DEVLET, ULUS, KÜRESELLEŞME (VI)

DEVLET, ULUS, KÜRESELLEŞME (VI)

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzt Haz 27, 2016 17:03

DEVLET, ULUS, KÜRESELLEŞME (VI)
Ulus ve Küreselleşme
Şimdi de ‘Ulus’ ve daha doğru bir deyişle, ‘Devlet-Ulus’la küreselleşme arasındaki ilişkilere yakından bakabiliriz.
Fransa’nın ‘yetkin ekonomist’lerinden Jacques Sapir, “Günümüz kürselleşme koşullarında Ulus’ların hâlâ bir anlamı var mı?” sorusunu incelediği makalesinde; “sınırları yadsımak son çözümlemede demokrasiyi yadsımak anlamına gelir” sonucuna varıyor (1).
Demek ki, ‘Ulus’ ve /ya da ‘Devlet-Ulus’la ‘demokrasi’ arasında da sıkı bir ilişki vardır ama, dünya kamuoyuna yanlı ve yanlış bir biçimde sunulan küreselleşme propagandasına karşın, küreselleşme ile demokrasi arasında herhangi bir ‘doğrudan ilişki’ yoktur.
Tam da bu nedenle, küreselleşmenin ‘anlamı’nı bilmeden demokrasi savunuculuğu yapmaya, liberallikten çok ‘liboş’luk takısı uygun düşmektedir.
Ancak, ‘Demokrasi’ ile ‘Ulus’ ve ya da ‘Devlet-Ulus’ arasındaki ilişikiye dönülürse, onun iki ayaklı bir ‘temel’e dayandığını söylemiştik: Bağımsızlık ve Cumhuriyet.
İşte bu nedenle, eğer ‘Cumhuriyet’in gerçek anlam ve amacı bilinebilirse, ayrıca ‘demokratik cumhuriyet’, ‘kültürel cumhuriyet’, ‘çoğulcu cumhuriyet’ gibi adlandırmalara gerek kalmayabilir.
Ya da ‘Demokrasi’yi bilmeden ‘Özgürlükçü demokrasi’ gibi uydurma terimelere gerek kalmaz.
Özgürlük ve serbestlik
Halkların ya da bireylerin özgürlüğü, ekonomik ilişkiler alanında ‘serbestlik’ biçiminde adlandırılmaktadır.
Ve kapitalizmin ‘özü’, ‘serbest ticaret’e dayanmaktadır.
İşte kapitalizmin günümüzde aldığı ‘küreselleşme’ biçimi de yine, ama bu kez, ulusalararasında ‘serbest ticaret’ ‘ideolojisi’ne dayandırılmaktadır.
Şu soruyu sormak, nedense, kimsenin aklına gelmemekte ya da getirilmek istenmemektedir: madem ki ‘serbest ticaret’ o denli ‘ulu’ bir ‘şey’dir; neden her gün yeni bir ‘bölgesel ya da ‘anakaralararası ticaret antlaşmaları’ yapılmaktadır? Kapitalizmin başlangıç dönemlerinde olduğu gibi, “bırakınız yapsınlar”, çok daha yerinde bir tutum olmaz mı? Değil mi ama?
Ama hayır, ‘kurallar’ını ‘belirli çevreler’ ya da ‘uluslararası bürokrat/teknokrat takımı’ koymak isteyecektir.
Çok derin çözümlemelere gerek kalmadan, denilebilir ki, salt bu son olgu bile ‘küreselleşme’ ile ‘demokrasi’ arasında bir ilişki kurulamayacağına yeter de artar.
Hukuk ne diyor?
Kalsruhe’de yerleşik Alman Anayasa Mahkemesi, yakınlarda verdiği bir kararda; “Avrupa’da ‘demokrasi’, demektedir, ‘develet’ler arasında varolabilir ama bu bağlamda bir ‘Avrupa halkı’ndan sözedilemez”
O nedenle, diyor federal mahkeme, sadece ‘ulusal çerçeve’de alınabilecek kararlar ‘meşru’ olabilmektedir.
Benzer biçimde, Fransız Senatosu da, sadace ‘Devlet-Uluslar’ın demokrasinin ‘meşru temeli’ni oluşturmakta olduğuna karar vermiştir (2).
Burada, son İngliz Halkoylaması’na ilişkin ‘yorum-gevezelikleri’ne dönmek zorunluluğu vardır.
Bu ‘yorum-gevezelikler’den bir bölümü ‘ideolojik’ olmasına karşın, çoğu ‘ideolojiden yoksun’, güzel Türkçemizle yalın olarak dillendileren ‘atma’ kategorisine girmektedir.
İngiltere’deki, ‘Gal, İskoç, Anglo-sakson demeden’ halkın çoğunluğu, tüm parti, dernek, birlik, sendika liderleri, uluslararası ekonomik ve politik güçlerin ‘tehdit ve şantaj’larına karşın ‘Hayır’ demiş midir dememiş midir?
Ada halkının bu kararı, üçüncü dünya halkları gibi ‘tekke ve tarikatlar’ın güdümünde almadığı gibi, ‘üçüncü dünya’ ülkelerinde olduğu gibi ‘seçim hileleri’nden de uzakta alınmış mıdır alınmamış mıdır?
Eğer, zerre kadar ‘halk’ ve zerre kadar ‘ulus’ kavramına saygı varsa, ada halkının bu kararına tüm insanlığın saygı duyması gerekmektedir.
Yine de, önümüzdeki günlerde, binbir yalan ve dolanla ve yine uluslararası gangster ve baksterlerin ‘dolap ve dalavere’siyle, bu ‘su kadar temiz’ halkın ‘iradesi’ne karşı mücadele edilmeyecek değildir.
Günü geldiğinde onlara da değineceğiz kuşkusuz, ancak, burada salt ‘demokrasi’ ile ‘ulus’ arasındaki ‘sıkı bağ’a değinmekle yetinip, eğer ‘demokrasi’ kavramı ‘anlaşılmak’ isteniyorsa, önce İngiliz halkoylamasında olduğu gibi, ‘ulus’un kararına ‘saygı’ duyulmasının gereğine işaret edelim.
(Sürecek)
Habip Hamza Erdem
(1) Jacques Sapir, “Les nations ont-elles encore un sens à l’heure de la globalisation”, RIS, n° 102, pp:93-100
(2) Hubert Haenel, “Raport d’information”, n° 119, Sénat, session ordinaire 2009-2010, Paris, 2009’dan akratan Jacques Sapir, a.g.m., p. 94
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1546
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x