“Yolsuzluklarla Mücadele Kahramanı” olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu gökten zembille indirip CHP’nin başına getirdik. Ondan önceki bir has mal değildi fakat artık “Kahraman” olarak görünmüyordu halkın gözünde.
Cengiz Çandar’a “Dağdan İniş - PKK Nasıl Silah Bırakır? Kürt Sorunu’nun Şiddetten Arındırılması” raporunu yazdıran TESEV’in kurucu üyesi Kılıçdaroğlu ilk iş olarak Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisi’ni kendine benzetti; ortaya Y-CHP çıktı.
Bu raporun sunum bölümünde adı şimdi “İmralı” olan “Katil”in ve “Katiller Sürüsü” PKK’nın değeri belirleniyor:
“Ne var ki, devlet ile PKK arasında yaşanmış olan ve halen dinmeyen karşılıklı şiddet, çözüm potansiyelinin hayata geçebilmesi için önce şeffaf bir konuşma ortamının sağlanmasını, böylece çözüm yoluna geri dönüşü olmayan bir biçimde çıkılmasını gerektiriyor. Bunun anlamı, Öcalan’ı da kapsayan bir biçimde tüm PKK’lilerin kademeli olarak kendilerini siyasi sürecin içinde algılamalarının sağlanmasıdır.”
Bu becerisi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin onurunu ayaklar altına alan hainler listenin üst tarafına adını yazdırdı Kılıçdaroğlu.
Şimdi, 2014 yerel seçimlerinden kuyruğu bacakları arasında çıkan Kılıçdaroğlu’nun yerine, umudunu ona bağlamış vatandaşlarımızın önüne koymak için, yeni bir “Sahte Kahraman” lâzım.
Fazla aramaya gerek kalmadan keşfettik onu; Emine Ülker Tarhan. Bir de izleyenleri sürükleyici isim verdik ona, “CHP’nin Demir Leblebisi”.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun ülkemizde “Yoksulluk Sınırı Altında Yaşayan” vatandaşlarımızla ilgili son verisi 2011 yılına ait. Buna göre, nüfusumuzun yüzde 23’ü, yani bu gün yaklaşık 18 milyon insanımız Yoksulluk Sınırı’nın altında yaşıyor.
Bu yoksulların da içinde payı olan vergilerle ödenmek üzere, milletvekillerine ahlâk ve insaf sınırlarını aşan ayrıcalıklar getiren kanun teklifinin altında, yalnız kişisel çıkarları (para, şöhret, artık ne derseniz) peşinde olan diğer bütün satılmışlar gibi bu “demir leblebi”nin de imzası var.
Haydi buyrun…
Milletvekili avantaları