şam’dan çıkarılması sürecinin mimarlarındandı. Ziyal Suriye ile Adana’da yürütülen görüşmelerde Türkiye’yi temsil ediyordu. Ziyal, 2003 yılında Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı iken ABD ile yürütülen zorlu Irak müzakerelerinde kritik rol oynamıştı. Ziyal, 2004 yılında AB’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerini başlatması sürecinde ve Kıbrıs’taki Annan planı çalışmalarında da belirleyici rol oynadı.

Sezgin Tanrıkulu ise insan hakları mücadelesi ve Kürt sorunu konusundaki çıkışlarıyla biliniyor. İnsan Hakları Vakfı Temsilcisi olarak 1999’da Türkiye’ye gelen ABD Başkanı Bill Clinton’la görüşen 6 kişiden biri olan Tanrıkulu Kürt sorunu konusunda devlet politikalarını eleştirirken, şiddete karşı da açık tavır alıyor.

Radikal
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dha.com.tr/haberdetay.asp?Newsid=129652
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Cmt Ara 18, 2010 16:46

DÜMENİ KIRACAK

Blok listeye tam destek aldı

DENİZ Baykal’ın saf dışı kalmasına yol açan komployla başlayan sürecin son perdesi bugün Ankara’da sahneleniyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun vitrine sürülmesiyle yeni ufuklara yelken açan CHP’nin rotası, Parti Meclisi’ni oluşturacak kurultayla sabitlenecek. İl başkanları dümene geçen kaptana ilk desteği blok listeyle verdi.

Milliyetçilik oku köreltiliyor

KULİSLERDEN sızan bilgilere ve Kılıçdaroğlu’nun 7 aylık genel başkanlığı dönemindeki söylemlerine göre partinin ilk hedefi Doğu ve Güneydoğu olacak. Deniz Baykal’ın yürüttüğü Atatürkçü çizgiyle sahillerde büyük ilgi gören CHP, yeni rotayla birlikte Avrupa Birliği ve ABD ile ilişkileri geliştirmeyi de amaçlıyor.

Küskünleri ikna edemedi

DELEGELERİN oylarıyla belirlenecek yeni Parti Meclisi dışında kalacak olan CHP’lilerin gönlünü kazanmak isteyen Genel Başkan Kılıçdaroğlu, bu amaçla Deniz Baykal ve Önder Sav’dan destek istemiş ancak olumlu sonuç elde edememişti. CHP’nin bu yeni ekseninin derin tartışmalara yol açacağı belirtiliyor.

CHP’de yeni rota açıklanıyor

CHP, genel seçimlere yeni yapısıyla girmeye hazırlanıyor. Ankara’da yapılacak kurultayda, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi’ne seçeceği yol arkadaşlarıyla, belirlediği yeni eksende iktidar arayacak

Cumhuriyet Hal Partisi’nde eski genel başkan Deniz Baykal’ın saf dışı kalmasına yol açan komployla başlayan süreçte son perde bugün açılıyor. Mayıs ayında Kemal Kılıçdaroğlu’nun vitrine sürülmesiyle ekseni kayan CHP’nin bugünkü kurultayında yeni rota açıklanacak. 7 aylık genel başkanlığı döneminde, Deniz Baykal’ın izlediği politikayı terk eden ve partiyi milliyetçi çizgiden uzaklaştırdığı görülen Kılıçdaroğlu, teşkilattan Parti Meclisi seçiminde blok liste için tam yetki alarak kaptan köşküne de iyice yerleşti. Avrupa gezileri sırasında Türkiye’yi şikayetiyle de AB’nin dümen suyuna gireceğini gösteren Kılıçdaroğlu’nun yeni tercihi sahildeki milliyetçi oylar yerine Alevi-Kürt oyları.

Ecevit, İnönü onur konukları

CHP’nin 15. Olağanüstü Kurultayı bugün Ankara Arena Spor Salonu’nda toplanıyor. Kurultay’da CHP’yi 2011 seçimlerine taşıyacak yeni Parti Meclisi belirlenecek. Kurultaya katılımın 40 bin kişi civarında olabileceği belirtiliyor.

Kurultayı binin üzerinde basın mensubunun izleyeceği belirtiliyor. Rahşan Ecevit, Sevinç İnönü ve Sabih Kanadoğlu’nun onur konuğu olacağı kurultayda CHP’nin eski Genel Başkanları için Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında yer ayrıldı. Ancak önceki Genel Başkan Deniz Baykal’ın Antalya delegeleriyle birlikte oturması bekleniyor. Aralarında Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Sezen Aksu, Fazıl Say, Ara Güler, Barış Pirhasan, Derviş Zaim, Fikret Otyam gibi isimlerin de bulunduğu çok sayıda sanatçı da davet edildi. Kurultay için siyasi parti liderlerine ve yöneticilerine, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve yabancı misyonlara davetiyeler gönderildi.

Genel Başkan bir saat konuşacak

“Gösterişli ancak abartısız” olacağı ifade edilen kurultay salonuna “Yeni CHP” yi anlatan sloganların yer aldığı pankartlar asıldı. Pankartlarda “Umudun adı Kemal”, “Dürüst lider, temiz siyaset”, “Söz veriyoruz, halkın iktidarını kuracağız”, “Yandaşa değil yurttaşa hizmet etmeye geliyoruz”, “Azarlamaya değil, vatandaşa hizmete geliyoruz” sloganlarının yanı sıra “Liderimiz Kemal, hedefimiz iktidar” sloganı dikkat çekiyor. Kılıçdaroğlu’nun kurultayda bir saat sürecek bir konuşma yapması bekleniyor.

PM üyeliği için 2 bin başvuru

Olağanüstü Kurultay öncesi partide bir ilk yaşandı. 80 kişilik PM üyeliği için 2 binin üzerinde aday, PM üyeliği isteğini parti yetkililerine iletti. CHP tüzüğüne göre PM üyeliği için önceden başvuru işlemi bulunmuyor. Sadece PM’nin çarşaf listeyle seçilmesi durumunda isteyen partili kurultay günü PM’ye aday olabiliyor.

Parti Meclisi’ndeki muhtemel yeni isimler!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün kurultaya sunacağı Parti Meclisi (PM) listesinde 20 dolayında milletvekilinin yer alması bekleniyor. Bu milletvekillerinden bazılarının adları şöyle:

Oğuz Oyan, Mehmet Ali Özpolat, İsa Gök, Hakkı Süha Okay, Tekin Bingöl, Haluk Koç, Atilla Emek, Yaşar Ağyüz, Ali Arslan, Bihlun Tamaylıgil, Faik Öztrak, Atilla Kart, Durdu Özpolat, Rıza Yalçınkaya, Ali İhsan Köktürk, Orhan Ziya Diren, Mustafa Özyürek, Hüseyin Ünsal, Rasim Çakır, Bülent Baratalı , Durdu Özpolat. Kılıçdaroğlu emekli büyükelçiler Uğur Ziyal ve Faruk Loğoğlu ile görüşmüştü. Uğur Ziyal, CHP’de aktif politikaya girmeye “Hayır” dedi.

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu’nun PM’ye girmesine kesin gözüyle bakılıyor. Bursalı işkadını Sena Kaleli, Kıbrıs uzmanı Sema Sezer, Yrd.Doç.Dr. Nurten Özdağ’ın yönetime girecek yeni kadınlar arasında adı geçiyor.

Listede yer alması beklenen diğer bazı isimler de şöyle:

Hurşit Güneş, Mesut Değer, Alaaddin Yüksel, İzzet Çetin, Didem Engin, Mehmet Zeki Gündüz, Melda Onur, Sencer Ayata, Sühey Batum, Umut Oran, Ümit Özgümüş, Markus Ürek, Necdet Pamir, Muhammet Çakmak, Aziz Konukman, Gülsün Bilgehan, Nihat Matkap, Enver Aysever, Gökhan Günaydın, Sedat Doğan, Bekir Ödemiş, Veli Ağbaba (Malatya il başkanı), Volkan Canalioğlu (Trabzon il başkanı), Nejat Gencan (Edirne il başkanı), Çetin Bilgir (Kars il başkanı), Hasan Öztürkmen (Gaziantep il başkanı), Eşber Yağmurdereli, Oğul Aktuna (eski Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna’nın oğlu)

İl başkanları ‘Blok liste’ dedi

CHP’nin 15. Olağanüstü Kurultayı öncesi CHP İl Başkanları, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantıdan Parti Meclisi’nin, Kılıçdaroğlu’nun tercihi doğrultusunda blok listeyle seçilmesi kararı çıktı. 81 il başkanı oybirliği ile Kılıçdaroğlu’nun listesine destek vereceklerini açıkladı. Toplantının ardından açıklamayı İstanbul, Artvin ve Trabzon il başkanları birlikte yaptılar. İstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek, 81 il başkanının Genel Başkana ve hazırlayacağı parti meclisi listesine oy birliği ile destek kararı aldığını söyledi. Tek bir fire olmadığını belirten Şimşek bunun bir ’iktidara yürüyüş kurultayı’olacağının altını çizdi. Şimşek toplantıda isim anketi yapıldığını belirtti.

Onu Başbakan yapmak istiyoruz

Her il başkanından PM listesinde görmek istedikleri isimlerin yazılmasını istediklerini kaydeden Şimşek, “Ancak Sayın Genel başkan ’5 isimle sınırlı kalmayın. İsteyen 1 isim isteyen 10 isim de yazabilir’dedi” bilgisini verdi. Ankara İl Başkanı Ali Yıldızlı da “Biz Ankara örgütü olarak, CHP’yi iktidar, Kılıçdaroğlu’nu da başbakan yapmak için yola çıktık” dedi. Yıldızlı, önceki gün ilçe örgütlerinin de katılımıyla Ankara örgütü olarak bir toplantı yaptıklarını ifade ederek, “Genel Başkanımızla beraberiz, biz onu başbakan yapmak istiyoruz” diye konuştu. Samsun İl Başkanı Hüseyin Değerli de kurultaydan Kemal Kılıçdaroğlu’nun daha güçlü çıkacağını ifade etti.

Tam 33 yıl genel başkanlık yaptı

İsmet İnönü, 33 yılı aşkın bir süre CHP genel başkanlığı yaptı. 3 Temmuz 1970 yılında yapılan 20. kurultayda Parti Meclisi seçimleri Bülent Ecevit listesinin zaferiyle sonuçlanırken, İnönü 1126 oyla genel başkan oldu. Parti içindeki mücadelenin çözümü için 2 yıl sonra, 5 Mayıs 1972’de olağanüstü kurultaya gidildi. Ecevit, bu olağanüstü kurultayda da güvenoyu alırken, İnönü 8 Mayıs 1972 tarihinde genel başkanlık görevinden istifa etti.

Ecevit 3. Genel Başkan

İsmet İnönü’nün 33 yıllık görevinden istifa etmesiyle birlikte 14 Mayıs 1972 tarihinde genel başkan seçimi için özel kurultay toplandı. Bülent Ecevit, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra CHP’nin üçüncü genel başkanı seçildi. Ecevit’in genel başkan olmasından 1.5 ay sonra, 30 Haziranda CHP 21. kurultayını topladı. Kurultay, ayrıca İsmet İnönü’nün de katıldığı son kurultay oldu.

CHP’nin 14 Aralık 1974 tarihinde gerçekleştirdiği 22. kurultay oldukça hareketli ve gergin geçti. MSP ile gerçekleştirilen koalisyonda yaşanan sorunlar nedeniyle hükümetin bozulması, parti içinde yeni tartışmalara yol açtı. CHP’nin 23. kurultayı 27 Kasım 1976 tarihinde toplandı.
PM tartışması 34 yıl önce de vardı

Kurultayda, Sosyalist Enternasyonel’e katılım kararı da alındı. Ecevit, yeniden genel başkan seçildi. 24 Mayıs tarihinde ise 24. kurultay toplandı. Kurultay’a 1976 yılında kaldırılan Parti Meclisi’nin tekrar oluşturulması tartışmalarıyla girildi. Parti meclisinin yeniden kurulmasını sağlayacak tüzük değişikliği önerisi, reddedildi. Ecevit, ise yeniden genel başkan seçildi.

CHP’nin 23. kurultayında konuşan Ecevit, parti içindeki tartışmaların bitmesini istedi

CHF’den CHP’ye

CHP’nin adı 9 Mayıs 1935 tarihinde gerçekleştirilen 4. kurultayda “Cumhuriyet Halk Fırkası” ndan “Cumhuriyet Halk Partisi” ne çevrildi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de katıldığı son kurultay oldu. 18 Haziran 1936’da Parti Genel Başkanı Vekili İsmet İnönü’nün yayınladığı genelge ile parti ile hükümetin birleştirilmesi kararı uygulamaya sokuldu. 29 Mayıs 1939 tarihinde yapılan 5. kurultayda ise 1936’da başlatılan parti devlet işbirliği uygulamasından da vazgeçildi. 8 Haziran 1943 tarihinde toplanan 6. kurultay ise CHP’nin tek parti döneminde yaptığı son kurultay olarak tarihe geçti.

YENİÇAĞ


İşte CHP'nin Parti Meclisi

CHP Kurultayı’nda, Parti Meclisi (PM) oylama sonuçları açıklandı.

Oylama sonuçlarına göre en düşük oyu CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin aldı. Tekin 762 oy alabildi.

Gürsel Tekin'den sonra en az oyu alan Sezgin Tanrıkulu'nun oy sayısı 1030, onun hemen üstündeki Enver Aysever'inki ise 1038'di.


İşte diğer sonuçlar:

Yaşar Ağyüz 1101, Yakup Akkaya 1110, Engin Alpay 1108

Ali Arslan 1107, Sencer Ayata 1080 ,Enver Aysever 1038

Süheyl Batum 1089, Gülsüm Bilgehan 1099, Mehmet Volkan Canalioğlu 1106

Osman Coşkunoğlu 1106, Muhammed Çakmak 1105, İzzet Çetin 1092

Doğa Çiğdemoğlu 1109, Mesut Değer 1062, Turgut Dibek 1103

Zeki Durmaz 1107, Atila Emek 1104, Didem Engin 1095

Aykan Erdemir 1107, Haluk Eyidoğan 1110, Levent Eyipişiren 1107

İsa Gök 1067, Gökhan Günaydın 1108, Mehmet Zeki Gündüz 1100

Hurşit Güneş 1080, Emrehan Halıcı 1103, Turhan İçli 1110

Sena Kaleli 1107, Osman Kaptan 1104, Atila Kart 1098

Ayten Kayalıoğlu 1109, Sema Kendirci 1102, Osman Korutürk 1107

Ali İhsan Köktürk 1102, Bülent Kuşoğlu 1104, Faruk Loğoğlu 1106

Aylin Nazlıaka 1100, Bertil Emrah Oder 1109, Ekrem Kerem Oktay 1097

Gülseren Onanç 1107, Melda Onur 1100, Umut Oran 1080

Oğuz Oyan 1104, Ensar Öyüt 1090, Veli Özdemir 1109

Ramazan Kerim Özkan 1106, İhsan Özkes 1109, Mehmet Ali Özpolat 1088

Faik Öztrak 1109, Ali Arif Özzeybek 1109, Hüseyin Pazarcı 1104

Zuhal Samlı 1098, Perihan Sarı 1108, Atila Sav 1098

Vahap Seçer 1105, Mehmet Ali Susam 1099, Bihlun Tamaylıgil 1110

Mahmut Tanal 1110, Sezgin Tanrıkulu 1030

Gürsel Tekin 762, Binnaz Toprak 1106

Erdoğan Toprak 1103, Faik Tunay 1105

Rıza Yalçınkaya 1104, Hüseyin Yaşar 1101

İrfan Hüseyin Yıldız 1100, Ayşe Ataç Yılmaz 1102, Alaattin Yüksel 1071

12 isimden oluşan Bilim, Yönetim ve Kültür Platformu üyesi olarak Parti Meclisi’nde yer alacaklar, 18 aday arasından belirlendi.


İşte adayların aldığı oylar…

Önay Alpago (663), Mevlüt Aslanoğlu (866), Ufuk Ataç (762)

Deniz Pınar Atılgan (692), Selçuk Şafak Demirbulak (569)

Seyhan Erdoğdu (726), Birgün Ayman Güler (832), Hülya Güven (654)

Ercan Karakaş (824), Ömer Kurtaş (655), Nihat Matkap (794)

Nur Serter (736), Nurcan Şanlı (632), Alper Taşdelen (529)

Ali Tezel (568), Servet Ünsal (523), Sacit Yıldız (673), Nuran Yıldız (632)

Sonuçlara göre yeterli oy alamadıkları için PM’ye giremeyenlerin isimleri şöyle: Selçuk Şafak Demirbulak (569 oy), Nurcan Şanlı (602 oy), Alper Taşdelen (529 oy), Ali Tezel (568 oy), Servet Ünsal (523 oy), Nuran Yıldız (632 oy).

oda.tv
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: CHP'DE DERİN TASFİYE Milliyetçilik oku kırılıyor

İletigönderen Başkomutan » Sal Oca 04, 2011 15:40

CHP Dönüşüyor mu?

Ülkü Ocakları eski Başkanı Karamahmutoğlu Akşam gazetesine, CHP’nin dönüşüp AKP’nin sol versiyonu hale geldiğini açıklamış. Bunu daha önce yazmıştım. Fakat bir fırsat tanıyalım düşüncesindeydim.

O düşünce, Paris’te yapılan mezar ziyaretleri ve “İki dil isterük” diyenlere on gün gecikmeli Kılıçdaroğlu cevabı ile silinmeye yüz tuttu. Baykal’a yapılan komplo ile işin bitmediğini, yine o dönem söylemiştim. Komplo Baykal’a değil, CHP’nin “üniter devlet” anlayışına yapıldı söylemi, dileyelim komplo teorisi olarak kalsın.

Farkında mısınız bilmem, CHP’nin AKP’ye yaptığı hücumların tamamı “yolsuzluk” üzerine. 12 Eylülden sonra, o hücumların hiçbir anlamının olmayacağı ise ortada. Muhtemeldir ki, üniter yapıdan taviz vermeyecek vekiller, yerlerini koruyamayacak. Yenileşme adı altında, başkaları girecek listeye.

Türkiye yeniden yapılandırılıp, en küçük ateşlemede bölünmeye aday hale getirilirken buna engel olacak siyasi liderler yok edilip, partileri de dönüştürülüyor. Son beş yılda, bazı parti liderleri ya Silivri’ye atıldı, ya helikopteri düşürüldü, ya da evine dinlenmeye gönderildi. Olup bitene tesadüf demek yetmiyor.

CHP’ye yapılan operasyon sonrasında, yandaş medya eski saldırı refleksini bıraktı. Son örneği Kılıçdaroğlu’nun yılbaşına Soma’da girdiği anlar. “İzdiham vardı” denilen yerde altuyüz kişi yoktu. Alternatif yılbaşı kutlamasına CHP il-ilçe örgütü hazırlanmamış. Kılıçdaroğlu konuştuğu yerde, düşme tehlikesi geçirdi. Bununla birlikte “izdihamdan Kemal Beyin eşi araçtan çıkamadı” diyordu medya.


CHP şu anki haliyle tabanını ikna edemiyor, kaldı ki iktidara yürüyecek.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu’nun şu tespiti önemli:

“Deniz Baykal'ın, CHP genel başkanlığından ayrılmasıyla çok önemli bir misyonu taşıma görevinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli yalnız kaldı. Bahçeli, Cumhuriyetin değerleri misyonunu bugün tek başına taşımaktadır. (3 Ocak 2011 – Akşam)


CHP’nin komplo ile dönüştürüldüğü söylemi, sanki giderek ete kemiğe bürünüyor.


“Kürt açılım” için “toplumsal mutabakat” eksikliği var deniliyordu. Bundan sonra CHP ile sanal mutabakat oluşturulur mu?

“İki dil açılımı” yapan BDP’nin o sözü deprem etkisi yarattı. Kılıçdaroğlu on gün gecikmeli tepki verdi.



Yanılmak isterim.


Neval Kavcar
haberiniz.com


"Bırakınız Atatürk'ün CHP'si olmayı Baykal'ın CHP'si bile değiller"


"Kılıçdaroğlu'nun CHP'si AKP'nin sol sürümü"


Bahçeli'nin 'Güç birliği' çağrısına destek veren Ülkü Ocakları eski Başkanı Karamahmutoğlu, Kılıçdaroğlu'na yüklendi: "AKP'nin sol sürümü. Bırakınız Atatürk'ün CHP'si olmayı Baykal'ın CHP'si bile değiller."


MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, 'Millet ve Devlet Bekası İçin Güç Birliği' çağrısına katılan Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tablonun MHP'ye önemli bir misyon yüklediğini söyledi.

Bahçeli'nin 'birlik' hareketinin MHP karşıtlarında endişe yarattığını savunan Karamahmutoğlu, 'Dün MHP'deyken gönül seferberliği yapanların, bugün güç birliği çağrısına kayıtsız kalan bir tutarsızlığa düşmeyeceklerine inanıyorum' dedi.



MHP'NİN ÖNEMLİ MİSYONU

Kılıçdaroğlu CHP'sinin 'AKP'nin sol sürümü' olduğunu belirten Karamahmutoğlu, Deniz Baykal'ın ardından CHP'nin içler acısı bir noktaya geldiğini belirterek şunları söyledi:

'Bırakın Atatük'ün CHP'si olmayı, Baykal'ın CHP'si bile olamadılar. Atatürk Türkiyesi'nin yurttaşlık bilincinde olan her Türk seçmeni yeni dönemde şunu gözlemleyebiliyor: Deniz Baykal'ın, CHP genel başkanlığından ayrılmasıyla çok önemli bir misyonu taşıma görevinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli yalnız kaldı. Bahçeli, Cumhuriyetin değerleri misyonunu bugün tek başına taşımaktadır. Atatürk'ün Türkiyesi'nin kuruluş felsefesi ve yurttaşlık bilincine, MHP çatısı altında sahip çıkmaktadır.



İKTİDARA ÇARPTIĞI OLDU!

AKŞAM'a konuşan Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu'nun açıklamalarının satır başları şöyle:

- Sayın Genel Başkanımızın başlattığı 'milletin ve devletin bekası için güçbirliği hareketi' Türk milliyetçilerini MHP çatısı altında bütünleştirmeyi amaçlıyor. Devamında, bu bekaya ilişkin kaygıları olan her bir Türk seçmenini de kapsayacak. MHP, kendi seçmenini tek tek yetiştiren bir parti olduğundan, ayrı düşen fikirdaşlarını, eski mensuplarını tekrar kazanmak için böylesi çağrıları, davetleri geçmişte de yaptı. Çok kereler 'Gönül seferberliği' adı altında yapılan bu davetler karşılık bulduğu gibi, zaman zaman iktidarların duvarlarına çarpıp geri döndüğü de olmuştu.

- Güçbirliği hareketi, duyurulduğu günden itibaren genel merkezden ilçe teşkilatlarına kadar bir heyecan, karşıtlarında ise endişe yarattı. Görünen o ki, bu güç birliği çağrısı MHP'li olmayan seçmen kitlesini kuşatacak halkalar şeklinde de genişletilecek. Dün, MHP'deyken gönül seferberliği çağrısı yapanların, bugün güç birliği çağrısına kayıtsız kalan bir tutarsızlığa düşmeyeceklerine inanıyorum.

- MHP, 12 Haziran'daki seçimde, özellikle 'millet' kimliğinin, 'Türklük' bilincinin ayrımına varmış olanların oylarını alacaktır. Atatürk Türkiyesi'nin yurttaşlık bilincinde olan her bir Türk seçmeni yeni dönemde şunu gözlemleyebiliyor: Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP dönüştü, başkalaştı.



BAYKAL'IN CHP'Sİ BİLE DEĞİL

- Silopi'de kurulan çadır mahkemelerinde PKK'lı teröristlerin avukatlığını yapan Diyarbakır Barosu eski başkanı Sezgin Tanrıkulu, şimdi CHP'de 'insan haklarından sorumlu' genel başkan yardımcılığı görevine getirildi. PKK teröristlerinin avukatlığını yapanların, Kürtçülük siyasasını bayraklaştıranların, genel başkan yardımcısı olduğu bir CHP, bırakınız Atatürk'ün CHP'si olmayı, Deniz Baykal'ın CHP'si bile değildir.



TÜRK KİMLİĞİNE DUYARLI

- İşte bu CHP'nin, Türk kimliğine duyarlı seçmeninin kucaklaşabileceği tek siyasi lider Sayın Devlet Bahçeli'dir. Attila İlhan'ın kavramlaştırdığı 'Türk Solu'nun kucakladığı seçmenin, Deniz Baykal'sız bir CHP'de karşılık bulamayacağı açık. Zira Kılıçdaroğlu'nun CHP'si, AKP'nin sol sürümüdür.



Kürtçülüğün temsil edilebildiği CHP'den, Türk seçmeni yüz çevirirken, yüzünü dönebileceği tek parti MHP ve onun lideri olacaktır. Önümüzdeki genel seçim, MHP'nin özellikle Karadeniz ve Ege'de hem CHP'yi hem de AKP'yi geride bırakacağı bir seçim olacak.



'İki dil' egemenlik hakkına acık saldırı

- Artık iyice anlaşılmıştır ki, PKK terör örgütü devlet kurmak istemektedir. Peki, bir örgüt 27 yılda devlet kurabilir mi? Bir örgüt, 17 yılda da bir devlet kurabilir. Biz Türkler bunun olabileceğini, örneğini Kıbrıs'ta gösterdik. Kıbrıs Cumhuriyeti içerisinde 1958 yılında gizlice kurulan 'Türk Mukavemet Teşkilatı-TMT' kuruluşundan 17 yıl sonra 1975'te ilk hedefine ulaşmıştı: Kıbrıs Türk Federe Devleti-KTFD.


TECRÜBE SİLAH MI OLDU?

- TMT kurulduğu 1958 yılından dokuz yıl sonra 1967'de Kıbrıs Cumhuriyeti'nde 'Otonom-Özerk Kıbrıs Türk Yönetimi'ne kavuşur. Hemen sekiz yıl sonra 1975'te 'Kıbrıs Türk Federe Devleti-KTFD'ne. 1975'in üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra da bu kez bağımsız 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti- KKTC'ye. İşte siyasal amaçlı bir örgütün, kuruluşundan başlayıp, özerklikle devam ederek tam bağımsız devlete giden öyküsü...

- Acaba Türk milletinin bu tecrübesi, bu kez ona yöneltilen bir silah mı oldu? Acaba federalizmin dayatıldığı Türkiyemiz, 12 Haziran genel seçimlerinin ardından böylesi sekiz yıllık dönemlerle neler yaşayacaktır? Özerklik, iki dillilik, bölgesel federe yönetim, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda elde ettiği kazanımları hedef almaktadır ve bu durum. Türk milletinin haklarına, hukukuna karşı yapılan bir saldırıdır.



SEÇMEN GÖZARDI ETMEZ

- Türk kültürü, Türk milletinin ifade biçimlerinin toplamıdır ve dil, Türk kültürünün en temel taşıyıcısıdır. Türk dilini hedef alan iki dillilik, hem Türk kültürüne hem de -kuruluştan elde ettiği- egemenlik haklarına karşı açık bir saldırıdır, meydan okumadır.

- Seçim ve oy kaygısı taşımaksızın bu meydan okumaya karşı koyabilecek tek siyasi yapı, MHP ve tek siyasi lider de onun genel başkanıdır. Sayın Devlet Bahçeli'nin seçmen dalkavukluğu yapmaksızın, Cumhuriyet'e ve Türklüğün hakkına, hukukuna sahip çıkışındaki tek başınalığı inşallah Türk seçmenince göz ardı edilmeyecektir.


Baykal gidince Bahçeli yalnız kaldı

- Atatürk Türkiyesi'nin yurttaşlık bilincinde olan her Türk seçmeni, yeni dönemde şunu gözlemleyebiliyor: Deniz Baykal'ın CHP genel başkanlığından ayırtılmasıyla, çok önemli bir misyonu taşıma görevinde MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli yalnız kaldı. Bahçeli, Cumhuriyetin değerlerini, misyonunu bugün tek başına taşımaktadır. Atatürk'ün Türkiyesi'nin kuruluş felsefesi ve yurttaşlık bilincine MHP çatısı altında sahip çıkmaktadır.

haberiniz.com
Akşam / Volkan YANARDAĞ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

ÖncekiSonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x