"Dil"imizden Utanıyor muyuz? / Hakan AKAR

"Dil"imizden Utanıyor muyuz? / Hakan AKAR

İletigönderen Hakan Akar » Pzr Ara 16, 2012 1:24

Son günlerde en çok rahatsız olduğum konulardan bir tanesi; dilimizde yaşanan yozlaşma oldu diyebilirim. Öncelikle kimseyi suçlamadığımı belirtmek isterim. Çünkü yazıya başlarken çuvaldızı kendime batırarak bende zaman zaman istemesem de “Türkçe”mize zarar vermekteyim.

Sosyal medyanın en çok kullanılan sitelerinden biri olan Twitter; yazarken 140 karakter sınırlamasıyla konuşmamızı bile kısaltırken, kullandığımız cümle ve kelimelerdeki önce istem dışı sonradan alışkanlık haline gelmiş olan kısaltma ve yabancılaşan Türkçeden bahsetmek istiyorum. Aslında “Twitter” öncesi de dilimize fazlasıyla girmiş olan bu kısaltma ve yabancı kelimeler günümüzde önünü alamaz bir hal almış durumda.

“Ok Cnm Bye” Ne Demek?

Baktığımızda Türkçe ile uzaktan yakından bir alakası olmayan bu cümleye birçoğumuz aşikârızdır ama gel gelelim bunun nasıl cümle halinde dilimize girdiğini bilen var mı diye sorsam hiç kimse cevap veremez herhalde. Önce “tamam” kelimesini kısaltarak “ok” diye çevirdik. “Canım” diye yazmaya üşendiğimizden, sesli harf gereği duymadığımız için “cnm” diye düzelttik. “Bye” kelimesini sonradan dilimize “bay” diye ekleyip, normalde “güle güle” diye söylerken 3 harfe kısalttık.

“W ve Q” Ne Zamandır Dilimizde Yer Almakta?

Türk alfabesi 29 harften oluştuğu halde, İngilizce harfler olan(w,q) günümüzde fazlasıyla Türkçe kelimelerin içinde yer almakta. “g” harfi yerine “q” kullanan insanlarımız “v” yerine de “w” harfini kullanmaktan kendilerini alıkoyamıyorlar.

Farkında olmadan Türkçemizi değiştirip bunun yaygınlaşmasını sağlıyoruz ve ne yazık ki büyük bir çoğunlukta bu durumdan şikâyetçi değil gibi görünüyor.

İngilizceden güzelim Türkçemize geçen bir kelime; “vandırfuuulll”. İngilizce “wonderful” Türkçe anlamıyla “harika” demek isterken ortaya çıkan rezalete bakın!

“Woooww” diye bir kelime de mevcut mesela dilimizde. Güzel bir şey gördüğümüzde böyle tepkiler verir olduk.

Resim
Eğer böyle devam edersek; Türkçe 14. yüzyıldaki durumuna düşecektir. O zamanlar ve Selçuklular döneminde aydınlar arasında bilim dili Arapça, kültür ve sanat dili Farsça idi. Türkçe sadece halk arasında konuşuluyor ve halk edebiyatı sanatçıları tarafından kullanılıp yaşatılıyordu. Ve dilimizin bu acı serüveni, yaşam savaşı, Tanzimat dönemine, özellikle 20. yüzyıl başlarındaki Millî Edebiyat Akımına kadar sürdü. Şimdi ise tehlike daha çok batı dillerinden gelmektedir.

Atatürk’ün 1930 yılında söylediği şu sözler rehber olmalıdır aslında bizlere; “Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca eserdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

Hakan AKAR, 12 Aralık 2012
hakanakar1989@gmail.com

Kullanıcı küçük betizi
Hakan Akar
Üye
Üye
 
İletiler: 1
Kayıt: Pzr Ara 16, 2012 0:54

Şu dizine dön: Sizin Makaleleriniz

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x