Cumhuriyet Başsavcılığına Suç Duyurusu Yaptım / Mahiye MORGÜL

Eğitimci Yazar

Cumhuriyet Başsavcılığına Suç Duyurusu Yaptım / Mahiye MORGÜL

İletigönderen Balasagun » Cum Kas 20, 2015 16:27

Cumhuriyet Başsavcılığına Suç Duyurusu Yaptım


Resim
Milli ve manevi değerlerimizi aşağılayan 1.sınıf ders kitabına 19 Kasım 2015 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyet dilekçesi verdim.

Kara Kuvvetleri Komutanlığına gönderdiğim dilekçeme gelen 6 Kasım 2015 tarihli cevapta bana adli makamlara suç duyurusunda bulunabileceğim yazıyordu. Ben de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığa suç duyurusu yaptım.

Suç duyurumda yer alan bazı bölümleri buraya alıyorum.

Şikâyet Konusu:

Milli ve manevi değerlerimizi küçülten, askerliği değersizleştiren, çocuklar arasında özel isimler üzerinden çatışmaya sebebiyet verecek şekilde ayrımcılık yapan, çocukta ruhsal gerginliğe sebebiyet verecek şekilde korkutucu görseller kullanan, Türk alfabesini yerin altına, havaya, suyun altına atan ve elektrikli süpürgeyle hortuma çektiren, Türk aile kavramında özel yeri olan aile büyüklerine saygıyı azaltan ve edebe aykırı cümleler içeren 1.sınıf “Okuma-Yazma Öğreniyorum 1” adlı ders kitabına dair şikâyetim var.

Kitabın yayınevi bilgileri:

Özlem Doğan Temur yazarlı Yıldırım Yayınları tarafından Ankara 2015 baskısı yapılan kitabın iç kapağında “Bu kitap, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 02 Eylül 2010 tarih ve 116 sayılı kararıyla 2011-2012 öğretim yılından itibaren, beş yıl süreyle ders kitabı olarak kabul edilmiştir” ifadesi yer almaktadır.

Suç Tarihi: 2015-2016 ders yılı başında tüm devlet ve özel ilkokul 1.sınıf öğrencilerine MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından ücretsiz dağıtıldı.

Resmi internet yayın adresi:

http://img.eba.gov.tr/506/1f9/365/1c0/e ... 6b8027.pdf

Şikâyet Nedenleri

Dokuz sayfalık suç duyurusunda yer alan şikâyet başlıklarından bazıları:

Sh.34’de askerlikle ilgili bozuk resim.

Sh.35’de “Anne ere nar at” cümlesi.

Sh. 36’da el bombasına benzetilmiş nar resimleri.

Sh.37’de; “Er, et al, nar al.” Basit işlere bakan er kavramı.

Sh.42’de; Atatürk’ü atın altında resmetmek ve At-(a)m şeklinde heceletmek.

Sh.59’da; “Nalan, Ali’ye ayna tut.”

Sh 43’de; içerisinde “Mete”, “meme”, “er” ve “em” bulunan bir grup sözcük.

Sh.50’de; Ekmek ve Kitap (Kuran) kurbağadan aşağıda resmedilmiş.

Sh.55’de; Atatürk’ün vesikalık fotoğrafının altında eşek arıları.

Sh.87’de; “Ninem onu ziyaret etti.” Nine’yi önemsizleştirme resmi.

Sh.93’de; “Atatürk, Türkiye, bayrak” sözcükleri gelişigüzel kelimelerin arasında

Çocuğun psikolojisini bozmaya yönelik cümleler.

Korkutucu görseller ve negatif enerji yayan sözcükler.

Türkçe harfler süpürülüyor, toprağa, suya gömülüyor, buluta yazılıyor.

Çocuğa uçuk kaçık işler yaptıran cümleler.

Ali ile Ömer adlı çocuklar arasında çatışma yaratacak cümleler.

Askere uğurlamayı sıradanlaştıran okuma parçası.

Sonuç ve istek:

Yukarıda açıkladığım nedenlerle, Milli Eğitim Temel Kanununa ve milli ve manevi değerlerimize aykırı şekilde hazırlanmış olduğunu düşündüğüm 2015-2016 ders yılında tüm okullarda okutulmakta olan “Okuma Yazma Öğreniyorum-1” (Özlem Doğan Temur, Yıldırım Yayınları, Ankara 2015) adındaki 1.sınıf ders kitabına soruşturma yürütülerek kamu davası açılmasını ve dağıtımının durdurulmasını talep ediyorum.

Kitapta yer alan dinleme metinlerini inceleme şansımız olmadığı için bu konuda bir eleştirimiz olamamıştır. Dinleme metinlerinin resimlerinde gördüğümüz hatalar nedeniyle, benzer hataların dinlenen metin içerisinde de yapılmış olması muhtemeldir. Bu nedenle, dinleme metinlerinin de değerli mahkemeniz tarafından inceletilerek dikkate alınmasını talep ediyorum.

Gereğini arz ederim. (İsim-İmza-Adres)
........

Değerli okurlarım, bulunduğunuz şehirde adli makamlara suç duyurusunda bulunmak isterseniz, “mahiye@gmail.com” adresime yazın, dilekçenin tamamını göndereyim.
.....

Şimdi gelelim birbiriyle küskün Zenginler Kulübünün Antalya toplantısında Barak’ın yanağını okşayan Burak’ın babasına.

Daha önce kimlerin yanağını okşamış meğerse... Yalçın Küçük kesmiş saklamış, kitaplarına koymuş, Ulusal Kanal’da Halil Nebiler’in programında açtı gösterdi.

Yalçın Bey bu davranışa bir şeyin işaretidir diyor, ben başka yorum yapacağım. Tıpkı üzgün bir çocuğun yüzünü iki elinin arasına alarak ona cesaret vermek gibidir. Muhtemelen Putin uzaydan çekilmiş petrol tankerlerinin nereye gittiğini gösterdikten sonra Obama mosmor olmuşken oldu bu. Yani Burak’ın babası bölgemizde sıkışan Barak Obama’yı teselli etti, ona “Bana güven, seni anlıyorum, endişelenme, senin yanındayım” dedi, böyle anlıyorum. Zaten Obama’ya küçük adıyla Barak diye hitap etmesi de bunu gösterir.

Barak adının kökenini açıyor Yalçın Küçük. Obama’nın babası bir Yahudi şirketinde çalışmış, oradan bir Yahudi adı olduğu bağlantısı kuruyor. Arapça Burak ile aynı anlamda Şimşek/Yıldırım demektir, diyor. Kök hecesi BAR için bir fonetik analiz de ben yapayım.

FER/Per ışık demektir. Arapça P harfi yoktur, Fer olur. Bilmiyorum, belki P sesi İbrani dilinde de yoktur. F dönüşür PER/ BER/ olur; ışığın daha güçlü olduğu hallerde sertleşip Par/Far olur. Işığın gökten (Allah’tan) meydana geldiğini ifade eden bir ek alır; Bar-Ka, Barak. Bu fonetik açılım öz be öz Türk boyu olan Barak aşireti için de geçerlidir.

Sayın Yalçın Küçük her zaman yaptığı gibi sözcüklere İbranice köken ararken yine yanılgıya düştü. Ben biraz daha açarsam bütün sözcüklerin kökeninde Sümerce çıkartırım. Örneğin, çocuk (uşağ/ışığ) için BER-Epe (Ber-cik) diyen Lazca ile bağını kurarım. Lazca ise Ön-Türkçe, Sümerce’dir.

Dönelim Barak’cıkla bizimkinin ilişkisine. Biz araları açılmış zannediyorduk, ya da şimdi düzeldi. Ne ol’cek şinci? Türk Ordusu ne diyecek buna? ABD karşıtlığına güvenip de Ak Dernek kuran Iğdırlı Caferiler ne diy’cek? Tutarsızlık diz boyu. Esad’la aile sofralarından kalkıp geldiği yer İncirlik’ten Suriye’ye ortak sorti...

Yalçın Küçük yüz yıl önceki Syces-Picos İngiliz-Fransız anlaşmasını, Musul’da İngilizlerin anlaşmayı bozarak Fransızlardan mal çaldığını şakayla anlattı. Belli ki şimdi yeniden İngiliz (ABD) servisleriyle Fransız servisleri Kerkük Musul için çarpışmaktadır.

İşid yaptı deyip geçtiğimiz son büyük katliamların arkasında kim olabilir diye düşündüğümüzde ilk aklımıza gelen “kasa kimde” sorusudur. İşid’in kasası İngiliz-ABD yapımı görünüyor. Bakınız, hem Fransa’nın dişlerini kırıyorlar, hem Türkiye’yi hizaya getirmeye çalışıyorlar. Obama Antalya’dan eli boş dönmemiş görünüyor.

Fransa’nın yumuşak karnı ezildiğine inanmış Müslüman yoksul mahalleler, Türkiye’nin yumuşak karnı ezildiğine inandırılmış Müslüman Kürtler. Fransa Leyla Zana’yı nedense çok sever.

Gerçeği konuşamadığımız sürece canlı bombalarını üstümüze salmaya devam ederler.

Ve, ilkokulda zihin terörüne uğrayan çocuk eline silah ve para verildiğinde ne yapar?

Milli ve manevi değerlerinden habersiz yetişen böyle bir nesilden çok canlı bomba çıkartırlar.

Gerçeğe hü!..

Eğitimci-Yazar Mahiye MORGÜL, 20 Kasım 2015
http://www.mahiye.net
mahiye@gmail.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Mahiye MORGÜL

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x