Çocuk Oynatıyoruz, 18 Yaşında Mebus Olacak! / Mahiye MORGÜL

Çocuk Oynatıyoruz, 18 Yaşında Mebus Olacak! / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Oca 12, 2017 16:59

Çocuk Oynatıyoruz, 18 Yaşında Mebus Olacak!

Çivil çivil çimencik, ortasında havuzcuk

Havuza bir kuş kondu, bu tuttu, bu kesti, bu pişirdi, bu yedi

Bu da okuldan geldi, hani bana hani bana hani bana....

.....

Çocuk okutmuyoruz çocuk oynatıyoruz. İster Matematik, ister Din Eğitimi kitabı olsun, hepsi oyunla şişirilmiş. Ders kitabı diye ellerine verdiğimiz kitaplardan birileri havuz dolduruyor.

Bugün elimdeki kitabın adı “ Dinimizi Öğreniyoruz.” Yaz Kuran Kursu kitabı.

Üzerinde Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları diye yazıyor, ancak iç kapakta hazırlayan EDAM özel eğitim şirketinin adı geçiyor. Bu şirket eğitim programları hazırlamak ve isteyen kurumlara danışman vermek dahil, MEB’in görevlerini de yapıyor, yani Amerikan modeli üst düzey yetkili özel eğitim şirketi. Ben şimdi bu şirketin hazırlamış olduğu Kuran Kursu kitabından Eğlenelim Öğrenelim bölümlerine değineceğim.

Güya eğlendiriyor, sinsice çocuğa şifre kullanmayı öğretiyor. İngilizce 5.sınıf kitabındaki gibi. Ne zaman müfredata girdi çocuğa şifre eğitimi vermek, inanılır gibi değil. Ajan mı yetiştiriyoruz?

Eğlendirdiği şeye bakın; Kelime-i Şehadet’i tersten yazıp okutuyor. Hecelerini parçalara ayırıp başka yazının içine dağıtıyor, sonra da tek tek sildiriyor. Artık nasıl silinecekse, çocuk yazının üzerini çizmek suretiyle kapatır, böylece silmiş olur. Çocuk bu oyunda Allah yazısını da çizerek kapatacak, hem de verilen emre uyarak!

Gözleri bozacak kadar silik yazıyı okutmak, mercimek tanesi kadar küçük karelere baktırmak, “karalamaca” diye oyun uydurmak, minicik 140 tane harfi bir kareye sığdırıp içinden onlarcasını çizdirmek, yüzlerce kareyi seçtirip karalatmak...

Eğlenceden ziyade çocuğa işkence çektirmek, bıktırıp soğutmak, gözlerini bozmak.

Bu işkenceyi yapan kitabın yazarlarını merak ettim. Bu kitabı havuza koyan, tutan, kesen, pişiren, yiyen, EDAM adlı bir şirket çıktı, iç kapakta yazıyor...

Bir de tarih yanlışları var kitabın. (Sh.88) Hz.muhammed’in komşu ülkelere gönderdiği mektuplardan biri Sasanileredir, ki onlar Pre-İslâm kavmidir. “Biz de tek Allah’a inanıyoruz, biz zaten Müslümanız” diye cevap vermişlerdi, üstelik kral Yezdigirt iki kızını Hz.Ali’nin iki oğluna vermişti. Bakın kitapta nasıl yazılmış:

“En sert tepki İran’daki Sasani Kisrasından geldi. Kisra kendisine gönderilen İslâm’a davet mektubu okunduğunda öfkesinden mektubu yırtıp attı. Elçiye hakaretler etti ve Hz.Peygamber’in (as) öldürülmesi için Yemen’deki valisi Bazan’a emir gönderdi...” Bir kere, davetin red edilmesini öfkeli hakaretli şekilde yazmak, çocuğa kötü yazı örneğidir. Neresini doğrultayım...

Kuşu havuza koyan bu şirket. Kimler tuttu, kesti, pişirdi, yedi...

Peki, Talim ve Terbiye Kurulu varken böyle bir özel eğitim şirketi yasal olarak nasıl kuruldu? (Yasalar 1995’den beri bunun gelmesi için değiştirildi hep. Anayasası kaldı bir tek.)

Şu kitaplarla eğitilmiş iki nesil geçti, şimdi bu neslin meclise kadar taşınması lazım ya, seçilme yaşı 18’e indiriliyor. Bu eğitimle sınavlarda dört işlem bilmeyenlere lise bitirttiğimiz bu sistemden sonra, bu boş gençler meclise gitse neyi kotarabilir ki... Bu kitaplarla okuyan bir kuşağın seçme hakkı bile olmamalı.

Bir kitapta okumuştum, 1934’de seçme yaşı 18’den 22’ye çıktığında yüksek tahsilli bir kişinin de iki oyu varmış. Tahsil ve yaş seviyesine göre oy kullanılırmış. Bence yeniden buna dönülmelidir. Ya da, dört işlem bilmeyen seçmen olamaz diye şart koymak lazım.

Şimdi beni şu 2005’den beri ne okuduğu belirsiz, okuma yazma bilmeden ortaokul bitirmiş, birileri okumuş üflemiş böyle bir nesille eşitleyen bir anayasa söz konusu. Seçilme hakkını 18 yaşa indiren madde geçti. Okumuş cahiller sürüsünü meclise dolduracaklar.

Cahiliye toplumunda seçim sistemi olur mu? Olsa olsa gücü yeten kendini kabile reisi ilan eder, tek adam sistemine gider, gidiyoruz. Sandığa ne koysan çıkar artık...

Bir gizli oy kuralına bile uymayı becerememiş, kural dışına çıkarken bile çocuklar gibi gülüşerek eğlenenlerin oylarıyla geçirilen anayasadan ne hayır gelir...

Kanun yapma işini eğitmediği çocuklara devreden bir millet olduk. Eyvah eyvah...

.....

İçine kuş konmuş bir havuz var. Bu havuzda pişirilmiş kotarılmış bir kitap var önümde. Diyanet İşleri Başkanlığının Çocuk Kitapları serisinde 228. kitap bu, “Dinimizi Öğreniyoruz” adında, 2015’de tüm camilere dağıtıldı. Bu kitabı havuzun ortasına birisi koydu.

Ortaokul çağı çocukları için Kuran Kursları Öğrenci Kitabı demişler. Kitabın iç kapağında bu havuzdan kaç kişi su içti bakayım dedim, liste çok uzun, inanamadım. Kitabı yazmaya çizmeye boyamaya basmaya, bilmece, bulmaca, karalamaca yapmaya, şifre öğretmeye şirket kurmuş EDAM adında bir merkezin adı var. (Din eğitimi böyle özelleşiyor.)

EDAM şirketinde 10 çizer, 11 yazar, 2 grafiker, 4 inceleme uzmanı, 5 içerik danışmanı, 1 proje adamı, 2 editör, 1 baskı kontrol, 1 baskı hazırlık adamı çalışıyor. Ben saydım 37 kişi. Yani bu havuza bir kuş kondu, 37 kişi havuza atladı. Kuşu avlamaya bu kadar kişi üşüştü de kuşun başına gelenleri gören olmadı, neden acaba?

S.17’de gizli kelimeleri bulduracak güya, “Allah” kelimesinin üzerini çizdiriyor. Eyvah eyvah... “Siliniz” dediği kelimelerden biri Allah!

Resim

Dikkatle bakınız, hiçbir eğitsel kazanımı olmayan karalama, kelime sildirme, harf çizdirme ve göz yoracak şekilde yüzlerce minik minik kutucuğu karalama oyunları...

Aynı tuzak, s.16’da var; şifre yazımı öğretiyor. Böyle ajanlık öğretilir. Şifre öğretimi 5.sınıf İngilizce dersinde de veriliyor. Demek ki EDAM, DİB ve MEB aynı amaca hizmet ediyor. İngilizce kitabını yazan yer ise TÜBİTAK Eğitim dairesi; eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in kurmaylarından İlköğretim Müdürü Servet Özdemir’in oğlu Selçuk Özdemir’in başında olduğu 4.Eğitim dairesinde hazırlanmış bir kitaptı.

Maksadı ajan eğitimi vermek olunca, neden Milli Eğitimin “Amaç” maddesi değiştirildi, “Küresel ekonominin gerektirdiği programları uygulamak” oldu, anlıyoruz. Küresel ekonominin manevi değerleri aşındırılmış ajan ihtiyacı var, öyle anlamak gerekiyor.

Sırada küresel ekonominin gerektirdiği anayasa değişimi vardı, 18 yaşında eğitimsiz bırakılmış çocuğu meclise milletvekili sokacaklar. Tam oyun. Bu nesil aşağıdaki gibi ajanlık eğitimi almış olarak, üstelik milli ve manevi değerleri törpülenmiş olarak girecek meclise. Kitabın 16.sayfasına bakar mısınız?

Resim

En alta getirilen kırık tahta parçası üzerindeki etkinlik yazım kuralları açısından da bozuktur. Ünlem ile verilen imaj “bunu ciddiye almayın” demektir. İki resim arasında farkı soruyormuş gibi “aralarındaki farklılıklar” denilmez, bozuk cümledir. Kelime-i tevhid sayfanın en altına getirmek ayrıca etik olarak büyük hatadır.

........

Böyle örtük mesajlı oyun teknikleri ABD’de beyin altı çalışan merkezlerde icad edilmiş en son silahtır. Siz eğer bu teknikle bir kitap yazacaksanız, bu tekniği icad eden patent sahibi Amerikan eğitim şirketine bir para ödemek zorundasınız. Onlara para kazandıracak yolu açan 1995’de Tansu Çiller olmuştur. Sosyal devletimizi özelleştirerek lağvetmenin görevlisiydi. Bakan H.Çelik 2006’da “Milli Eğitimi lağvediyoruz” (desantralizasyona gidiyoruz) derken onun tezgahında yetişmiş danışmanlarla beraberdi.

Havuza bir çok kuş kondu....

Çocukları kandırıyoruz, eğitmiyoruz, çocuklarımızın aklıyla oynuyoruz. Yukarıdaki sayfalarda bunu nasıl becerdiklerini gördünüz.

Asıl bu işten kimin kârı var ona bakarsanız zaten bağımsız bir devlet olmadığımızı anlarsınız. Hem Amerikan hem Türk vatandaşı olan Başbakanlarla Dışişleri Bakanlarıyla yönetilirsek olacağı budur. Şimdi az kalsın Türkiye’de doğmuş olmak seçilmek için yeterli olacaktı, buna cesaret edildiyse bu mantık iktidarda duruyor yani... Türkiye’de doğum yapmaya gelen İsrail ve Amerikan vatandaşlarını yönetici yapacak olan yasadır bu.

Çocuklarımızı biz eğitmiyoruz. 2023’de sonuçlarını göreceğiz; devletimiz berhava ediliyor.

2005, Eğitimin Özel Şirketlere devir yılıydı. Diyanet kitaplarının yazımı da ondan sonra özelleşti. “Dinimizi Öğreniyoruz” Yaz Kuran Kursu kitabında özelleştirmen sonuçları açıkça görülüyor

Kitabın yazarı: EDAM (Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları Merkezi)

İçerik Danışmanı: Prof.Emin Özafşar (Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi). Hakkında bilgi ararken 15 Temmuz darbe sonrası TRT de yaptığı konuşma önüme geldi.

Kitabın tasarımında(proje) adı geçen Prof.Muhammet Şevki Aydın, Erciyes Üniversitesinde, demek o da EDAM’da, özele çalışıyor.

Kitabın yazarlarından Abdullsah Açık TRT Diyanet kanalında Ses Temelli Kuran dersi veriyor. Kitabın ses temelindeki hatası dikkatimi çekti:

S.37, “Muhammedün Resûlullah” yazılmış. Bilinen şekli “Muhammeden Resûlullah” tır. Burada çelişki var, doğrusu hangisi karıştırılacaktır. Hani “ses temelli” öğretiyorlardı!

Sh.91, “Veda Hutbesinden İnciler” başlığı atılmış, dalga geçer gibi.

Bu karmaşık yazımların hiçbir eğitsel kazanımı yoktur, tersine çocuğu öğrenmekten soğutur.

Sh.40’da dikkatimi çeken bir yanlış var. “Allah temizdir, temizliği sever” diyor. Aynı yanlış daha önce “Hz.Muhammed’in Hayatı Ders Materyali 5” adlı kitapta aynen gördüğüm için dikkatimi çekti. Allah cismani değildir, Allah temizdir şeklinde bir ifade olamaz.

Aynı sayfada Temizlik başlığı altında manevi temizlikle maddi temizlik birbirine karıştırılmış, Şems suresindeki manevi temizlik kavramı çarpıtılmıştır; “kötülüğe bulanmışlık”tan söz edilen Şems suresinde, önceki ayetler verilmeden sadece 9-10 ayetler verilirse çocuk bunu doğru öğrenemez.

Bence, tüm din eğitimi kitaplarında öncelikle öğretilmesi gereken sure Şems suresidir. Çünkü orada mealen şu deniyor:

“Kamunun ortak malını kendine alıkoyan, suya el koyarak onu deve yavrusuna bile vermeyip yavruyu öldüren Semudi taifesi en büyük günahı işlemiştir, bunlar Allahsızdır. Şems üzerine, yükselen gün ışığına, gökyüzüne, yeryüzüne, gündüze ve geceye, göğün tüm ışıklarına ve yeryüzünün tüm nebatlarına yemin olsun ki bu günahla kendini kirletmiş olan kendi de bundan zarar görür. Beytül mala (ortak nimetlere) zarar vermeyerek, nefsini arındıran (temiz tutan) doğru yolu seçmiştir, kurtuluşa ermiştir.”

Bunu hiçbir Din Eğitimi kitabında böyle görmüyoruz. Burada yapıldığı gibi, sureyi budayıp ana konusunu dışarıda bırakarak anlam kaymasına sebebiyet vermek Kuran öğretisine aykırıdır.

Yaz Kuran Kursları için basılmış olan 3 kitaptan sadece 1.kitaba şöyle bir bakmış oldum. Bu kadar yanlışını gördükten sonra tamamı üzerinde inceleme yapmaya gerek görmeden okurlarımın dikkatine sunuyorum.

Belirtmeliyim ki, bu yanlışlar artık yaz kurslarında öğreticilik yapan imamları da rahatsız etmektedir, ancak seslerini çıkartamıyorlar. Tanıştığım bir tanesi imamlığı bırakmış, ikinci üniversite okumaya başka bir alanda fakülte seçmiş orada okumaktadır. “Allah” yazısının üzerini sinsice kapattıklarını bana gösteren de bu eski imam olmuştur.

Diyeceğim şu ki, on yıldan beri ders kitaplarının özelleştirilmesiyle algıları perişan edilmiş yeni nesil ile ülkemizin geleceği büyük tehlike altındadır. Bunu görebiliyorsanız şu anda mecliste yapılan anayasa değişimiyle yeni neslin kendini kurtarması da olanaksızlaşacaktır, bunu da anlarsınız.

Diyanet İşlerindeki çürük yumurtaları ayırdık diyenleredir sözüm.

Ortada yazılmış dağıtılmış çürük kitaplar var. 4-6 yaş Kuran Kursu kitabındaki yanlışlar için verdiğim dilekçeye DİB bana “Yapılacak ilk baskıda işaret ettiğiniz hatalar düzeltilecektir” diye cevap verdi. Binlerce kitap dağıtımda duruyor, neden geri toplanmıyor öyleyse. Çocuklar Kâbe resminin üzerine salyangoz çizmeye devam ediyor...

Ve birileri de şirket kurmuş o salyangozlu Kâbe resimlerini DİB’na satıyor!

Havuza bir kuş kondu... O kuş sizin çocuğunuzdur!

Durum çok vahimdir.
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x