‘DEVRİM’İN ADI

‘DEVRİM’İN ADI

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Çrş Tem 15, 2015 16:13

‘DEVRİM’İN ADI
Șu ‘sol’ ve ‘sosyalizm’ ile ‘sağ’ ve ‘fașizm’ kavramları bir anımsansa diyorduk.
‘Sınıf savașı’ mı ‘millî devrim’ mi tartıșılsa..
Sanki ‘çağ’ın gerekleri sorgulansa denilmemiș de, ne kadar ‘eski tartıșma’ varsa açılsa denilmiș.
« Devletler bağımsızlık, milletler kurtuluș, halklar devrim » istiyor.
Kimden ?
Emperyalizmden kușkusuz.
Uzaydan yeni ‘emperyalist’ler gelmediğine göre ; ABD ve AB emperyalistleri kalıyor geriye, değil mi ama ?
Pekiyi Bulgaristan, Romanya, Polonya, Slovenya bir yana ; Yunanistan, İspanya, Portekiz ve hatta İtalya da ‘bağımsızlık’ istiyor mu istemiyor mu acaba ?
Bu sayılan Devlet’lerin ‘milletleri’ kurtulmuș sayılabilirler mi ?
Onlara da ‘Devrim’ ilaç gibi gelir mi gelmez mi ?
Libya, Irak ve Suriye’nin durumunda olmasalar da; bugün çoğu AB üyesi ülke, Tunus, Mısır, Ukrayna ve Türkiye’den pek iyi durumda değiller.
Emperyalizm denilen șey, ulusal sınırları așmıș, uluslarüstü ve devletlerüstü bir nitelik kazanmıș.
Tek egemen güç ‘finansal sermaye’.
IMF, Dünya Bankası, Avrupa Merkez Bankası, Avrupa Yatırım Bankası… yani Banka.
Ve ‘banker kurulușlar’..
‘Piyasa’yı da onlar yönlendiriyorlar, ‘kuralları’ da onlar koyuyorlar, hükumetleri de onlar belirliyorlar.
‘Dil’leri bile bașka; terminolojisi yani.
Bir kez ‘no’ demeyegörsünler, akan sular duruyor.
Hani bizim klasik ‘demokratik güç’lerimiz, ‘millî irade’, ‘halk egemenliği’ türü kavramlarımız vardı ya; solda sıfıra düșmüș bulunuyor.
Yunanistan’da halkın % 61’i ‘hayır’ dedi mi demedi mi?
Yunan halkının %61’inin ‘evet’ dediği hükumet emperyalist dayatmalara ‘hayır’ dedi, değil mi?
Dedi de ne oldu?
Emperyalizm de dönüp, ‘millî irade’ye, onun hükumetine hayır dedi.
Belçika’nın bașbakan eskisinin, bağıslayın ama Avrupa Parlamentosu’ndaki havlaması șöyle dursun, Fransa’nın ‘sosyalist’ bașkanı bile, tüm ‘uzman kadrosu’yla Yunan liderine ‘finansal emperyalizm’in isteklerini Kabul ettirmek için elinden geleni esirgemedi.
Yeni bir ‘terim’ icadı gibi görülmesin ama, bir ‘metamodern diktatörlük’ (totalitarisme métamoderne) ile karșı karșıya insanlık.
Tek merkezli.
Devleti yok, milleti yok, dini yok, imanı yok.
Avrupalı, Asyalı, Afrikalı diye de ayırmıyor kimseyi.
İnsanlığın kazanımları olan ‘demokratik değerleri’ saymıyor.
Yunanistan örneğinde olduğu gibi, tek tek ülkelerin ‘devrim’lerini de hemen boğabiliyor.
Yani ne ‘devletlere bağımsızlık’, ne ‘milletlere kurtuluș’ ve ne de ‘halklara devrim’ yaptırmayacak kadar da güçlü.
O zaman bir tek ‘çözüm’ var gibi görünüyor: uluslararası dayanıșma.
Bugün uluslararası dayanıșmanın en güzel örneğini Rusya ve Çin’in önderliğinde, BRICS ülkeleri veriyor.
Güney Amerika’da da az șey yapılmıyor.
‘Tek ülkede devrim’, demek ki, hem zor ve hem de yașama șansı çok az.
Yeni bir ‘uluslararasıcılık’, ‘mazlum ülkeler’ uluslararasıcılığı kurmak gerek.
Emperyalizm ise, yarım yüzyıldır, ‘halklara özgürlük’ adı altında ulusal birliği parçaladığı gibi, Devlet’i de içeriden ‘fethetmiș’ durumda.
Ne Devlet ve ne de Millet ‘düzeyi’nde, reform ya da ‘demokratik’ yollarla bir yere varılamayacağı ortada.
‘Tek yol’ kalıyor geriye..
Devletler için de, milletler için de halklar için de ‘tek yol’.
Devletçilik, milliyetçilik ve halkçılık yetmiyor yani.
‘Devrimcilik’ yeniden tanımlanmalı bence.
Bașına Robespierre, Lenin, Mustafa Kemal, Mao gibi bir ad takılmasa da olur.
21nci yüzyıl devriminin adı bizimle anılsın.
Öylesine aklıma geldi de… Olmaz mı yoksa ?
Ya da havanda su dövmeye devam..
Habip Hamza Erdem
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1526
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Habip Hamza ERDEM

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x