Cihatçı göçüne hazır mısın Türkiye? / Zeynep GÜRCANLI

Cihatçı göçüne hazır mısın Türkiye? / Zeynep GÜRCANLI

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Oca 15, 2018 12:07

Cihatçı göçüne hazır mısın Türkiye?

Tarihin olağan akışının karşısında durmak mümkün değil.

Ortadoğu'da bir ara pek popüler olan siyasal İslam projesi, artık bitmeye yüz tuttu.

Bunun en büyük etkisini de Türkiye yaşıyor, yaşayacak.

Dünyanın hemen hemen her meselesi hakkında çatışan iki büyük güç, Rusya ve ABD'nin mevcut yönetimlerinin üzerinde anlaştığı tek konu siyasal İslam'ın sona erdirilmesi.

Bir federasyon olan Rusya'nın Müslüman nüfuslu özerk cumhuriyetleri ile sorunları bastırıldı, ancak sona ermedi.

ABD'de Başkan Trump ve ekibinin siyasal İslam'la arasının hiç iyi olmadığı sır değil. Bir de üstüne ABD'deki mevcut yönetimin üzerindeki ağır İsrail etkinliğini ekleyin.

Dünyanın yükselen bir diğer gücü, Çin'in de kendi topraklarındaki Sincan'da Müslümanlara yaptıkları siyasal İslam'a bakışının pek farklı olmadığını gösteriyor.

Avrupa deseniz; ırkçılık, yabancı düşmanlığı almış yürümüş.

Tüm bu ortamda Türkiye'deki AKP iktidarı hâlâ bölgesindeki siyasal İslamcı hareketlerin hamiliğini yapmaya çalışıyor.

Suriye-İdlib'de yaşananlar işte bunun sonucu.

AKP hükümetinin, Suriye'de Esad yönetimine karşı “ılımlı İslam” adı altında yıllarca destek verdiği cihatçı gruplar İdlib'de sıkışıp kalmış durumda…

Türkiye, bu grupları koruyabilmek için Rusya ve İran'la anlaşma yapmış, “çatışmasızlık bölgesi” adı altında İdlib'deki cihatçıları koruma altına almıştı.

Ancak Suriye'nin, PYD-YPG kontrolündeki Rojava ve Afrin dışındaki diğer bölgelerini tek tek ele geçiren Esad yönetimi, 2018'le birlikte gözünü İdlib'e dikti.

Suriye ordusu ilerliyor, bölgede Esad'ın müttefikleri Rusya ve İran buna göz yumuyor.

AKP hükümetine de sadece, İran ve Rus büyükelçilerini çağırıp, protesto etmek düşüyor.

Ankara protesto ederken, Esad güçleri cihatçıların üzerine yürümeye devam ediyor.

Bu yürüyüşün sonu, elbette İdlib'de sıkışan cihatçılar ve ailelerinin kaçması olacak.

Kaçışın yönü de kesinlikle Türkiye.

Halen İdlib'de yaklaşık 1 milyon kişi yaşıyor. Sadece bu rakam bile Türkiye'ye olası “cihatçı göçünün” boyutunu anlatmaya yeter.

Zor günler kapıda…

AFRİN'E "BİR GECE ANSIZIN" DERKEN ROJAVA "DEVLET" Mİ OLUYOR?

Suriye'de AKP'nin hataları saymakla bitmiyor.

Cihatçılar dışında bir de çok ciddi bölücü terör sorunumuz var artık Suriye'de…

PKK uzantısı YPG-PYD'nin Suriye'nin kuzeyinde kontrol altına aldığı iki bölge malum; Batı'da ABD destekli Rojava, doğuda ise Rus destekli Afrin.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dönemde yaptığı hemen her açıklamada Afrin'e bir gönderme var.

“Bir gece ansızın gelebiliriz” de var, “Afrin'e İdlib modeli uygulanacak” da var, “Afrin'i teröristlerden temizleyeceğiz” de var.

Ancak herhangi bir hareket yok.

Sadece Afrin'e yönelik de değil… ABD destekli Rojava'ya yönelik de AKP hükümetinden bol bol slogan var ama eylem yok.

Üstelik, Erdoğan Afrin'e yüklenirken, Rojava bölgesi küçük küçük “tanınmaya” bile başladı.

ABD'nin desteği malum… Daha geçen hafta ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı David Satterfield Amerikan Senatosu'nda yaptığı konuşmada YPG-PYD'ye övgü üzerine övgü dizdi. ABD'nin bölgeden “ayrılmayacağını” teyit eden Satterfield, YPG-PYD'nin ana çatışını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'nden ise “IŞİD'e karşı cesursa savaşan müttefikimiz” diyerek bahsetti.

Üstelik ABD'nin Rojava'ya desteğinin sadece “askeri destek” olarak kalmayacağı, bölgenin “kalkınması” için de planlar yapıldığı ortaya çıktı. ABD ile YPG-PYD arasındaki 10 maddelik yeni anlaşma, Washington'un Rojava'nın yeniden yapılandırılmasından hükümet, yargı, eğitim sistemi kurulmasına kadar pek çok alanda yardımını içeriyor.

ABD adım adım Rojava'da adı “devlet” olmayan bir “devlet” kurarken, Fransa da elbette boş durmadı.

Fransa Adalet Bakanı Nicole Belloubet, IŞİD'e katılıp, YPG-PYD tarafından esir alınan Fransız vatandaşlarının, Rojava'da kurulan “mahkemelerde” yargılanmalarını kabul ettiklerini açıkladı. Rojava'dan “Suriye Kürdistan'ı” diye bahseden Fransa Adalet Bakanı, “Fransız vatandaşlarına avukat erişim hakkı verildiği sürece Suriye Kürdistan'ı mahkemelerini tanıyacağız” dedi.

Mahkemeyi tanımak, “devleti tanımanın” ilk adımı değildir de nedir?

Üstelik Fransız Adalet Bakanı'nın bu açıklamayı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Paris'e yaptığı -üstelik 25 Airbus uçak, füze sistemleri ve yetmezmiş gibi et satın aldığı- ziyaretten sadece saatler sonra yaptığını da ayrıca vurgulamak gerek.

Türk halkı “bir gece ansızın” sloganlarıyla oyalanırken, Türkiye'nin güneyinde “PKK kuşağı” adım adım geliyor.

BAHÇELİ'NİN İTTİFAK AÇIKLAMASI VE AÇILIM SÜRECİ

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin AKP'ye kayıtsız şartsız desteği, hep iç politika açısından yorumlandı.

Acaba Bahçeli'nin desteğinin dış politika açısından da bir anlamı var mı?

Bunun için AKP hükümetinden son dönemde art arda gelen “açılım” açıklamalarına bakmak gerekiyor.

İlk açıklamayı Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yaptı, “PKK silah bırakırsa, açılım süreci yeniden başlar” mesajı verdi. Çavuşoğlu sonradan sözlerinin “çarpıtıldığını” söylese de, AKP hükümetinin Avrupa'yla attığı yakınlaşma adımları –Erdoğan'ın Paris ziyareti, Çavuşoğlu'nun Alman bakanla çay partisi- AKP'nin bir önceki “açılım sürecinin” ilk adımlarını hatırlattı.

Tabi bu durum da, şu soruyu beraberinde getirdi:

Acaba Bahçeli'nin, AKP'ye ittifak adı altında açık çek vermesinin amacı, AKP'nin -hadi adını da koyalım- Kürtlerle yeni ittifaklara girmesini engellemeyi mi amaçlıyordu?

Bir başka deyişle… Acaba Bahçeli, son çıkışıyla AKP'yi kendisine “kelepçeledi” mi?

Zaman gösterecek…

Zeynep GÜRCANLI, 15 Ocak 2018
zgurcanli@sozcu.com.tr
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x