gönderen borabey » Cum Kas 28, 2008 11:51
Değerli dostlar,
İlk andan itibaren heyecanlı geçen tartışmaya katılmak istedim ama tartışmanın seyri beni frenledi.Aradan biraz zaman geçsin, sakin kafa ile düşünüp tartışmaya katılmak istedim.
Özgür insan olmanın doğası, farklı düşünmekten geçer.
Asıl olan, bu farklı düşünce çatışmasından doğru olana ulaşmaktır.
CHP ve Çarşaf/Türban olayına biraz farklı bir açıdan bakmak istiyorum.
Türk siyasetinde "görüntüye göre" değerlendirme alışkanlığı vardı.
Bu da bizi şekilciliğe ve kolaycılığa götürür.
Sembollere, simgelere, bıyık tipine, saçına, sakalına, hatırlayın 80 öncesini kıyafete parka-bot-türban vb, selamlaşma şekli ve hitabına, kafa tokuşturmasına, el sıkış şekline vs vs... listeyi uzatabiliriz.
Bu şekilerden ve simgelerden birisine sahip ve onu taşıyorsanız..
Siyasi kimliğiniz bir yafta gibi üzerinize yapıştırılır ve siz o olmasanız da toplum sizi öyle algılar, yargılar veya yandaşınız olur.
Hiç kimse işin özüne ve esasına girme zahmetine katlanmaz.
Şekilcilik kolaycılıktır.
İşin esasına girmek ise akılcılık, bilimselliktir.
Şu ana kadar başta CHP olmak üzere hiçbir siyasi parti ve ilgili kişi ve kurum olayın bilimsel anlamda "sosyolojik-pikolojik ve siyaset bilimi" açısından bir analizini değerlemesi yapmadı.
Gönül isterdi ki..
CHP, öncelikle bu konuya bilimsel yaklaşsın..
Sosyologlara, psikologlara, siyaset bilimcilerine konuyu araştırmaları noktasında siparişler versin...
Bu tür bilimsel çalışmalar Parti Görüşü ekseninde ciddi ve uzun tartışmalar sonucunda parti içi ortak uzlaşı sağlanarak bir parti görüşü ve projesi haline getirilsin ve bunu takiben kamuoyuna deklare edilerek PARTİ PROJESİNİN ARKASINDA DURULSUN...
CHP nin geleneksel Parti Görüşüne ilk bakışta ciddi anlamda ters gelecek bir siyasi atraksiyonun ciddi hiçbir alt yapısı hazırlanmadan siyasi şok şeklinde kamuoyuna sunulmasının ortaya çıkaracağı siyasi deprem sonrası ile ilgili ciddi bir hazırlık olmayınca bu sefer neyi niçin yaptıkları dair yapılan farklı, çelişkili ve ayrı açıklamalar da adeta artçı deprem misali verdiği hasarlara yeni hasarlar eklemeye devam ediyor..
Alt yapısı olan, üzerinde çalışılan ve genel kabul görmüş bir parti projesi olarak çıkılsaydı, gelecek olası eleştiriler ve bu eleştirilere verilecek akılcı yanıtlar ve karşı savlar da hazır olur ve gelinecek nokta da hem parti tabanı hem de bu siyasi proje ile varsa toplumsal bir sorunun çözümüne katkı sağlamanın yanısıra partiyi güçlendirici yeni katılımlar sağlayıcı yararlı sonuçlar elde edilirdi.
Ama gene kolaycılığı seçtik.
Birikimli siyaset,
bilimsel siyaset yerine,
popülist yaklaşımları ve zamanlamayı tercih ettik.
Bir İl BaşKanının yerel seçimi kazanmaya yönelik popülist bir yaklaşımı ile parti genel merkez ve karar organlarının , karar vericilerinin, politika ve proje üreticilerinin bilgisi ve ilgisi olmaksızın emrivaki siyasal şovlarla kamuoyuna çıkıldı..
deneme, yanılma metodu ile,
bir kere yapalım, gelecek etki ve tepkilere göre siyasi rot balans ayarını yaparız..
lastik yenileme yerine hele bir patlasın sonra değiştiriz anlayısı ile siyaset yaparsanız gelinen nokta budur?
Bir çok yerde ve zeminde ifade ettiğim gibi..
Siyasetin akılcı aydınlanmasını bilimselliğine teslim etmedikçe,
Siyasetçinin karanlığı siyasete egemen olacak,
Bizler de havanda su dövmeye devam edeceğiz...
CHP öncelikle,
Çağdaş kadından ne anladığını,idolünün ne olduğunu ortaya koymalı,
Çağdaş kadının önündeki engelleri tespit etmeli ve aşmanın yollarını göstermeli ve çağdaş kadın siyasi projesini oluşturmalı ve arkasında durmalıdır.
Bu projenin alt başlıklarından olan çarşaflı/türbanlı kadın çözümlemesini yapmalı, bu kitleyi rencide etmeden, aşağılamadan, toplumsal yaşamın dışı atmadan NASIL ÇAĞDAŞ KADIN yüksek standartlarına ulaştıracağının siyasi reçetesini de oluşturarak ciddi, tutarlı, gerçekleştirilebilir model ve uygulamalarla kamuoyuna çıkmalıydı.
Bu noktada ciddi sosyolojik araştırmalar , anketler yaptırmalı, salt parti görüşü açısından değil, tüm toplumsal katmanların genel kabul görecek ortak mutabakatını sağlayıcı çalışmalarla bu soruna yaklaşmalıydı.
Her zaman ve her zeminde olduğu gibi...
bilimselliğe dayalı akılcı çözüm üreterek sorun çözme yerine,
popülist ve günü kurtarmaya yönelik,ben yaptım oldu yaklaşımı ile AKIL KARIŞTICI yöntemlerle sorunlara yeni sorun eklemeyi tercih ediyoruz.
Bazen kendimden şüphe edyorum.Topluca sadist/mazohist mi oluyoruz diye..
Atalarımız boşuna söylememiş..
Bir deli kuyuya bir taş atar kırk akıllı çıkartamaz..
en içten sevgi ve saygılarımla.