DEPREMİ UNUTMA

DEPREMİ UNUTMA

İletigönderen Feza Tiryaki » Sal Ağu 16, 2011 23:50

DEPREMİ UNUTMA
(17 Ağustos Depremi’nden Üç Öykü)

Acılardan öğreneceklerimiz var.

Depremi unutmayalım!

Acılardan ders alacaksak, hiç unutturmayalım!


ASKER HASAN

Resim

Evdeydik o gece, oğlumla birlikte.

Bir sıkıntı vardı içimde anlatılamaz…

Seslendim oğluma:

“Bu gece içimde bir sıkıntı var.

Gel salonda yatalım, kanapelerde.

Konuşup dertleşelim, sohbet edelim.”

“Olmaz baba!” dedi oğlum, “ Yarın işim var, erken yatacağım,

Erkenden de kalkacağım…”

***

Uyuyamadım, balkona çıktım bir ara.

Saat üçe geliyordu, ama o da ne?

Bir ateşten top patladı, öylece kalakaldım.

Savurdu attı beni, itti içeri.

Kapı açıldı, koptu yerinden, fırladı gitti…

Kaçamadım, yere kapaklanmışım.

Bir anda yıkılıverdi duvarlar,

Toz duman içinde kaldım.

***

Bir süre düşünemedim bile hiçbir şey…

Sonra baktım ki yaşıyorum, ama canım yanıyor,

Kolum sıkışmış betonların altına, kımıldayamıyorum…

Oğluma seslendim, o da yaşıyor, iki ayağı sıkışmış, arkalardaymış…

***

Bekledim öylesine, dualar ettim; sabah oldu.

Işığı görmüyorum, karanlıktayım, ezan sesinden anladım sabahı.

Sonra sesler gelmeye başladı.

Buldular beni, seslendiler, biz askeriz, dediler.

Yanıma geldi Asker Hasan, daracık bir delikten sürünerek:

“Dayan amca, dayan, seni kurtaracağız!”

“Oğlumu kurtarın önce, beni bırakın!” dedim.

“Onu da kurtaracağız!”

***

Açtıkları delikten Asker Hasan ta yanıma kadar geldi.

Arkamdan dolandı, “Kolun sıkışmış. “dedi, “Ne yapacağız?”

“Kesin oğlum!” dedim, dayanırım, ne olur ki…”

Komutan sesleniyordu dışardan:

“Bak sallantı başladı yine, çık oradan!”

Çıktı ama yine geldi Asker Hasan, canını tehlikeye atarak,

Her an buranın mezarı olabileceğini bilerek…

Tuttu omuzumdan, “Kurtaracağım seni!” dedi.

Elinde asker bıçağı, arkama dolandı.

Ben ona kuvvet veriyordum, dayan diyordum:

“Kes kolumu korkma, kurtar beni Hasan!”

Ağlıyordu Asker Hasan, gözyaşları döküldü yüzüme,

Yaşlarımız birbirine karıştı…

Bir deri tutarmış kolu, çekerek çıkardı beni oradan.

***

Yaşıyorum şimdi, tek kollu ama olsun.

Yaşıyorum ya, daha ne isterim?

Oğlumu da kurtardılar, iki ayağını dizinden keserek.

***

Asker Hasan ve komutanlarına duacıyım,

Canımı önce Allaha, sonra onlara borçluyum…


YAĞAN KARDAN BİLE SAKINIRDIM

Resim

Birdenbire yıkılıverdi evimiz.

Uyuyordum, kızımla aynı odada.

Bir gürültü, bir kıyamet, yerde buldum kendimi.

Üzerimde yıkılan duvar.

Sıkışıp kalmışım, ne mümkün kımıldamak…

Biraz ötede de yavrum sıkışmış, ağlıyor.

Sonra seslendi bana: “Anne, kurtar beni anne!”

“Dayan kızım,” dedim, “Bizi kurtarırlar elbet!

Deprem oldu, korkma, ölmedik yaşıyoruz…

Dayan yavrum, dayan çiçeğim, dayan!”

Korku içindeydi kızım, ağlıyordu, kurtarın beni diye bağırıyordu…

“Anne bizi bulamazlar, bizi duymazlar anne,

Seslen anne, bağır anne, seslen, burdayız de!

Ölmek istemiyorum, anne yardım et, seslen!”

“Tamam kızım, tamam canım, üzülme!

Seslenirim!” dedim ona, “Sen korkma!”

Bağırdım, seslendim hiç durmadan.

Duymadılar bizi, gelmedi kimse.

Gece mi olmuştu yine, gündüz müydü?

Karanlık aynıydı, bilemiyorduk…

Sesler kesilince, gece olmalı, dedim.

Kızım daha da korkuya kapılmıştı.

Canı yanıyordu, kolay mı?

“Anne gittiler mi, bizi unuttular mı?

Ölmek istemiyorum, beni seviyor musun?”

“Seviyorum elbet!” dedim, “Sevmez miyim kızımı?”

***

Çığlık çığlığaydı artık, yakarıyordu:

“Seviyorsan kurtar beni anne, sesini duyur!

Dayanamıyorum, canım yanıyor…

Korkuyorum anne, ölmek istemiyorum!”

***

Sabaha dek konuştuk, ağlaştık kızımla…

Ben korkuya kapılınca o yatıştırdı beni.

Çığlık çığlığa kalınca o, ben anlattım...

“Korkma!” dedim, “Kurtulacaksın!”

Sesi kesildi bir ara, seslendim yanıt vermedi.

“Kızım,” dedim, “Gülüm, konuş annenle!”

Kendi ölümüme değildi korkum, kızıma kıyamıyordum.

Kulaklarımdaydı yardım isteyen sesi,

Seslendim, seslendim, yanıt vermedi!
***
Bayılmışım, çıkarmışlar beni oradan,

Kızımıysa cansız bulmuşlar.

Şimdi ben onsuz ne yapacağım?

Yağan kardan bile sakınırdım onu,

Kar tanesi onu incitecek diye üzülürdüm…

Yüzüne baktıkça içim titrerdi.

Taşların arasında sıkışmış, acılar içersinde ölüverdi kızım.

Ne olup bittiğini anlayamadan…

Sesi kulaklarımda hâlâ, buz gibiydi üşüyen parmakları…

İncinecek diye içim titrerdi,

Kar tanesinden bile sakınırdım onu…


ÖMER CENNETE GİTTİ

Resim

Tam dokuz kişiyi gömdü amcam, yakınlarından.

Öyle sakin, öyle rahat dolanıyor ki ortada…

Kinli bakışlarla bakıyor bana,

Ağlama günaha girersin, diye kızıyor:

“Ağlanmaz, Ömer cennete gitti”

***

Karısı için de öyle diyor, çocukları için de.

Çevresine şunları anlatıyor:

“Zelzele ilâhi bir ikâzdır.

Bu belâ müminler için ise, rahmettir.

Onlar kötülerin hakettiği gazaba uğradılar.

Geliniz, yol yakınken, henüz vakit varken,

Aklımızı başımıza alalım.

Unutmayın cennet ucuz değildir…

Bu sarsıntılar da bizi uyandırmayacaksa,

Daha büyük ikâzcılar gelecektir.

Şimdi canını kaybeden müminler,

Şehitlik mertebesine erdiler.

Kapılarına büyük müjdeler gelmiştir.

Gelin islâma sarılalım,

Yol yakınken ve henüz vakit varken…”

***

Küçücük yüreğim isyan ediyor buna.

Deprem bu, küçük büyük ayırmadı ki!

İyi, kötü, güzel, çirkin seçmedi…

Dedemi de aldı, kardeşimi de, yengemi de…

Askerlerimizi de, okumuşu da, cahili de…

***

On üçüne girecekti Ömer,

İki yaş büyüğümdü.

Dünyalar tatlısı bir insandı.

Akıllı, çalışkan, yerinde duramayan…

Mühendis olacaktı, babam gibi.

Bilgisayarının başından hiç kalkmazdı.

Herkese karşı sevecendi, amcamı bile anlardı,

Eminim yaşasaydı…

***

Din sömürüsü deniyormuş buna.

Gerçekleri onlar da biliyorlarmış ama,

İşlerine böylesi geliyormuş, sorumluları saklıyorlarmış…

Depreme dayanıklı yapılsaymışlar,

Kimselere bir şey olmazmış, tek ev bile yıkılmazmış,

Böyle acılar da yaşanmazmış…

***

Ben sorumlular cezalandırılsın istiyorum.

Bu acılar bir daha yaşanmasın!

Kardeşime ağlıyorum, ölenlere ağlıyorum…

Birden amcam dikiliyor karşıma,

Kinli bakışlarla bakıyor bana:

“Ağlama günaha girersin,” diyor,” Ömer cennete gitti.”

***

Ağlıyorum.


Feza Tiryaki, 17 Ağustos 2011
(Öyküler, 1999 tarihinde depremden hemen sonra yazdığım “Depremi Unutma” adlı yayınlanmamış kitabımdan alınmıştır.)
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 988
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x